Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/237 E. 2019/402 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/237 Esas
KARAR NO : 2019/402

DAVA : Mahrum Kalınan Kar ve Cezai Şart Alacağı (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2015
KARAR TARİHİ : 08/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; taraflar arasında başlangıç tarihi 10.12.2013 tarihli “… üye sözleşmesi” imzalanmış olup, davalı bu sözleşme kapsamında müvekkil şirketin müşterilerine yemek üretme, üretilen yemeği belirtilecek adreslere teslim etme yükümlülüğünü üstlendiğini, imzalanan sözleşme, müvekkilin satış anlaşması ile yemek hizmeti vermeyi taahhüt ettiği kurum ve işletmelerin personeline yemek hizmetinin sağlanması konulu olduğunu ve müvekkilinin bu hizmeti davalı üye kuruluş aracılığıyla sağladığını, sözleşme kapsamında, müvekkilinin müşterisi … Ltd. Şti.’ne, davalı tarafından yemek hizmeti verilmesine karar verildiğini, müşterisi île davalı görüştürüldüğünü, görüşmelerinin akabinde, müvekkil şirketin müşterisi … Şirketi, müvekkil şirket ile mevcut müşteri sözleşmesini 22.05.2014 tarihinde sona erdirdiğini, yapılan görüşme ve incelemede, müvekkil şirketinin müşterisini, davalının görüşmesi ve yönlendirmesi ile müvekkil şirket olmaksızın doğrudan hizmet almaya başladığının anlaşıldığını, davalı şirket müvekkil şirketi aradan çıkararak, firma ile bizzat kendisi çalışmaya başladığını, hâlihazırda davalı bu şirkete yemek hizmeti vermeye devam ettiğini, yine müşterisi olan …. şirketi ile Kasım 2013’te başlayan hizmet sözleşmesinin, şirket tarafından Temmuz 2014’te sona erdirildiğini ve davalı bu sözleşmenin sona erdirildiğini bilmesine rağmen, sözleşme yükümlülüklerine aykırı olarak müvekkil şirketten bağımsız olarak çalışmaya devam ettiğini müvekkil şirket tarafından tespit edildiğini, bu şirket ile davalıyı mayıs ayında tanıştırdığını ve müşteri şirketin temmuz ayında sözleşmesini sona erdirdiğini, hâlihazırda davalı ile kendilerinin eski müşterisi olan bu şirketin birlikte çalıştıklarını, müvekkil şirketin müşterisi ile davalı şirketin, müvekkil şirketi aradan çıkarmak suretiyle çalışmaya başlaması, ticari hayatın kurallarına, rekabet hukuku ilkelerine, etik ve ahlaki teamüllere aykırı olduğu, bu aykırılık halinde müvekkili şirket bir yıllık fatura tutarında ödeme yapmama ve tazminat hakkına sahip olacağını, … şirketi için hizmet karşılığı fatura tutarı olan 6.327.50 TL ile … şirketi için 9.627,66 TL’nin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, ayrıca maddi zarar kapsamında bir yıllık kazanç kaybı olan fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla, … şirketi için bir yıllık kazanç olan yaklaşık 9.600.00 TL … şirketi için ise bir yıllık kazanç olan şimdilik yaklaşık 12.300.00 TL’nin dava tarihinden itibaren başlayacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; davacının taleplerine dayanak gösterdiği 10.12.2013 tarihli sözleşme kapsamında, yine davacının dava dilekçesinde ifade ettiği üzere müvekkil firmanın nisan 2014’de ve Mayıs 2014’de hizmet vermeye başladığı … ve … firmaları için bu sözleşme genel işlem koşulları niteliğinde olduğunu, Dolayısıyla bu firmalar için düzenlenmiş olan Nisan 2014 ve Mayıs 2014 tarihli “Hizmet Bilgi Formu” başlıklı belgeler gene işlem şartları niteliğindeki 10.12.2013 tarihli sözleşmeden aylar sonra düzenlenmiş ve her hizmet için ayrı şartlar belirlendiğini, davacı dava dilekçesinde müvekkil firmanın kendilerini aradan çıkarmak suretiyle müşteriler ile çalışmaya devam ederek ticari hayatın kurallarına, rekabet hukuku ilkelerine, etik ve ahlaki teamüllere aykırı davrandığını ve bu durumun 10.12.2013 tarihli sözleşmenin 2.6 ve 2.17 maddelerine de aykırı olduğunu iddia ederek, cezai şart ve müvekkilinin kusurlu davranışı sebebiyle bir yıllık kazanç kaybına uğradıklarını iddia ederek tazminat talep ettiğini, davacı firmanın dava dilekçesinde belirttiği üzere bahsi geçen müşteriler ile sözleşme dahi yapmadığının sonradan öğrenildiğini, bu suretle müşterisi ile sözleşme yapmadan müvekkil firmaya bahsi geçen müşteri firmaların işyerinde mutfak kurdurup bilahare 1 ay dahi geçmeden bu firmalar ile çalışılmayacağım belirten ve müvekkilin bu sebeple uğradığı zararları karşılamaktan imtina eden tarafın davacı