Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1067 E. 2020/547 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1067 Esas
KARAR NO : 2020/547

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/11/2015
KARAR TARİHİ : 18/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete taşıma hizmeti verildiğini, verilen hizmetin karşılığının ödenmediğini, müvekkili şirket tarafından hizmetin verildiğine ya da aralarındaki ticari ilişkiye yönelik herhangi bir itirazın söz konusu olmadığını, yapmış oldukları icra takibine de davalı şirket tarafından kısmi itiraz yapıldığını ve itiraz edilmeyen diğer bakiyenin ödendiğini, müvekkili tarafından yapılan tüm işlemler ve masrafların maille davalı şirkete bildirildiğini ve onların bilgisi dahilinde yapıldığını ve sonrasında da faturalandırıldığını, davalı şirketin icra takibine kısmen itiraz ettiğini ancak itiraza ilişkin olarak hiçbir ayrıntılı gerekçeye yer vermediğini, müvekkili şirketin vermiş olduğu hizmetin karşılığını alamaması neticesinde … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile bu borca ilişkin olarak takip başlatıldığını ancak davalı borçlu tarafından takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, bu nedenlerle davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, takipteki şartlarla faize hükmedilmesine, davlının %20′ den aşağı olmamak üzere inkar- kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafın iddialarının gerçeğe aykırı olduğu gibi, hukuki dayanaktan da yoksun olduğunu, davacı tarafından tanzim edilen … tarihli … nolu 285,00 Euro bedelli faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, bu faturanın müvekkili şirketin ticari kayıtlarında da bulunmadığını, davacı tarafından hangi alacak kalemine istinaden tanzim edildiğinin dahi belli olmadığını, dolayısıyla müvekkilinin bu faturadan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından …, …, … plakalı üç araç için beklenen süre ve masraflara ilişkin olarak 13.500,00 Euro tutarında fatura tanzim edildiği dikkate alındığında, … plakalı tek bir araç için bekleme ücreti olarak 13.500,00 Euro tutarında fatura kesilmesinin de ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğundan ticari olarak da mümkün olmadığını, müvekkilinin bu faturaya ilişkin de herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, her halükarda tahsili talep edilen alacak tutarının fahiş olduğunu, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti ile davanın reddine, fahiş olan alacak talebinin reddine, davacı tarafın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, cari hesap ekstresi, takibe konu alacağa ilişkin fatura suretleri ve masraf dökümleri, taraflar arasındaki mail yazışmaları, tarafların ticari defter ve kayıtları, taraflar arasında akdedilmiş taşıma sözleşmesi, CMR belgeleri, gümrük kayıtları, dekont sureti ve … 19. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarname celp edilmiş, incelenmiştir.
İ.Ü. Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. … ve Mali Müşavir … tarafından mahkememize sunulan 25/09/2017 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Taraflar arasında taşıma sözleşmesinin sabit olduğu, taşıma süreci sonunda malın sevk evrakından ve yük ilgilisinden kaynaklı sebeplerle araçların yüklü beklemek durumunda kaldığının taraflar arasında ihtilafsız olduğu, incelenen davacı şirkete ait 2014-2015 yılları ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu, davacı şirketin 2014-2015 yılları ticari defterlerini TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, incelenen davalı şirkete ait 2014-2015 yılları ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu, davalı şirketin 2014- 2015 yılları ticari defterlerini TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan davacı şirketin ticari defterlerinin sehibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacı şirket tarafından icra takibine konu edilen ve ihtilaf konusu 2 adet faturaların ticari defterlerde kayıt altına alındığı ve davacı şirketin icra takip tarihi olan 05/03/2015 tarihi itibariyle davalı şirketten kaydi olarak 13.785,00 Euro alacaklı olduğu, davacının bu miktara ilişkin 285,00 Euro bedelli fatura konusu işi ortaya koyamadığı, 02/02/2015 tarihli 13.500,00 Euro bedelli fatura konusu iş bakımından ise ancak 7.800,00 Euro bekleme ücreti alacağı hakkının hesaplandığı, davalı ticari kayıtlarında ise her iki faturanın da yer almadığı mütalaa edilmiştir….” şeklinde rapor tanzim edilmiş olup, bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraf vekillerince ayrı ayrı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur. Bilirkişi raporuna itirazlar doğrultusunda ve itirazları karşılar şekilde ek rapor alınmasına karar verilmiş, dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir.
