Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/904 E. 2020/80 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/904
KARAR NO : 2020/80

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2015
KARAR TARİHİ : 13/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;20/10/2013 tarihinde bitirildiğini ve arıza işlerinin de başka bir firmaya devredildiğini, idarenin kendilerine ek maliyet getiren taleplerde bulunduğunu, işin bitirildiğini ve idarenin teminatlarını iade etmesi gerektiğini, idarenin geçici kabul tutanağında yer alan eksikliklerin 11.08.2015 tarihine kadar tamamlanmaması halinde eksik kalan işlerin namı hesaplarına yaptırılacağını söylendiğini,bunun hukuka aykırı olduğunu,geçici kabul heyetinin (geçici kabul komisyon üyeleri, kontrolörlerin yerine geçerek,” şu işler eksik kalmış, tamamlanması gerekir” şeklinde görüş beyan edemeyeceklerini,yani geçici kabul komisyonu heyetinin sadece yapılan imalatlara ait eksik veya kusurları kontrol edebileceğini, başka da bir işlem yapamayacağını, ancak “Yapım İşleri Geçici Kabul Tutanağı”nın hukuka aykırı bir şekilde tutulduğunu, ihale konusu işler proje işi olmadığı için yapılan işlerin anlık işler olduğunu, bazı iş kalemlerinin çok düşük, bazı iş kalemlerinin ise çok yüksek çıktığını,müvekkilin zararına sebep olduğunu,sonuç olarak da, idarenin haksız uygulaması nedeniyle hatalı olarak tutulan “Yapım İşleri Geçici Kabul Tutanağın”daki hukuka aykırılıklar ile davacının sözleşme konusu işi yapıp teslim ettiğinin tespiti, kesin kabulün yapılması,teminatın/ek teminatın iadesi ve sözleşmeden kaynaklı 1.000,00 TL alacağın müvekkili şirkete ödenmesi ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle;2010 yılı … Şube Müdürlüğü Mesuliyet sahası içerisinde bozuk,çökük,hasarlı ve hizmet dışı kalmış atıksuyu ve içmesuyu hatlarında kısmi yenileme ve rehabilitasyon işine ait geçici kabul tutanağının hukuka aykırılığı ve tutanaktaki işler ile ilgili borçlarının olmadığının tespitine dair açılan davanın reddinin gerektiğini,davanın süresinde açılmadığını, davanın süre yönünden reddinin gerektiğini mezkur işin … tarih ve … sayılı yönetim kurulu kararı ile davacı … LDT. ŞTİ.’ne ihale edildiğini, söz konusu işin süresinin 36 ay olarak sözleşmeye bağlandığını,işin süresinin 08.09.2014 tarihinde bittiğini,düzenlenen hak ediş,29 Nolu Hakediş olduğunu, Ağustos 2014 tarihli olup, işin % 95,67’sinin tamamlandığını ve bedellerinin de davacıya ödendiğini, davacının 09.12.2013 tarihli dilekçesinde geçici kabul yapılması talebinde bulunmasına istinaden yine yazıları ekinde … Şube Müdürlüklerinin … tarihli ve … sayılı Teklif Belgesi konulu yazı ekinde 22.01.2015 tarihli ve 07.09.2014 itibar tarihli geçici kabul belgesinin hazırlandığını,ancak sözleşmeye göre işin muhtevası arasında bulunan ve tutanaklarla firmaya teslim edilen iş emirlerinden bir kısmının üç kalem işin yapılmadığını,bunların atıksu hattının komple kaplama yöntemiyle rehabilitasyon,periyodik bakım esnasında atıksu anakanal temizliği, periyodik bakım esnasında atıksu anakanal görüntülenmesi,iş kalemlerinin eksik yapıldığını,diğer iş kalemlerinin sözleşmesine uygun olarak tamamlandığını,öncelikli olarak yukarıda belirtilen işi kalemlerinin yapılması şartıyla geçici kabulün yapılabileceğinin bildirildiğini, geçici kabul heyetinin oluşturulduğunu,ilgili komisyonca bahse konu işin geçici kabulü 21.01.2015-22.01.2015 tarihinde yapıldığını,komisyon yapım işlerinde muayene ve kabul Yönetmeliğinin Geçici Kabul Tutağının Düzenlenmesine dair 7.b maddesindeki “komisyon, kabule engel nitelikte olmamakla birlikte yapılan işlerde kusur ve noksanlıklar tespit ederse bu eksikleri bir tutanakta belirtir ve görülen kusur ve noksanlıkların giderilerek tamamlanması için işin özelliğine göre yeterli süreyi belirler.Bu hususa ilişkin tanzim edilen tutanaktan birer nüsha yapı denetim görevlisine ve yükleniciye verilir.”hükmüne binaen periyodik bakım esnasında atıksu anakanal görüntülemesi iş kalemine ait 56,991 mt.,periyodik bakım esnasında atıksu anakanal görüntülenmesi iş kalemine ait 47,610 mt.,atıksu hattı komple yöntemiyle rehabilitasyon iş kalemine ait 920 m imalatın eksik olduğu tespit edilmiş olup, söz konusu firmaya eksikleri tamamlanması için 240 (ikiyüzkırk)gün süre verildiğini,ancak geçici kabul tutanağının ilgili firmasına gönderilmiş ve firmaya veriien 240 günlük sürenin sona ermiş olmasına rağmen firma herhangi bir imalat yapmadığını,yukarıda yapılan açıklamalar ve sunulan deliller değerlendirildiğinde geçici kabul tutanağında herhangi bir hukuka aykırılık olmadığının görüleceğini,sonuç olarak da usul ve esas bakımından hukuka aykırı olan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta sözleşmeye konu işle ilgili kesin kabulün yapılmadığı,kesin kabulün yapılması için davacının 02/02/2017 tarihli yazı ile idareye başvuruda bulunduğu,bu yazı ile geçici kabulde tespit olunan eksikliklerin davalı idarece yaptırılması ve akabinde kesin hakedişlerden kesilmesi yönünde talepte bulunulduğu,nitekim ve bu çerçevede davalı idare tarafından kesintinin yapıldığı tartışmasızdır.
Taraflar arasında tartışmalı olan husus 2010 yılı … Şube Müdürlüğü Mesuliyet Sahası İçerisinde Bozuk Çökük,Hasarlı Hizmet Dışı Kalmış Atık Su Ve İçme Suyu Hatlarında Kısmi Yenileme Ve Rehabilitasyon işinin konu olduğu inşaat sözleşmesine istinaden geçici kabulün usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediği,davalı idarenin nama ifa yoluna başvurarak mevcut eksikliği gidermesinin usulüne uygun olup olmadığı,buna göre davacı tarafından verilen teminatın iadesinin kabulünün mümkün bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa esas olan dava,İİK m.72 hükmü kapsamında ve menfi tespit davası,ayrıca bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edilecek miktara göre ise alacak davası olarak değerlendirilmelidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının araştırılması açısından atanan ilk bilirkişi kurulunun hazırlamış olduğu 20/09/2017 tarihli rapor içeriğine göre ;2010 yılı … Şube Müdürlüğü Mesuliyet sahası içerisinde bozuk, çökük, hasarlı ve hizmet dışı kalmış atık su ve içme suyu hatlarında kısmi yenileme ve rehabilitasyon işi nedeniyle davacıya ihale edilen işin tamamlanıp tamamlanmadığı konusunda yüklenicinin işi idarenin talimatlarına göre imalat olarak %97 seviyesine getirdiği,davacının işi %97 oranında yaptığından, dava konusu işin bu haliyle kesin kabulün yapılamasının uygun olacağı, davacı tarafından yapılan işin bedelinin davaya asfalt parası hariç ödendiği,geçici kabul tutanağının hatalı ve hukuka aykırı düzenlendiği,üstlenicinin ihale konusu işin tamamlamış olduğu,%97 seviyesine işin ulaştığı,teminat ve teminatın iadesi için kesin kabulün yapılması gerektiği,kesin kabulün yapılmasında herhangi bir engelin olmadığı açıklanmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekirki ilk bilirkişinin hazırlamış olduğu raporda sadece bir inşaat mühendisi olup,belirtilen inşaat mühendisinin (hak ediş uzmanı olmadığı),ayrıca adı geçen raporundaki dava,cevap dilekçesi hariç tutulduğunda bilirkişi kurulunun görüşünün sadece ve sadece çeyrek sayfadan ibaret, gerekçesiz, denetime elverişli olmayan,soyut nitelik taşıdığı bilirkişilerin uyuşmazlık konusu ile ilgili ehil olmadıklarının açıkça anlaşıldığı görülmekle bu rapora bu haliyle itibar edilebilmesi mümkün değildir.
