Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1031 E. 2021/6 K. 11.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1031 Esas
KARAR NO : 2021/6

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/09/2013
KARAR TARİHİ : 11/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA DOSYASI:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine … sayılı trafik sigorta poliçesiyle sigortalı … plakalı araç sürücüsü 04/02/2011 tarihinde karıştığı kazada …’nın yaralanmasına sebep olunduğunu, … plakalı araç sahibinin … olduğu, araç sürücüsünün de olay anında alkollü olduğunu, 5942 sayılı Kanunun 1.maddesi gereğince tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri 01/05/2010 tarihinden itibaren, satış veya devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzeriden satış veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş araç tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından elektronik ortamda yapılacağının, iş bu nedenle noter marifetiyle yapılmayan araç satışının ileri sürülmesinin söz konusu olamayacağını, kaldı ki, Trafik sigorta poliçesinin iptal ettirilmemesi ve söz konusu poliçeye göre müvekkil şirketin ödeme yapmasına sebep olunması sebebiyle araç sahibi davalı …’in sorumluluğunun devam ettiğini, yapılan ekspertiz çalışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında zarar gören … için 09/08/2012 tarihinde 130.934,00-TL sürekli iş gücü kaybı tazminatı ödendiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun “Ticari İşler” başlığını taşıyan madde 3 hükmüne göre; “Bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” , ticari işlerde temerrüt faizi ile ilgili bir diğer düzenlemede 3095 sayılı kanunun 4489 sayılı kanunla değişik 2/2 maddesinde yer aldığını, hükme göre merkez bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, reeskont oranından fazla ise, orada sözleşme olamasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebileceğini, avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olduğunu, 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizi oranı, 19/06/2012 tarihinden itibaren ticari işlerde Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, bu nedenlerle faize yönelik itirazlarının da yerinde olmadığından … 23.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak davalı davaya herhangi bir cevap dilekçesi vermemiştir. Yargılama sırasında duruşmadaki beyanlarında “sahip olduğum aracı …’ e satmıştım, ancak devrini vermemiştim, aramızda yaptığımız anlaşmayı ibraz ediyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA DOSYASI:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigorta şirketine trafik sigorta poliçesiyle sigortalı … plakalı araç sürücüsünün 04/02/2011 tarihinde karıştığı kazada …’nın yaralanmasına sebep olduğunu, … plakalı araç sürücüsünün olay anında alkollü olduğunu, yapılan ekspertiz çalışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında zararı gören … için 09/08/2012 tarihinde 130.934,00 TL sürekli işgücü kaybı tazminatı ödendiğini, …’un talep etmeyeceğine dair feragatnamesi var iken, müvekkilinden tazminat aldığını …’nın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre haksız kazanç sağlandığını, alacağın tahsili için davalı … 13. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibine geçildiğini itiraz üzerine itirazın iptali için bu davanın ikamesi gerektiğini, alacağın likit olduğunu ve borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurların bilindiğini veya bilinecek durumda olduğunu bu nedenle borçlu tarafından yapılan itirazın haksız olduğunu, işlenmiş faize ve ferilere itiraz etmesininde haksız olduğunu, ticari işlerde temerrüt faizi ile ilgili bir diğer düzenlemede 3095 sayılı Kanunun 4489 sayılı kanunla değişik 2/2 maddesinde yer aldığını, sonuç olarak yukarıda izah edilen nedenlerle … 13.İcra müdürlüğünün… sayılı dosyasına yapılan itirazın haksız olduğunu ve iptalini, takibin devamına, davalının alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak davalı davaya herhangi bir cevap dilekçesi vermemiştir. Yargılama sırasında duruşmadaki beyanlarında “resmi şekilde yapılmayan satım sözleşmesi kesin hükümsüzdür. Bu nedenle KTK gereği kendisinin işleten olarak sorumlu tutulması mümkün değildir. Ayırca dosyadaki ibraname ve feragatname KTK 111 gereği geçersizdir. Rücü koşulları oluşmamıştır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe;
… 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas,… Karar sayılı Birleştirme Kararı, … 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin… Esas, … Karar sayılı Görevsizlik Kararı, … 23.İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, … 13.İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, soruşturma dosyası, kusur ve maluliyet raporları, ZMMS poliçesi, hasar dosyası, … plakalı araca ait sahiplik bilgisine ilişkin … İlçe Emniyet Müdürlüğü müzekkere cevabı, birleşen davalı …’ya ait trafik kazası nedeniyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere ilişkin … Eğitim ve Araştırma Hastanesi, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve … Devlet Hastanesi tedavi evrakları incelenmiştir.
Aktüeryal bilirkişi … tarafından dosyaya sunulan 10/09/2019 tarihli raporunda özetle; “Asıl dava dosyası yönünden yapılan inceleme sonucunda; davalı …’ın … 23.İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında 130.934,00TL asıl alacak kaleminin tamamına yaptığı itirazın iptalinin yerinde olacağı, davacı … Sigortanın davalı …’ı takip tarihinden önce temerrüde düşürdüğünün kabulü halinde; davacı … Sigortanın 27/08/2012 tarihli yazısının davalı …’a tebliğ tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 1.maddesine göre yasal faiz oranı üzerinden faiz talep edebileceği, ancak davacı …, 27/08/2012 tarihli temerrüt yazısının tebellüğ belgesini dosyaya sunmadığından, davalı …’ın işlemiş faiz kalemine yaptığı itirazın yerinde görüldüğü, birleşen dava dosyası yönünden yapılan inceleme sonucunda; birleşen dava davalısı …’un, … 13. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyasında 130.934,00 TL asıl alacak kaleminin tamamına yaptığı itirazın iptalinin yerinde olacağı, birleşen dava davalısı …’un, … 13. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında 22.166,41 TL işlemiş faiz kaleminin 13.289,80-TL’lik kısmına yaptığı itirazın iptalinin yerinde olacağı…” mütalaa edilmiştir. Gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, hesaplamalara itiraz olmamış, hükme de esas alınmıştır.
Asıl dava, ZMMS poliçesi kapsamında ödenen sigorta tazminatının rücuen tahsiline yönelik olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu; birleşen dava, ibraname – feragatname uyarınca sigorta tazminatından vazgeçildiği halde ödeme yapılmasından dolayı haksız şekilde ödenen tazminatın sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca rücuen tahsiline yönelik olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; asıl dosya davalısı … İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğünden celp edilen yazı cevabı doğrultusunda, kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihi olan 04/02/2011 tarihi itibariyle maliki olup, işleten sıfatına sahiptir. Asıl ve birleşen dosya davacısı …, davalı …’in maliki bulunduğu … plaka sayılı aracın ZMMS sigortacısıdır. … plaka sayılı araç dava dışı alkollü sürücü …’in sevk ve idaresinde iken 04/02/2011 tarihinde trafik kazasına karışmış, kazada birleşen dosya davalısı … yaralanmıştır. Asıl ve birleşen davacı … şirketi, trafik kazasında yaralanan birleşen davalı …’ ya 09/08/2012 tarihinde 130.934,00 TL sigorta tazminatı (maluliyet) ödemesinde bulunmuştur.
Hemen belirtmek gerekir ki, …, … aleyhine … 14. ATM’ nin … Esas, … Karar sayılı dava dosyasında davaya konu trafik kazasında yaralandığından ötürü 08/04/2015 tarihinde cismani zarara dayalı maddi (bakiye maluliyet tazminatı ve bakıcı gideri için) tazminat davası açmış, Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir (İşbu mahkeme ilamı İstanbul BAM. 9. H.D. 2017/964 E., 2017/702 K. sayılı ilamı ile Mahkememizdeki itirazın iptali davasının bekletici mesele yapılması gerektiği gerekçesi ile kaldırılmıştır ve … 14. ATM, halen işbu dava dosyanın sonucunu beklemektedir.). Bu dava dosyasında alınan …Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 22/01/2016 tarihli raporunda …’nın kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre %100 oranında maluliyetinin bulunduğu ve sürekli bakıma muhtaç durumda olduğu bildirilmiştir. …’nın maluliyetine ilişkin alınan rapor hem kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine uygun düzenlenmesi hem de tarafların itirazda bulunmaması nedeniyle mahkememizce usul ekonomisi gözetilerek esas alınmış, yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
Buraya değin anlatılan hususlar taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir.
Asıl dava dosyası bakımından; davacı … şirketi birleşen davalıya ödemiş olduğu sigorta tazminatını kazaya karışan araç sürücüsü alkollü olduğu için araç işleteni / maliki olan davalıdan rücuen tahsilini talep etmektedir. Yukarıda değinildiği üzere, davacı … şirketinin ZMMS sigortacısı olduğu ve kazaya karışan dava dışı sürücü …’in alkollü araç kullandığı ve kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Rücu talebinin hukuki değerlendirmesine gelince, olay tarihinde yürürlükte bulunan ZMMS Genel Şartlarının B.4-d maddesinde, tazminatı gerektiren olayın işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa bu durum rücu sebebi olarak düzenlenmiştir. Esasen, yargılama safahatında alınan bilirkişi raporlarıyla, kazanın değinilen madde uyarınca münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleştiği tespit edilmiş olup, davacı … şirketinin araç işleteni olan davalıya başvurabileceği konusunda duraksama yoktur. Davalı … kazaya karışan aracı adi yazılı satış sözleşmesi ile kaza tarihinden önce sattığını bildirse de, bu beyanlarına itibar edilmemiştir. Zira, görevsizlik kararı verilmeden önce … 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/05/2014 tarihli 1. celsesinde duruşmaya katılarak aracı … (…) ‘ ya sattığını söylemiş, ancak daha sonra Mahkememize sunduğu 12/10/2017 tarihli dilekçesi ile bu sefer aracı kazaya karışan sürücü …’ e sattığını bildirmiştir. Davalının hem beyanları hem de düzenlenen adi yazılı araç satış sözleşmesinin içeriği konusunda satıma ilişkin çelişki bulunduğu izahtan varestedir. Öte yandan, 2918 sayılı KTK’ nın 20/1-d maddesinde “Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir” denilmekle, taraflar arasındaki adi yazılı sözleşmeye itibar edilmesi mümkün değildir. Kaza tarihi itibariyle değinilen yasa hükmü yürürlükte olup, tarafların noter huzurunda resmi şekilde yapmadıkları adi yazılı araç satış sözleşmesi hukuken geçersizdir (şekli ölçüt). Kaldı ki, davalı kazaya karışan aracın uzun süreden beri ve fiilen bir başkasının tasarrufuna bırakıldığını da (maddi ölçüt) ispatlayabilmiş değildir. Açıklanan nedenlerle, araç maliki / işleteni sıfatıyla sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Asıl dava dosyası bakımından önemle vurgulanmalıdır ki, davacı … şirketi davalı … hakkında takip öncesinde sigorta tazminatının rücusuna yönelik ihtarname göndermiş ise de; bahse konu ihtarnamenin davalıya tebliğ edilip edilmediğine ilişkin tebliğ mazbata parçası dosyaya delil olarak ibraz edilmediğinden takip öncesinde davalının temerrüte düşürülmediği kabul edilmiştir. Bu halde, temerrüt takip tarihi itibariyle başlayacaktır. Açıklanan nedenle takip öncesinde temerrüt bulunmadığından takipte talep edilen işlemiş faiz alacağının reddine karar verilmiş, ayrıca rücuen tazmini talep edilen alacağın TTK 1472 maddesi uyarınca halefiyet ilkesi gereği davacı … şirketinin sigortalısının haklarına halef olarak sigortalının zarar sorumlusu olan davalıya karşı hangi yasal hak ve imkanları varsa, o ölçüde hak talep edebileceğinden yasal faize hükmedilmiştir. Zira, davacı … şirketinin beyanları aksine halefiyet ticari dava olmadığından avans faizi talepleri yerinde görülmemiştir.
