Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1029 E. 2023/188 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1029 Esas
KARAR NO : 2023/188

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/10/2015
KARAR TARİHİ : 08/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu şahıs ile müvekkili bankanın … Şubesi ile dava dışı asıl borçlu …Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 21.09.2006 tarihli, 220.000,00 TL’lik Genel Kredi sözleşmesine istinaden ticari nitelikli nakdi krediler kullandırıldığını, davalı/borçlu …’ın, genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalamış olduğundan, müvekkili bankaya karşı …Ltd. Şti’nin borçlarından dolayı sorumlu olduğunu, müvekkili bankaca kredi borçlarının ödenmemesi üzerine imzalanmış olan genel sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca, kredi hesabının kat edildiğini, davalı borçlulara kredi hesabının kat edildiği ve borcun ödenmesi gerektiğine ilişkin, … 28. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye na.lu ihtarnamesinin keşide edildiğini, borçluların yoğun mal kaçırma şüphesine istinaden, … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi … D. İş dosyası kapsamında, ihtiyati haciz kararı alındığını ve uygulandığını, söz konusu kararın esas takibi olmak üzere, … 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, borçlular hakkında ilamsız icra takibinin yapıldığını, takip dosyasından gönderilen ödeme emrine davalı/borçlu tarafından itiraz edildiğini, dava konusu itirazın taraflarına 16.10.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, davalı/borçlu tarafından kötü niyetli olarak takibe, borca, yetkiye, faize ve ferilerine iliraz edildiğini, bu nedenle, Sayın Mahkemenize müracaatla takibe yönelik itirazların iptali ile %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep etme mecburiyetinin doğduğunu belirterek, izah edilen nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; müvekkili bankanın yapmış olduğu icra lakibine yönelik, davalı-borçlu tarafından yapılan tüm itirazlarının iptali ile takibin devamına, Davalı-borçlu hakkında, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yapılacak olan masraflar ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davayı ve borcu kabul anlamına gelmemek kayıt ve şartıyla davanın yasada öngörülen süre içinde açılmadığı, bu nedenle yasada öngörülen süre içinde açılmayan davanın öncelikle süre yönünden reddini talep ettikleri, 21.09.2006 tarihli 220.000,00.-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi aslı dosyaya ibraz edilmediği, fotokopi belge üzerinde müvekkiline atfedilen imza bakımından sağlıklı inceleme yapma olanağı bulunmadığı, genel Kredi Sözleşmesi aslı dosyaya ibraz edildiğinde müvekkiline atfedilen imzanın kendisine ait olup olmadığı yönünde beyanda bulunacaklarını, takip dayanağı 21.09.2006 tarihli 220.000,00.-TL. bedelli Genel Kredi Sözleşmesinde müvekkilinin imzasını taşımayan sayfalara ve bu sayfalardaki müşterek borç, müteselsil kefalet, borç miktarı, tarih, temerrüt, işlemiş ve işleyecek faiz ve sair müvekkili aleyhindeki düzenlemelerin tamamına itiraz ettikleri, genel kredi sözleşmesinin son sayfasında müvekkiline atfen bir imza bulunduğunu, bu sayfada müvekkilinin hangi miktarla müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığı, bu nedenle sadece müvekkiline atfen imza bulunan sayfaya dayanarak müvekkilinden hak ve alacak talebinde bulunulamayacağını, müvekkilinin davacı bankanın …Ltd.Şti.ne tahsis ettiği kredi tutarının 80.000,00 TL kısmına bu limitle sınırlı olmak üzere müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, Müvekkilinin …Ltd.Şti.’ne 80.000,00.-TL. limitle sınırlı olarak müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu kredi borcu kapanmış olmakla müvekkilinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sorumluluğu sona erdiği, Müvekkilinin sadece ve sadece …Tic.l.td.