Akabinde hakediş konusunda ehil olduğu bilirkişi listesinden anlaşılan inşaat mühendisi ve aynı zamanda eski Sayıştay Başdenetçisi ve YMM’den oluşan bilirkişi kurulunun hazırlamış olduğu 14/01/2019 tarihli raporda ise; Yapım İşleri Genel Şartnamesinin Yüklenici Bakım ve Düzeltme Sorumlulukları Başlıklı 25-2.maddesine göre,taahhüt konusu yapım işinin her türlü sorumluluğunun,kesin kabul işlemlerinin idarece onaylanacağı tarihe kadar tamamen yükleniciye ait olduğu yüklenicinin gerek malzemenin şartnameye uygun olmamasından ve gerekse yapım işlerinin kusur ve eksiklerinden dolayı, idarece gerekli görülecek bütün onarım ve düzeltmeler ise sürekli bakım işlerini kendi hesabına derhal yapmak zorunda bulunduğu,yüklenicinin bu sorumluğa uymadığı takdirde, idarece kendisinden bir yazı ile yükümlükleri yerine getirmesini isteyeceği,bu talimatın yükleniciye tebliği tarihinden başlamak üzere işin özeliğine göre, talimat yazısında idarece daha uzun bir süre verilmemişse, yüklenicinin on gün içinde yükümlüklerini yerine getirmeye fiilen başlamadığı veya başlayıp da belirlenen süre içinde teknik gereklerine göre işi bitirmediği takdirde idarece, söz konusu onarım, düzeltme ve bakım işlerini, bütün giderleri yükleniciye ait olmak üzere 4734 sayılı kanunda gösterilen usullerden biri ile yaptırabileceği,idarenin bu işler için yüklenicinin teminatından veya varsa diğer alacaklarından ödeme yapmaya yetkili olduğu, buna göre detaylı olarak yapılan açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, dosya kapsamı ve tarafların taahhüt konusu işe ait geçici ve kesin kabul tutanakları, geçici ve kesin hak edişler ve davacının hak edişinden kesilen 998.925,24TL+KDV kesinti ile İlgili detaylı incelemelerin yapıldığı, yapılan 998.925,24 TL+KDV kesinti, son ve 30 nolu hakedişten bedelinden mahsup edildiği, davacı yüklenicinin ise bu hakedişi itirazsız imzalamış olduğu,taahhüt konusu işte taraflar arasındaki esas ihtilafın geçici kabul heyeti tarafından tespit edilen eksik ve kusurlu imalatların giderilmesi, davacı yüklenicinin sözleşmeye aykırı davranarak verilen süre içinde tamamlamamasından kaynaklandığı,davalı işveren idarenin geçici kabul heyetince tespit edilen eksikleri davacının nam-ı hesabına yaptırarak davacının 30.son ve kesin hak edişinden eksik işlerin tutarı olan 998.925,24 TL + KDV meblağı kesmiş olduğu,işi yapan firmaya ödemiş olduğu göz önüne alındığında işveren idarenin yaptığı işlemlerin tamamının Sözleşme ve Sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi Madde 4 hükümlerine uygun olduğu,davacı yüklenici’nin sözleşme konusu işin devamı sırasında ve geçici kabulün tamamlanmasındaki süreçte sözleşmeye aykırı olarak yapmaktan imtina ettiği 3 adet iş kalemi nedeniyle hem idareyi, hem de idarenin hizmet vermekle yükümlü olduğu abonelerini zarara uğratmış olduğu,davacının dava dilekçesindeki iddialarının tamamının gerçeği yansıtmayan yersiz, tutarsız ve mesnetsiz olduğu, bu nedenle 998.925,24 + KDV meblağın iadesini isteyemeyeceği görüşünü belirtmişlerdir.
