Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1191 E. 2018/556 K. 21.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1191 Esas
KARAR NO : 2018/556

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2015
KARAR TARİHİ : 21/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, asıl borçlunun davalı şirket olduğu sözleşmeyi diğer davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, borcun ödenmemesi üzerine icra takibine başlandığını, takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; kredi borcu ödemesinin vadesinde yapılamaması üzerine davacı alacaklı banka ile protokol imzalanarak borcun yeniden yapılandırıldığını, protokolde asıl borca %15 faiz işletilmek ve 18 aylık taksit yapılmak suretiyle ödeme planı oluşturularak anlaşıldığı, süresinde ödenmeyen taksitlerin aylık %5 gecikme faiziyle birlikte ödenebileceği hususunda da protokolle anlaşıldığını, bu protokol kapsamında aylık taksitler gecikmeli olsa da anlaşılan %5 gecikme faiziyle birlikte ödenmekteyken hesabın alacaklı bankaca kat edildiğini, kredi sözleşmesindeki koşul ve faiz oranları uygulanarak vadesi gelmeyen taksitlerin istendiğini, hesap 3. taksitten sonra kat edilmesine rağmen 1 yıl boyunca yani son üç takside kadar icra takibi yapılmadığından Protokolün yürürlükte olduğu inancıyla Protokol kapsamında taksitlerini ödemeye devam ettiklerini, nitekim davacı bankanın da protokole ve ödeme planına göre 1 yıl boyunca taksit ödemelerini %5 gecikme faiziyle birlikte ihtirazi kayıtsız kabul ettiğini, son üç taksit kala icra takibi yapılarak hesap kat tarihinden itibaren %100 faiz işletildiğini, protokole göre kalan ana para borcu olan asıl alacak takibine bu nedenle itiraz etmediklerini ve takipten sonra da davadan sonra da taksit ödemesine devam ettiklerine, ancak takipte istenen faiz oranı Protokole aykırı olduğundan faize itiraz ettiklerini belirterek, davanın reddine ve %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Davacı ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların kefil oldukları sabittir, uyuşmazlık söz konusu genel kredi sözleşmesinden dolayı takip tarihi itibariyle asıl borçlunun borç tutarı ve varsa kefillerin sorumluluğunun kapsamı, ayrıca taraflar arasında imzalanmış borç yapılandırma protokolünün bakiye borç ve faiz oranları konusunda takibe etkisinin değerlendirilmesine ilişkindir.
Alınan 10/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda ve rapora itirazlar üzerine alınan 1. ve 2. ek bilirkişi raporlarında tespit edilen alacak ve faiz tutarları özetle aşağıdaki şekildedir:
(Davacının çek taahhüt kredisi ve gayrinakdi alacak (çek depo bedeli) talebi yönünden kök raporda “evrak sunulmadığı” şerhiyle tespit yapılmamış ise de, 1. Ek raporda davacı tarafından ispatlanan 4 adet karşılıksız çıkmış ancak bankaya iade edilmemiş, hala risk oluşturan çek olduğu ve bedelinin 4.480,00 TL. olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 21.05.2014 tarihli Protokol ve eki ödeme planıyla, bu ödeme planına göre yapılan ödeme/tahsilatlarla ilgili tespitler de 1. Ek raporda yer almaktadır.
Davalıların takip talebindeki ticari kredi asıl alacak tutarına itiraz etmemesi ve takip tarihi ile dava tarihi arasında ödemeler bulunması nedeniyle, yerleşik hale gelmiş Yargıtay 19. HD. kararlarına göre dava tarihi itibariyle mevcut alacak durumu 2. ek raporla Mahkememizce tespit ettirilmiştir.)
1) Davacı banka, taksitli ticari kredi, karşılıksız çek ödemesi alacağı ve çek depo bedelinden kaynaklanan alacaklarının tahsili için, davalılar hakkında … 32. İcra Müd. … sayılı dosyasında aşağıdaki şekilde icra takibi yapmıştır:
-26.727,76 TL asıl alacak, 40.529,71 TL faiz, 9.920,00 TL. Gayrinakdi alacak (çek deposu) 2.026,48 TL BSMV olmak üzere toplam 79.203,95 TL.
2) Davacı banka kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda davacı alacağı aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir:
a) Takip tarihi itibariyle (olması gereken) alacak
-12.778,01 TL asıl alacak, 28.842,95 TL faiz, 4.480,00 TL. Çek depo bedeli, 1.442,15 BSMV olmak üzere toplam 47.543,11 TL.
b) Dava tarihi itibariyle (olması gereken) alacak
-12.778,01 TL asıl alacak (taksitli ticari kredi), 17.712,17 TL faiz, 4.480,00 TL. Çek deposu, 120,68 TL BSMV olmak üzere toplam 35.090,86 TL.
c) Davalılar takipteki asıl alacağa itiraz etmediğinden, takip tarihi itibariyle hesaplanan alacak:
-16.487,76 TL. asıl alacak, 28.842,95 TL. Hesaplanan faiz, 1.442,15 TL. Faizin BSMV.si, 4.480,00 TL. Çek depo bedeli olmak üzere toplam 51.252,86 TL.
d) Davalılar takipteki asıl alacağa itiraz etmediğinden, takibe kadar işlemiş temerrüt faizi banka kayıtlarındaki bakiye ticari kredi borcuna göre yani doğru asıl alacak tutarı (12.778,01 TL.) üzerinden hesaplanmak suretiyle, ayrıca takip tarihi ile dava tarihi arasında davalıların ödemeleri bulunduğundan ödemeler öncelikle faize mahsup edilmek suretiyle, dava tarihi itibariyle hesaplanan alacak (HÜKME ESAS ALINMASI GEREKEN ALACAK):
-16.487,76 TL. Asıl alacak, 17.684,40 TL. Faiz, 4.480,00 TL. Gayrinakdi alacak (çek depo bedeli) 884,22 TL. BSMV olmak üzere toplam 39.536,38 TL.
Ayrıca davalıların dava tarihinden sonra davacıya 18/12/2015 tarihinde 4.902,06 TL ile 12/01/2016 tarihinde 4.839,87 TL ödeme yaptığı, bu ödemenin hükmün infazında dikkate alınması gerektiği tespiti de yapılmıştır.
3) Davalı … Tic. Ltd. Şti. kredi hesapları 08.12.2014 tarihinde kat edilmesine karşın, icra takibinin 02.10.2015 tarihinde başlatıldığı, davalı şirketin kat tarihinden sonra Protokole göre kalan 15 taksit borcunun tamamını banka şubesince hesaplanan gecikme faizleriyle birlikte (protokol ve ödeme planına göre) davacı bankaya ödemeye devam ederek, 21.05.2014 tarihli Protokole göre hesaplanan faiz dahil 69.755,36 TL. taksitli ticari kredi borcunu (takip tarihi itibariyle bakiye ve takipte itiraz edilmemiş olan 16.487,76 TL. kredi tutarını protokole göre işlemiş temerrüt ve gecikme faizleriyle birlikte takip ve dava tarihinden sonra ödemek suretiyle) bilirkişi raporunun düzenlendiği tarih itibariyle toplamda 75.166,51 TL. olarak tamamen ödemiş olduğu 1. Ek raporla tespit edilmiştir.
4) Takipte itiraz edilmeyen 16.487,76 TL. Ticari kredi alacağı için davacı bankanın protokol ile, ödeme planı taksitleri vadesinde ödenmezse genel kredi sözleşmelerinde yazılı TCMB.na bildirdiği faizin %100 fazlasıyla talep hakkını saklı tutması sebebiyle, kalan asıl alacak tutarı için (davacı bankanın ilgili yılda TCMB.na bildirdiği faiz oranı %50 olmakla) GKS. hükümlerine göre bu oranın %100 fazlası olan %100 temerrüt faizini isteyebileceği kanaati rapor edilmiştir.
5) Davalıların dava tarihi sonrası ödemeleri/davacı bankanın tahsilatı bulunduğundan, dava tarihinden sonra yapılan 18.12.2015 tarihinde 4.902,06 TL., 12.01.2016 tarihinde yapılan 4.839,87 TL. Olmak üzere toplam 9.741,93 TL ödemenin icra takibinin infazı sırasında dikkate alınması gerektiği kanaati rapor edilmiştir.
Taraflar arasında 11.07.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve ek sözleşmelerle kurulan kredi ilişkisinden doğan borçların 21.05.2014 tarihinde aralarında imzalanan Protokol ve düzenlenen eki ödeme planı ile, borcun taksitli ticari kredi olarak yeniden tanımlanmak suretiyle 60.850,00 TL. şeklinde ve asıl alacağa aylık %1.25 (yıllık %15) temerrüt faizi (geciken taksitlere aylık %5 gecikme faizi uygulanacağına dair protokol üstünde kayıt vardır) uygulanmak şartıyla 18 aylık taksitler şeklinde borcun sabitlendiği ve yapılandırıldığı sabittir. Ancak ilk üç aylık taksidin ödenmemesi üzerine davacı bankaca hesap kat edilmiş, 08.12.2014 tarihli kat ihtarı 10.12.2014 tarihinde davalılara tebliğ edilmiş, 12.12.2014 tarihinde temerrüt oluşmuş, kat ihtarında bankanın TCMB.na bildirdiği faiz oranının %100 fazlası ile kalan borcun ödenmesi istenmiştir. Ancak davacı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi üzerine düzenlenen bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, ihtarla lağvedildiği anlaşılan protokol ve ödeme planına göre taksit ödemelerinin davalılar tarafından bankaya ödenmeye devam edildiği, vadesinde ödenemeyen taksitlerin aylık %5 gecikme faiziyle “….taksit ödemesi” şerhiyle ödendiği, davacı alacaklı bankanın da bu taksit ve hesapladığı gecikme faizlerini (protokol yürürlükteymiş gibi) ihtirazi kayıtsız tahsil etmeye devam ettiği, 15 taksit ödenip ihtardan sonra aradan 1 yıl geçtikten sonra davacı bankanın protokol eki ödeme planında belirtilen bakiye üç taksit ve işlemiş gecikme faizi ana para alacağı olan 16.487,76 TL. Asıl alacak üzerinden ancak GKS.de belirtilen %100 temerrüt faiziyle birlikte, 1 yıl önceki hesap kat tarihinden itibaren cebri takip başlattığı tartışmasızdır. Hatta taksitler takip tarihinden sonra ve dava tarihinden sonra da aynı şekilde ödenmeye ve kabul edilmeye devam edilmiş, protokol kapsamındaki borcun bilirkişi incelemesi tarihinde hala protokoldeki isimle taksitli ticari kredi şeklinde takip edilmekte olduğu ve tamamen ödendiği bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir.
Davalıların takibe itirazları ve davaya cevap dilekçelerinde dayandığı hususlar tamamen protokole ilişkindir. Taraflar arasında imzalanmış 21.05.2014 tarihli Protokolde borç yenilemenin sözkonusu olmadığı ve alacaklı bankanın GKS.ye dönme hakkını saklı tuttuğu açıkça yazılmış, protokole göre ödenmesi gereken ilk üç taksidin ödenmemesi üzerine kat ihtarıyla GKS.ne dönüldüğü belirtilmiş ise de, ihtar tebliği sonrası icra takibi yapılmayıp 15 taksit ödemesi tamamlanana kadar protokolün ve eki ödeme planının taraflarca yürürlükte tutulduğu, alacaklı bankanın da taksitleri protokol şartlarıyla ihtirazi kayıtsız tahsile devam etmiş olduğu, bu nedenle davalı borçluda protokolün yürürlükte olduğu konusunda haklı güven oluşturduğu kanaatine varılmıştır. Nitekim bu haklı güven, borçluların takipteki asıl alacak tutarı protokolün son üç taksit ana para tutarı olduğundan asıl alacağa itiraz etmemelerine, ancak bilirkişi raporunda takip tarihi itibariyle GKS.ye göre borçluların asıl alacak borcunun kabul edilenden daha az olduğunun tespit edilmesine rağmen, itiraz edilmeyen asıl alacak tutarı yönünden takibin kesinleşmesine sebep olmuştur. Ayrıca davalı borçluların protokolle sabitlenen 60.850,00 TL. borca karşılık, ödedikleri protokol faizi ve gecikme faizi nedeniyle 75.166,51 TL. ödemiş olmalarına rağmen GKS. borcundan ve %100 sözleşme temerrüt faizinden kurtulamamaları gibi bir sonuç da doğurmuştur.
Davacı banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yöntemiyle düzenlenen kök bilirkişi raporunda her ne kadar Protokole rastlanmadığı belirtilmiş ise de, GKS. İle kredi ilişkisini kuran banka Mercan Şubesinin kapanmış ve alacaklarının davacı şubeye aktarılmış olduğu da dosyada tespitlidir. 21.05.2014 tarihli Protokolde Borcun tespiti kısmında “….işbu protokole konu kredilerin sadece izlenebilmesi bakımından bankanın başka bir kredi türüne dönüştürerek izleyebileceği, dilediği kredi hesaplarını açabileceği, bildiği gibi muhasebeleştirebileceği, dilediği hesaplarda takip edebileceği, bu işlemlerin bankann i işlemleri olduğu…” ifade edilmiştir. Nitekim kök bilirkişi raporunun 3. Sayfasında Taksitli Ticari Kredi başlığı altında “davalı şirketin aşağıda tabloda gösterilen borçları konsolide edilerek ticari krediye dönüştürülmüştür” tespiti yapıldıktan sonra (protokoldeki gibi) borcun 60.850,00 TL. Olduğu belirlenmiş, kullandırım tarihi olarak da protokol tarihi olan 21.05.2014 tespiti yapılmıştır. Buradan çıkan sonuç, aslında davacı bankanın davalı şirket borcunu protokoldeki düzenleme gereğince konsolide ettiği, belirtilen tutarı Taksitli Ticari Krediye dönüştürdüğü ve borcu muhasebe tekniği açısından bu hesap üzerinden takip ettiği, bu sebeple kök raporun da dolaylı olarak protokol hükümleri esas alınarak düzenlendiği anlaşılmıştır. Protokolle ilgili tespitler de, 1. Ek raporla yapılmıştır.
İtirazlar üzerine ve takibin itiraz edilmemiş asıl alacak kısmı esas alınarak hesaplamaların yaptırıldığı 26.02.2018 tarihli 2. Ek raporda faiz oranı ve gayrinakdi krediler yönünden davalı kefillerin sorumluluğu da değerlendirilmiş; davalı gerçek kişilerin müteselsil kefil sıfatıyla kredi sözleşmelerini imzaladıkları, borcun kefalet limiti dahilinde olduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca önceki raporlarda kefiller yönünden gayrinakdi alacak talep edilemeyeceği görüşü bildirilmişse de, 2. Ek raporda 11.07.2012 tarihli kredi sözleşmesinin 23. Maddesinde açıkça “banka; …çek yaprağı sorumluluk tutarı gibi bedelleri nakdi teminat olarak bankaya depo edilmesini müşteriden ve müşterek borçlu ile müteselsil kefillerinden talep edebilir..” hükmü yer aldığından kefil olan davalıların da tespit ve ispat edilen gayrinakdi alacak yönünden sorumlu oldukları kabul edilmiştir.
Yargıtay 19. HD.nin istikrar kazanmış içtihatlarına göre itirazın iptali davalarında takipten sonra davadan önce ödeme bulunması halinde davacının bu kısım yönünden dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, hesapların dava tarihi itibariyle hesaplanması, davadan sonraki ödemelerinde infazda dikkate alınması gerektiğinden dava tarihi itibariyle hesaplanan borç tutarının takip açısından esas alınması gerekliyse de, takipte talep edilen asıl alacak olması gerekenden yüksek olmakla birlikte davalılar tarafından asıl alacağa itiraz edilmediği için takip talebindeki asıl alacak aynen kabul edilmekle birlikte işlemiş faiz olması gereken doğru alacak tutarı üzerinden hesaplanmıştır.
Tüm bu hususlar, bilirkişi raporlarıyla yapılan tespitler, incelenen GKS, kat ihtarı, protokol, ödeme planı, takip dosyası ve dilekçeler birlikte değerlendirildiğinde, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporlarıyla yapılan hesaplamalar da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüyle takibe kısmi itirazın kısmen iptaline karar vermek gerekmiştir.
Alacak likit olmakla birlikte, davacının da alacaklı sıfatıyla davalı şirketle imzaladığı protokol ve bu protokole kat ihtarına rağmen 1 yıl devam etmekle davalılarda oluşturduğu haklı güven, ayrıca protokol başladıktan sonra çekilen ve davalılara 10.12.2014 tarihinde ayrı ayrı tebliğ edilen kat ihtarında faiz oranı rakamsal olarak hiç yazılmayarak protokol faizinin devam ettiği gibi bir yanılmaya sebep olduğu da dikkate alınarak, davalıların asıl alacağa itiraz etmediği, sadece faiz oranına ve işlemiş faize itiraz etmiş olduğu görülmekle itirazın gerçek anlamda haksız olduğundan bahsedilemeyeceğinden, davalıların itirazı reddedilen kısım yönünden yasal koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Takibin itiraz edilen ve itiraz kısmen kabul edilerek takibi iptal edilen kısmı yönünden davalıların kötüniyet tazminatı talebi hakkında yapılan değerlendirmede, 79.203,95 TL. alacak için başlatılan takipte takip tarihi itibariyle davacı banka kayıtlarına göre bilirkişi raporuyla hesaplanan alacak tutarının (asıl alacağa itiraz edilmediği için) 16.487,76 TL. asıl alacak ve kredi sözleşmesine göre hesaplanmış işlemiş %100 faiz ve ferileri toplamının 51.252,86 TL. olması gerektiği tespit edilmiş olduğundan, 27.951,09 TL. fark takip tutarı yönünden davacı bankanın takip yapmakta kötüniyetli olduğu kabul edilerek, %20’si oranında 5.590,21 TL. kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir.
Yargılama giderleri ve vekalet ücreti, yerleşik yüksek yargı kararları doğrultusunda icra tazminatları hesaba katılmadan hesaplanmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
… 32. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalıların yaptığı kısmi itirazın kısmen iptaline, takibin 16.487,76 TL taksitli ticari kredi, 17.684,40 TL taksitli ticari kredi faizi, 4.480,00 TL gayrinakdi kredi, 884,22 TL BSMV yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %100 faiz yürütülmesine, faize %5 BSMV işletilmesine,
Hükmün infazında dava tarihinden sonra davacıya 18/12/2015 tarihinde ödenen 4.902,06 TL ile 12/01/2016 tarihinde ödenen 4.839,87 TL nin dikkate alınmasına,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Davalıların kötüniyet tazminatı talebinin kabulüne, 5.590,21 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.699,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalılar vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.781,58-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri olan başvuru harcı 27,70-TL, vekalet harcı 4,10 TL., dosya ücreti 0,75 TL., posta ve tebligat masrafı 153,75-TL, bilirkişi ücreti 1.000,00 TL olmak üzere toplam 1.186,30-TL yargılama giderinin kabul red oranına (%63-%37) göre 747,36 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yapılan 10 TL. yargılama giderinin kabul red oranına göre 3,70 TL.sinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
8-Alınması gerekli 2.700,73 TL karar ve ilam harcından 675,02-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.025,71-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafça yatırılan 675,02-TL peşin harcın davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
11-Davalılar tarafından yatırılan gider/delil avansından artan tutarın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılılara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalının yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/05/2018

Katip
¸E-İmza

Hakim
¸E-İmza