İ.Ü. Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. … ve Mali Müşavir … tarafından mahkememize sunulan 25/04/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Davacı vekili itirazları bakımından; taraflar arasında sözleşme ilişkisi olduğundan, artık teamül veya tarife değil sözleşmeye itibar edilmesi gerektiği, somut olayda 100 Euro/ gün üzerinden sözleşmenin bulunduğunun tespit edildiği, toplam taşıma işi içinde 285,00 Euro navlun alacağı sebebinin dosyada ayrıca sabit olmadığı, bu durumda, davacı alacağının günlük 150,00 Euro üzerinden hesaplandığında, 7.800,00 Euro miktarına denk geldiği, davalı vekili itirazları bakımından ise; davalının başka bir fatura için günlük 150,00 Euro hesabıyla ödeme yapmasının, somut olayda yapılan hesaplamadan takas mahsup talebi için o ödemede taraflar arasında akdi ilişkinin yine 100,00 Euro üzerinden olduğunu ve davalının ayrıca 150,00 Euro/ gün üzerinden bir kabulü olmadığını ortaya koyması gerektiği, gelinen aşamada, davalının fazladan ödeme yaptığı veya yapmadığı değerlendirmesinin iş bu dava konusu ihtilafın dışında olduğu mütalaa edilmiştir.” şeklinde ek rapor tanzim edilmiş olup, bilirkişi ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraf vekillerince ayrı ayrı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur. Bilirkişi ek raporuna itirazlar doğrultusunda ve itirazları karşılar şekilde ikinci kez ek rapor alınmasına karar verilmiş, dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir.
İ.Ü. Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. … ve Mali Müşavir … tarafından mahkememize sunulan 14/12/2018 tarihli bilirkişi ikinci ek raporunda özetle ve sonuç olarak; “…davacı yan itirazları bakımından; davacının 7.800,00 Euro bekleme ücretine ek olarak 285,00 Euro navlun alacağının da bulunduğu; böylece toplam 8.085,00 Euro alacak hesaplandığı, öte yandan taraflar arası uygulama ve davacının tek taraflı e- posta yazışmalarına itibar edilerek günlük bekleme ücretinin 150,00 Euro olarak değiştiği, artık akdi kararlaştırılan 100,00 Euro günlük bekleme ücretinin değiştiği değerlendirilecek olursa; bu defa bekleme ücretinin 11.700,00 Euro ve navlun ücretinin 285,00 Euro hesabı ile 11.985,00 Euro davacının alacaklı olduğu sonucuna varılabileceği, davalı yan itirazları bakımından; davalı itirazlarının incelenmesinde kök raporda davalı itirazlarına göre değişiklik yapmayı gerektirecek yeni bir sonuca ulaşılamadığı, netice olarak; davacının 8.085,00 Euro alacaklı olduğunun tespit edildiği, kök v.e 1.ek rapordan farklı olarak; davacı yanın 285,00 Euro navlun alacağını davalıdan talep edebileceğinin iş bu 2.ek raporda tespit edildiği mütalaa edilmiştir.” şeklinde ikinci ek rapor tanzim edilmiş olup, bilirkişi ikinci ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraf vekillerince ikinci ek rapora karşı aynı itirazların ileri sürüdüğü görülmüş, ancak bu itirazların detaylı olarak incelenmesiyle dosyanın yeterince açıklığa kavuşturulması karşısında aynı itirazların yeniden incelenmesinin yargılamayı sürüncemede bırakacağından dosyanın ikinci ek raporla tekemmül ettiği anlaşılmıştır.
