Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/986 E. 2018/755 K. 16.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/986 Esas
KARAR NO : 2018/755

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 09/10/2015
KARAR TARİHİ : 16/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince cari hesaptan kaynaklanan sabit yatırım bedeli ve intifa ivaz bedeli faturalarından doğan alacaklarının bulunduğunu, takip yapıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamınave icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan otogaz bayilik sözleşmesi gereğince intifa hakkı tesis ettirildiğini, daha sonra sözleşmenin davalı tarafından feshedildiğini, davacının 14.06.2012 fesih tarihinden itibaren intifa süresi sonu olan 17.04.2014’e kadar mal tedariki yapmadığını, cari hesap borçlarının bulunmadığını, diğer firmalar ile anlaşma yapılmasına engel olduğunu, müvekkilini zarara uğrattığını, teminat mektubunu paraya çevirdiğini, tazminat talep haklarını saklı tuttuklarını, mahkemenin yetkisiz olduğunu bildirmiştir.
GEREKÇE
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu incelendiğinde taraflar arasında bayilik sözleşmesi bulunduğu, davacı tarafından feshedildiği sabit olup, uyuşmazlık davacının sözleşmeden kaynaklanan intifa ivaz bedeli ve yatırım bedelinden sözleşmenin yürürlükte kalmayan kısmına tekabül eden tutarının tahsili talebinin aradaki sözleşmeye ve hukuka uygun olup olmadığına ilişkindir.
Dosyamızda tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmış, … 34. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası getirtilmiş, davacı tarafından cari hesap alacağına dayalı ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağı olarak davalı şirketin 188.800,00 TL. İntifa ivaz bedeli içerikli faturasının ve davacı şirketin 37.760,00 TL. İstasyon nakdi yatırım iade bedeli içerikli 2 adet faturanın ibraz edildiği, davalının süresinde borca, faize ve icra dairesinin yetkisine (Afyonkarahisar icra daireleri yetkilidir şeklinde) itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği ve davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davalının icra dairesi yetkisine ve Mahkememiz yetkisine süresinde yaptığı ilk itiraz nedeniyle, öncelikle icra dairesinin yetkisi açısından yapılan değerlendirmede, tarafların tacir olduğu ve aradaki 03.04.2009 tarihli Otogaz Bayilik Sözleşmesinin 40. maddesinde yer alan yetki sözleşmesine göre İstanbul icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili kılındığı görüldüğünden, icra dairesi ve Mahkememiz açısından yetki itirazları reddedilmiştir.
Taraflar arasında ilk olarak 03.09.2008 tarihli 1 yıl süreli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi imzalandığı, devamında sözleşmenin ayrılmaz parçası olduğu zikredilen ve 3.4.2009 tarihinde taraflar arasında imzalanan Protokol üzerine 17.04.2009 tarihinde davalının malik olduğu 1880 parsel no.lu taşınmaz üzerine davacı yararına 5 yıl süreli intifa hakkının kurularak tapuda tescil ettirildiği, 187.600,00 TL. intifa ivaz bedelinin davacı şirketçe (davalının düzenlediği fatura üzerine) 11.5.2009 tarihinde davacıya ödendiği, daha sonra 30.12.2010 tarihli Otogaz Bayilik Sözleşmesi imzalandığı ve sözleşme süresi sonu olarak 17.04.2014 tarihinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin davacı şirketçe 14.6.2012 tarihli ihtarla süresi sona ermeden tek taraflı feshedilmiş olduğu, fesih sebebi olarak ise sözleşme veya protokol maddesinden bahsedilmeksizin “ticari koşullarda anlaşma sağlanamaması ve otomasyon mutabakatlarındaki aksaklıklar” gösterilmiştir.
Taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yard.Doç.Dr. …, Mali Müşavir … ve Akaryakıt Sektör Bilirkişisi … tarafından oluşan bilirkişi heyetinden alınan 01.11.2016 tarihli kök bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından dava konusu alacağın dayanağı “sabit yatırımlar bedeli” olarak ileri sürülmesine rağmen davacı tarafından düzenlenen ve takibe dayanak yapılan faturada “istasyon nakdi yatırım iade bedeli” şeklindeki açıklama arasında bir bağın olmadığı, sürekli borç ilişkisi doğuran bir sözleşme ilişkisinde taraflardan biri sözleşmede kararlaştırılmış olan süre göz önünde tutularak borcunun tamamını peşin olarak ifa etmiş fakat sözleşme vaktinden evvel sona ermiş ise bu durumda ifa ettiği edimin fesih sonrasındaki kısmının sebepsiz zenginleşme hükümleri kıyasen uygulanarak geri alınabileceği, şirketin ticari defterleri üzerinde inceleme günü tertip edilmemiş olduğundan sebeple davacı tarafın ticari defterleri incelenememiş olduğu, sunulmuş olan 2 adet faturanın dikkate alındığında icra takibine konu 35.685,00 TL ana para tutarına nasıl ulaşılmış olduğunun izaha muhtaç olduğu, bu sebeplerle davacı tarafın yapıldığını iddia ettiği sabit yatırımların neler olduğunun açıklanması gerektiği ve ayrıca bu sabit yatırımların halen istasyonda kullanılıp kullanılmadığının ve bu yatırımların ilgili akaryakıt istasyonuna ilave bir değer katıp katmadığının yerinde tespitinin yapılması gerektiği görüşü bildirilmiştir.