Birleşen dava dosyası bakımından, davacı … şirketi birleşen davalıya ödemiş olduğu sigorta tazminatını davalı …’ nın 01/03/2011 feragatnamesi ve taahhütnamesi olduğu halde, bu feragat beyanına aykırı olarak tazminat ödemesi alarak sebepsiz zenginleştiğini ve haksız zenginleşmenin iadesi için davalıdan rücuen tahsilini talep etmektedir. Yukarıda değinildiği üzere, davacı … şirketinin ZMMS sigortacısı olduğu ve davalı …’ ya 09/08/2012 tarihinde 130.934,00 TL sigorta tazminatı ödemesinde bulunulduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. 01/03/2011 tarihli Feragatname -Taahhütname başlıklı belge incelendiğinde davalı … “04/02/2011 tarihindeki … plakalı araç ile yaptığım kazadan dolayı 181309 hasar dosyası ile SBN Sigorta şirketi tarafından açılan hasar dosyasından doğabilecek tüm maddi ve manevi tazminat ve giderlerin hukuk yolu ile doğabilecek tüm maddi ve manevi tazminat giderlerinin tarafımdan karşılanacağına, herhangi bir kurum ya da sigorta şirketinden maddi manevi herhangi bir talepte bulunmayacağıma kabul ve taahhüt ederim” demiştir. İş bu belge davalı tarafından el yazısı ile kaleme alınmış ve ıslak imza ile imzalanıştır. Bu belgenin davalı …’ dan sadır olmadığına, söz gelimi belgenin altındaki imzanın davalıya ait olmadığına ya da baskı altında düzenlendiğine (irade fesadı halleri) yönelik ne davalı ne de vekili tarafından hiçbir iddia ve vakıa ileri sürülmemiştir. Bu bağlamda, söz konusu feragatname – taahhütnamenin davalının özgür iradesini yansıttığı ve ona ait olduğu konusunda duraksama yoktur. Feragatname – taahhütname başlıklı belge kaza tarihinden sonra 01/03/2011 tarihinde düzenlendiğinden, henüz doğmamış haktan feragat edilmesi gibi geçersizliğe yol açabilecek bir hal de yoktur. Zira, trafik kazasından yaralanan davalının kaza tarihi itibariyle haksız fiil hükümlerine dayanarak sorumlulara başvurabileceği açıktır. Davalı … kazaya karışan araçta yolcu konumunda bulunduğundan kazaya karışan araç sürücüsü ve araç sahiplerinin yasal dava ve takiplere uğramaması için haklarından feragat etmiştir. Ne var ki, davalı geçerli feragat beyanına rağmen davacı … şirketine başvurmuş, bu feragat beyanından haberdar olmayan davacı … şirketi davalıya sigorta tazminatını ödemiştir. Bu halde, davalının kendisine ödenen sigorta tazminatı kadar sebepsiz zenginleştiği, aldığı ödemeyi feragat beyanını ayakta tutacak şekilde sigorta şirketine ödemesi gerektiği açıktır. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı vekili mevcut feragatnamenin KTK 111.maddesi uyarınca geçersiz olduğunu savunmuştur. Ancak, anılan yasa hükmünde sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu, yine tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren iki yıl içinde iptalinin istenebileceği düzenlenmiştir. Yasa hükmünün lafzı yorum gerektirmeyecek kadar açık olmakla birlikte, vurgulamak gerekir ise, anlaşma ya da uzlaşma karşılıklı en az iki tarafın varlığını ve irade beyanını gerektirmektedir. Eldeki feragatnamede olduğu gibi anlaşma ya da uzlaşma metinleri tek taraflı olarak düzenlenen belgeler değildir. Bu nedenle, davalı vekilinin KTK 111. maddesindeki hükmün uygulanması gerektiğine yönelik açıklamaları yerinde görülmemiştir. Esasen KTK 111.maddesinde getirilen düzenlemeyle, güçlü konumda bulunan sigorta şirketlerinin trafik kazasında yaralanmış ya da ölmüş kişilerin yakınlarına zayıf konumda bulundukları için istemedikleri bir anlaşma veya uzlaşma metnine imza koymamaları ya da bunu iki yıllık süre içinde iptal edebilme hak ve imkanı verilmiştir. Yoksa, işbu dava dosyasında olduğu gibi davacı … şirketini tek taraflı olarak ibra ya da bu haklarından vazgeçerek tek taraflı feragat eden davalının hukuken korunması mümkün değildir. Aksi durumun kabulü, öncesinde vazgeçilen alacakların geleceği belirsiz şekilde ileride talep edilmesi anlamına gelir ki, bu durumun hem TMK 2. maddesi kapsamında hem de hukuki güvenliğin sağlanması bakımından korunması ve kabul edilmesi mümkün değildir. Öte yandan, feragatnamenin düzenlendiği tarih ile dava tarihi arasındaki iki yılık hak düşürücü süre de dolmuştur. Açıklanan nedenlerle, birleşen davalının kendisine ödenen sigorta tazminatı bakımından sebepsiz zenginleştiği kabul edilmiştir.
Birleşen dava dosyası bakımından önemle vurgulanmalıdır ki, davalı … 01/03/2011 tarihli feragatname ile maddi tazminat taleplerinden vazgeçtiği halde bu beyanına aykırı olarak davacı … şirketine başvurup sigorta tazminatı aldığından kötü niyetli sebepsiz zenginleşen kişi konumunda bulunduğu, bu halde TBK 117/1-1.cümle maddesi uyarınca sigorta tazminatının kendisine ödendiği 09/08/2012 tarihten itibaren takip tarihi olan 25/09/2013 tarihine kadar işlemiş faiz alacağını da davacı … şirketine ödemek zorundadır. Ancak rücuen tazmini talep edilen alacağın TBK 77. ve devamı maddeleri maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme gereği talep edebildiğinden yasal faize hükmedilmiştir. Zira, davacı … şirketinin beyanları aksine halefiyet / sebepsiz zenginleşme davası, ticari dava olmadığından avans faizi talepleri yerinde görülmemiştir.
Asıl ve birleşen dava dosyaları bakımından itirazın iptali ile birlikte davalıların icra ve inkar tazminatına mahkum edilmesi istenilmiş ise de; rücuen tahsili talep edilen alacaklara yönelik alacağın likit ve muayyen olmadığı, kusur ve maluliyet raporları temin edildikten sonra aktüeryal hesaplamalar sonucunda tazminat tutarlarının hesap edildiği, bu bağlamda alacağın muayyen olmadığı, aksine yargılama gerektirdiği, öte yandan taraflar arasındaki borcun kaynağı sözleşmesel ilişkilere dayalı olmadığından alacağın likit bir alacak olup olmadığının dahi yargılamalar sonucunda ortaya çıktığından İİK 67.maddesi hükmü uyarınca alacağın likit ve muayyen olmadığı anlaşılmakla yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
A) ASIL DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile (Tahsilde Tekerrür Olmamak Kaydıyla);
1-Davalı …’in … 23.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin 130.934,00 TL asıl alacak üzerinden; asıl alacağa takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar yıllık % 9 oranında yasal faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin REDDİNE,
2-Alacağın likit ve muayyen olmadığı, yargılama gerektirdiği anlaşılmakla yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (130.934,00 TL) üzerinden alınması gereken 8.944,10 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 1.652,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 7.291,40TL harcın davalı …’ten alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan harçlar toplamı 1.677,00 TL (24,30-TL başvuru harcı+ 1.652,70 TL peşin harç), 2.150,00 TL bilirkişi ücreti ve 455,30 TL posta masrafı olmak üzere toplam 4.292,30 TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 4.106,58 TL’sinin davalı …’ten alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı … tarafından yargılama sırasında yapılan posta masrafı olan 10,00 TL’ nin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 0,43 TL’sinin davacı …Ş’ den alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (130.934,00 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/1 maddesi uyarınca belirlenen 16.388,73-TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-HMK 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
B) BİRLEŞEN İSTANBUL 8. ATM’NİN 2018/1193 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile (Tahsilde Tekerrür Olmamak Kaydıyla);
1-Davalı …’ nın … 13. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin 130.934,00 TL asıl alacak, 13.289,80 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 144.223,80 TL üzerinden; asıl alacak tutarı olan 130.934,00 TL’ ye takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar yıllık % 9 oranında yasal faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacağın likit ve muayyen olmadığı, yargılama gerektirdiği anlaşılmakla yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (144.223,80 TL) üzerinden alınması gereken 9.851,93 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 2.614,58 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 7.237,35 TL harcın davalı …’dan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan harçlar toplamı 2.642,28 TL (27,70-TL başvuru harcı+ 2.614,58 TL peşin harç) ve 28,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.670,28 TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 2.515,46 TL’sinin davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (144.223,80 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/1 maddesi uyarınca belirlenen 17.651,26 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı … yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (8.876,61 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/1 maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya VERİLMESİNE,
7-HMK 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, asıl ve birleşen dosyada davacı vekilinin, birleşen dosya davalısı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.11/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır