Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/363 E. 2019/558 K. 21.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/363 Esas
KARAR NO : 2019/558

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/04/2015
KARAR TARİHİ : 21/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu … 37.İcra Müdürlüğü … esas sayılı takip dosyasından müvekkili hakkında çeke dayalı ihtiyati haciz kararı alındığını ve hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığını, söz konusu takip dayanağı çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, kim tarafından imzalandığının da bilinmediğini, imza incelemesi yapıldığında çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığının anlaşılacağını, taraflarınca icra dosyasına yapılan ödemenin ihtirazi kayıtla yapıldığını, icra tehdidi altında ödeme yaptığını, bu nedenle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile ödenen paranın ödeme tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından keşide edilmiş olan … Bankası … Şubesine ait 31/03/2014 keşide tarihli 10.000,00-TL bedelli … seri numaralı çekin, … Tic. Ltd. Şti. tarafından 09/09/2013 tarihli … Faktoring Sözleşmesine istinaden 09/09/2013 tarihli kambiyo senedi tevdi formu ile müvekkiline teslim edildiğini ve faktoring yapıldığını, çekin …Ltd. Şti. tarafından davacıya kesilen 02/09/2013 tarihli … numaralı 4.320,00-TL bedelli faturaların ödemesi olarak verildiğini, dava konusu çekin 31/03/2014 tarihinde bankaya ibraz edildiğini ancak karşılığının çıkmadığını, bu nedenle borçlular aleyhine icra takibini başlatıldığını, davacıya ait adreste … 2.İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasıyla haciz yapıldığını, dosya borcunun davacı keşideci tarafından 20/03/2015 tarihinde ödendiğini, çekin başkası tarafından imzalanabilmesi için öncelikle davacı elinden rızası hilafına çıkmış olması veya kaybedilmiş olması gerektiğini, dava konusu çekin keşide ve bankaya ibraz tarihinin 31/03/2014 olduğunu, çekin ödeme olarak verildiği faturaların ise 2013 tarihli olduğunu, fatura tarihlerinden de anlaşılacağı üzere dava konusu çekin 2013 yılı içinde … Şti.’ne verildiğini, davacının söz konusu çek açısından hukuki prosedürü başlatabilmesi için gerekli ve yeterli zamanı mevcutken bir girişimde bulunmadığını, çekin iptali için veya menfi tespit talepli dava açmadığını, davacının bunca süre sessiz kalmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenle davacı tarafından ödenen çeklerin ilgili bankalardan celbini ve yapılacak bir incelemede bunların temel alınmasını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafından ödenen bedelin 998,95-TL’sinin tahsil harcı olduğunu, imkan olmasına rağmen menfi tespit davası açmayan davacının bu miktarın ödenmesine kendi kusuruyla sebep olduğunu, anılan miktar yönünden davanın reddi gerektiğini, bu nedenle davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kesinleşmiş icra takibi sırasında ödenen çek bedelinin, imza inkarı üzerine İİK 72/5 maddesi kapsamında istirdadı istemine ilişkindir.
… 37.İcra Dairesinin … Esas takip dosyası getirtilerek incelendiğinde, davacının keşidecisi olduğu çek nedeniyle davacı keşideci ve dava dışı lehdar-ciranta hakkında alınan ihtiyati haciz kararına istinaden başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip sırasında davacı keşidecinin malvarlığına uygulanan ihtiyati hacizler üzerine davacının vekili vasıtasıyla haciz tehdidi nedeniyle ihtirazi kayıtla ödeme yapmak istediğini dilekçe ile bildirerek dosya borcunu ödemiş olduğu, ödeme üzerine hacizlerin terkin edildiği anlaşılmıştır.
İcra dosyası, dava konusu çek aslı, davalının factoring işlemine ait sözleşme, faturalar, alacak temlik ve çek tevdi bordroları, davacının vergi dairesine verdiği Ba formları incelenmiş, davacının imza inkarı nedeniyle çek keşide tarihinden önceki-sonraki ve yakın tarihli ıslak imzalı belgeleri bulunduğu yerlerden getirtilmiş, tatbike medar imzası usulüne uygun olarak alınmış, çek aslı üzerinde adli grafolog bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
Davacının çekteki keşideci imzasını ve keşide tarihi değişikliğindeki düzeltme imzasını inkarı nedeniyle alınan ilk bilirkişi raporunda sadece keşideci imzası incelenmiş ve davacının eli ürünü olmadığı bildirilmiştir. Rapora süresinde itiraz ve eksik inceleme nedeniyle dosya bu kez ATK Fizik İhtisas Dairesine sevkedilmiş, 4 uzmandan oluşan kurul tarafından düzenlenen raporda çekteki keşideci imzasının davacının eli ürünü olmadığı, ancak keşide tarihi düzeltme imzasının davacının eli ürünü olduğu görüşü bildirilmiştir. İlk bilirkişi raporunda keşide tarihi düzeltme imzası incelemesi yönünden eksiklik bulunduğundan ilk bilirkişiden (…) bu hususta ek rapor istenmiş, alınan ek raporda keşide tarihi yanındaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı görüşü bildirilmiştir.
Alınan iki rapor arasında keşide tarihi değişikliği imzasının aidiyeti yönünden çelişki oluştuğundan, ATK’dan çelişkiyi giderici rapor talep edilmiş, bu defa Fizik İhtisas Diresince 7 kişilik genişletilmiş uzmanlar kurulu tarafından hazırlanan raporda, ilk ATK raporundaki gibi, keşide tarihi değiştirme imzasının davacının eli ürünü olduğu görüşü tekrarlanmıştır.
Netice itibariyle alınan raporlar sonucu çekteki keşideci imzasının davacının eli ürünü olmadığı, ancak 20.01.2014 okunur iken çizilerek 31.03.2014 yapılan keşide tarihi değişikliği yanındaki imzanın davacının eli ürünü olduğu anlaşılmıştır.
Davacının vergi dairesinden getirtilen 2013-2014 aylık dönemlerde verdiği Ba formlarında factoring ilişkisinde devralınan faturaların bildirilmediği, bunlardan birinin 5.000 TL.lik bildirim sınırının altında olduğu ancak 02.09.2013 tarihli faturanın bildirim sınırı üstünde olmasına rağmen bildirilmediği, fakat davacının tüm mal alışlarının çek lehdarı ile aynı sektöre ilişkin olduğu görülmektedir. Ba bildirimlerinde faturaların bildirilmemiş olması, tek başına davacının dava konusu çeki bu faturalar karşılığı vermemiş olduğunu ispatlar sayılamaz.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesine göre, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” Rıza dışında elden çıktığı ve başkası tarafından ele geçirilerek keşide edildiği ileri sürülen çek bedelinin istirdadı talebiyle açılan işbu davada ispat yükü davacıda olup, davacının öncelikle çekin yedinde iken rızası hilafına elinden çıktığını ardından da çeki elinde bulunduran hamilin kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir. Bunun yanında çek factoring ilişkisinde kullanıldığından, davalının 6361 sayılı Yasa hükümlerine uygun şekilde ele geçirilmemiş olması gerekir.
Davalı şirket vekilinin sunduğu delillerden, takip dayanağı çekin lehdarına factoring sözleşmesine istinaden sağlanan fayda nedeniyle, lehdarın davacıya düzenlediği 28.08.2013 ve 02.09.2013 tarihli faturalar içeriği alacağını ve faturalar karşılığı davacıdan aldığı çeki 6361 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik ile BDDK genelgeleri hükümlerine uygun olarak temlik ve devraldığı, çekin ciro zincirinde kopukluk olmadığı, dolayısıyla davalının yetkili hamil sıfatını haiz olduğu tespit edilmiştir.
Kambiyo evrakına ilişkin imza inkarı mutlak def’i olmakla herkese karşı ileri sürülebilir nitelikte olsa da, keşide tarihindeki düzeltme-ileri tarihle değiştirme imzasının davacının eli ürünü olması, çekin okunur ilk keşide tarihi ile değişiklik sonrası keşide tarihi arasında davacının eline geçmiş olduğu, boş çek yaprağının kaybolduğunu bilen ve keşideci imzasının kendine ait olmadığını gören keşidecinin bu çeki iptal-iade işlemi yaptırmasının basiretli tacir davranışı olmasına rağmen davacı keşidecinin çeki iptal-iade yapmayarak keşide tarihini değiştirmek suretiyle yine aynı lehdara (çek keşide etmediğini-mal almadığını ileri sürdüğü …Ltd.Şti’ye) verdiği ve dolaşıma girmesine, ciro edilmesine rıza gösterdiği ve neden olduğu anlamına gelmektedir. Dolayısıyla böyle bir durumda çekten dolayı yetkili hamil olan davalı factoring şirketine karşı sorumluluktan kurtulabilmesi için, çeki davalının kötüniyetle veya ağır kusuruyla ele geçirdiğini ispat etmesi zorunludur.
Sonuç itibariyle, davalı factoring şirketince dosyamızda alınan ilk bilirkişi raporunda keşideci imzasının davacıya ait olmadığının tespiti üzerine suç duyurusunda bulunulmuş ise de, kendi çek yaprağını başkasının imzaladığını ileri süren davacının, çekin takip konusu yapılarak ödeme emrinin bizzat kendisine tebliğ edildiği 26.05.2014 tarihinden bugüne kadar hiçbir suç duyurusunun bulunmaması, çek yaprağının elinden rızası dışında çıktığını ispatlar hiçbir iddia ve delilin bugüne kadar ileri sürülmemiş ve sunulmamış olması, icra dosyasında 18.03.2015 ödeme tarihine kadar imza inkarına dayalı menfi tespit davası açarak tedbir kararı almak suretiyle borçlu olmadığının tespitini isteme imkanı varken bu imkanı da kullanmamış olması, sadece (imza incelemesi tespiti ve kararı maddi anlamda kesin hüküm doğurmayan) icra hukuk mahkemesinde itiraz yoluna gitmiş olması, takip dosyasının infaz edilerek kapanmış olması, kendi imzalamadığı çekin dolaşıma girmesine bizzat kendisinin sebep olması, davalının bu çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu ele geçirdiğini ispatlar bir delilin dosyaya sunulamamış olması, factoring şirketinin dava dışı lehdar cirantadan temlik aldığı çekteki keşideci imzasının sıhhatini kontrol etme imkan ve yükümlülüğünün bulunmadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalıya cebri takip sırasında ödediği bedelin istirdadı talebinin yerinde olmadığı kanaatiyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 41,50-TL posta masrafı, bilirkişi ücreti 400,00-TL olmak üzere toplam 441,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Alınması gerekli 44,40-TL karar harcının peşin alınan 246,22-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 201,82-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/06/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır