Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/466 E. 2020/683 K. 25.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/466 Esas
KARAR NO : 2020/683

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 04/02/2014
KARAR TARİHİ : 25/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının … Ticaret Siciline kayıtlı … A.Ş. isimli şirketin sahibi olduğunu, kendi beyanına göre …’ daki bir kısım AVM’ lerde kurulu stantlarla ”…” isimli ürünleri sattığını, müvekkillerinden …’ ın çocukluktan beri tanıdığı yakın arkadaşı olduğunu, diğer müvekkili …’ ın ise davalıyı eşi vasıtasıyla tanıdığını, davalının ısrarları üzerine müvekkillerinin davalının sahibi olduğu … A.Ş.’den alınacak distribütörlük ile … adlı ürünün alışveriş merkezlerinde satışı gerçekleştirilmek amacıyla davalı ile birlikte 14/11/2012 tescil tarihli… A.Ş. ticaret unvanlı şirketi kurduklarını, bu şirkete müvekkillerinden …’ nun %25, diğer müvekkili …’ nun %25, davalı …’ in ise %50 oranında hissedar olduklarını ve sözleşmenin müvekkilleri tarafından imzalanıp davalıya teslim edilmiş ise de sözleşmenin imzaları tamamlanarak müvekkillerine ulaştırılmadığını, davalının henüz tarafların hissedar oldukları şirketin kuruluş sürecinde sözde gecikmeye mahal vermemek ve aynı anda yapılacak imalatın maliyetini düşüreceği yönündeki aldatıcı beyanları ile toplam 10 adet standın bedeli olduğunu iddia ederek müvekkillerinden stant başına 15.000,00 USD x10 = 150.000,00 USD aldığını, davalının yaptığı işin çok büyük getirisi olduğu konusunda müvekkilleri üzerinde iradelerini sakatlamakla kalmadığını aynı zamanda piyasa ederi 1.500,00 TL olan stantları 15.000,00 USD’ den müvekkillerine satmayı da başardığını, müvekkillerinin davalıya olan güvenleri nedeniyle derhal davalıya 130.000,00 USD parayı elden teslim ettiklerini, fakat davalının bu parayı aldıktan sonra 10 adet stanttan sadece 5 adedinin müvekkillerine teslim edildiğini ve ne yazık ki sadece 3 adedinin kullanıldığını, davalı ile yapılan görüşmeler neticesinde davalının iş bu paranın 48.000,00 USD’ sini iade ettiğini ancak 82.000,00 USD’ nin hali hazırda haksız ve hukuka aykırı olarak davalının uhdesinde bulunduğunu, davalının müvekkillerinin kendisine karşı olan iyi niyetlerini ve güvenlerini kullanarak müvekkillerinin iradelerini sakatladığını ve haksız kazanç elde ederek müvekkillerini dolandırdığını, davalı ile sulh içerisinde çözüm oluşturmak için yapılan görüşmeler sonuç vermeyince … 8. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile iade borcunu yerine getirmesinin istenildiğini ancak bu girişimin de sonuçsuz kaldığını, bu nedenlerle tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile müvekkillerinden haksız iktisap edilen 82.000,00 USD’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkillerine iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bölümü itirazlarının olduğunu, davanın ticari dava olması nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, ortakların kendi aralarındaki uyuşmazlıkları giderdiklerini ve şirketi tasfiyeye soktuklarını, şirketin tasfiyesi hususunda ortaklar arasında herhangi bir anlaşmazlık bulunmadığını, davacıların iddialarını içeren … 8. Noterliğinin … tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesine … 56. Noterliğinin … tarih ve … yevmiyeli ihtarı ile cevap verildiğini, davacıların ihtarlarının semeresiz kaldığını, müvekkilinin davacılarla birlikte şirket kurduklarını, müvekkilinin davacılara kar veya ciro taahhüt etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin mevcut düzenini bozarak kendisine ortak olan ve daha sonra ticari hayatının sona ermesine neden olan davacıların neden oldukları zararı karşılamak yerine ihtarname göndermelerinin pişkinlik olduğunu, müvekkilinin davacılara herhangi bir taahhüdü olmadığı gibi stantları geri almak gibi bir mükellefiyetinin olmadığını, müvekkilinin davacılara herhangi bir borcunun bulunmadığı gibi uğradığı zararları tahsil etme hakkının saklı bulunduğunu ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İş bu dava dosyası … 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/09/2014 tarihli … Esas 2014/200 Karar sayılı görevsizlik kararı ve neticesindeki Yargıtay bozma ilamı sonrası mahkememize tevzi olunmuştur.