Şti.nin kredi borcuna 80.000,00.-TL.limitle sınırlı olmak üzere 2006 tarihinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, …Tiç.Ltd.Şti.’nin kredi borcu kapanmış olmakla da müvekkilinin 80.000,000 TL limitle sınırlı müşterek borçlu ve müteselsil kefil sorumluluğunun sona erdiği, Takip dayanağı kredi sözleşmesinin son sayfasında müvekkiline atfedilen imzanın davacı yan tarafından müvekkilinin bilgisi ve onayı dışında sonradan “… Şti.”nin kaşesi basıldığı, Müvekkilinin bilgisi dışında, müvekkilinin onayı alınmadan, müvekkilinden habersiz olarak “…Ltd.Şti.’ne aynı sözleşme üzerinden kredi kullandırıldığı, müvekkilinin bilgisi dışında, onayı alınmadan, kendisinden habersiz olarak kullandırılmış olan krediden müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak sorumlu tutulamayacağı, müvekkilinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla daha önce imza attığı 2006 tarihinde “…Ltd.Şti.” daha kurulmadığı, … Tic.Ltd.Şti. 2010 tarihinde kurularak … Ticaret Siciline tescil edildiği, 2006 yılında ..Ltd.Şti. kurulmamış olduğundan müvekkiline atfedilen imzanın da 2006 yılında atılmış olması madden imkansız hale geldiği, bu durumda müvekkiline atfedilen imza gerçekse …Ltd.Şti. nin sözleşmenin son sayfasına sonradan ilave edildiği sübut bulduğu, açıklamalardan anlaşılacağı üzere müvekkilinin sadece …Ltd.Şti.nin kredi borcuna 80 000,00.-TL.limitle sınırlı olmak üzere 2006 tarihinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, işlemiş faizin yasal dayanaktan yoksun olduğu, müvekkilinin yasanın aradığı şartlarda temerrüde düşmediği, işlemiş faizin hesabında esas alınan faiz türü ve faiz oranı ile işleyecek faizin hesabında esas alınacak faiz türü ve faiz oranının yasal dayanaktan yoksun olduğu, işlemiş faize bu faizin hesabında esas alınan faiz türü ve faiz oranına yine işleyecek faizin hesabında esas alınacak faiz türü ve faiz oranına yasal dayanaktan yoksun olması nedeniyle itiraz ettikleri, takibe konu edilen alacağın muayyen ve belirli bir alacak olmadığı, alacak iddiasının likit olmadığı, Likit olmayan alacak iddiasının varlığı yada miktarının yargılamaya muhtaç olduğu, Likit olmayan varlığı yada miktarı yargılamayı gerektiren alacak iddiası için müvekkili aleyhinde alacağın % 20’sinden az olmamak üzere İcra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin davacı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddi gerektiği, …Şti.nin kredi borcu kapanmış olduğundan, müvekkilinin …Ltd.Şti. İle ilgili 80.000,00.-TL. limitle sınırlı müşterek borçlu ve müteselsil kefil sorumluğu sona erdiğinden, müvekkilinin bilgisi dışında, onayı alınmadan, kendisinden habersiz olarak sözleşmeye ilave edilmek suretiyle “…Ltd.Şti.’ne kullandırılmış olan krediden müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak sorumlu tutulamayacağından, davacın müvekkili aleyhinde başlattığı İcra takibi ve devamında açtığı iş bu davada haksız ve kötü niyetli olduğu açıkça görüldüğü, haksız ve kötü niyetli davacı aleyhinde alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 12. İcra Müdürlüğü’nün … ( yenileme öncesi …, yenileme öncesi … ) Esas sayılı icra dosyası, 21/09/2006 tarihli ve 220.000,00 bedelli Genel Kredi Sözleşmesi, … 28.Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesi ve tebliğ şerhleri, Alacağın Temliki Sözleşmesi, ticaret sicil kayıtları, kredi faiz oranları tablosu, banka ekstreleri, imza örnekleri, karşılaştırmaya elverişli imza asılları, bilirkişi raporları celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya, imza incelemesi için Adli Tıp Uzmanı Grofolog Bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 11/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “… Laboratuar ortamında, büyüteç, stereomikroskop, UV ışık kaynağı, beyaz ışık,değişik açılardan verilen ışık işınları altında ve