olduğunu, müvekkili firma aracı konumundaki davacı firmaya güven duyarak onun gösterdiği ve aralarında anlaşma olduğunu söylediği müşterilere ait işyerinde mutfak kurarak, yatırım yapmış ancak davacı tarafından kandırıldığını, aldatıldığını görmüş ve yaptığı yatırıma ilişkin zararı ile ortada bırakıldığını, bu sebeple müvekkilinin, davacıyı zarara uğratması söz konusu olmadığını gibi kusurlu davranışı ile müvekkilinin zarara uğratan davacı firma olduğunu, bu sebeple davacının hukukun temel ilkelerinden olan dürüstlük kuralına aykırı bu davranışı TBK’nun 2. Maddesi çerçevesinde dürüstlük kuralına aykırı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bir davranış olduğunu, kabul anlamına gelmemekle üzere bir an için davacının cezai şart talep hakkı olduğunu düşünülecek olsak dahi davacının buna ilaveten tazminat talep edebilmesi için; TBK.m.180/2 hükmü çerçevesinde müvekkilinin bu zarara kusuru ile sebep olması gerekeceğini, davacı da dava dilekçesinde müşterilerin sözleşmelerini kendilerinin feshettiğini beyan etmekte ancak buna müvekkilin nasıl sebep olduğuna dair iddiasını ortaya kayabilecek somut bir delil sunmadığını, bu suretle sadece davacının herhangi bir delile dayanmayan iddiasına dayanarak müvekkili firmadan her bir müşteri için yıllık kazanç tutarını tazminat olarak talep etmesi mümkün olmadığını, ayrıca … ve … firmalarına davacı ile aralarındaki ticari ilişkinin neden sona erdiğini, konunun müvekkili firma ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, simsarlık sözleşmesinin haksız şekilde sona erdirildiği gerekçesine dayanan mahrum kalınan kar ve cezai şart istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 10/12/2013 tarihli “Network Üye Kuruluş Sözleşmesi” akdedildiği, sözleşme ile davalının, davacının müşterilerine yemek hizmeti vermeyi üstlendiği, davacının dava dışı … Ltd. Şti. ile … Ürünleri San. A.Ş. ile davalı arasında ticari ilişki kurulmasına aracılık ettiği, ancak 10/12/2013 tarihli süresiz akdedilen sözleşmenin üzerinden 1 yıl geçmeden davalının dava dışı … Ürünleri San. A.Ş. ile … Ltd. Şti. ile davacı olmadan doğrudan ticari ilişki içine girdiği ve yemek hizmeti sunduğu, bu durum üzerine davacı tarafından 19/08/2014 tarihli ihtarnamenin keşide edildiği hususları dava dışı şirketlerin mahkememizce yazılan müzekkerelere istinaden verdikleri beyan dilekçesi ve dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 1-6. maddesinde “Üye Kuruluş … müşterilerine …’nin olmadığı bir yapıda veya doğrudan yemek hizmeti veremez.” 1-15. maddesinde “Üye Kuruluş, yemek hizmetini vermiş olduğu …’den hizmet alan kuruluşlara satış sözleşmesinin feshinden itibaren beş (5) ay süreyle yemek hizmeti veremez. Böyle bir durum gerçekleştiğinde …, bir yıllık fatura tutarı kadar ödeme yapmama ve tazminat hakkına sahip olacaktır.” hususları kararlaştırılmış olup davalı tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğine ilişkin herhangi somut delil ileri sürülemediğinden, davacının simsarlık sözleşmesinin haksız feshi ve sözleşmeye aykırılık nedeni ile sözleşmenin 1-15. maddesine ve TBK 179/son maddesine göre cezai şart talep edebileceği, yine dönme cezası niteliğindeki cezai şart ile birlikte tazminat talep edebileceği sözleşmenin 1-15. maddesinde kararlaştırıldığından davacının cezai şart ile birlikte sözleşmenin feshi nedeniyle mahrum kaldığı kâr kaybını talep edebileceği kanaatine varılmakla denetime elverişli (cezai şart ve mahrum kalınan kâr tutarı konusunda) 10/07/2018 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda 15.955,19 TL cezai şart ile 5.632,15 TL kâr kaybı yönünden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile,
21.587,34 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken harç 1.474,63 TL olduğundan peşin alınan 646,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 828,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan ve mahsubuna karar verilen 646,48 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat ücreti 179,40 TL, bilirkişi masrafı 1.500,00 TL olmak üzere toplam 1.679,40 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 957,69 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açıkolmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/05/2019

Katip …
¸E-İmza

Hakim …
¸E-İmza