Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/910 E. 2019/284 K. 25.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/910 Esas
KARAR NO : 2019/284

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/11/2014
KARAR TARİHİ : 25/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’ün müvekkiline sağlık sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, sigortalının kullandığı aracın davalı …’a ait … tarafından kullanılan araçla 10.12.2013 tarihinde kazaya karıştığını, kazada …’ın %50 kusurlu olduğunu, sigortalıya 8.483,73 TL ödeme yapıldığını, sigortalısının haklarına halef olduklarından, 1/2 kusura göre 4.241,87 TL’nin davalılardan … ve … Sigorta’dan sorumlulukları oranında, diğer davalılardan ise ödenen meblağın tamamının 26.05.2014 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken müteselsilen tahsili gerektiğini belirterek, ödenen tutarın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin görevsiz olduğunu, iş mahkemelerinin yetkili olduğunu, esas yönünden de davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada müvekkilinin kusuru ve sorumluluğunun olmadığını, kusurunun tamamen dava dışı sigortalıda olduğunu, zararla eylem arasında illiyet bağı bulunmadığını, istenen zararın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ tarafından davaya cevap verilmemiştir.
Davalı … tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası şeklindeki haksız fiil nedeniyle ödenen tedavi giderlerinin rücuen tahsili amacıyla açılan rücuen alacak davasıdır.
Davacı sigorta şirketi, Özel Sağlık Sigorta Poliçesi ile sigortalısı olan dava dışı …’ün 10.12.2013 tarihinde geçirdiği çift taraflı trafik kazası sonucunda yaralanması ve (kazadan üç ay sonra) 13.03.2014 tarihinde özel bir hastanede tedavi görmesi nedeniyle, poliçe gereği tedavi masraflarını karşılayarak TTK’nun 1481. maddesine göre sigortalısının haklarına halef olduğunu ve yaptığı bu masrafların yarısının sorumlulukları oranında … ve kazaya karışan diğer araç ZMMS şirketinden, ayrıca tamamının sürücü ve işletenden müştereken müteselsilen ve rücuen tahsilini talep etmiştir.
Öncelikle davalı … vekilinin “iş mahkemelerinin görevli olduğuna dair itirazı” üzerine görev yönünden sadece bu taleple ilgili yapılan değerlendirmede, mahkememizin görevi, davanın ilk açıldığı İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görev yönünden usulden red kararının temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/8995 E 2015/8715 K sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiş olduğundan, ayrıca taraflar arasında İş Mahkemeleri Kanununda belirtilen şekilde (trafik iş kazası vb.) herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığından, bu itiraz kabul görmemiştir.
Diğer yandan can sigortası türü olan sağlık sigortası yönünden halefiyet hükmü düzenlenmemişse de yerleşik hale gelmiş yüksek yargı içtihatlarında mal sigortalarına ilişkin TTK madde 1481’de düzenlenen halefiyet hükmünün can sigortaları yönünden de uygulanması gerektiği şeklindeki istikrar kazanmış içtihatlar da dikkate alınmıştır.
Kazada yaralanan dava dışı sürücünün kaza tarihinde ve dava konusu tarihte gördüğü tedavilere ilişkin tedavi evrakları dosyaya celbedilerek incelenmesinde, kaza tarihinde … Hastanesi acil servisinde tedavi gören yaralananın kolunda kırık teşhisiyle alçıya alındığı, bu tedaviye ilişkin giderlerin … tarafından karşılandığı, ancak bu tedaviden sonra ağrılarının geçmemesi üzerine başvurduğu aynı özel hastanede kırığın alçıyla iyileşmemesi nedeniyle kolunun ameliyat edildiği, dava konusu alacak talebinin, davacı özel sağlık sigorta şirketi tarafından sigortalısı adına özel hastaneye ödenen 8.483,47 TL olarak faturalandırılmış ikinci tedavi ve ameliyat masraflarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılması Hakkında Kanun” un 59. maddesi ve geçici 1.maddesi kapsamında KTK madde 98’de yapılan değişiklik ile, trafik kazalarında tedavi giderlerinden bu kanunun yürürlük tarihinden sonra …’nun sorumlu olduğu, ZMMS ve diğer davalıların bu tarihten sonra tedavi giderlerinden sorumluluğu kalmadığı, bu nedenle Hazine Müsteşarlığınca 27.08.2011 tarihli 28038 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esas Hakkında Yönetmeliğe göre trafik kazalarıyla ilgili tedavi, tıbbi malzeme, ilaç, refakatçi ve yol giderlerinin Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında kurumca karşılanacağı; ancak Yönetmelik’in ödemeyi SUT kuralları ile sınırlayan hükmü hakkında Danıştay tarafından iptal kararı verilmekle uygulanamaz durumda olduğu, Yönetmelik’in “Diğer ilgili isteğe bağlı sigortalar” başlıklı 7.maddesinde yer alan “Trafik kazaları sebebiyle sağlık hizmeti talebine konu olabilecek isteğe bağlı sigortaları düzenleyen sigorta şirketlerinin anılan poliçeler çerçevesindeki sorumululukları saklıdır” hükmü gereği diğer iş göremezlik, maddi tazminat ve kurumca karşılanmayan giderler yönünden özel