Bu defa,davacı tarafından işin teslim tarihinin 07/09/2014 olarak açıklanması, dava tarihinin 09/09/2015 olması,dava dilekçesi ekindeki 2011 tarihli sözleşme hükümlerinin özellikle m.8, m.15, m.10/4, m.21-22-28 hükümlerinin dikkate alınması,bu sözleşmenin ve eki durumunda olan şartnamenin Yargıtay 15 HD’ nin uygulaması karşısında delil sözleşmesi niteliğinin bulunması,bu sözleşme kapsamında davalının yaptığı işlerle ilgili sözleşme ve eki şartname hükümleri dikkate alındığında hakediş raporlarının mevcut içerikleri gözetildiğinde hakedişlerle ilgili davacı yüklenicinin kendisinden beklenen yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, buna göre sözleşme ve eki şartname hükümleri dikkate alındığında hakedişin davacı yüklenici aleyhine kesinleşip kesinleşmediği, ne şekilde kesinleştiği, davacının hakedişleri incelendiğinde mevcut hakedişlerin ne olduğunun teknik olarak anlaşılır olup olmadığı,davacının üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiği takdirde geçici kabul tutanağının düzenlenmesinde davacı aleyhine teknik aykırılık olup olmadığı,bu çerçevede eksik yapıldığı, davalı tarafından ileri sürülen hususların sözleşme kapsamında davacı tarafından yapımı gereken kalemler olup olmadığı,sözleşme ve eki şartname hükümleri, ihale kapsamı karşısında davacı yüklenicinin taahhüdünü teknik ve fenni olarak tamamlayıp tamamlamadığı, buna göre geçici kabul sonrası yüklenicinin borcunun mevcudiyetinin teknik olarak anlaşılır olup olmadığı,davacı yüklenicinin eksik bıraktığı savunulan iş kalemleri ile ilgili davalı iş sahibi tarafından dayanak sözleşme ve şartname hükümleri doğrultusunda nama ifa suretiyle tamamlattırılan iş imalatların mevcut olup olmadığı, bunların miktarlarının ne olduğunun teknik olarak anlaşılır olup olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlık ile ilgili sözleşme ve eki şartname hükümleri ile tarafların bağımlılığının esas olması dikkate alındığında geçici kabul tutanağında yer alan iş kalemlerinin teknik olarak usulüne uygun tespit edilip edilmediği, kesin ve ek teminatların iade koşullarının bu şartlarda teknik ve fenni incelemeler gözetildiğinde davacı lehine iade olunması şartlarının oluşup oluşmadığı, yine dava dilekçesinin son sayfasının son parağrafı gereği ”varsa alacak miktarının” tespiti, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi konularına yönelik olarak bilirkişi incelemesi yapılmasına, dair karar verilerek bu defa hakediş hesaplaması konusunda ehil bilirkişi kurulu yardımıyla üçüncü bilirkişi kurulu oluşturulmuştur.
En son oluşturulan bilirkişi kurulunun hazırladığı 27/12/2019 tarihli rapor içeriğine göre,davacı tarafından yapılan başvuruya göre kesin kabul ve kesin hesap işlemlerinin tamamlanması sonrası akabinde teminat iadesi için gerekli işlemlerin yapıldığı,bu bağlamda davacının kesin hesap yapıp idareye sunması gerektiği,yapmadığı takdirde idare re’sen kendisi bir kesin hesap yapılacağı ve yüklenicinin borcu ile /alacağının belirlendiği,idarenin kesin hesap ve kesin kabul işlemlerini sözleşme hükümleri çerçevesinde yaparak mezkur işin kesin hesabını da çıkardığı,dosyada 18/09/2017 tarihli kesin kabul tutanağının bulunduğu,yani davacının talebinden yaklaşık 7,5 ay sonra bu işte kesin kabul tutanağı yapıldığı,diğer taraftan davacı tarafından yapılan ve idarece yeşil kalemle yapılan düzeltmelere itirazi kayıtla imzalanan 30 numaralı kesin hesap hakkedişinde idarece yapılan kesintiler hakkında davacının itirazlarının bulunduğu,davalı idare tarafından sunulan yazı ekinde 30 numaralı kesin hesap hakkedişi kapağı bulunduğu,bu kapakta idarenin düzeltmeleri ve davacı yüklenicinin de itirazi kayıtlı imzası bulunduğunu,bu hakedişe göre geçici kabul eksikliklerinin giderilme bedellerinin 998.925,24 TL KDV dahil olarak kesinti icmalinde görüldüğü,yine bu hakkediş sonucuna göre de davacının idareye 1.133.589,72 TL borçlu olduğunun görüldüğü,geçici kabul eksikliklerinin giderilme bedelinin 998,925,24 TL (KDV dahil) olduğu, kesinti miktarı ve cezai kesintilerin doğru hesaplandığı,uygun olduğu ayrıca bu hakediş içinde ara hakedişlerden davacıdan kesilen ek teminat kesintisi olan 348.401,21 TL’nin de hesap içinde davacı yükleniciye iade edildiği, buna rağmen davacı yüklenicinin halen idareye borçlu olduğunun görüldüğü,bu durumda 720.000,00 TL’lik teminatın iadesi veya borcuna karşılık irat kaydedilmesinin tamamen idarenin takdirinde olduğu,sözleşmede kesin iş programı yapılamayacağı,sözleşme konusu işin birim fiyat teklif usulü bir yapım işi olmakta olduğu, davacı yüklenici firma tarafından sözleşmenin hükümlerinin tamamının yerine getirileceği,sözleşme ekinde yer alan birim fiyat teklif cetvelinde işler iş bitim tarihine kadar tamamlanması gereken keşif miktarı olduğu,yüklenici yükümlendiği işin,keşfin tamamını yapmak zorunda olduğu,ayrıca bu işlerin birim fiyatlarını idare değil yüklenici firmanın teklif birim fiyatı belirleyerek sözleşme konusu iş üstlendiği,iş kapsamında yapmayı taahhüt ettiği iş kalemlerinden bazı işlerin fiyatların düşük olduğu,bazılarının yüksek olduğu,idarenin düşük fiyatlı işleri kendisine yaptırmaya çalıştığı iddiasının da doğru olmadığı,bu sebeple davalı tarafın iddiası ile yüklenicinin idarece muhtelif zamanlarda verilen işleri yapmamakta imtina ederek kamu zararının oluşmasına yol açtığı,atıksu hatlarında periyodik temizlik yapılmaması nedeniyle temizlenmeyen bu hatlarda kanal yoğunluğunun arttığı bu nedenle kanal arızalarının oluşması ile abonelerin maddi ve manevi olarak mağduriyetlerine yol açtığı iddialarının bulunduğu,davacı yüklenicinin verilen 240 günlük süreye rağmen yapmadığı,geçici kabul tutanağında belirtilen eksik iş kalemleri tahmine dayalı değil, periyodik olarak yapılması gereken planlı iş kalemlerinden olduğu,bu bağlamda işin devamı sırasında idarece, davacıya keşif özeti cetveline göre geride kaldıkları iş kalemleri hakkında, gerekli uyarı yazılarının yazıldığı,bu yazıların tutulan bir tutanakla geçici kabul heyetine iletildiğini,bu bilgiler doğrultusunda tespit edilen eksiklerin tamamlanması kaydıyla sözleşme konusu işin geçici kabulü yapıldığı görüldüğü,Yapım İşleri Genel Şartnamesinin Yüklenici Bakım ve Düzeltme Sorumlulukları başlıklı 25-2.maddesine “Taahhüt konusu yapım işinin her türlü sorumluluğu, kesin kabul istemlerinin idarece onaylanacağı tarihe kadar tamamen yükleniciye ait olduğudur. Yüklenici, gerek malzemenin şartnameye uygun olmamasından ve gerekse yapım işlerinin kusur ve eksiklerinden dolayı, idarece gerekli görülecek bütün onarım ve düzeltmeler ile sürekli baktın işlerini kendi hesabına derhal yapmak zorundadır.”düzenlemesinin mevcut olduğu,bu düzenleme karşısında yukarıda ayrıntıları ile açıklandığı üzere davalı idare tarafından davacı yükleniciye 240 gün süre verilmesine rağmen eksikliklerin davacı tarafından giderilmediği, davacı tarafından yapılmadığı,geçici kabul eksiklikleri bedelinin ve diğer ceza kesintiler ile toplam kesin tutarı olan 998.925,24 TL bedelin uygun ve yerinde olduğu, davalı idare tarafından son 30 numaralı kesin hesap hakediş bedelinden kesinti yapıldığı, kesilen kesin hesap hakedişine göre davacı yüklenicinin davalı idareye 1.133.589,72 TL borçlu olduğu, davacıdan kesilen ek teminat kesintisi olan 348.401,21 TL’nin hesap içinde davacı yükleniciye iade olunduğu, buna rağmen davacı yüklenicinin halen idareye borçlu olduğu bu şartlarda,720.000,00 TL teminat iadesinin veya borca karşılık irat kaydedilmesinin tamamen davalının takdirinde olduğu açıklanmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki üçüncü bilirkişi kurulu mahkememizce belirtilen inceleme konularına uygun şekilde hazırlanmış olup inceleme konuları tek tek ele alınmıştır. Bilirkişiler hakediş konusunda ehil olduğu gibi hazırlamış oldukları bu rapor yine konularında ehil ikinci bilirkişi kurulunun hazırlamış olduğu rapor ile uyum içindedir.
Esasen davacı,davalı idare ile yapmış olduğu sözleşme çerçevesinde davalı idare tarafından gerekli görülecek bütün onarım,düzeltmeler ile sürekli bakım işlerini yapmak zorunda olduğu noktasında taahhüt etmiş olduğu halde bu taahhüdü yerine getirmemiştir. Gerek ikinci bilirkişi kurulu gerek üçüncü bilirkişi kurulu raporunda ayrıntılı olarak irdelendiği üzere,işin çok büyük bir kısmı tamamlanmış olmakla beraber,dava konusu somut olayda davalı idare tarafından tespit edilen eksikliklerin mevcut olduğu,bu eksiklerin varlığının tartışmasız hale geldiği,nitelik ve niceliği tespit olunan bu eksik işlerle ilgili davacı yükleniciye 240 günlük süre verildiği halde bu eksikliklerin davacı tarafından giderilmediği, esasen bu nedenle tespit edilen eksik işlerin davalı iş sahibi idare tarafından nama ifa yoluna başvurmak suretiyle dava dışı üçüncü kişi yüklenicilere tamamlattırıldığı, bu nedenle davacı yüklenicinin idareye 1.133.589,72 TL tutarında borçlu olarak kabul olunmasının gerektiği, esasen gerek ikinci bilirkişi kurulu gerekse üçüncü bilirkişi kurulunun 998.925,24 + KDV tutarlı tutarın uygun ve yerinde bir miktar olduğu, bu nedenle davacının bu davaya konu yaptığı,720.000,00 TL tutarında davalıya borçlu olmadığının tespiti,buna bağlı olarak kesin ve ek teminatın iadesi talebinin haklı olmadığı,ayrıca ikinci ve üçüncü bilirkişi kurulu raporunda saptanan miktarlar karşısında davacının bedel artırım talebine konu yapmış olduğu şekilde alacaklı olmasını gerektiren herhangi bir hukuki durumun dahi söz konusu olmadığı sonucuna varılmıştır.Bir başka deyişle,davalının davacıdan bilakis alacaklı konumda olduğu,bu nedenle menfi tespit davasının kabulünün mümkün olmadığı açıktır.O halde davalıya borçlu konumunda olan davacının,davalıdan alacaklı olmasını gerektiren ve somutlaştırılmış bir delil de yoktur.
İspat hukuku şekli hukukun içinde yer alsa da , ispat yükü maddi hukuk tarafından belirlenir… Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıalarının, iddialarının doğru olduğu veya karşı tarafın iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlamak amacı ile çekişmeli vakıalar ile ilgili deliller sunarak gerçekleştirdikleri bir hukuki faaliyettir. Delil ikame yükü ise, ispat yükü kuralları çerçevesinde hakimin aleyhte karar verme tehlikesini ortadan kaldırmak amacı ile tarafların delil ikamesi faaliyeti ile kendi vakıa iddialarının doğruluğu veya karşı taraf iddialarının yerinde olmadığı yolunda hakimde kanaat oluşturmasıdır. (Bilge Umar, İspat Yükü Kavramı ve Bununla İlgili Bazı Kavramlar, İÜHFM, 1962, Cilt: 3, Sayfa: 4, 64) Somut davada davacının davaya konu yaptığı menfi tespit ve belirsiz alacak talebine konu miktarlar yönünden iddiasının ispatlanamadığı açıktır.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının sübut bulmayan davasının reddine,
2-Bu dava nedeniyle alınması gereken 54,40 TL red karar ve ilam harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile 26,70 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından 30,00 TL tebligat ve posta masrafı ile 2.800,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 2.830,00 TL masrafın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı lehine A.A.Ü.T gereği takdir edilen 92.962,38 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde gider avansının talep halinde iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı ve oy birliği ile karar verildi.13/02/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır