Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/640 E. 2018/572 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/640 Esas
KARAR NO : 2018/572

DAVA : Alacak (Akaryakıt Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2015
KARAR TARİHİ : 23/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Akaryakıt Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 02/04/2013 tarihinde … Müşteri Sözleşmesinin imzalandığım, sözleşme ile davalı şirketin müvekkil şirket araçlarına akaryakıt ikmal ve data hizmeti vermeyi taahhüt ettiğini, sözleşmenin ödemeler başlıklı 9. maddesine göre davalı şirketin, müvekkil şirkete tanzim edeceği fatura bedelini pompa satış fiyatının KDV’siz tutarından %7,5 iskonto yaparak hesaplayacağının kararlaştırıldığını, Sözleşmenin imzalandığı 02/04/2013 tarihinden 31/03/2014 tarihine kadar davalı şirket tarafından müvekkil şirkete %7,5 iskonto uygulanarak fatura tanzim edildiğini, ancak EPDK’nm 20/03 /2014 tarih ve 4927 sayılı kararı gerekçe gösterilerek 31/03/2014 tarihli fatura ile birlikte ve bu tarihten itibaren uygulanan İskonto oranının %2,5’e indirildiğini, Bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davalıya gönderilen … 6. Noterliğinin … tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile satış koşullarının değiştirilerek iskonto oranını %7,5’ten %2,5’e indirilmesinden dolayı 2014 Mart ayından bu yana müvekkilince fazladan ödenen bedellerin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren üç gün içinde iadesinin ihtar edildiğini, davalı şirketinin 31/03/2014 tarihli yazısı ile ”… siz değerli müşterimize uygulanmakta olan oranımız, 31 Mart 2014 tarihli faturanızla birlikte pompa fiyatımızdaki indirime ilaveten +2,5 olarak uygulanacaktır ” şeklînde haber verildiğini, ancak sözleşmenin sona erme tarihinin yaklaşması üzerine başlanan yenileme görüşmeleri sırasında sözleşmenin yenilenmesi yeni dönemde %5 iskonto uygulanacağının teklif edildiğini, ancak 02/04/2013 tarihli sözleşme dönemi için mutabakat sağlanamadığı ve faturalara %2,5 iskonto uygulanmasına devam edildiğini, davalının EPDK kararını gerekçe göstererek iskonto oranını düşürdüğünü, ancak %5 iskonto teklifinden bunun EPDK karan ile ilintili olmadığının ortada olduğunu; davalının EPDK karan-:çe göstererek sözleşmede kendisine tanınan sözleşmede değişiklik yapma hakkım kötü-ullandığım ve müvekkilini yanıltarak işlem yaptığım; EPDK karannın uygulama süresi 2 ay olması ve sona ermesine rağmen davalının %2,5 iskonto uygulamaya devam ettiğini, sözleşmede belirtilen %7,5 iskonto oranının TMK m. 2’de düzenlenen iyiniyet / dürüstlük kuralı ile vefa ilkesine aykırı olduğunu, 02/04/2013 tarihli … Müşteri Sözleşmesinin davalı tarafından tek taraflı hazırlanarak müzakere imkanı tanınmadan imzalatılması sebebiyle genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, sözleşmenin 9. maddesinde verilen sözleşmede değişiklik yapma hakkının TBK m. 20 vd. Hükümlerine aykırı olduğunu, genel işlem koşulu niteliğindeki tip sözleşmelere dürüstlük kuralına aykırı olarak karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlatıcı hükümler konulamayacağını, sözleşmenin 15. maddesine göre taraflar, birbirlerinin yazılı onayı olmaksızın sözleşme maddelerinde, şartlarında veya ekinde değişiklik veya ekleme yapamayacaklarının kabul edildiğini, buna rağmen davalının ödeme şartlarında müvekkilinden onay almaksızın değişiklik yaptığını kabul etmediklerini, iddia ederek, “davalının iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak, sözleşmedeki satış koşullarını değiştirerek iskonto oramm%7,5 ‘ten %2,5’e indirilmesinden dolayı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 2014 yılı Mart ayından itibaren müvekkil tarafından fazla ödenen bedellerin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ” karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Müvekkili şirketin faaliyet alanı itibariyle regüle bir piyasada faaliyet gösterdiğini, bu sebeple fiyatlandırma konularında kamu kurumları, EPDK, tarafından alınan kararlara tabi olduğunu, Petrol Piyasası Kanunu m.19 uyarınca idari para cezası ve m. 20 uyannca EPDK tarafından bildirilen talimatlara uygun hareket etmeyen bir petrol şirketinin faaliyetinin geçici olarak durdurulabileceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin EPDK talimatlarına uygun hareket etme yükümlülüğünün olduğunu, EPDK 20/03/2014 tarih ve 4927 sayılı kararıyla petrol piyasasına ve akaryakıt fiyatlarına müdahale etiğini, EPDK’nm müdahalesinin sektörde beklenilmeyen ve öngörülmeyen bir gelişme olduğunu, bu müdahale müvekkilinin davacı ile aralarındaki sözleşmeyi aynı şartlarda devamını çekilmez hale getirdiğini, işlem temelinin çöktüğünü, müvekkili şirket bakımından ağır zarar döneminin başladığını ve aşırı ifa güçlüğünün baş gösterdiğini, müvekkili şirketin bunda bîr kusurunun olmadığını, EPDK 20/03/2014 tarih ve 4927 sayılı kararıyla Petrol Piyasası Kanunun 10. maddesindeki yetkisini kullanarak, iki ay süreyle “rafineri çıkış fiyatı”, “akaryakıt dağıtım tavan fiyatı” ve “bayi tavan fiyatı” belirleme esaslarını uygulamaya koyduğunu; böylece tavan fiyat uygulamasının başladığını ve motorin ve benzin için dağıtıcı şirket kar payı ile bayi kar payı toplamı litrede 37 kuruş olarak sınırlandığını, Davacının iddia ettiği gibi EPDK kararının uygulama süresi 2 ay ile sınırlandırılmış olsa da, EPDK’nın başka ve benzer nitelikteki kararlarıyla piyasaya müdahaleye devam ettiğini, EPDK kararı uyarınca müvekkilinin gerekli düzenlemeleri yaptığını ve 31/03/2014 tarihli yazı ile davacı şirkete değişikliğin bildirildiği, davacı şirketinin bu bildirime rağmen herhangi bir itirazda bulunmadığını, bu durumun davacının değişikliğe muvafakatini ortaya koyduğunu, taraflar arasında anlaşıldığı üzere, davacıya yapılacak iskontonun pompa birim fiyatı üzerinden hesaplandığını, EPDK’nın kararı sonrasında pompa fiyatlarında büyük bir düşüşün yaşandığı, bu nedenle davacıya sözleşme zamanında teklif edilen %7,5 iskontonun %2,5 olarak düşürülmesinin iskontoya temel alınan pompa fiyatında davacı açısından somut bir fark oluşturmadığını, dacıya yeni dönem için %5 iskonto uygulanacağına ilişkin teklif yapılmadığını, müvekkilinin sözleşmenin 9. maddesine göre sözleşmede değişiklik yaptığını, bu değişikliği Mart ayında yazılı olarak bildirdiğini, aradan neredeyse 1 yıl geçtikten sonra 20/05/2015 tarihinde ihtarname göndermesi ve bundan 1 ay sonra dava açarak bedel farkı talep etmesinin davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasında akdedilen … Müşteri Sözleşmesinde belirlenen iskonto oranının uygulanmamasından kaynaklanan dayanan alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 02/04/2013 tairihli … Müşteri Sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmenin 9. Maddesinde iskonto oranının %7,5 olarak kararlaştırıldığı ve davalının kar marjında oluşan anormal değişiklikler nedeni ile satış koşullarında değişiklik yapma hakkına sahip olduğunun hüküm altına alındığı, EPDK’nın 20/03/2014 tarihli 4927 sayılı kararı sebebi ile iskonto oranının 21/03/2014 – 21/05/2014 tarih aralığında %2,5 olarak uygulandığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 9. Maddesi kapsamında davalının; EPDK kararının uygulanma süresi içinde, mevcut duruma göre değişiklik yaşanması, piyasa koşullarında ve kar marjındaki farlılık nedeni ile davacıya uyguladığı iskonto oranını %2,5’e düşürebileceği, ancak EPDK kararının uygulanma zorunluluğunun ortadan kalktığı 21/05/2014 tarihinden itibaren taraflar arasında akdedilen sözleşme ile belirlenen %7,5 oranındaki iskonto oranının uygulanması gerektiği, zira 21/05/2014 tarihinden dava tarihine kadar olan süreçte davalının sözleşmenin 9. Maddesi kapsamında iskonto oranının kendi lehine değiştirmesini gerektirecek ölçüde piyasa koşullarında değişiklik, kar marjında düşüklük bulunduğu hususu ispat edilemediğinden davacının davasının kısmen kabulüne dair denetime elverişli 17/05/2015 tarihli hesap bilirkişi raporu hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen KABÜLÜ ile;
17.237,21 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken 1.177,47 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 341,72 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat ücreti 145,00 TL bilirkişi masrafı 2.100,00 TL olmak üzere toplam 2.245,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.933,91 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açıkolmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/05/2018

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)