sağlık sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiği; tüm bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; dava dışı …’ya davacı özel sağlık sigorta şirketi tarafından poliçesi kapsamında yapılan harcamaların acil ve ani hal kapsamındaki bölümünün …, idame tedavisi bölümünün ise sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiği; ilgiliye özel hastanede uygulanan tedavinin idame tedavisi niteliğinde olmayıp, kaza tarihinde devlet hastanesinde yapılan ilk tedavide yapılması gerekirken yapılmayan bir tedavi olduğu, kaza sonucu oluşan yaralanmayla arasında illiyet bağı bulunduğu hususları alınan uzman ortopedi doktoru bilirkişi raporuyla tespit edilmiş olup, kaza tarihinde kırık kolun acil serviste sadece alçıya alınmasıyla yetinildiği için şifa bulmayan ilgilinin aynı özel hastaneye başvurması ve ameliyatla kırığın tedavi edilebilmiş olması karşısında, sırf kazadan üç ay sonra yapılmış tedavi olduğu için kazaya ilişkin acil tedavi kapsamında olmadığı kanısına varılamayacağı, idame tedavi değil kazadaki yaralanmasına ilişkin yapılması gerekirken yapılmayan acil tedavi olduğu, dolayısıyla hastanenin tıbbi müdahale eksiğinden dava dışı zarar görenin ve onun haklarına halefiyet kuralı gereği davacı sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır.
Davacının ödediği toplam tedavi gideri kalemleri yönünden döneminin özel hastane ederi sınırları içinde kalıp kalmadığı yönünden de uzman doktor bilirkişi raporu alınmış ve raporda döneminin ederi içinde olduğu bildirilmiştir.
Netice itibariyle, davacı özel sağlık sigorta şirketince sigortalısına ödenen dava konusu tedavi giderlerinin 10/12/2013 tarihinde meydana gelen kaza ile illiyet bağının olduğu, her ne kadar can sigortalarında halefiyet ve rücu kabul edilmemekteyse de önceden belirlenemeyen tedavi giderleri yönünden mal sigortası hükümlerinin uygulanması gerektiği ve dolayısıyla rücu imkanının olduğu (Yargıtay 11 HD E.2008/7055, K.2009/11595, E.2010/1318, K.2010/2489 vb.), KTK’nun 98.maddesinde yapılan değişiklik ile trafik kazası nedeniyle meydana gelen tedavi giderlerinin … tarafından karşılanması gerektiğinin Yargıtay kararlarıyla da kabul edildiği, değişikliğin 6111 sayılı kanunun geçici 1. maddesi ile değişiklik tarihinden önce meydana gelen kazalara da uygulanması gerektiğinden, davalılardan …’nun 6111 sayılı Yasa gereği tedavi giderinden sorumlu olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
…’nun 6111 sayılı Kanundan doğan sorumluluğu esasen kusura dayalı sorumluluk olmasa da, davada kusur sorumluluğuna dayanıldığından, kusur oranına ilişkin alınan uzman bilirkişi raporunda, kazanın oluşumunda dava dışı …’nın %70, davalı sürücünün %30 oranında kusurlu olduğu bildirildiğinden, dava dilekçesinde davalılardan %50 kusura göre talepte bulunulmuş ise de, tespit edilen kusura göre toplam tedavi giderinin %30’u oranında tutar üzerinden davanın sadece davalı … aleyhine kısmen kabulüne, diğer davalıların 6111 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra tedavi giderlerinden sorumluluğu kanunen kalmadığından, diğer araç sürücüsü, işleteni ve ZMMS şirketi yönünden davanın taraf ehliyeti, başka bir deyişle pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davada ödeme tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmişse de, davalı …’nun sorumluluğu haksız fiile veya poliçeye veya sözleşmeye dayalı bir sorumluluk olmayıp kanundan doğan sorumluluk olmakla, dava öncesi temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın davalı … yönünden KISMEN KABULÜ ile,
2.545,11-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Diğer davalılar yönünden davanın pasif husumet yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
3-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.545,11-TL vekalet ücretinin davalı … alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (reddedilen maddi tazminat tutarı maktu ücretin altında kaldığından) hesap ve taktir olunan 1.696,76 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davalılar … A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. vekille temsil olunduğundan, red sebebi aynı olan bu davalılar bakımından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan ve davacı lehine takdir olunanı geçmemesi gereken, 2.545,11 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri 101,45-TL, posta ve tebligat masrafı 809,20-TL, adli tıp rapor gideri 313,00-TL, bilirkişi ücreti 600,00-TL olmak üzere toplam 1.823,65-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 1.094,19 TL’sinin davalı … alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … harçtan muaf olduğundan karar harcı alınmasına yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
9-Davalılar tarafından yatırılan delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflardan geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.25/03/2019

Katip
¸E-İmza

Hakim
¸E-İmza