Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1045 E. 2023/540 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1045 Esas
KARAR NO : 2023/540

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/10/2016
KARAR TARİHİ : 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Şirket ile davalı şirket arasında ki ticari ilişkinin davalı tarafa lojistik hizmeti sunmak olduğu, davacı şirketin lojistik hizmeti verdiğine dair faturaların ve cari hesap ekstresinin dosyaya sunulduğu, davacı şirketin söz konusu ticari ilişkiden doğan bütün yükümlülükleri yerine getirdiğini, davalı şirketin buna karşılık edimlerini yerine getirmediği, Davalı şirketin davacı şirkete ödeme yapmadığını bunun üzerine … 9.İcra Müdürlüğü …E.sayılı dosyası ile açılan takibe konu olan 8.894,14 TL borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, söz konusu İtirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu iddia ederek; itirazın iptalini ve takibin devamını takip konusu alacağın 420’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra İnkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile 03.06.2009 tarihli kargo taşıma sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşmede yer alan tüm yükümlülükleri yerine getirdiklerini, davacı tarafa herhangi bir borçlarının olmadığı, ticari defterlerin incelenmesi ile ortaya çıkacağını bundan dolayı davacının icra İnkar tazminatı talep edebileceği dayanağının olmadığını, bu nedenlerden dolayı davanın reddini talep etmişlerdir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlendiği iddia edilen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağı iddiasına dayalı olarak … 9.İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takip dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
… 9.İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelendiğinde, davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, icra dosyası içeriğine göre borçlu tarafından tebliğ için gider avansı yatırılıp itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğundan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Davacının talebini cari hesap ilişkisine de dayandırdığı sabittir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nın 87) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukukî sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümler uygulanamaz.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nın 87) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukukî sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümler uygulanamaz. Bu nedenle ayrıca yazılı bir cari hesap ilişkisinin varlığı aranmamaktadır.
Dosya kapsamında taraf defterlerinin incelenmesine yönelik mali bilirkişi raporları alınmış; taraf defterlerinde mutabakat tespit edilememiştir.
Davacı vekiline dosya kapsamındaki 16/09/2022 tarihli bilirkişi rapor içeriği de gözetilerek talebi doğrultusunda mutabakatsızlığa neden olan ve cari hesap ilişkisinde davacının talep ettiği miktara dayanak fatura ve sair evrakları sunması için verilen sürede de mutabakatsızlığa yönelik talep ettiği miktara dayanak herhangi bir açıklamanın yapılmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 222. Maddesine göre, Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Ayrıca ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Kanunda aksine özel bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükü altında (HMK 190) olup, bu temel kuralların da sonucu olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. İspat yükü kendisinde olmayan diğer taraf da ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabilir. Karşı ispat faaliyeti için delil sunan taraf, ispat yükünü üzerine almış sayılmaz (HMK 191). Eldeki davada ispat yükü cari hesaba konu faturalardaki ürünlerin davalıya teslim edildiğini iddia eden davacı üzerindedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 64/2. Maddesine göre de Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür. Madde gerekçesinde tacirin bu yükümlülüğü belgeleme ve kaydın belgeye(evrak-ı müsbiteye) dayanması(belge yoksa kayıtta yoktur) ilkesine dayandırılmıştır.
Davacı tarafından takip talebinde takip dayanağı olarak 2011 yılı cari hesap alacağı gösterilmiş olup, cari hesaba ilişkin daha önceki dönemlere ilişkin mutabakat yapıldığı veya cari hesabın her iki taraf yönünden sıfırlandığı da iddia ve ispat edilmediğine göre, icra takibine sıkı sıkıya bağlı olan eldeki itirazın iptali davasında taraflar arasındaki cari hesabın tamamı inceleme konusu yapılmıştır.(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesinin 2020/508 Esas, 2021/1241 Karar sayılı ilamı)
Davalının ticari defterlerin incelendikten sonra dosya kapsamında mevcut bulunan raporların niteliği ve çelişkileri gözetilerek davacı tarafın ticari defterlerinde inceleme yapılmak ve davalının ticari defterleri üzerinde talimat mahkemesince yapılan inceleme içeriğindeki rapor da dikkate alınarak birleştirici mahiyette yeniden dosyanın mali bilirkişi …’ na tevdi edilmiş; bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 16/09/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; “Davacı defterlerine göre 22.12.2015 takip tarihi itibari ile davalının 6.902,33 TL’lik borcunun olduğu, Davalı defterlerine göre 22.12.2015 takip tarihi itibari ile davacının 40,56 TL’lik borcunun olduğu, Taraflar arasında ki hesap farkının 6.942,89 TL’si olduğu, İş bu farkın dosya kapsamındaki hesap ekstrelerinden hangi işlemlerden kaynaklandığının tespitinin mümkün olmadığı, Tarafların tacir olmaları ve cari hesapları olmasına karşın TTK md 94 kapsamında cari hesap mutabakatları yapmadıkları, İş bu hususa ilişkin hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Rapor içeriğinde de ifade edildiği üzere davacı ile ilgili yapılan bilirkişi incelemesinde sunulan Ek-7 belgesine göre davacının 2009 yılından devir olan herhangi bir alacağının olmadığı belirlenmiştir. Yine aynı hesap ekstresinde 30.11.2010 tarihinde davalı kayıtlarında olmayan davacı lehine 17.950,52 TL’lik işlemlerin dayanağının belirlenemediği, Sayın Mahkemenin takdirlerinde olmakla birlikte davacının davalını 01.01.2006 yılından itibaren sunulmuş olan hesap ekstresi ile kendi sunduğu hesap ekstreleri arasındaki farkları ve farkın neden olduğu işlemin dayanak vesaiklerini sunması durumunda davalıdan talepte bulunduğu alacak ile ilgili değerlendirme ve hesaplama yapılabileceği, ” şeklinde rapor tanzim edilmiştir. İlgili raporun muhabesel açıdan denetime açık olduğu ve dosya kapsamındaki önceki raporları teyit eder nitelikte olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamına göre; taraf ticari defterlerinde bir uyuşmanın olmadığı, dava konusu hizmeti verildiğinin ispat külfeti davacıda olduğu, davacının 2010 yılı kayıtlarında yer alan ve davacı lehine kaydedilen işlemlerini dayanak belgelerinin belirlenemediği, 30.11.2010 tarihinde davalı kayıtlarında olmayan davacı lehine 17.950,52 TL’lik işlemlerin dayanağının belirlenemediği ve buna ilişkin verilen süre de bir evrak sunulamadığı, tarafların 2006 yılından itibaren incelenen cari hesap kayıtlarındaki farklılığın sebebinin davacı tarafça ispatlanamadığı, davacı tarafça TTK m. 64/2 gereği ilgili belgelerin de sunulamadığı, diğer taraftan taraf defterlerinin birbiri ile uyumlu olmadığı, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi, ticari ilişki, sözleşmenin ifa edilmesine yönelik vakıalar davacı tarafından ispat edilemediğine göre, dava konusu cari hesap bakiye borcunun davalı defterlerinde kayıtlı olmaması, davacının takip konusu alacağını oluşturan cari hesap alacağının varlığına yönelik davacı şirket tarafından evrak sunulmadığı, bu haliyle somut davada davacı alacağının ispat edilemediği gözetilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Hükmün niteliği gereğince ret kararı da gözetilerek; davacının icra inkar tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından reddine, yine kötüniyet tazminatı, itirazın iptali davasına konu edilmiş bir alacağın mevcut olmadığının tespit edilmesi ve alacaklının da kötüniyetli olarak icra takibi başlatmış olmasının anlaşılması halinde borçlu lehine hükmedilebilecek bir tazminat olup, alacaklının icra takibinde kötü niyetli olduğunun iddia eden borçlu tarafça kanıtlanması gerekirken, somut olayda, davacının kötü niyetli olduğunun ileri sürülemeyeceği ve davacının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden, davalının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından reddine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartar oluşmadığından reddine,
4-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 151,89 TL peşin harcının mahsubu ile eksik alınan ‭28,01 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 1.573,75 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 8.894,14 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/06/2023

Katip …

Hakim …