Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/73 E. 2018/1271 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/73
KARAR NO : 2018/1271

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2015
KARAR TARİHİ : 06/12/2018

DAVA; davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekilinin davalıya iplik ve benzeri ürünler sattığını, satılan ürünlerin bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, ödenmeyen fatura tutarları için takip başlatıldığını, davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline sattığı ipliklerin ayıplı olduğunu, bu durumun … 4. ATM … D.iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, davacı tarafa bildirildiği halde ayıbın giderilmediğini, zararın tazmin edilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Karşı Dava: Davalı vekili cevap dilekçesinde karşı dava olarak özetle; teslim edilen malların ayıplı olmasından kaynaklanan 5.000,00.-TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini fazlaya ilişikin hakların saklı tutulmasını istemiştir.
Deliller ve Gerekçe:Asıl dava, ticari mal satışından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali, karşı dava ise ayıplı mal alımından kaynaklanan zararın tahsili taleplerine yöneliktir.
Taraflar arasında tekstil emtiası satışı konusunda anlaşma bulunduğu, fatura konusu malların davalıya teslim edildiği olguları sabittir.
Uyuşmazlık, teslim edilen mallarda ayıp bulunup bulunmadığı, ayıbın niteliğine göre davacı alacağının tutarı, karşı dava kapsamında karşı davacının zararının mevcudiyeti ve miktarı konularındadır.
Mahkemece öncelikle dava konusu iplik emteası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, yapılan inceleme sonucu rapor düzenleyen Tekstil Müh. Prof. Dr. … tarafından düzenlenen raporda özetle; “…inceleme sırasında davalı karşı davacı deposundaki malların farklı mallara ait oldukları, karışık halde bulundukları (örneğin … markalı ürünlerin de davacı tarafından gönderildiğinin iddia edildiği) davalı-karşı davacı tarafça ayıplı olduğu ileri sürülen ürünlerin gözle muayenede ayıbının farkedilmediği, örme aşamasında kopma ile farkedilebildiği, bu niteliği dikkate alındığında en geç 8 gün içinde ihbarda bulunulması gerektiği ancak 5 ay geçtikten sonra ayıp ihbarında bulunulduğu…” ifade edilmiştir.
Yapılan bilirkişi incelemesiyle, incelenen ürünlerin davacıya aidiyetinin tam olarak belirlenemediği ancak davacı tarafından satılan ürünler olduğu kabul edilse dahi tekstil işiyle uğraşan davalı-karşı davacının nihayet 8 gün içinde ayıbı farkedip ihbar etmesi gerektiği, oysa davalı karşı davacının 18.8.2013 ile 30.08.2014 tarihleri arasında muhtelif tarihlerde düzenlenen faturalar karşılığı aldığı mallara ilişkin ayıbı 11.02.2015 tarihli ihtarla bildirdiği, başka bir ifadeyle, ayıbın teslimlerin zamana yayılmış olması nedeniyle 5-6 ay sonra ihbar edildiği, ayıp ihbarının icra takibinin başlamasından sonra yapıldığı, hatta itiraz dilekçelerinde de (16.01.2015) ayıptan söz edilmediği, sonuç olarak süresinde ayıp ihbarının yapılmadığı, bilirkişi tarafından incelenen ürünlerin davacı- karşı davalıya ait olup olmamasının da bu sebeple sonuca etkili olmadığı kabul edilmiştir.
Yapılan defter incelemesinde; alınan ilk raporda bir takım hesaplamalar yapılmış ise de kapsamında çelişkiler bulunduğu, defterler arasındaki mutabakatsızlığın somut olarak ortaya konamadığı, davanın itirazın iptali davası olduğunun dikkate alınmadığı görülmüş hükme esas alınmamıştır.
Alınan ikinci raporda; davacı kayıtlarına göre davacı alacağının 404.590,87 TL, davalı kayıtlarına göre ise 393.268,88 TL olduğu, mutabakatsızlığın 11.321,99 TL olduğu, bildirilmiş raporun 8. Sayfasında mutabakatsızlığı yaratan (7) kayıt gösterilmiştir.
21.12.2017 tarihli duruşmada anılan ödemelerle ilgili dayanak belgelerinin ibrazı bakımından davalı vekiline süre verilmiştir.
Davalı vekili buna göre 4.1.2018 tarihli dilekçeyle açıklamada bulunmuş, bu açıklama ve taraf vekillerinin 5.4.2018 tarihli duruşmadaki beyanları dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor alınmış olup, ek raporda (19.4.2018 tarihinde) bu kez 50.000,00 TL ve 2.000,00 TL tutarlı kayıtların sunulmadığı, ifade edilmiş, davalı beyanları da dikkate alınarak 31.08.2014 keşide tarihli, 50.000,00 TL tutarlı çekle ilgili … Bankasına yazı yazılmış, gelen cevapta çekin davalı tarafından davacıya ciro edildiği ancak bu davalı ödemesinin, davalı-karşı davacı savunmasının aksine davacı-karşı davalı kayıtlarında yer aldığı; bu kaydın bilirkişi SMM … tarafından düzenlenen 22.06.2016 tarihli raporun 4. Sayfasında(40 yevmiye), aynı bilirkişinin 28.11.2016 tarihli ek raporunun 3. Sayfasında(40 yevmiye) ve hem de SMM …’ın düzenlediği 14.11.2017 tarihli raporun 4. Sayfasında(40 yevmiye) gösterildiği tespit edilmiştir.
