Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1062 E. 2018/1253 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1062 Esas
KARAR NO : 2018/1253

DAVA : İtirazın İptali (Sözleşmeden -Müteselsil Sorumluluktan – Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2016
KARAR TARİHİ : 05/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Davalı borçlu ile müvekkili şirket aleyhine İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin 2015/296 E. ve 2015/353 K. sayılı dosyası ile açılmış olan işe İade konulu davanın derecattan geçerek Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2015/30854 E., 2015/31326 K. ve 15.11.2015 tarihli karan ile kesin olarak hükme bağlandığını, bilgileri verilen dava ve Yargıtay kararı gereği dava alacaklısı İşçi tarafından Lehine hükmedilen alacaklar için … 24. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının, … 24. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, bu icra takipleri neticesinde dosya borçlarının Yargıtay Karan’nda müşterek ve müteselsil ödenmesine hükmedilmiş olmasına rağmen diğer borçlu (davalı) … Ltd. Şti. tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından müvekkili şirket tarafından dosya borçlannın Ödendiğini, aynca karşı taraf vekili Av. …’a da bakiye tazminat ödemesinin yine müvekkil şirketçe yapıldığını, tüm borçlardan müvekkili şirket ile müşterek ve müteselsil sorumlu olan davalı … Ltd. Şti.’nin sorumluluğunu yerine getirmemiş olması ve herhangi bir ödeme de yapmamış olması neticesinde tarafça … 18. İcra Müdürlüğümün … E. sayılı dosya He sorumlu olduğu miktar olan 10.203,15 TL’nin ödenmesi için 08.06.2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının 21.06.2016 tarihinde alacağın doğmasında herhangi bir kusurlarının olmadığı gerekçesi İle haksız ve mesnetsiz olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini ileri sürerek icra dosyasına yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile davalı taraf aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Müvekkili şirketin, 08.03.2013 tarihinde imzaladığı sözleşme ile 07.06.2013 tarihine kadar davacının servisi/… bölümünde görev yapacak dönemsel … elemanını geçici olarak kendi bordrosunda gösterilmesi işini üstlendiğini, bu kapsamda dava dışı işçi …’ın, davacı bünyesinde … bandı yıkama elemanı olarak hizmet verdiğini ve 07.01.2013 – 06.06.2013 tarihleri arasında müvekkili şirket bordrosunda bulunduğunu, dava dışı işçinin bu tarihten sonra davacı … bordrosuna geçerek 27.09.2013 tarihine kadar … Şirketinin personeli olarak çalışmasına devam ettiğini, dava dışı işçinin, müvekkili şirket ve davacı şirket aleyhine açtığı işe iade davasının yargılama sırasında; davacının iş akdinin, maaşını sürekli olarak haciz gelmesi nedeniyle davacı … tarafında sona erdirildiğinin öğrenildiğini, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2015/30854 E„ 2015/31326 K. ve 15.11.2015 tarihli karan ile dava dışı işçinin başından beri …’ın işçisi sayılması gerektiğinden bu şirkete işe iadesine, işe başlatılmaması halinde mali sonuçlardan her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verildiği, davacının 07.06.2013 tarihinden sonra tamamen davacı şirkete bağlı olarak, davacıdan emir ve talimat alarak çalışmasını fiilen sürdürdüğünü, müvekkil şirketin, dava dışı kişinin davacı bünyesindeki bu çalışma dönemine ilişkin hiçbir bilgisi bulunmadığını, müteselsil sorumluluğun 3. Kişilere karşı geçerli olduğu, rucü aşamasında sorumluluğun belirlenmesi esas olup, sorumluluğun Yı oranında paylaştırılması hakkaniyete uygun olmadığını ileri sürerek davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, işçilik alacaklarından müteselsil sorumluluklarına dair verilen karar nedeniyle davacı tarafından ödenen tutarın yarısının davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen tutarda uyuşmazlık bulunmayıp ihtilaf, ödenen işçilik alacaklarından hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğuna ilişkindir.
… 5. İş Mahkemesinin 2015/296 E 2015/353 Karar sayılı kesinleşmiş kararından; davacının asıl iş veren, davalının dava dışı işçinin temini için davacı ile sözleşme akdeden alt işveren olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayda , davacı ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müteselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler.
Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. maddesinde düzenlenen, “Aksi karalaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir.
İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleriyle düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Somut olayda, taraflar sözleşmede aksini kararlaştırmadığından ve mahkemece tarafların müteselsilen sorumluluklarına hükmedildiğinden müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları nazara alınarak davacının ödenen tutarın yarısını talep edebileceği anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının … 18. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20’si oranında 2.040,63 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 696,97 TL’den peşin alınan 123,23 TL’nin mahsubu ile bakiye 543,74 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 157,35 TL bilirkişi masrafı 1.200,00 TL ve mahsubuna karar verilen harç 123,23 TL olmak üzere toplam 1.480,58 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/12/2018

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)