Rapordaki bu tespitler de dikkate alınarak davacı tarafa 18.09.2017 tarihli duruşmada süre verilerek, takip dayanağı nakdi yatırım iade bedeli, dava dayanağı sabit yatırım bedeli ve intifa bedeli iadesi olarak iddia edildiğinden, dava ve takip konusu alacağın dayanağı olduğu ileri sürülen “yatırım bedeli” faturası içeriğinin belgeleriyle açıklanması, bu bedelle ilgili kısmi ödeme varsa bildirilmesi şeklinde davadaki talebini açıklaması istenmiş, davacı vekilince dosyaya sunulan 09.10.2017 tarihli dilekçede bu konuda açıklama yapılmaması sadece peşin ödenen intifa bedelinin iadesinden bahsedilmesi nedeniyle HMK.31. Maddede yer alan “hakimin davayı aydınlatma ödevi” kapsamında yeniden çağrı kağıdı çıkarılarak “taraflar arasında davalı tarafa nakdi yatırım bedeli ödenmesine dair protokol varsa bildirilmesi, davalıya ne zaman ne kadar nakdi yatırım bedeli ödendiğine dair beyanda bulunması ve ödemenin belgesinin sunulması” için tekrar süre verilmiştir. Bunun üzerine davacı vekilince verilen 02.11.2017 tarihli dilekçede yine sadece peşin ödenen intifa bedeli ödemesi evrakı sunulmuştur.
Davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu aynı heyetten alınan 22.06.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacıya ait 2009-2015 arası ticari defterlerin incelendiği, defterlerin noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, davacının ticari defterlerinde icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğu tutarın 34.684,64 TL olarak görüldüğü, bu alacağa sebep 29/05/2015 tarihli 37.760,00 TL bedelli (nakdi yatırım iade bedeli içerikli) fatura olduğu, ancak davacı tarafından davalı şirkete yapılan istasyon nakdi yatırım bedeli ödemesine ve bu ödemeden fesih nedeniyle iade faturasına dair herhangi bir bilgi ve belge dosyaya sunulmamış olduğu; peşin ödenen intifa hakkı bedelinin fesih sonrası süreye isabet eden kısmının iadesi talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise taraflar arasındaki bayilik anlaşmasının feshinin intifa anlaşmasının feshi ve terkini anlamına gelmeyeceğini, dolayısıyla davacının taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshi sonrası akaryakıt istasyonu üzerindeki intifa hakkını fek etmeyerek ve intifadan kaynaklanan haklarını kullanmayarak intifa süresi sonuna kadar devam edip biten haktan sonra, peşin ödediği intifa bedelinin fesih sonrası döneme ilişkin kısmının iadesini talep ettiği, bayilik sözleşmesinin feshinden sonra intifa hakkının terkin edilmemesine rağmen kalan sürede taşınmazın gerek bizzat hak sahibi davacı tarafından kullanılmaması ve gerekse de sözleşme yolu ile üçüncü kişilere kullandırılmamasının davacı şirketin sorumluluğunda olduğu, intifa hakkı süresi boyunca taşınmaz üzerinde tek kullanım hakkı sahibinin intifa hakkı sahibi olan davacı şirket olduğu, sonuç itibariyle davacının peşin intifa bedeli ödemesinden iade talep hakkı bulunmadığı görüşleri bildirilmiştir.
Protokol gereği davacı lehine kurulan intifa hakkına dair tapu kayıt ve belgeleri getirtilmiş, intifa hakkının terkin edilmemekle tapuda kayıtlı olduğu görülmüştür.Taraflar arasında imzalanan ve bayilik sözleşmesinin ayrılmaz parçası olduğu konusunda hüküm bulunan 3.4.2009 tarihli intifa hakkı tesisini içeren Protokolün 10-b-bb maddesinde, protokolün ve bayilik sözleşmesinin 9. maddesi b fıkrası gereğince fesih ve intifanın terkini halinde bayinin, işlememiş olan intifa süresine tekabül eden bakiye intifa ivazını TL. olarak davacıya iade edileceği düzenlenmişse de, bahsedilen 9/b. maddesine dayalı feshin “tarafların iradesi dışında resmi bir makamın ruhsatın iptali emir,karar ve müdahalesi veya mücbir sebeplerle kısmen veya tamamen yakıt ikmalinin yapılamaması veya bu yerde PO’nun esas gayesi olan akaryakıt satış ve servisi faaliyetinin gerçekleştirilememesi veya bu kabil ticaretin devamına mani herhangi bir halin zuhur etmesi” sebeplerine dayandığı, ancak dava konusu uyuşmazlıkta böyle bir sebebe ve 9/b maddesine dayalı fesih durumunun sözkonusu olmadığı; ayrıca davacının bayilik sözleşmesini feshettikten sonra sahip olduğu intifa hakkını tapudan terkin ettirmediği, mevcut hakkını süre sonuna kadar kullanmayıp veya başkasına kullandırtmayıp, peşin ödediği intifa bedelinin hakkını kullanmadığı döneme ait kısma isabet eden bedeli intifa hakkı süresi sona erdikten sonra davalıdan talep hakkının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme ve yargılama sonucunda, davacının niteliği ve varlığı ispatlanamayan sabit yatırım bedeli veya nakdi yatırım iade bedeli talebinin niteliği ve varlığı ispatlanamadığından, peşin ödenen intifa bedelinden de iade hakkı bulunmadığı kanaatine varıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.928,42-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde davacıya iadesine,
5-Alınması gerekli 35,90-TL karar harcının peşin alınan 502,69 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 466,79 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.16/07/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