Adli Bilişim Uzmanı … mahkememize sunmuş olduğu 27/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … e- posta hesabının davalı …’ e ait olduğunun tespit edildiği, gmail e-posta hizmetinin gönderen IP bilgisini e- postalara eklemediğinin tespit edildiği, bu nedenle … e-posta adresinden gönderilmiş e-postaların orjinal olup olmadığının tespiti için davalı tarafın delil başlangıcı olarak iddia ettiği e-postaların üst bilgilerini dava dosyasına sunması gerektiği mütalaa edilmiştir.
Adli Bilişim Uzmanı … mahkememize sunmuş olduğu 04/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından dosya ekine sunulmuş üst bilgilere göre söz konusu e-postanın ”…” e-posta adresinden gönderildiğinin tespit edildiği, üst bilgilerde 2 adet IP adresi tespit edilmiş olup 1 tanesinin Google sunucularına ait olduğu, diğerinin ise … IP bloğuna ait olduğunun tespit edildiği mütalaa edilmiştir.
Adli Bilişim Uzmanı … mahkememize sunmuş olduğu 13/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davaya konusu … e-posta hesabından gönderilen diğer e-postalara ulaşılabilmesi için e-posta kullanıcı şifresiyle e-posta sistemine girilerek incelenmesinin gerektiği, bu nedenle ilgili e-posta adresine ait şifrenin taraflarca sunulması gerektiği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi Eks. … mahkememize sunmuş olduğu 26/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu stantların piyasa rayiç değerlerinin belirlenmesi için izahatı yapılan hesaplama yöntemlerinin tespiti için dava dosyasında verilen adrese gidildiği, adresin yanlış olması nedeniyle gerekli tespitler yapılamadığından piyasa rayiç değerlerinin belirlenemediği mütalaa edilmiştir.
… 12. Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat ile alınan SMMM bilirkişi … tarafından sunulan 13/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulmakla sahibi yararına delil olma özelliğine haiz olduğu, ticari defterlerde … A.Ş. tarafından … A.Ş. adına düzenlendiği, 55.394,65 TL tutarında 8 adet fatura kaydı ile, … A.Ş. tarafından … A.Ş. adına ”stant bedeli” açıklaması ile 30.000,00 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin fatura bedellerinden mahsup edilmesi neticesinde, …A.Ş.’nin … A.Ş.’ den 25.394,35 TL alacaklı olduğuna dair kayık bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi Eks. … mahkememize sunmuş olduğu 25/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; yapılan değerlendirmede, davaya konu stantların birim fiyatı güncel olarak nakliye ve montaj dahil 67.000,00 TL olarak tespit edildiği, stant adetleri itibari ile satın alma alışkanlıkları gereği pazarlık payı da göz önünde bulundurularak adet fiyatının 65.000,00 TL olacağı, 65.000,00 TL’nin taraflar arasındaki ticari ilişkinin kurulduğu 2012 Eylül ayındaki parasal değerinin ise TÜFE, Yİ-ÜFE ve bu ikisinin ortalamasına göre sırayla, 36.693,55 TL, 33.398,48 TL ve 34.983,54 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
SMMM Bilirkişi … mahkememize sunmuş olduğu 18/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dışı … A.Ş.’ nin 2012 takvim yılına ait ibraz ettiği resmi defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, dava dışı … Tic. A.Ş’ nin 2012 takvim yılına ait incelenen resmi defter ve belgelerinde, …Tic. A.Ş.’ nin … sıra numaralı 30.000,00 TL (KDV dahil) tutarlı ”Francise bedelli (…)” açıklamalı faturanın kayıtlı olduğu ve bu bedelin ödenirken açıklamasının ”stant bedeli” olarak yapıldığı, dava dışı …Tic. A.Ş.’ nin 2012 takvim yılına ait incelenen resmi defter ve belgelerinde ”stantlar” ile ilgili herhangi bir kayda rastlanmadığı mütalaa edilmiştir.
