Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1092 E. 2018/1284 K. 10.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1092 Esas
KARAR NO : 2018/1284

DAVA : Alacak (Mal Satış Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 03/11/2016
KARAR TARİHİ : 10/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … SU markasına haiz ürünleri … İlçesindeki … Mevkiinde bulunan tesislerinde şişeleme işlemlerini tamamlayıp dağıtımını yaptığını, davalı ile yapılan sözleşme gereği bayilik verildiği, davalı yanın cari hesap borcunu ödeyemediği için işbu davanın ikame edildiği, müvekkilin davalıdan 20.184,11 TL cari hesap alacağı bulunduğu, müvekkilin alacağının davalıya kesilen faturalardan kaynakladığı, bu faturalar kapsamında alınan malların bedeli ödenmediği için bakiye cari hesap alacağı doğduğunu, müvekkilinin davalıdan olan 20,184,11 TL cari hesap alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili 21.12.2010 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının belirttiği gibi … SU adlı suların belirli bölgede pazarlanması için davacı ile anlaşma sağlandığı, davacının aynı bölgede başka bir bayiye satış yapma yetkisi verdiği için o bölgedeki satış yapma yetkisini elinden aldığını, davacının sözleşmeye aykırı davranarak müvekkilini mağdur ettiğini, öncelikle müvekkilin davacı şirkete karşı borcu bulunmadığı ve aksine davacı şirketten alacaklı olduğu, davacı daha önce 01.02.2016 tarihinde … 16.İcra Md. … E. sayılı dosyası ile 14.588,31 TL alacaktan dolayı takip başlattığı, bu takipten sonra müvekkile herhangi bir mal ve hizmet satışı olmadığı, buna rağmen dava konusu edilen alacağın tutarının takipte istediği tutardan farklı olması nedeniyle davacının ticari defter kayıtlarının gerçeği yansıtmadığının kendi işlemleri ile sabit olduğunu, davacının cari hesap kayıtları incelendiğinde, müvekkilinin yaptığı bir kısım ödemeler ile bazı faturaların cari hesaba işlenmediğinin görüleceği, müvekkilin ticari defter kayıtları incelendiğinde borcunun bulunmadığı ve aksine davacı şirketten alacaklı durumda olduğunun tespit edilebileceğini, davacının sözleşmeye aykırı olarak müvekkilinin satış bölgesinde başka bayilik verdiği ve müvekkilinin müşteri bilgilerini diğer bayilere verdiği, müvekkili tarafından usulüne uygun olarak gönderilen faturaların davacının ticari defter ve kayıtlarına alınmadan pazarlamacılar kanalıyla geri gönderildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, faturadan kaynaklı alacağın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Talimat mahkemesince davacı şirketin ticari defter ve kayıtları mahallinde yapılan bilirkişi incelemesi yoluyla incelenmiş, alınan rapora göre davacının defterlerinin sahibi lehine delil teşkil eder mahiyette olduğu, taraflar arasında son ticari ilişki kaydının 21.12.2015 tarihinde olduğu ve 20.184,11 TL davalıdan alacaklı göründüğü tespit edilmiştir.
Mahkememizce davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporda, taraflar arasında 01.11.2014 tarihinde su dağıtımına ilişkin bayilik sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme kapsamında yanlar arasında cari hesap ilişkisi kurulduğu, davacı kayıtlarına göre 20.184,11 TL davalıdan alacaklı olunduğunun tespit edildiğini, davalı kayıtlarına göre ise 4.108,68 TL davalının davacıdan alacaklı göründüğü, davalı şahıs firmasının yasal olarak tutmak zorunda olduğu ticari defterlerinin ibraz edilmiş olduğu, bahse konu ticari defter ve kayıtların kendi lehine delil vasfına haiz olduğu kanaatine varıldığı, bu durumda taraflar arasında cari hesap mutabakatsızlığı bulunduğu, mutabakatsızlığın kaynağının ise, davalı kayıtlarında yer alan 31.01.2015 tarihli 5.000,00 TL.lik çekle ödeme kaydının, davalı tarafından düzenlenmiş 30.04.2015 tarihli “pet fiyat farkı” içerikli 1.292,49 TL. tutarlı faturanın, 12.11.2015 tarihli “muhtelif mal bedeli” içerikli 5.321,42 TL. tutarlı faturanın, 01.11.2016 tarihli “fiyat farkı,ozonlama,kapak değişimi vs.” içerikli 12.339,84 TL tutarlı faturanın davalı kayıtlarında yer almasına rağmen davacı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı açıklanmış, aynı içerikli başka davalı faturalarının daha önce davacı tarafından defterlerine kaydedilmiş olması nedeniyle taraflar arasında teamül olduğu gerekçesiyle bu faturalardaki davalı alacağının ve davalının davacı şirket çalışanına teslim ettiği 5.000,00 TL.lik çek ödemesinin davacı alacağından düşülmesi gerektiği, düşülünce davalının davacıdan 3.769,64 TL. alacaklı hale geldiği görüşü bildirilmiştir.
Davacı tarafından düzenlenen faturalardan kaynaklı davacı cari hesap alacağı davalı defter ve kayıtlarıyla doğrulanmış olduğundan, HMK. 222.md. kapsamında davacı defterleri lehine delil teşkil eder niteliktedir. Ancak mutabakatsızlığı yaratan davalının davacıya düzenlediği faturalar ve çekle ödeme def’i yönünden yapılan değerlendirmede, taraflar arasındaki temel ilişkinin davacının davalıya mal satışına ilişkin olduğu, davalının düzenlediği faturalardaki muhtelif mal bedeli, ozonlama, kapak değişimi vs. açıklaması içeren mal ve hizmet teslimine ilişkin ispat yükünün davalıya ait olduğu, ayrıca bu faturaların davacıya tesliminin ispat yükünün de davalı üzerinde olduğu, iki faturanın davacı şirket yetkilisine teslim edildiğine dair imza taşımadığı, birinin ise davacı şirket çalışanı olduğu iddia edilen …’ın imzasını taşıdığı, bu kapsamda davalının davacıya faturalar içeriği mal/hizmet teslimini ispatlar nitelikte delil sunamadığı gibi, faturaları taraflar harici bir kooperatifin şoförüne teslim etmesinin faturaların davacıya usulüne uygun şekilde tebliğ/teslim edildiğini ispatlar nitelikte sayılamayacağı, özellikle 01.11.2016 tarihli (son bilirkişi raporunda ve davacının sunduğu yemin metninde 01.11.2015 tarihli olduğu yazılıysa da dosyada mevcut faturanın tarihi 01.11.2016’dır) “fiyat farkı, ozonlama, damacana, termostat, kapak değişimi” içerikli 12.339,84 TL tutarlı faturanın taraflar arasındaki son ticari ilişkiden yaklaşık 1 yıl sonra davalı tarafından düzenlenmiş olduğu da dikkate alındığında, davalının iddialarını ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır.
Davalının çek ödemesi yönünden yapılan araştırmada ise, çekin davacı şirket çalışanı …’a teslim edildiği son bilirkişi raporunda bildirilmiş ise de, çekin davacı şirkete teslimine ilişkin bir kayıt bulunmadığı, bankadan alınan çek görüntüsünde çekin hamiline düzenlenmiş ve davalı tarafından ciro yoluyla alınıp cirolanarak devredilmiş müşteri çeki olduğu, davalının çekteki cirosunun beyaz ciro şeklinde olduğu, çeki davalıdan ciro yoluyla devralanın davacı şirket olmadığı, çeki muhatap bankaya ödeme için ibraz edenin de davacı şirket olmadığı, hatta davacı şirketin ciro silsilesinde hiç yer almadığı anlaşılmıştır. Davalı vekilince çekin aslında davacı şirkete ödeme için cirolandığı, ama davacının bunu kendi kayıtlarına yansıtmayarak davacının Avrupa yakası bölge bayii olan başka bir şirket üzerinden tahsilat yapılmış gibi gösterildiği ileri sürülmüş ise de, netice itibariyle kambiyo evrakı sebepten mücerret olmakla davalının çeki davacı şirkete cari hesap ilişkisine mahsuben verdiği, ciro yoluyla teslim ettiği ve davacı şirketin bu çekle davacıdan tahsilat yaptığı ispatlanamamış olduğundan, davalının çekle ödeme def’i kabul görmemiştir.
Davalının düzenlediği faturalardan “pet fiyat farkı” içerikli ve ticari ilişki süresi içinde düzenlenmiş 30.04.2015 tarihli 1.292,49 TL. tutarlı ve davacı şirket vekilinin beyanıyla davacı şirketin eski çalışanı olduğu kabul edilen …’a imza karşılığı teslim edilen fatura yönünden ise, fiyat farkı, vade farkı gibi içeriklerle düzenlenen faturalar yönünden, mal/hizmet teslimi içermemesi nedeniyle taraflar arasında ticari teamül olup olmadığına bakılması gerektiğinden, bilirkişi raporuyla teamül olduğu bildirildiğinden, bu fatura içeriğinin davalı tarafından ispatlanmış sayılarak davacı alacağından düşülmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalıya cevap dilekçesinde dayandığı yemin delilinin hatırlatılması üzerine, davalı vekilince 29.11.2017 tarihinde Uyap’tan gönderdiği beyan dilekçesi ile, davacı şirket çalışanı …’ın tanık sıfatıyla dinlenmesi talep edilmiş, davacı şirketin fatura ve çek dönemlerindeki yetkilisine (şirket ticaret sicil kayıtlarına göre yönetim kurulu başkanı …’tur) yemin teklifi yapılmış, yemin metni sunularak davetiye tebliğe çıkarılmış ise de, tebligat tanınmadığı şerhiyle iade gelmiş, bu aşamadan sonra davalı vekili sözlü yargılama duruşması dışında duruşmalara katılmamış ve her hangi bir adres, yemin teklifi bildiriminde bulunmamış olup, davacı şirket ise İrfan Tomruk’un emekli olduğu ve adresinin tespit edilemediğini bildirmiş, davalının davacı şirket kanuni temsilcisine yemin teklif ettiği gözönünde bulundurularak şirketin son kanuni temsilcisi olan genel müdürüne yemin davetiyesi ve yemin metni tebliğ edilmiş, yemin eda edilmiş ancak ticari ilişki zamanında davacı şirkette çalışmadığından, sadece “ihtilaf konusu 3 fatura ve çek ödeme kaydının şirket kayıtlarında bulunmadığı” konusunda yemin edilmiştir. Dolayısıyla mal-hizmet-fatura-çek teslimi ve ödeme def’i yemin suretiyle de davalı tarafından ispat edilememiştir. Ayrıca aslında davalı vekiline 20.11.2017 tarihli celsede yemin metni sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verildiği ve kesin sürede sunulmazsa yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtarı yapıldığı, ancak kesin süre 2 gün geçtikten sonra yemin metninin sunulduğu görülmekle, yemin tam olarak eda edilmiş olsa bile davalının yemin deliliyle iddiasını ispat etmiş sayılamayacağı anlaşılmıştır.
Senetle ispat sınırını aşan ticari mal/hizmet ve fatura teslimi, kambiyo evrakı teslimi ve ödeme def’i tanık dinlenmek yoluyla ispatı mümkün olan hususlardan değildir. Sözlü yargılama duruşmasında davalı şirket vekilince davacı şirketin eski çalışanı … tarafından yeminin eda edilmesi gerektiği, bu nedenle şirket yetkilisince eda edilen yeminin usulüne uygun olmadığı ileri sürülmüş ise de, yemin teklifi yazılı beyan dilekçesinde açıkça şirket yetkilisine yapıldığından, eda edilen yemin usulüne uygundur.
Davalı kayıtları incelenerek ve davacı kayıtlarıyla karşılaştırılarak düzenlenen 10.07.2017 tarihli mali bilirkişi raporunda tüm davalı faturalarıyla ilgili ve çek ödeme kaydıyla ilgili olarak fatura teslim usulü konusunda taraflar arasında emsal faturaların davacı kayıtlarına intikal ettirilmiş olması sebebiyle ticari teamül olduğu, 5.000,00 TL.lik çek davacı çalışanına teslim edildiğinden davalının ödeme def’inin kabulü gerektiği görüşü bildirilmiş ise de, bilirkişi raporu defter ve cari hesap kayıtlarına ilişkin tespitler yönünden hüküm kurmaya elverişli görülerek hükme esas alınmış ise de görüş ve kanaat yönünden Mahkememiz açasından bağlayıcılığı bulunmadığı gibi, ispat yükü ve hukuki değerlendirme Mahkememize ait olmakla yukarıda açıklanan gerekçelerle bilirkişi raporundaki sonuç ve görüş hükme esas alınmamış olup, ticari teamül nedeniyle davalının hak kazandığı kabul edilen 1.292,49 TL. Fiyat farkı faturası dışında davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, taşra muhabere kaydıyla harçların yatırıldığı ve davanın açıldığı tarih olan 25.10.2016 dava tarihinden itibaren tacir olan davacının ticari işten doğan alacağı nedeniyle avans faizi talep edebileceği şeklinde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 18.891,62-TL alacağın 25/10/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.290,48-TL karar ve ilam harcından 344,70-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 945,78-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.266,99-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 1.292,49 -TL (reddedilen alacak kadar) vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 1.000.00 TL bilirkişi ücreti, 158,65 TL posta ücretinden davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 1.077,54-TL. yargılama gideri ile davacının yatırdığı 373,90 TL. harç toplamından ibaret 1.451,44 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/12/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