Davacı vekili 05.12.2017 tarihli dilekçesiyle;
– 5.000,00 TL
-11.141,00 TL
-11.321,99 TL
12.663,86 TL olmak üzere,
toplam 40.126,85 TL tutarlı ödemelerin, kayıtlı alacaklarından mahsubunu kabul etmiştir.
Davacı vekili ek rapora beyan dilekçesinde de (17.12.2016) 12.663,86 TL, 11.141,00 TL ve 5.000,00 TL’lik mahsupları kabul etmiştir. Bu dilekçede 11.321,99 TL’lik mahsuptan söz etmemiş ise de bunun bir önemi yoktur. Zira 11.321,99 TL’lik fatura talepte zaten talepler içinde yer almamaktadır ve bu yüzden her halükarda düşülmesi gerekecektir. (itirazın iptali davalarının sıkı sıkıya takibe bağlılığı ilkesi)
Bu durumda;
Davacı kayıtlarında yer alan 404.590,87 TL’den 40.126,85 TL’yi mahsup ettiğimizde davacının kalan alacağı 364.464,02.-TL olmaktadır. Bu hesaplamadan sonra taraflar arasında mutabakatsızlık tutarı;
-364.464,02 TL
-312.434,02 TL(davalı kaydına göre borç tutarı )
52.030,00 TL olmaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere; 31.08.2014 keşide tarihli, 50.000,00 TL tutarlı çekle ilgili … Bankası çekinin davalı tarafından davacıya ciro edildiği ancak bu davalı ödemesinin, davalı-karşı davacı savunmasının aksine davacı-karşı davalı kayıtlarında yer aldığı; bu kaydın bilirkişi SMM …. tarafından düzenlenen 22.06.2016 tarihli raporun 4. Sayfasında(40 yevmiye), aynı bilirkişinin 28.11.2016 tarihli ek raporunun 3. Sayfasında(40 yevmiye) ve hem de SMM …ın düzenlediği 14.11.2017 tarihli raporun 4. Sayfasında(40 yevmiye) gösterildiği, başka bir ifadeyle söz konusu ödemenin davacı alacağından zaten mahsup edilmiş olduğu, davalının 2.000,00 TL’lik ödemeyi de kanıtlayamadığı, Buna göre hesaplama yapıldığında;
-Bizzat davalı-karşı davacının kendi kayıtlarına göre borç: 312.434,02.-TL’dir.
-Davalı-karşı davacı, mutabakatsızlığı oluşturan 52.030,00.-TL tutarlı ödemelerini kanıtlayamadığına göre borcu;
312.434,02.-TL+52.030,00.-TL=364.464,02.-TL’dir.
Ancak davacı vekili 05.12.2017 tarihli dilekçede (52.030,00 TL ödemenin yapılmamış olduğu duruma göre) alacak tutarını 364.463,95 TL olarak kabul ettiğinden taleple bağlı kalınarak 364.463,95 TL üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davalı icra takibine haksız itiraz ettiğinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Karşı dava yönünden; yukarıda açıklandığı gibi süresinde ve usulüne uygun ayıp ihbarının kanıtlamadığı sonucuna ulaşıldığından karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüyle … 21. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibine, davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptaliyle takibin 364.463,95 TL asıl alacak bakımından takibin devamına, fazla talebin reddine,
Asıl alacağa takipten itibaren değişen oranda avans faizi yürütülmesine,
72.892,79 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Davacı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 27.817,84.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
Davalı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.954,25.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
Davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 5.236,73.-TL’sinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 32,40.-TL açılış gideri, 1.100,00.-TL bilirkişi ücreti, 342,50.-TL tebligat, posta vs. gideri olmak üzere toplam 1.474,90.-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre takdir edilen 1.240,39.-TL’sinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 19,00.-TL tebligat ve posta gideri ile 400,00.-TL bilirkişi ücreti toplamı 419,00,-TL.nin kabul ve ret oranına göre takdir edilen 66,62.-TL’sinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Bu dava sebebiyle 24.896,53.-TL Karar harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 5.236,73.-TL+2.167,97.-TL’nin mahsubu ile kalan 17.491,83.-TL’nin davalıdan alınmasına,
Karar kesinleştiğinde taraflardan alınan gider ve delil avansının harcanmayan kısmının iadesine,
2-Karşı davanın reddine,
Davalı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
Bu dava sebebiyle 35,90.-TL Karar harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 85,38.-TL’den mahsubu ile kalan 49,48.-TL’nin davacıya iadesine,
Karar kesinleştiğinde taraflardan alınan gider ve delil avansının harcanmayan kısmının iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup anlatıldı. 06/12/2018

Başkan …
¸E-İmza
Üye …
¸E-İmza
Üye …
¸E-İmza
Katip …
¸E-İmza