Mahkememizin 28/11/2017 tarihli celsesinde dinlenilen tanık … alınan beyanında; ”Şuan sigortacıyım, daha önce davacıların ve davalının ortak oldukları … Gıda isimli şirketin sigortalı çalışanıydım, firma kapandığı için tazminatımı alarak işten ayrıldım, söz konusu mail adresinin yani … şeklindeki e-posta adresinin davalı …’e ait olduğunu biliyorum, ancak bana göstermiş olduğunuz mail içeriği konusunda herhangi bir bilgim yok, davalı … bu mail adresi üzerinde yazışma yapar, ben kendisine ciroları bu mail adresi üzerinden göndermiştim, davalının da bu mail adresi üzerinden bana e-posta gönderip göndermediğini hatırlamıyorum ama bana mutlaka dönüş yapmıştır diye düşünüyorum, davacıların davalıya bir ödeme yaptığına dair duyumum var, birlikte oturduğumuzda kulaklarımla duymuştum, herhangi bir yazılı evrak görmedim, davalıya yapılan ödeminin nerede, nasıl ve kimin huzurunda yapıldığına dair bilgim yok, davacıyı da davalıları da iş sebebiyle tanıdım, maddi kazancımı ve ayrılırken tazminatımı davacı … hanımdan aldım, ilk başta işi kabul etmemiştim, stand çalışanı olarak lanse edilmişti, bu nedenle kabul etmemiştim, daha sonra bana İstanbul’da 6-7 şube olacak ve Avm bazlı şube olacak, sen de bu şubelerden genel sorumlu olacaksın dediler, kabul ettim, … hanım ve … beyi o şekilde tanıdım. İlk ben işe girdiğimde … Avm’de stand açılmıştı, ben iş görüşmesini dinlerken kısa süre içerisinde minimum 6-7 Avm’ye stand açılacağı söylenmişti, daha sonra 2. Şube açıldı, daha sonra bir yavaşlama söz konusu oldu, 3. Ve 4. Avm’lerde stand açıldı, ancak açılan bu standlar ilk Avm’de açıldığıı gibi değildi, daha düşük kaliteli yetersiz ve yetersiz noktalarda açıldı, ayrıca ben bu Avm’lere personel arıyordum, çok ciddi personel sıkıntısı çekildi, hatta patronlarımdan İrem hanım ve kardeşi … bey bu standlarda çalışmak zorunda kaldı, şirket tasfiye sürecine girdiğimde davalıyı görmedim, ben çalışmaya başladıktan yanılmıyorsam 6-7 ay gibi bir süre sonra şirket tasfiye edildi, başlangıçta ilk açılışlara kadar … beyi gördüm ama daha sonrasını görmedim, telefonla sürekli irtibat halindeydik.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat ile 18/12/2017 tarihli celsede dinlenilen tanık … alınan beyanında; ”Davacı … benim öz oğlum, davacı … ise büyük oğlum…’tin eşidir. Davalı ise oğlumun çocukluk arkadaşı olması sebebi ile tanırım. Davacılar ile davalı birlikte iş yaptılar. İspanyada da yenilen çuro isimli yiyecek maddesini üretip satacaklardı. İş ortaklığı ilk kurulduğu günlerde davalı AVM’ler içerisinde acil stand kurulması gerektiğini beyan ederek bizi sıkıştırdı. Bunun üzerine ben oğlum Yiğit’tin adına davalıya kendi evimde 70.000 USD ödeme yaptım. Yanlış hatırlamıyorsam 70.000 USD ödemeyi davalıya 2011 yılı içerisinde yaptım, tarihte yanılıyor olabilirim. Daha sonrada davacıların davalıya farklı zamanlarda ödeme yaptığını biliyorum. Ancak ödemenin miktarını benim yanımda yapılıp yapılmadığını hatırlamam, davacılar ödemeyi benim yanımdada yapmış olabilir. Benim yanımda yapmayıp bana söylemiş olabilirler, net olarak hatırlamam. Yalnızca ben 70.000 USD’yi ödedim. Taraflar arasındaki mail içerikleri hakkında bilgi sahibi değilim, ben 70.000 USD ödeme dışında davalı ile muhatap olmadım, davalı bize acil stand kurulması gerektiğini söylediği zaman bende kendisine bizim fabrikamız var orada yaptıralım dedim. Davalı da bunun üzerine bana bu stand özellikleri olan masif stand olacak dedi. Standların içerisinde buzdolobı olacaktı, ancak standlar kullanılmış vasıfsız, davalının söylediği özelliklere haiz değildi. Bu standlardan 6 ,7 tanesi geldi. Ancak davalı 10 tane geleceğini söylemişti. Sayılar konusunda yanılıyor olabilirim, davalı yine işe başlamadan önce iş potansiyelinin çok yüksek olduğunu, çok yüksek oranda ürün satılacağını söylemesine rağmen beklenen düzeyde satış olmadı, burada davalının ilgisiz tavırlarınında etkisi vardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat ile 18/12/2017 tarihli celsede dinlenilen tanık … alınan beyanında; ”Davacı …’i beraber enerji işinde çalıştığımızdan dolayı tanırım. … ise davacı …’itn kardeşinin eşidir. … dolayı tanıdım. Tarihini hatırlayamadığım bir gün …’tın ofisine Yiğit ile beraber gittik. … Bay … isimli ürünü üretiyordu. Ürünün satışının çok karlı olduğunu, kendisinin üretim aşaması ile ilgilenmek istediğini, pazarlama konusunu davacıların üstlenmesini istedi, beraber çalışacaklardı. Her bir davacı ayrı ayrı %25, davalının ise %50 payı olacaktı. Davalı … bu işin çok karlı olduğunu, piyasaya hızlı bir şekilde girerlerse şirketin değerinin 1 yıl içerisinde artacağını, daha sonra şirketin hissesini yurt dışına dahi satılabileceğini söyledi. Konuşma sırasında bir kısım standların üretiminden bahsedildi. … bu standları biz üretebiliriz dedi ise de, … standlar özellikli olacak şeklinde beyanda bulundu, bunun üzerine … tamam bu işi hallet dedi. Ortaklık satışları öncelikle … pazarında girdi. İstanbul pazarındaki işlerle … ilgilendi,bu evreden sonraki olaylarla ile bilgi sahibi değilim, ancak … bana bu iş nedeniyle …’a toplam da 130.000 USD para ödendiğini söylemiştir. Ayrıca tarafların birbirlerine atmış oldukları mail içerikleri ile ilgili bilgi sahibi değilim. Bazı mailleri okudum, ancak mail içeriklerini hatırlamam, zira üzerinden uzunca bir süre geçti. …, …’e pazarlamaya siz girin sizin AVM’lerde, Havalimanlarında ağırlınız var, tanıdıklarınız var demişti.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava, davalı ile davacılar tarafından kurulan …Ticaret A.Ş. ile … arasında yapılmış distirübitörlük sözleşmesi gereği, 10 adet stant bedeli olduğu iddiasıyla davacılar tarafından davalıya verilen 130.000,00-USD’den davalı tarafça sonradan iade edilen 48.000,00-USD haricinde kalan 82.000,00-USD’nin davacıların dolandırıldığı iddiasıyla davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, taraf beyanları ve mevcut delilleri, tanık beyanları, yukarıda özetlenen bilirkişi raporları ile birlikte dosya içerisinde mevcut tüm belgeler değerlendirildiğinde;
Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalının, davalının sahibi olduğu … Gıda A.Ş’den alınacak distribütörlük ile … adlı ürünün alışveriş merkezlerindeki satışını gerçekleştirmek amacıyla, … Tic. A.Ş’yi kurduklarını, şirketin kuruluş sürecinde müvekkillerinin 10 adet stand bedeli olarak elden 130.000,00 USD teslim ettiğini, standlardan beşinin teslim edilmemesi ve satışın fahiş bir rakamla gerçekleştiğinin anlaşılması nedeniyle bu paranın 48.000,00 USD’sinin iade edildiğini, ancak 82.000,00 USD’sinin davalının uhdesinde bulunduğunu, davalının müvekkilerini dolandırdığını ileri sürerek, 82.000,00 USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Tarafların kurmuş oldukları … A.Ş, dosya kapsamından anlaşıldığı üzere 14.11.2012 tarihinde tescil olunmuştur. Davacılar tarafından keşide edilen 22.10.2013 tarihli ihtarnameye göre ise, stant bedeli olarak davacılardan alındığı belirtilen bakiye 82.000,00 USD’nin davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiği belirtilerek davacı tarafça davalıdan iadesi talep olunmuştur.Davacı tarafa eksik, hatalı ve piyasa değerinin çok üzerinde satıldığı iddia olunan standların bu durumunu bildirir ihtarnamenin, taraflar arasında kurulan şirketin tescil tarihinden yaklaşık 1 yıl sonra davacı tarafça davalıya gönderildiği anlaşılmaktadır.Dosya kapsamında dinlenen ve yukarıda özetlenen tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere, davacılar kendilerine teslim edilen dava konusu standları -standların vaad edilen özellikleri taşımadığını anlayacak süreden daha fazla bir süre kadar- kullanmışlardır. Ayrıca dosya içerisinde mevcut, 02.05.2013 tarihli, davalı tarafından davacılara gönderilen e-mail içeriğine göre ise, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların anılan tarihte de mevcut olduğu açıktır. Ancak, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, yukarıda da bahsedildiği üzere davacı tarafça davalıya bildirim yapılma yolu 22.10.2013 tarihinde tercih olunmuştur.
Tarafların TTK’nın 18/2. maddesine göre basiretli bir tacir gibi hareket etmesi, riziko analizi konusunda gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerekmektedir. Davacılar ; ticari amaçlarla edinmek istediği standları satın alırken, piyasayı araştırıp standların rayiç değerini öğrenme imkanı varken, bu denetim imkanını kullanmamış, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, kendilerine teslim edilen ve edilmeyen standlarla ilgili duyulan rahatsızlığı taraflar arasındaki anlaşma ve standların taraflarına tesliminden uzunca bir süre sonra karşı tarafa bildirmiştir.
Davacı tarafın delil olarak da dayandığı davalı taraftan sadır 02.05.2013 tarihli mail içeriğinde davalı taraf, standların bir tanesinin değerinin 15.000,00 USD olduğunu, davacı tarafın 10 adet stand bedeli olarak 150.000,00 USD ödemesi gerektiğini ancak 124.000,00 USD ödediğini, daha sonra davacıların 5 stand olarak aralarındaki anlaşmayı güncellemek istediğini ve bu kapsamda davacılara 48.000,00 USD iade edildiğini, standlar için davacıların 75.000,00 USD civarında bir para yatırdığını belirtmiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde, davalının stand başına 15.000,00 USD olmak üzere davacılardan toplam 150.000,00 USD aldığını belirtmiş ve dilekçenin devamında on adet stand bedeli olarak davalıya bizzat elden 130.000,00 USD verdiklerini, taraflarına on adet stand teslim edilmesi gerekirken standlardan beşinin teslim edilmediğini,bu yüzden bu paranın 48.000,00 USD’sinin iade edildiğini, teslim edilen standların kalitesi konusunda aldatıklarını, satışın fahiş bir rakamla gerçekleştiğini, arta kalan 82.000 USD’nin haksız olarak davalının uhdesinde bulunduğunu ve neticeten davalı tarafından dolandırıldıklarını ileri sürmüştür. Mail içeriği, taraf beyan ve delilleri değerlendirildiğinde,teslim edilmeyen standlar için davalı tarafça 48.000,00 USD para iadesi yapıldığı, standların bir tanesinin değerinin taraflar arasında ortaklığın kuruluş aşamasında 15.000,00 dolar olarak belirlendiği, dosya kapsamında aldırılan ve yukarıda özetlenen bilirkişi raporunda dava konusu standların bir tanesinin bedelinin tespiti için yapılan değerlendirmede, standların değerinin satın alınma tarihlerine göre ortalama 35.000,00 TL civarında olduğu, 15.000,00 USD’nin anılan tarihteki USD kuruna göre TL karşılığı ve 35.000,00 TL’nin yine anılan tarihteki USD karşılığı değerlendirildiğinde, standların davacıya satım tarihinde fahiş fiyatta olmadıkları anlaşılmaktadır.
Davacının cevaba cevap dilekçesinde davaya konu maddi olay ; “davalı yanın bireysel ikna ve gerçek dışı beyanları doğrultusunda, davacılara yönelik haksız fiil ile sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verecek paranın davalı tarafça davacılardan alınması” olarak belirtilmiştir. Taraflar arasında gerçekleşen olaya ilişkin maddi gerçeğin araştırıldığı, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma Numaralı, … Karar Numaralı ceza soruşturma dosyasının bir sureti mahkememize getirtilmiş, anılan dosyada özetle, davalının eyleminde hile boyutunda nitelikli yalan bulunmadığı tespit olunarak davalı hakkında dolandırıcılık suçundan kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir. Dolayısıyla, davacıların iş bu davaya da konu ettiği dolandırılma iddiası ceza soruşturmasında da ispatlanamamıştır.
Açıklanan tüm bu hususlar doğrultusunda ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 3.180,10 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 3.125,70 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ ne göre hesap ve takdir edilen 21.484,97 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
6-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/12/2020

Katip …

Hakim …