yüksek çözünürlü scanner tarayıcı ve bilgisayar programları ile taranarak analitik incelemeye ve objektif denetime uygun hale getirildikten sonra grafolojik ve kaligrafik esaslar dahilinde tarafımdan yapılan incelemede: Tetkik konusu … Bankası … Şubesi ile … Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenmiş “Genel Kredi Sözleşmesi” aslındaki … ismine atfen atılı imza ile …’a mukayese imzalar arasında; Tersim tarzı bakımından …’ın imzalarının zaman içerisinde kısmi değişikliğe uğrayıp daha basit tersimli hale geldiğinin görüldüğü bununla birlikte imzaların başlangıcı olan elipsoid hareketin gövdelendirilişi, uç yapılanması, Grama oluşturuluşu, Çizgisel hareketlerin biçimlenmesi, Devinim noktaları, İşleklik derecesi, Ebat, İstikamet, Seyir, sürat ,istif, Kalem alışkanlıkları ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler bulunduğu, Tetkik konusu … Bankası … Şubesi ile … Ltd, Şti. arasında düzenlenmiş “Genel Kredi Sözleşmesi” aslındaki … ismine atfen atılı imzanın …’ın eli ürünü olduğu…” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya imza incelemesi için Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanı Bilirkişi …’e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 24/11/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; “… İnceleme konusu …Bankası Aş, … Şubesi’nin … tarihli, … sözleşme sayılı, 37 sayfadan ibaret 30. Sayfasında müşteriye ve kefillere ait imzaları içeren Genel Kredi Sözleşmesindeki …’a atfen atılmış olan imzanın karşılaştırma belgelerindeki bir grup imzalarına kıyasla ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan uygunluk ve benzerliklere nazaran davalı …’”ın eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır …” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya imza incelemesi ve ek rapor alınması için Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanı Bilirkişi …’e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 05/07/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; “… İnceleme konusu … Bankası Aş, … Şubesi’nin … tarihli, … sözleşme sayılı, 37 sayfadan ibaret 30. Sayfasında müşteriye ve kefillere ait imzaları içeren Genel Kredi Sözleşmesindeki …’a atfen atılmış olan imzanın karşılaştırma belgelerindeki 1, 4, 5, 6, 7, 18 ve 20 noda belirtilen imzaların kıyasla ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan uygunluk ve benzerlikle nazaran davalı …’ın eli ürünü olduğu kanaatine varışmış, 24/11/2020 tarihli raporda elirtilen sonuçta herhangi bir değişiklik olmamıştır …” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya imza incelemesi için Jandarma Kriminal Laboratuvarına gönderildiği, Jandarma Kriminal Laboratuvarının 15/03/2022 tarihli raporunda özetle ve sonuç olarak; “… İnceleme konusu “… Bankası A.Ş. Genel Kredi Sözleşmesi” ve ekindeki “Ödeme Planı” üzerinde … adına atfen atılı bulunan imzalar ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında yapılan inceleme ve karşılaştırmada; 1-İmzaların genel şekli ve işleklik derecesi, 2-İmzaların başlangıç hareketlerinin yapılışı, 3- İmzalardaki dairesel dönüş hareketinin yapılışı,4-İmzalar içerisindeki buklesel el hareketlerinin yapılışı,5-İmzalardaki yatay çekilişlerin yapılışı, 6-İmzaların meyil ve istikamet pozisyonları,7-İmzaların bitim hareketlerinin yapılışı yönünden benzerlikler görülmüş olup, inceleme konusu”… Bankası A.Ş. Genel Kredi Sözleşmesi” ve ekindeki “Ödeme Planı” üzerinde … adına atfen atılı bulunan söz konusu imzaların … ELİ ÜRÜNÜ OLMASININ KUVVETLE MUHTEMEL OLDUĞU kanaatine varılmıştır …” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli Jandarma Kriminal Laboratuvarı inceleme raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dosya alacağın miktarının tespiti amacıyla rapor alınmak üzere Emekli Banka Müdürü bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 19/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “… 1-) Davacı banka, huzurdaki davaya konu olarak; davalı müteselsil kefil; … hakkında, … 12.İcra Müdürlüğü’nün … ( YENİ:…) Esasa sayılı icra dosyasından, 09/09/2011 takip tarihi itibariyle, … nolu borçlu cari krediden. ”TAHSİLDE TEKERRÜR OLMAMAK KAYDIYLA,” 120.193,29 TL. ASIL ALACAK + 31.969,61 TL. FAİZ + 1.598,48 TL, BSMV=153.761,38 TL toplam tutar hesaplanmıştır. 2-)Davalı; İcra takibinde, talep edilen toplam alacağa itiraz ettiğinden, hesaplanan toplam 153.761,38 TL. üzerinden itirazlarının iptali ile icra takibine devam edilmesi, Sayın Mahkemenizin takdirlerindedir. 3-) 11/01/2011 tarihinde kabul edilip, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun, Temerrüt Faizine ilişkin 120.nci maddesi hükmü, 12/01/2011 tarihinde kabul edilip, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar kanununun, yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında 6101 sayılı Kanun’un, 7.nci maddesi ile 13.01.2011 tarihinde kabul edilip, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun, 8.nci maddesindeki; (1) “Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.” hükmü gözetilerek, takip tarihinden itibaren, borç ödeninceye kadar, Asıl Alacak tutarı üzerinden, (talep gibi,) yıllık % 75 temerrüt faizi ile sözleşme hükmüne göre de, faizin %5 gider vergisinin istenebileceği, Mahkemenizin takdirinde mütalaa edilmiştir.” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya, davalı vekilinin itirazlarının karşılanması amacıyla ek rapor alınmak üzere Emekli Banka Müdürü bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 27/08/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Kök raporda belirlendiği gibi; 1-) Davacı banka, huzurdaki davaya konu olarak; Davalı müteselsil kefil; … Hakkında, … 12.İcra Müdürlüğü’nün … ( YENİ:…) Esasa sayılı icra dosyasından, 09/09/2011 takip tarihi itibariyle, … nolu borçlu cari krediden. ” TAHSİLDE TEKERRÜR OLMAMAK KAYDIYLA,” 120.193,29 TL. ASIL ALACAK + 31.969,61 TL. FAİZ + 1.598,48 TL, BSMV=153.761,38 TL toplam tutar hesaplanmıştır. 2-) Davalı; İcra takibinde, talep edilen toplam alacağa itiraz ettiğinden, hesaplanan toplam 153.761,38 TL. üzerinden itirazlarının iptali ile icra takibine devam edilmesi, Sayın Mahkemenizin takdirlerindedir. 3-) 11/01/2011 tarihinde kabul edilip, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun, Temerrüt Faizine ilişkin 120.nci maddesi hükmü, 12/0l /2011 tarihinde kabul edilip, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar kanununun, yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında 6101 sayılı kanun’un, 7.nci maddesi ile 13.01.2011 tarihinde kabul edilip, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun, 8.nci maddesindeki; (1) “Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.” Hükmü gözetilerek, takip tarihinden itibaren, borç ödeninceye kadar, Asıl Alacak tutarı üzerinden, (talep gibi,) senevi %75 temerrüt faizi ile sözleşme hükmüne göre de, faizin %5 gider vergisinin istenebileceği, Sayın Mahkemenizin takdirlerinde mütalaa edilmiştir.” şeklinde tespit edilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, icra takibinin ve davanın … Bankası A.Ş. tarafından ikame edildiği, ancak …Bankası A.Ş’ nin yargılama devam ederken genel kredi sözleşmesine konu alacakları hakkında davacı … A.Ş ile Alacağın Temliki Sözleşmesi imzaladıkları, dosyaya ibraz edilen yazılı alacağın temliki sözleşmesi uyarınca davaya konu tüm alacakların … A.Ş ‘ ye temlik edildiği, sözleşme ekinde yer alan tabloda icra dosyasının temlik edilen alacaklar kısmında açıkça gösterildiği, ayrıca yazılı alacağın temliki sözleşmesinin 1. maddesi uyarınca işbu alacakları tahsil, talep ve ahzu kabza ilişkin münhasıran yetkinin devir ve temlik alan davacı … A.Ş’ye ait olduğunun kararlaştırıldığı görülmüş, bu noktada usuli bir eksiklik olmadığı tespit edilmiştir.
… 12. İcra Müdürlüğünün … Esas (yenileme öncesi … E., yenileme öncesi … E.) sayılı icra dosyasında; takip alacaklısının alacağı temlik eden … Bankası A.Ş., takip borçlularının davalı … ile dava dışı … Ltd. Şti., …, …, …, …Ltd. Şti. olduğu, … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş. sayılı dosyasından verilen ihtiyati haciz kararı sonrasında borçlular hakkında 120.193,29 TL Asıl Alacak, 33.049,13 TL İşlemiş Faiz ve 1.652,45 TL Faizin Gider Vergisi olmak toplam 154.894,87 TL alacak üzerinden icra takibine geçildiği, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi olarak başlatılmış olup, takip dayanağı olarak asıl borçlu … Ltd. Şti. lehine kullandırılan krediler sebebiyle alacağın kaynağının genel kredi sözleşmesi olduğu belirlenmiştir.
İtirazın iptali davalarında, İİK 67.maddesi hükmü uyarınca bir yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlaması için itirazın alacaklıya tebliğ edilmesinin yasal koşul ve zorunluluk olduğu, icra dosyası içeriği incelendiğinde itirazın alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir tebligatın / belgenin bulunmadığı, bu suretle davanın yasal süre içinde açıldığı anlaşılmakla davalının hak düşürücü süreye yönelik itirazları açıklanan nedenle yerinde görülmemiş, davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; alacağı temlik eden …Bankası A.Ş. ile dava dışı asıl borçlu … Ltd. Şti. arasında 21/09/2006 tarihli 220.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin akdedildiği, işbu genel kredi sözleşmesine davalı …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil olduğu, dava dışı asıl borçlunun genel kredi sözleşmesi uyarınca kendisine tahsis edilen nakdi kredileri kullandığı, ancak kredi borcunu sözleşmede gösterilen şekilde geri ödeyememesi üzerine alacağı temlik eden … Bankası A.Ş.’ nin … 28. Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ile kredi hesabının 10/05/2011 tarihi itibariyle kat edildiği ve kat tarihi itibariyle bankaya olan toplam kredi borcunun ihtarnamenin tebliğinden itibaren 24 saat içinde bankaya ödenmesini dava dışı asıl borçlular ile davalı kefilden talep ettiği, hesap kat ihtarnamesinin davalı kefile 13/05/2011 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, kat ihtarnamesinde davalı kefile tanınan atıfet süresine rağmen borcun ödenmediği, bunun üzerine alacağı temlik eden bankanın davalı kefil ile dava dışı asıl borçlu ve kefiller hakkında … 12. İcra Müdürlüğünün …Esas (yenileme öncesi … E., yenileme öncesi …E.) Esas sayılı takip dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, ancak davalının borca itirazı üzerine takibin durduğu, davacının (alacağı temlik alan) duran takibe devam edilmesi, kredi alacağının tahsiline yönelik işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların hesabın kat edildiği tarih itibariyle muaccel hale gelecekleri, muacceliyet için kat ihtarının tebliğine gerek olmadığı, kat ihtarının tebliğinin ancak muhatap davalı kefil / borçlu için takip öncesi temerrüt durumunu etkilediği, öte yandan hesap kat ihtarnamesinin davalı kefile usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının takip öncesinde 15/05/2011 tarihinde temerrüte düşürüldüğü, bu bağlamda dava dışı asıl borçlunun genel kredi sözleşmesindeki kredi borçlarını geri ödeyememesi halinde, alacağı temlik alan davacının pekala davalı kefili takip ve dava edebileceği konusunda duraksama yoktur.
Davalı … 21/09/2006 tarihli ve 220.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesindeki imzasını inkar etmiş, imzanın kendisine ait olmadığını savunmuştur. Dolayısıyla, öncelikle genel kredi sözleşmesindeki imzanın davalı kefile ait olmadığının araştırılması zorunludur.
Bu amaçla, Mahkememizce imza örnekleri alınmış ve ilgili kurum kuruluşlardan ıslak imzalı belge asılları celp edilerek imza incelemesi yaptırılmıştır. Grafolog bilirkişiden alınan 11/01/2019 tarihli raporda genel kredi sözleşmesindeki imzanın davalı kefil …’ın eli ürünü / imzanın davalıya ait olduğu tespit edilmiştir. Davalı kefilin itirazları üzerine grafolog bilirkişiden ek rapor alınması yoluna gidilmiş; 24/11/2020 tarihli ek rapor ve 05/07/2021 tarihli ikinci ek rapor ile aynı şekilde genel kredi sözleşmesindeki imzanın davalı kefil …’ın eli ürünü / imzanın davalıya ait olduğu yeniden tespit edilmiştir. Davalının imza incelemesi yapılması için yeniden talepte bulunması karşısında mahkememizce eksik tahkikat yapılmaması adına dosya bu sefer Jandarma Kriminal Laboratuvarına gönderilmiş, bu kurum tarafından düzenlenen 15/03/2022 tarihli rapor da da aynı şekilde genel kredi sözleşmesindeki imzanın davalı kefil …’ın eli ürünü / imzanın davalıya ait olduğu tespit edilmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda imzanın davalı kefile ait olduğu anlaşılmıştır
Diğer taraftan; davalı … hem icra dosyasında borca itiraz dilekçesi ile hem de eldeki itirazın iptali davasında cevap dilekçesi ile “…21/09/2006 tarihli kredi sözleşmesinde borçlu … Ltd. Şti. ‘ne tahsis olunan kredi tutarının 80.000,00 TL kısmına kefil olunmuş …. Borç ödenmiş olmakla kefalet sorumluluğu sona ermiştir..” demekle, esasen genel kredi sözleşmesi altındaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiş durumdadır. Başka bir anlatımla, mevcut beyan tevilli ikrar niteliğinde olup, bahse konu beyan uyarınca genel kredi sözleşmesinin kefalet sözleşmesindeki müteselsil kefil imzasının davalıya ait olduğunun kabulü zorunludur.
Bu açıklamalar karşısında; hem davalının kefilliği kabul etmesi hem de imza incelemeleri sonucunda alınan rapor içerikleri ile 21/09/2006 tarihli ve 220.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesindeki imzanın davalı kefil …’ın eli ürünü olduğu / imzanın davalı kefilden sadır olduğu anlaşılmakla, bu husustaki ön sorun çözümlenmiştir.
Uyuşmazlığın temeli, dava dışı bankadan alacağı temlik alan davacının genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı kefilden alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise takip tarihi itibariyle takipteki asıl alacak ve feri kalemlerle birlikte toplam alacak miktarının tutarı konusunda olduğu görülmektedir.
Meselenin halli, teknik bilgi ve nitelikli hesaplama gerektirdiğinden banka kayıtları üzerinde bankacılık alanında uzman bilirkişi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bu itibarla, dosya bankacılık alanında uzman / emekli banka müdürü bankacı bilirkişi …’ a tevdi edilmiş, bankacı bilirkişi 19/10/2017 tarihli raporunda davalının icra takibine konu tüm nakdi kredilerden dolayı toplam 120.193,29 TL Asıl Alacak, 31.969,61 TL İşlemiş Faiz, 1.598,48 TL BSMV (Gider Vergisi) olmak üzere, toplam 153.761,38 TL alacaklı olduğunu hesaplamıştır.
Davalı vekilinin itirazları üzerine bankacı bilirkişiden ek rapor alınması yoluna da gidilmiş, tüm itirazların karşılandığı 27/08/2018 tarihli ek raporda, kök rapordaki bilimsel kanaatlerle aynı sonuçlara varıldığı mütalaa edilmiş. İtirazların yerinde olmadığı gerekçeli ve emsal içtihatlarla açıklanmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki; bankacı bilirkişinin 19/10/2017 tarihli kök ve 27/08/2018 tarihli ek raporunda genel kredi sözleşmesindeki nakdi kredi yönünden gösterilen yasal geciktirici nedenlerin yerinde olduğu, rapor içeriğinde kat ihtarı, kat ihtarının tebliği ve atıfet süresine göre temerrüt tarihinin tespiti ile uygulanan akdi ve temerrüt faiz oranlarının sözleşme hükümleri tayin edilmesi ve bilimsel yönden isabetli açıklamalar içerdiği, asıl alacak ve işlemiş faiz hesabı yönünden yapılan hesaplamaların doğru olarak takdir ve tayin edildiği, bu bağlamda hesaplamada herhangi bir hatanın bulunmadığı, bunun yanı sıra kefalet sözleşmesinin geçerli olduğuna ilişkin açıklamaların gerekçeli olduğu gibi, emsal içtihatların da paylaşılarak bu hususta Yargıtay uygulamasına da yer verildiği, nihayetinde banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda oluşturulan raporun kapsamlı, gerekçeli, denetime elverişli ve uyuşmazlığı giderici mahiyette olduğu görülmüş, ayrıca hem kök hem de ek rapor içeriği denetlenerek hükme esas alınmıştır.
Davalı vekili bilirkişi kök raporuna yönelik itiraz dilekçesi sunmakla birlikte, itirazlarının raporda yapılan hesaplamalardan ziyade, hukuki konulara ve yargısal yorum gerektiren hususlara ilişkin olduğu görülmüştür. Az önce ifade edildiği üzere, eksik tahkikat yapılmaması adına bu yöndeki itirazları karşılanmış, itirazlarının neden yerinde olmadığı emsal içtihatlarla ek raporda açıklanmıştır.
Diğer taraftan; davalının cevap dilekçesindeki savunma sebepleri (bilirkişi raporuna itirazlar) gözetilerek; bu hususta ayrıca değerlendirme yapılması ve gerekçe oluşturulması zorunludur. Şöyle ki;
Davalının imzasının olmadığı genel kredi sözleşmesindeki sayfalara itirazı bakımından; bilindiği üzere davalı kefilin tek tek tüm sayfaları imzalamaması sözleşmenin geçersizliğine neden olmaz. Zira, akdin geçerliliği için bütün sayfalara tek tek imza atılması zorunlu değildir, kaldı ki genel kredi sözleşmesinde sayfa numaraları birbirini takip etmekte ve içerik itibariyle uyumludur. Bu nedenle, kök ve ek raporda açıklandığı ve emsal içtihatlarla desteklendiği üzere son sayfaya imza atılmış olması kefalet için yeterlidir ve davalının kefaleti geçerlidir.
Davalının kefalet miktarı yazılmadığından kefaletin geçersiz olduğu ile asıl borçlu lehine 80.000,00 TL miktarla sınırlı olarak kefil olunduğu itirazları bakımından; genel kredi sözleşmesinde davalının kefaleti 80.000,00 TL borç ile sınırlandırılmamıştır. Bu kapsamda genel kredi sözleşmesinin kefalet sözleşmesi ile ilgili kısmında açıkça bu yönde bir sınırlama yapıldığına ilişkin miktarla ilgili herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Bu itibarla, davalı 80.000,00 TL’lik borç yönünden kefaletle sorumlu olduğunu ispat edememiştir. Öte yandan, genel kredi sözleşmesi 21/09/2006 tarihinde akdedilmiş olup, sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle 818 sayılı Borçlar Kanunun yürürlükte olduğu, bir sözleşmenin geçerlilik koşullarının, hüküm ve sonuçlarının o sözleşmenin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümlerine göre tayin edileceği, 818 sayılı Borçlar Kanununda kefalet sözleşmesine ilişkin kefilin sorumlu olduğu miktarın açıkça yazılmamasının geçersizliğe de yol açmadığı, esasen genel kredi sözleşmesinin ilk sayfasında kredinin 220.000,00 TL limitli olduğunun gösterildiği, bu tutarın yerleşik içtihatlar uyarınca kefalet için yeterli olduğu ve kefilin kefalet limitinin 220.000,00 TL olduğu sabittir. Nitekim, bu hususta kök ve ek raporda kapsamlı açıklamalar yapılmış, bu yönde emsal kararlara dahi yer verilmiştir.
Davalının bilirkişi raporu ile yargılamadaki esas itirazı, icra takibine konu borcun … Ltd. Şti’ ye kullandırılan krediden kaynaklandığı, asıl borçlu … Ltd. Şti. lehine kullandırılan kredinin asıl borçlu tarafından ödenerek kefaletin son bulduğu itirazıdır. Davalı … Ltd. Şti’ ye kullandırılan krediden kaynaklı herhangi bir kefaletinin ve borcunun bulunmadığını savunmaktadır. Ancak, 21/09/2006 tarihli genel kredi sözleşmesinde bahsi geçen … Ltd. Şti. müşterek borçlu ve müteselsil kefil olup, davalının iddialarının aksine bu şirkete aynı sözleşme kapsamında kullandırılan herhangi bir kredi olmadığı / bulunmadığı alacağı temlik eden banka kayıtları ile sabittir. Nitekim, genel kredi sözleşmesi kapsamında hem nakdi hem de gayri nakdi krediler yalnızca dava dışı asıl borçlu …Ltd. Şti. için kullandırılmış olup, icra takibine konu edilen alacaklar da yine asıl borçluya kullandırılan nakdi kredilere ilişkindir. Bu husus banka kredi açılış kayıtları, kredi kullandırım belgeleri, krediye ilişkin hesap ekstreleri ile sabit olduğu gibi, esasen bankacı bilirkişinin hesaplar üzerindeki incelemeleri / raporu ile de açık ve kesindir. Özellikle bu itirazın tümüyle karşılanması noktasında alacağı temlik eden bankaya müteaddit defalar müzekkere de yazılmış, asıl borçlu dışında aynı genel kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı kefil … Ltd. Şti.’ne herhangi bir kredi kullandırılıp kullandırılmadığı sorulmuş, ancak verilen tüm cevaplarda ve dosyaya sunulan banka kayıtlarında davalının ispatlanamayan savunmalarının aksine dava dışı kefil … Ltd. Şti’ne herhangi bir kredi kullandırılmadığı, ayrıca icra icra takibine konu borcun asıl borçlu …Ltd. Şti. Lehine kullandırılan kredilerden kaynaklandığı belirtilmiştir.
Davalının, dava dışı kefil … Ltd. Şti’ nin imzası geçerli olmadığına yönelik itirazına gelince; genel kredi sözleşmesinin akdedildiği tarih itibariyle dava dışı şirketin / kefilin henüz kurulmamış olması ya da imzanın bu şirketin yetkilisine ait olmaması yalnızca bahsi geçen borçlu şirket / kefil için hukuki sonuç doğuracaktır. Bu durumun, davalı kefilin kefaletine herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Davalı kefil, genel kredi ve kefalet sözleşmesindeki imzasından, başkasının imzasına dayalı olmaksızın sorumludur ve kendi kefaleti kuşkusuz geçerlidir.
Mevcut durumda, açıklanan nedenler karşısında davalının ispatlanamayan savunma sebeplerinin ve dayanaktan yoksun tüm itirazlarının kabul edilmez olduğu anlaşılmıştır.
Nihayetinde, bankacı bilirkişinin 19/10/2017 tarihli kök ve 27/08/2018 tarihli ek raporunun, ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamında bulunan genel kredi sözleşmesi hükümleri ve delillerle uyumlu, tarafların ve Mahkemenin denetimine açık şekilde düzenlendiği görülmekle içeriği de denetlenerek hükme esas alınmış , hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabul kısmen reddi ile (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalının … 12.İcra Müdürlüğü’nün …( yenileme öncesi …, yenileme öncesi … ) Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile; takibin 120.193,29 TL asıl alacak, 31.969,61 TL işlemiş faiz ve 1.598,48 TL BSMV olmak üzere toplam 153.761,38 TL üzerinden; asıl alacak ( 120.193,29 TL ) tutarına takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar yıllık %75 oranında temerrüt faizi ve bu tutarın %5’i oranında gider vergisi uygulanmak suretiyle devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, ayrıca alacak likit ve muayyen olduğu için İİK 67. maddesindeki yasal koşullar oluştuğundan hükmedilen toplam nakdi alacak tutarı üzerinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; (Tahsilde Tekerrür Olmamak Kaydıyla),
1-Davalının … 12.İcra Müdürlüğü’nün … ( yenileme öncesi …, yenileme öncesi … ) Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile; takibin 120.193,29 TL Asıl Alacak, 31.969,61 TL İşlemiş Faiz ve 1.598,48 TL BSMV olmak üzere toplam 153.761,38 TL üzerinden; Asıl Alacak ( 120.193,29 TL ) tutarına takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar yıllık %75 oranında temerrüt faizi ve bu tutarın %5’i oranında gider vergisi uygulanmak suretiyle DEVAMINA, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla hükmedilen asıl alacağın (153.761,38 TL) %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (153.761,38 TL) üzerinden alınması gereken 10.503,43 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 1.870,82 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 8.632,61 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.870,82 TL peşin harç, 1.900,00 TL bilirkişi ücreti ile 604,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 4.375,32 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 4.343,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 24.064,21 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 1.133,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/03/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır