Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1259 E. 2018/771 K. 18.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1259 Esas
KARAR NO : 2018/771

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2015
KARAR TARİHİ : 18/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle;Davalı borçlu ile müvekkili şirket arasında 23.08.2013 tarihinde fuar katılım sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkili şirket, 02.06.2014 ile 05.06.2014 tarihleri arasındaki … de düzenlenecek olan gıda-ambalaj fuarına katılmak amacıyla davalı şirket ile anlaşma sağlandığını, bu sözleşmeye binaen taraflar arasında bir ödeme planı oluşturulmuş olup, müvekkili şirket davalı şirketin hesabına 07.01.2014 tarihinde 1.300.00 Euro, 20.02.2014 tarihinde 2.600.00 Euro, 11.04.2014 tarihinde 1.300.00 Euro ve 06.05.2014 tarihinde 1.248.00 Euro olmak üzere toplamda 6.448.00 Euro’luk bir ödemede bulunduğunu, ancak, fuar davalı şirket tarafından yerine getirilmemiş olup gezi programı iptal edildiğini, bunun üzerine müvekkilim 6.448.00 Euro’ nun tahsili amacıyla … 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile borçtu aleyhine ilamsız icra takibi başlandığını ve borçlunun itirazı neticesinde icra takibi durduğunu, davalının söz konusu fuarda konaklama hususunda acenteliğini yapan … Tic. Ltd. Şti. aleyhine de … 7. İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu takipte ise fuarın gerçekleşmesi halinde personelin konaklama masrafları toplam tutarı olan 2,500 – Euro’ nun tahsili istendiğini, Yukarıda açıklanan sebeplerle, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini” dava ve talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Öncelikle birleştirme kararına itiraz ettiklerini, dosyaların ayrılmasını gerektiğini, davalı … Hizmetleri, fuar turizm ve seyahat hizmetleri verdiğini, … Fuarı katılımcıların otel ve uçak hizmeti müvekkili tarafından verildiğini, Davacının 2 çalışanı için hem uçak biletleri alınmış hem de otel rezervasyonları yapıldığını, müvekkilinin sözleşme ile üstlendiği tüm edimlerini yerine getirmiştirdiğini, davacı, sunulan hizmeti almış ve fakat fuara katılmaktan vazgeçmiş ve neticede fuara katılmadığını, müvekkilden ödediği bedel iadesi talebinde bulunduğunu, Müvekkil aleyhine 8.648,00 – Euro alacak için icra takibi yaptığını müvekkilinin haksız takibe itiraz ettiğini ileri sürerek davaların reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen dosya davalısı vekili cevap dilekçesinde özetle davanın reddine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Asıl dava, mücbir sebep nedeniyle fuar katılım sözleşmesi kapsamında ödenen bedelin; birleşen dava, fuar katılım için gereken ve ödenen seyahat ve konaklama bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda, taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi akdedildiği, davacının asıl dosya davalısına fuar katılım bedeli olarak 6.448,00 EURO, birleşen dosya davalısına seyahat ve konaklama için 2.500,00 EURO ödediği, fuarın gerçekleşeceği ülkede çıkan iç karışıklıklar nedeniyle fuarın gerçekleştirilemediği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, asıl dosya ve birleşen dosya davalısının mücbir sebep nedeniyle oluşan sonraki ifa imkansızlığına rağmen davacı tarafından ödenen bedeli iade etmekten kaçınıp kaçınamayacağı, bu durumun sözleşmede kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı noktasındadır.
Borçlar Kanunun 136.maddesi ” Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.
Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” hükmünü ihtiva etmektedir.
İmkânsızlık, ifa engeli sebeplerinden birini oluşturur. Gerçekten de, imkânsızlık, sürekli, kalıcı, temelli bir ifa engelidir. Bu niteliği ile imkânsızlık, temerrüdün karşıtıdır. İmkânsızlığın pratik önemi borçluya karşı aynen ifanın zorla sağlanamamasında ortaya çıkar (Serozan, Rona, İfa, İfa Engelleri, Haksız Zenginleşme, 3.Cilt, 4.Bası, İstanbul 2006, s. 163.).Diğer bir ifadeyle imkânsızlık, borçlanılan edimin ya baştan itibaren geçerli olarak doğmasını ya da sonradan borçlu veya diğer herhangi bir kimse tarafından objektif, sürekli ve kesin olarak yerine getirilmesini önleyen, fiili veya hukuki engellere verilen isim olarak tarif edilebilir (Eren, Fikret: age., s. 270.; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 6.Bası, İstanbul 1988, s. 483.; İnan, Ali Naim, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 1984, s. 503; Ayan, Mehmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 3.Bası, Konya 2002, s. 325; Akıntürk, Turgut, Satım Akdinde Hasarın İntikali, Ankara 1966, s. 33; Velidedeoğlu, Veldet/Özdemir, Refet, Borçlar Kanunu Şerhi, Ankara 1987, s. 52; Oğuzman, Kemal/Öz, Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2005, s. 77).
İmkânsızlık, bir veya birden çok edimi kapsayabilir. Ayrıca, edimin ifasının imkânsızlığı, asli edimler yanında yan edimler için de söz konusu olabilir. İmkânsızlık genellikle edim sonucuna ilişkin olmalıdır. Ancak, bazı durumlarda imkânsızlık, edim fiiline ilişkin de olabilir.İmkânsızlık bir insan fiilinden veya tabiat olayından doğması yanında, mantıki, hukuki veya fiili sebeplerden de kaynaklanabilir (Eren Fikret, age., s. 295., s. 186.; Bucher, Eugen: Schweizerisches Obligationenrecht, Allgemeiner Teil ohne Delicktrecht, Zürich 1988, s. 417).
BK’nun 136.maddesine göre, edimin yerine getirilmesi sözleşme yapıldıktan sonra imkânsız olursa ve bu imkânsızlıkta borçlunun kusuru bulunmazsa, borçlu borcundan kurtulur. Burada sözleşme, başlangıçtaki imkânsızlık gibi butlan yaptırımına tabi olmamakla birlikte, borçlu borcundan kurtulmaktadır.Borçluyu borcundan kurtaran imkânsızlığın objektif veya sübjektif olması önemli değildir. Sözleşme yapıldıktan sonra ortaya çıkan imkânsızlık, ister objektif ister sübjektif olsun, borçlunun kusuruna dayanmadıkça, borçlu borcundan kurtulur.Sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan imkânsızlık, borçlunun kusuruna dayanıyorsa, borçlu bundan sorumlu olur. Sonraki imkânsızlık, ister objektif ister sübjektif mahiyette olsun, borçlunun kusuru söz konusu olursa, borçlu bundan sorumlu olur. Bu takdirde, borca aykırılığı konu alan genel hüküm uygulama alanı bulur (Eren Fikret, age., s. 298.; Oğuzman, Kemal/Öz, Turgut, s. 77.; Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, s. 1210).
BK’nun 136.maddesinde yer alan şekilde, borçluya yükletilemeyen sonraki imkânsızlık hallerinde borçlunun borcu sona ereceğinden, borçlunun karşı taraftan aldığı şeyleri sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmesi gerekir. Henüz almadığı şeyleri ise isteme hakkından mahrum olur. Ancak, bu durumda da istisnai olarak BK’nun 136/II. maddesine göre;Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.
Somut olayda, davacı ve davalı … arasında akdedilen sözleşmenin 4.maddesinde mücbir sebep halinde, davalının o ana kadar yaptığı maliyetler dışındaki ücreti iade edeceğinin kararlaştırıldığı ancak asıl dosya davalısının, verilen süreye rağmen herhangi bir maliyete katlandığını ispat edemediği anlaşılmakla asıl dosya davalısına yönelik davanın kabulüne ;birleştirilen dosya davalısı ile davacı arasında B.K. m.136/2 kapsamında mücbir sebep, sonraki imkansızlık halinde ücret iadesi yapılmayacağının ve maliyetlerin davacıdan talep edilebileceği hususunun kararlaştırıldığının iddia ve ispat edilemediği anlaşılmakla BK m.136 kapsamında sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verilenlerin iadesinin gerektiği dikkate alınarak birleştirilen davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
A-)ASIL DOSYA YÖNÜNDEN
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalı …Ş.’nin … 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20’si oranında 4.241,62 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 1.448,72 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 255,53 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından asıl dosyada yapılan posta ve tebligat masrafı 73,00 TL bilirkişi masrafı 1.300,00 TL olmak üzere toplam 1.373,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 2.544,97 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
B-)BİRLEŞTİRİLEN İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2015/1259 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin … 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının 2.500,00 EURO asıl alacak için iptaline ve takibin bu miktar üzerinden talepnamedeki koşullarda devamına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20’si oranında 1.652,45 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 564,39 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 99,79 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Birleştirilen dosyada davacı tarafından yapılmış bir masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/07/2018

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)