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ve davalı şirketler arasında taşıma sözleşmesinin akdedildiği, davalı şirketin sekiz adet aracını sözleşmeden kararlaştırılan bu iş için tahsis ettiği, Fransa’dan ülkemize gerçekleştirilecek taşınma işinde davacının kusuru olmaksızın, davalı şirketten ve dava dışı alıcılardan kaynaklanan gecikmeler ve gümrük işlemleri sebebiyle taşıma işinin zamanında yerine getirilemediği, bekleme durumunun söz konusu olduğu, davacının diğer araçlar için bekleme ücretini navlun farkı faturası olarak davalı şirkete keşide ettiği, davalı şirketin diğer araçlara ilişkin 13.500 Euro bekleme ücreti ödediği, davacı şirketin bu sefer … plaka sayılı araç için 06/01/2015 – 02/02/2015 tarihleri arasındaki bekleme süresi ücretini 13.500,00 Euro bedelli ikinci navlun farkı faturası şeklinde keşide ederek davalı şirkete gönderdiği, ancak davalı şirketin … 19. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile süresi içinde bu faturaya itiraz ettiği ve davacı şirkete iade ettiği, davacının taşıma ücretinden kaynaklanan diğer alacakları ile birlikte navlun farkı ücretini de dahil ederek davalı şirket hakkında … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibine giriştiği, davalı şirketin taşıma sözleşmesinden kaynaklanan 18.675,00 Euro alacağı kabul ettiği ve ödediği, ancak takip öncesinde noter kanalıyla davacı şirkete iade edilen 13.500,00 Euro bedelli navlun farkı faturasını + kendi ticari defterlerinde kayıtlı bulunmayan … tarihli … seri numaralı 285,00 Euro bedelli fatura olmak üzere toplam 13.785,00 Euro’luk alacağa kısmi itirazda bulunduğu, kısmi itiraz üzerine itiraz edilen kısım yönünden icra takibinin durduğu, davacının duran takibe devam edilmesi ve taşıma sözleşmesinden kaynaklanan bekleme ücreti alacağının tahsili amacıyla işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davalı şirket bekleme ücretinden doğan navlun farkı faturasının kendilerine tebliğinden itibaren yasal süre içinde itiraz edildiğinden bu faturadan dolayı borçlarının olmadığını, aksi kanaate varılırsa bekleme ücretinin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak hesaplanmadığını, ayrıca davacı şirketin talimatlara aykırı olarak iki araçtaki emtiaları kendi depolarına boşalttığı ve iki aracın depolama ücretinin de kendilerinden istendiğini ancak taraflar arasında kararlaştırılan bir depolama ücreti bulunmadığından bu kısım yönünden davacı şirketin haksız olduğunu savunarak davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesi aşaması ve duruşmadaki beyanlar sonucunda; taraflar arasında taşıma sözleşmesinin akdedildiği, taşıma ücretinin ödenmemesi üzerine davacı alacaklının icra takibine geçtiği, davalının takibe kısmi itirazda bulunduğu, itiraz edilen kısmın toplam tutarının 13.785,00 Euro olduğu, bu miktarın içinde yer alan 285,00 Euro bedelli fatura dışında esas itiraza konu kısmın 13.500,00 Euro bedelli fatura olduğu, bu faturanın taşıma işinin gerçekleştirildiği … plaka sayılı aracın bekleme ücreti ve … ile … plaka sayılı araçların üstünden indirilen emtiaların depolaması ücretine karşılık olarak tanzim edildiği, davalının bahse konu faturayı noter kanalı ile davacı şirkete iade ettiği konusunda ihtilaf / çekişme yoktur.
Uyuşmazlığın temeli, davalı şirketin faturayı iade etmesi sebebiyle fatura bedelinden sorumlu olup olmadığı, taşıma sözleşmesi kapsamında bekleme ücretinden sorumlu olup olmadığı, varsa toplam borç miktarının tutarı konularında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın halli için dosya, alanında uzman bilirkişilerden oluşturulan kurula tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu kök raporunu, itiraz üzerine itirazları karşılar şekilde birinci ek raporunu dosyaya sunmuş, tarafların itirazlarının değerlendirilmesi ve eksik tahkikat yapılmaması için ek rapora yönelik tüm itirazlar da tek tek ve detaylı olarak incelendikten sonra 14/12/2018 tarihli ikinci ek rapor dosyaya ibraz edilmiştir. İkinci ek raporda sonuç olarak; davacının davalıdan toplamda 8.085,00 Euro alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirket her ne kadar bekleme ücretinden kaynaklanan navlun farkı faturasını noter kanalıyla iade ettiğini, fatura borcundan sorumlu olmadığını savunmuş ise de; faturanın yasal süre içinde iade edilmesi sadece fatura içeriğinin kabul edilmediğine dair karine teşkil eder, davacının genel hükümler çerçevesinde alacağını ispat etmesinde bir engel yoktur. O halde, salt faturanın 8 günlük yasal süre içinde iade edilmiş olması, sözleşmeden kaynaklanan sorumlulukları bertaraf etmeyeceğinden davalının bekleme ücretinden sorumlu olmadığına yönelik savunmaları yerinde değildir. Kaldı ki, taraflar arasında akdedilen taşıma sözleşmesinde günlük 100 Euro bekleme ücreti kararlaştırılmış olup, taraflar bu sözleşmeyle bağlıdır Ayrıca, davacı şirkete ait araçların davacının kusurundan kaynaklanmayan sebeplerle bekleme yaptığı da çekişmesizdir. O halde, davalının taşıma sözleşmesi kapsamında bekleme ücretinden sorumlu olduğu konusunda duraksama yoktur. Bilirkişi kurulunun bekleme ücretini 7.800,00 Euro hesaplanmasına yönelik olarak; taraflar arasındaki taşıma sözleşmesini esas alması, bekleme yapan araç sayısı ve bekleme süresi birlikte değerlendirildiğinde herhangi bir hata bulunmamaktadır.
Davacı şirket bilirkişi raporuna karşı ısrarla, taşıma sözleşmesinin aksine günlük bekleme ücretinin 150,00 Euro olması gerektiğini, diğer araçlar için bu tutarda ödeme yapıldığını itiraz olarak ileri sürmüş ise de; taraflar arasında akdedilen ve aksi inkar edilmeyen taşıma sözleşmesine göre, ki taraflar bu sözleşmeyle bağlıdır, bekleme ücretinin rapordaki gibi günlük 100,00 Euro olarak hesaplanması doğru olup itirazlar yerinde değildir. Diğer araçlar için yapılan ödeme, davaya konu araçlar için aynı ödemenin yapılacağı anlamına gelmeyeceği gibi, bu şekilde taraflar arasında bir kez gerçekleşen ödeme şekli ticari teamül de oluşturmaz. Kaldı ki, TTK’ ya göre sözleşmenin bulunduğu yerde, teamül kuralların uygulanması hukuken mümkün değildir, aynı durum kök ve ek raporlarda vurgulanmıştır.
Öte yandan, davalının bilirkişi raporuna karşı ısrarlı itirazlarının aksine, davalının diğer araçlar için günlük 150,00 Euro üzerinden yaptığı ödemenin, yersiz ve fazla ödeme olduğunu, fazla ödemenin davaya konu araçlar için tespit edilen bekleme ücretinden takas ya da mahsubu da mümkün değildir. Zira, davaya konu olmayan başka bir araç bihakkın yapılan ödeme, fazla yapılmış bir ödeme gibi kabul edilerek davaya konu borçtan mahsup edilmez. Ayrıca, diğer araçlar için bekleme ücreti borcu ifa edilmiş olduğundan karşılıklı muaccel borç bulunmadığından takas da söz konusu olmaz. O halde, davalının dava konusu olmayan diğer araçlar için ödediği bekleme ücretini takas veya mahsup yoluyla iadesini istemesi, bu hususu savunma yoluyla ileri sürerek alacak iddiasına bulunması yerinde değildir. Kök ve birinci ek raporlarda 24/12/2014 tarihli 285,00 Euro bedelli fatura alacağının sebebi ve delili bildirilmediği gerekçesi ile sabit görülmese de; ikinci ek raporda doğru ve yerinde tespitle, bu taşıma işine ait belgenin dosyaya delil olarak ibraz edildiği, taşımanın gerçekleştirilerek davacının alacağının varlığının ortaya konulduğu ifade edilmekle, davacının bu taşıma yönünden 285,00 Euro alacağa hak kazandığı anlaşılmıştır.
Nihayetinde, davacının bekleme ücreti (7.800,00 Euro) ve taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağını (285,00 Euro) ispat etmiş olmakla, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli 14/12/2018 tarihli bilirkişi ikinci ek raporu doğrultusunda (7.800,00 + 285,00 = 8.085,00 Euro) açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, takibin yabancı para cinsinden yapılması ve talep gözetilerek 3095 s. Kanun uyarınca faize hükmedilmesine ve davalı tarafın itirazlarının aksine, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesine göre alacağın likit ve muayyen olduğu, belirlenebildiği, sözleşmesel ilişkiye dayandığı nazara alınarak takip tarihindeki kur üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, davalının … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu KISMİ İTİRAZIN İPTALİ ile takibe 8.085,00 EURO asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Hükmedilen 8.085,00 EURO asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun uyarınca T.C.M.B’ nin kısa vadeli kredilere uyguladığı yıllık %2,50 faiz oranından az olmamak üzere artan oranlarda faiz UYGULANMASINA,
3-Hükmedilen 8.085,00 EURO asıl alacağa takip tarihindeki TCMB’nin belirlediği döviz alış kuru (1 EURO = 2,8144 TL) karşılığı 22.754,24 TL’nin %20’si oranında 4.550,88 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Kabul edilen dava değeri (8.085,00 Euro * 3,100 TL dava tarihindeki kur = 25.063,50 TL) üzerinden alınması gereken 1.712,08 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 273,01 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 1.439,07 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 273,01 TL peşin harç, 2.276,50 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.549,51 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.647,04 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (25.063,50 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 3.759,53 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (Toplam dava değeri 13.785,00 Euro – 8.085,00 Euro kabul edilen kısım = 5.700,00 Euro reddedilen kısım * 3,100 TL dava tarihindeki kur = 17.670,00 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/1,2. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak ile davalıya VERİLMESİNE,
8-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/11/2020

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)