Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1092 E. 2021/203 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1092 Esas
KARAR NO : 2021/203

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Evrakından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2014
KARAR TARİHİ : 26/03/2021

İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28/04/2015 gün 2014/133 E-2015/177 K sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine mahkememize tevzi edilmiş olan dosyanın yapılan açık yargılaması sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin babaları olan muris …’ın 20.10.2011 tarihinde … Hastanesinde kanser hastalığından vefat ettiğini, murisin ölümünden sonra davalının, murise ait olduğunu beyan ettiği 05.09.2011 keşide, 06.01.2012 vade tarihli 90.000 TL miktarlı bonoyu protesto etmeksizin, … 30. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlattığını ve dedelerinden intikal eden taşınmaz hakkında cebri satış işlemlerine giriştiğini, murisin ağır hastalığı döneminde 90.000 TL miktarlı böyle bir senede imza atma ve karşılığında para almasının ihtimal dahilinde olmadığı gibi, kefil bile alınmadan 90.000 TL miktarlı bono alınmasının, ölüm tarihinden 45 gün önce kimsesiz-yaşlı ve hasta murisin bu tutarda davalıdan borç para aldığının, bono imzalayıp verdiğinin ileri sürülmesinin hayatın olağan akışına da ters olduğunu, senedin hile, ikrah veya bir ihtimal cebir ve şiddet uygulanarak zorla imzalattırılmış olduğunu, miras bırakanın yıllar önce eşinden ayrıldığını, yalnız bir yaşam seçtiğini, vekil edenlerle arasındaki ilişkinin de bittiğini, yaşamı boyunca düzenli bir işi, geliri ve doğru dürüst kalacak yeri bulunmadığını, kanser hastalığına yakalandığını, yaşının ve hastalığının etkisiyle ruhsal ve bedensel büyük bir çöküntüye uğradığını, günlerini kanser hastalığının doğal sonucu olarak yatarak geçirdiğini ve kimsesizler mezarlığına defnedilecek kadar yoksulluk içinde öldüğünü, 90.000,00 TL gibi büyük bir miktar parayı 45 gün içinde harcamasının da mümkün olmadığını, kendisinden kalan bir para-banka hesabı da bulunmadığını, hiçbir malının bulunmadığını, senedin tanzim tarihi 05.09.2011 olup bu tarihten 45 gün sonra 20.10.2011 tarihinde ölümün gerçekleştiğini, senedin hastalığın en ağır döneminde, halk dilinde ifade ile “ölüm döşeğinde” imzalattırılmış olduğunu, senedin tanzim edildiği 05.09.2011 tarihi itibarı ile murisin tedavi gördüğü sağlık kuruluşu ile tedavisini üstlenen doktorlarından gerekli bilgi ve raporların alınması gerektiğini, ayrıca senet üzerindeki yazıların hiçbirinin murisin eli ürünü olmadığını, miktar-vade vesair kısımların sonradan doldurulduğunu, miktar kısmında oynamalar yapıldığını, örneğin yazı ve rakam kısmında 10.000,00 TL’nin 90.000,00 TL şeklinde değiştirilmiş olduğunu, teknik bilirkişi incelemesi gerektiğini, murisin ekonomik sosyal durumu da araştırılarak, muris …’ın davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibe konu 05.09.2011 keşide, 06.01.2012 vade tarihli 90.000 TL miktarlı senedin ve bu senede dayanılarak vekil edenlerinin aleyhine … 30. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yapılmakta olan icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin muris … ile uzun yıllar komşuluk etmiş olan, çevresinde tanınan saygın bir kişi olduğunu, dava konusu bononun gerçek ve geçerli olduğunu, tam fiil ehliyetine sahip muris …’ın iradesini sakatlayan bir sebep bulunmadığını, bonunun geçersiz olduğunu ispat yükünün davacı tarafa ait bulunduğunu, bononun sebepten bağımsız olduğunu, davacıların murisinin 2011 yılının Eylül-Şubat-Ekim aylarında noterliklerde işlemler yaptığını ve fiil ehliyetinin tam olduğunun noterliklerce tespit edilip yazılmış olduğunu, ayrıca davacılar tarafından … 23.İcra HM … E dosyasında imza itirazı üzerine grafolog incelemesi yapılarak davanın reddine karar verildiğini, bonoya dayalı menfi tespit davasında hayatın olağan akışının ispat vasıtası olamayacağı, yazılı delille ispat gerektiğini, davanın kötüniyetle açıldığını belirterek, davanın reddi ile İİK.m.72 uyarınca müvekkili lehine %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, kambiyo evrakına dayalı takip sonrası menfi tespit davasıdır.
… 30.İM … E takip dosyası celbedilip incelendiğinde, davalı tarafından davacı (keşidecinin mirasçıları) mirasçılar aleyhine 90.000,00 TL bedelli bonoya dayalı asıl alacak ve 5.236,25 TL işlemiş faiz istemiyle başlatılan takip dosyasının kesinleşmiş ve takibin derdest olduğu görülmüştür.
Dava ilk olarak … 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin … E dosyasıyla açılmış, 28/04/2015 tarihinde görevsizlik kararı verilerek kararın kesinleşmesi üzerine mahkememize tevzi edilmiş olup, dava açılırken sadece maktu peşin harç yatırılmış olduğu tespit edildiğinden, takip çıkış rakamı üzerinden hesaplanan eksik peşin harç bildirilerek davacılar vekiline tamamlattırılmıştır.
Takip dosyası, takip dayanağı bono aslı, murisin nüfus kayıtları, müteveffa keşideci murisin gördüğü tedavilere ilişkin hastane tedavi-teşhis-tetkik belgeleri ve kayıtları, … 23. İcra HM … E dosyası, murisin yaptığı işlemlere ilişkin bildirilen noter evrak asılları, murisin vergi dairesi-ticaret sicil-SGK kayıtları celbedilip incelenmiş, davalı vekilince cevap dilekçesinde delil olarak dayanılan ve isimleri yasal sürede bildirilen iki tanığın duruşmada yeminli beyanları alınmış, murisin senet keşide tarihinde fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı hakkında ATK’dan bilirkişi raporu alınmış, bonoda tahrifat olup olmadığı hakkında adli grafolog bilirkişiden rapor alınmıştır.
ATK 4.İhtisas Kurulundan alınan 30/07/2018 tarihli raporda, bono keşide tarihi itibariyle murisin fiil-hukuki işlem yapma yeteneğine sahip olup olmadığı konusunda dosyanın mevcut durumuna göre tanık ifadeleri ile dosya kapsamına göre görüş belirtilemeyeceği bildirilmiş, bunun üzerine murisin bildirilen tüm hastanelerdeki tedavilerine ve İl Sağlık Müdürlüğü Medula sistemi kayıtlarında yer alan tüm tedavi kayıtları dosyaya celbedilmek suretiyle dosya tekrar ATK’ya sevkedilmiş olup, ATK 4.İhtisas Kurulundan bu sefer alınan 03/09/2019 tarihli raporda, incelenen tedavi evrakına göre murisin 2010 yılından beri mesane tümörü ve diğer bazı rahatsızlıklar (KOAH, kalp-böbrek yetmezliği vb) nedeniyle dönem dönem yatarak bazı zamanlar ayakta çeşitli hastanelerde tedaviler görmüş olduğu, en son 16.10.2011’de yoğun bakıma yatırıldığı, 20.10.2011 tarihinde ise vefat ettiği, öldüğü tarihte 64 yaşında olan murisin, dava konusu bononun tanzim tarihi olan 05/09/2011 tarihinde fiil ehliyetini ortadan kaldıracak veya azltacak akli arıza içerisinde olduğunu gösteren tıbbi bir bulguya rastlanmadığı, mevcut sistematik hastalıkların da fiil ehliyetini etkilemeyeceği, murisin işlem tarihlerinde menfaatlerine müdrik ve telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbeste eylem ve işlemlere girişebileceği yönünde oybirliğiyle ulaşılan görüş bildirilmiştir.
Takip ve dava konusu bononun sunulan fotokopisi çıplak gözle incelendiğinde, üzerinde tahrifat bulunmadığına dair mahkeme gözlemi 14/01/2019 tarihli duruşma zaptına geçirilmişse de, daha sonra davacılar vekilinin talebi de gözetilerek bono aslı takpi dosyasından gönderildiği icra hukuk mahkeme dosyasından celbedilip, adli grafolog bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bonoda herhangi bir tahrifat bulunmadığı uzman bilirkişi raporunda bildirilmiştir.
Davacılar vekilince murisin okuma-yazma bilmediği, bu nedenle bonoya imza atmasının da mümkün olmadığı yargılama safhalarında ileri sürülmüşse de, dava dilekçesi ve yasal sürelerde herhangi bir imza inkarı bulunmadığı gibi, celbedilen … 23.İcra HM … E dosyasında alınan grafolog bilirkişi raporuyla keşideci imzasının murisin eli ürünü olduğunun tespit edilmesi, celbedilen noter evraklarında murisin okuma yazma bilmediği tespit edilmişse de imzasının bulunduğu, imza atabilecek durumda olduğunun tespit edilmesi, noter evrakında bizzat kendi imzasnın bulunması, çıplak gözle karşılaştırıldığında noter evrakındaki imzası ile bono keşideci imzasının birebir aynı olduğunun mahkememizce de görülmesi, okuma yazma bilmeyen kişinin imza atamayacağına dair yasal bir engel ve dayanağın bulunmaması hususları hep birlikte gözetildiğinde, keşideci imzası hakkında bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kambiyo evrakına ilişkin ileri sürülen hususlar esasen yazılı delille ispatı gereken hususlar ise de, iradeyi sakatlayan sebepler ve maddi vakıalar tanıkla da ispat olunabileceğinden, davalı vekilince cevap dilekçesinde dayanılan tanık delili üzerine yasal sürede dosyaya isim ve adresleri bildirilen iki tanığın duruşmada beyanları alınmış, bildirdiği diğer tanığı dinletmekten ise davalı vekili vazgeçmiştir.
Dinlenen davalı tanıkları beyanlarında özetle, davacı ile davalının ve kendilerinin komşu-arkadaş olduklarını, murisin ölmeden önce tedavileri sırasında davalıya çok borçlandığını kendilerine söylediğini, öldüğü güne kadar akli melekelerinin yerinde olduğunu, murisin 4 dil bilen turizmci olduğunu kendilerine söylediğini, ancak bir işyeri bulunmadığını bildiklerini beyan etmişlerdir.
Davacılar vekilince dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmışsa da, yasal sürelerde dosyaya tanık isimleri bildirilmemiştir.
Celbedilip incelenen bonoda ihdas nedeni “nakden” kaydını içermektedir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan ve toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları, TTK’nın kambiyo hukuku düzenlemeleri, istikrar kazanmış Yargıtay içtihatları (örn.emsal Yargıtay 19.HD 2018/898 E 2018/6001 K ilamı) hep birlikte değerlendirildiğinde, kambiyo evrakı sebepten mücerret olmakla, nakden kaydı içeren ve kayıtsız şartsız para borcu ikrarı içeren bononun geçersizliği konusunda ispat yükünün davacı tarafta olduğu, bononun keşidesi sırasında keşideci murisin fiil ehliyetini haiz olmadığı veya iradesinin hata-hile-cebir-tehdit vb ile sakatlandığı her türlü delille ispat edilebilirse de, davacılar vekilince bu hususu ispatlayan bir delil sunulamadığı, bonoda tahrifat bulunmadığının da uzman bilirkişi raporuyla tespit olunduğu, alınan ATK raporu ve bilirkişi raporuna göre keşideci murisin akli melekelerinin yerinde olduğu ve gördüğü tedavi ve hastalıklarının hukuki işlem ehliyetini etkileyecek mahiyette olmadığı, dosyanın mevcut delil durumu itibariyle sadece “hayatın olağan akışına aykırılık” gerekçesiyle kambiyo evrakına dayalı takip dosyasında menfi tespite karar verilemeyeceği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, davadaki iddialar ispatlanamadığından davanın reddine, takip dosyasında infaz edilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından İİK md 72/4 hükmü uyarınca davalının tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacıların davasının REDDİNE,
Davalının tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar harcının peşin alınan 1.627,20-TL harçtan mahsubu ile 1.567,90- TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 12.997,44 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.26/03/2021

Katip …

Hakim …