Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/98
KARAR NO : 2023/22
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 18/03/2014
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan banka dışındaki diğer kredi kuruluşlarına ilişkin düzenlemelerden kaynaklanan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka (… A.Ş) ile dava dışı kredi borçlusu/lehtarı Tasfiye Halinde … Tic. Ltd.Şti.arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşmede davalıların mirasçısı …’nın ise müşterek borçlu ve müteselsil kefalet imzasının bulunduğu, işbu sözleşme kapsamında verilen mektuplar … 17.Noterliğinin … tarih ve … yevmiyle nolu hesap kat ihtarı keşide edilmiş olmasına rağmen, belirtilen 2 adet teminat mektubu iade edilmediği gibi, birikmiş devre komisyonu borçlarının da ödenmediği, … 12. İcra Müdürlüğünün…E.sayılı dosyası ile 26.576,25 TL nakit alacağın ödenmesi ve mektup bedeli 35.768,34 TL depo edilmesi yönünde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı-kefil … takip açılıp itiraz ettikten sonra ve … 1.ATM …E.sayılı dosyası ile dava açılmadan önce 03/01/2012 tarihinde vefat ettiğinin öğrenildiği, … 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin …E.sayılı dosyasından verilen veraset ilamına göre mirasçı olarak …, … ve … kalmış olduğu, müvekkili bankanın teminat mektubun devre komisyon hakkının bulunduğu belirtilerek, 26.576,25 TL nakdi alacak ve gayri nakdi alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalılar davayı inkar eden konumdadırlar.
Mahkememizde açılan dava … mirasçıları …, …, … aleyhine açılmış itirazın iptali davası olup murisin itirazı üzerine takibin durduğu, takibin durmasından sonra ise yargılama aşamasında mirasçılar aleyhine bu davanın açıldığı, esasen aynı uyuşmazlık ile ilgili … 1.ATM’nin…E.sayılı dosyasına istinaden …, … ve şirket aleyhine açılan davada …’nın dava tarihinde vefat etmiş olması karşısında hakkındaki davanın husumetten reddi sonrası, bu kişinin mirasçıları aleyhine Mahkememizce dava açıldığı, adı geçen dosyada Yargıtay bozma kararı sonrası ise …E.sayılı ilama göre yeniden karar verildiği, bu kararın yargılama aşamasında ve 16/02/2022 tarihinde şeklen kesinleştiği tartışmasızdır.
Taraflar arasında tartışma konusu olan husus ise davacının davalılardan takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı, kaç TL alacaklı olduğu, buna göre davacının nakdi ve gayri nakdi olarak kaç TL alacak talep edebileceği, davacının nakdi alacak yönünden icra tazminatı talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Bu davaya esas takip tarihinin 2010 olması, davalıların murisi olan kefil ile ilgili 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunun Yürürlülüğü Uygulama Şekli Hakkında Kanun’ un m.5/f.2 hükmünde belirtilen bir yıllık sürenin sona ermesinden önce takip yapıldığının açıklığa kavuşması karşısında kefil olan murisin mirasçılarının hak düşürücü süreye yönelik itirazlarının reddine; takibe konu alacağın 5411 sayılı Bankacılık Kanunu çerçevesinde fona devredilen alacaklardan olduğunun sabit olması, bu alacağın 2005 yılındaki kanun değişikliğinden önce on yıllık süreye tabi olsa dahi 2005 yılında yapılan kanun değişikliği nedeniyle zamanaşımı süresinin yirmi yıl olması, bu suretle hesap kat tarihi 07/10/2009 tarihi olan alacak yönünden 20 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması şartlarının gerçekleşmiş olması, 2012 yılında yürürlüğe giren TBK’dan önce işlemiş olan zamanaşımı süresinin TBK’nın yürürlüğüne dair kanun hükümleri gözetildiğinde eski kanuna tabi bulunması, hükmün 2012 yılından sonra Anayasa Mahkemesi tarafından iptal olunmasının, zamanaşımı süresi açısından somut olay açısından önem arz etmemesi karşısında icra dosyasındaki itiraza konu zamanaşımının def’inin esas hakkında hüküm oluşturulmadan önce ve öncelikle reddine, esasa yönelik incelemelere devam olunmasına dair karar oluşturulmuş, bu çerçevede tahkikat işlemleri icra edilmiştir.
Öte yandan yargılama aşamasında dosyamız davalısı …, … tarafından … 22.Asliye Hukuk Mahkemesinin…E.sayılı dosyasına istinaden mirasın hükmen reddolunması amacıyla dava açılmış, sıfat açısından bu yargılamanın sonucu beklenmiştir. Bekletici sorun olarak kabul olunan bu davada Yargıtay bozması üzerine yetkisizlik kararı verilmiş, dosya … 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin …E.sayılı numarasını almış, yapılan yargılamada mirasın hükmen reddine yönelik dava reddolunmuş, yargılama aşamasında ise bu hüküm 01/11/2021 tarihi itibariyle şeklen kesinleşmiştir. Böylelikle taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve sıfat açısından eksiklik giderilmiş olmakla yargılama işlemlerine devam olunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın araştırılması için atanan bankacı bilirkişi hazırlamış olduğu 26/05/2019 tarihli raporunda “davacı banka, sözleşmenin 43.m. hükmü uyarınca; … 17. Noterliği aracılığı ile … tarihinde … yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ettiği, nakden tazmin edilen iki adet teminat mektubunun ödenmeyen devre komisyonu ve ferileri toplamı 17.390,53 TL alacağın ihtarnamenin tebliğini müteakip iki gün içinde faiz ve fer’ileri ile birliktte ödenmesi, teminat mektubu bedeli 35.768,34TL depo edilmesi, aksi halde yasal yollara mürataat edileceğinin ihtar edildiği, belirtilen iki adet mer’i teminat mektubu bedeli toplamı 35.768,34 TL depo edilmesinin talep edildiği, dava dışı kredi lehtarı-… Ltd.Şti.yönünden muhatabın gösterilen adresinden taşındığı ve yeni adresi de bilinemediği için tebligatın çıkış merciine 09.10.2009 tarihinde iade edildiği, tebliğ şerhinden anlaşıldığı, muris/kefil …’nın muhatabın gösterilen adresinde açıkça tebliğ edildiğine ilişkin anlaşılır bir noter tebliğ şerhi ya da tebligat parçası sunulmamış olduğu için tebliğ edilip edilmediğinin belirsiz olduğu, ancak huzurda görülmekte olan davanın borçluları kefil/murisin (…) mirasçıları oldukları için, öncelikle kendilerine keşide edilmiş somut bir hesap kat ihtarının bulunmadığı, bu huzurda görülmekte olan dava ile borçtan haberdar olmuş oldukları alındığında, davalı/mirasçıların dava tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüş sayılabilecekleri, davacı bankanın, sözleşmesel olarak dava dışı kredi lehtarı şirket ve kefillerinden, iki adet teminat mektubunun, tahakkuk etmiş devre komisyonu ve bunun fer’ilerini tahsil etme hakkı ile mektup bedellerinin depo edilmesi talebinde bulunma hakkı bulunduğu, ödeme emrinde ise %95 oranında temerrüt faizi istenilmiş olduğu nazara alındığında, talep edilen temerrüt faizi ile hesaplanan temerrüt faizinin aynı seviye olduğu, bu durumda talep edilen temerrüt faizine itibar edilmesi gerektiği, dolayısıyla, talep edilen %95 oranındaki temerrüt faizinin o dönem itibariyle (2007 yılı) piyasa, kaynak maliyeti ve sözleşme koşullarına göre yerinde olduğu, ayrıca; hak ve nefaset bakımından hakkın suistimali ya da aşırı kazanç elde edilmesine yol açabilecek düzeyde olmadığı, diğer yandan TBK’nun 26. ve 27. m. (mülga: B.K. 19. ve 20.m) ile M.K. 2. m. göre de aykırılık teşkil edip etmediğinin mahkemenin takdirleri dahilinde kaldığı, ticari kredi sözleşmelerine yeni TBK’nun 88. ve 120.m uygulanamayacağı, o halde yeni TTK’nun 8. m. göre ticari kredilere (ticari işlerde) serbestçe belirlenen akdi ve temerrüt faiz oranlarının uygulanabileceği, davacı/alacaklı banka ile dava dışı kredi lehtarı …Tic. Ltd.Şti arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, bahse konu sözleşme müteveffa kefil tarafından da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmış olduğu, başta sözleşmesel olmak üzere yerleşik Yargıtay kararları uyarınca davacı bankanın anılan mektupların devre komisyonlarının tahsilini davalı/mirasçılardan talep etme hakkı bulunduğu kanısına varıldığı, kefalet limiti ve müteveffa kefilin sorumluluğu yönünden müteveffa kefilin, kefalet sözleşmesinde gösterilen kefalet limitinin 38.600,00 TL ile 162.000,00 USD olduğu, takip tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının 17.674,61 TL olduğu (gayrinakdi teminat mektubu bedeli 35.768,34 TL hariç), dolayısıyla hesaplanan asıl borcun kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, müteveffa kefilin mirasçıları yönünden borcun tamamından tahsilde tekerrür etmemek aydıyla müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği, davacı bankanın takip tarihi itibariyle nakdi alacak yönünden asıl alacak 17.674,61 TL, işlemiş faiz 4.887,52 TL, %5 gider verisi (BSMV) 244,38 TL, alacak 22.806,51 TL alacaklı olduğu, Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 3.769,74 TL (26.576.25-22.806,51) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 17.674,61 TL’nin yıllık %95 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisiyle (BSMV) birlikte davalılardan (mirası kabul edenden) istenilebileceği, teminat mektubu bedelinin depo talebi yönünden iki adet meri teminat mektubu bedeli toplamı 35.768,34TL’nin mirası kabul eden davalı/lılardan depo edilmesinin talep edilebileceği” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Akabinde rapora ilgili itirazlar karşısında … 1.ATM’nin …E. (eski …E.) sayılı dava dosyasındaki bozma ilamı, 2019 tarihli bilirkişi raporu, 2020 tarihli mahkeme karar içeriği karşısında kök raporda değişikliğe gidilmesini gerektirir bir durum olup olmadığı noktasında bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi hazırlamış olduğu 24/10/2020 tarihli raporunda” kökleşmiş Yargıtay içtihat kararları nazara alınarak, hesap kesim tarihi (kat tarihi) ile takip tarihi arasında geçen süreye akdi faiz uygulanmasının yerinde olacağı, davacı bankanın, sözleşmesel olarak dava dışı kredi lehtarı şirket ve kefillerinden, iki adet teminat mektubunun, tahakkuk etmiş devre komisyonu ve bunun fer’ilerini tahsil etme hakkı ile birlikte teminat mektubu bedellerinin depo edilmesi talebinde bulunma hakkının doğmuş olduğu, raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 3.769,74 TL (26.576,25-22.806,51) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 17.674,61 TL’nin yıllık %95 oranında temerrüt faizi ve bunun %65 gider vergisiyle (BSMV) birlikte davalılardan (mirası kabul edenden) istenilebileceği, belirtilen iki adet meri teminat mektubu bedeli toplamı 308.690,37 TL miktarın mirası kabul eden depo edilmesinin talep edilebileceği” şeklinde görüş bildirmiştir.
… 1.ATM nin …E.-… K.sayılı ilamın şeklen kesinleşmiş olup kesinleşen ilamdaki nakdi alacak yönünden ise bu karara esas olan 27/05/2014 tarihli ve … tarafından hazırlanan ek rapordaki rakamların hükme esas alınmak suretiyle kesinleştiği durumu dikkate alındığında; mahkememiz dosyasında bilirkişi … tarafından hazırlanan 24/10/2020 tarihli ek raporda kuruşlandırmadan doğan fark dışında ” işlemiş faiz, BSMV, temerrüt faizi yönünden oluşan fark karşısında, yukarıda açıklanan ve kesinleşen ilamda belirtilen rakamların esas alınmasında bankacılık uygulamaları ve esas alınan tarihler açısından bir engel olup olmadığı, bu suretle bilirkişi …’in 24/10/2020 tarihli ek raporunun 5.sayfasının sonuç kısımında belirtilen rakamlar yerine “… 1.ATM nin kesinleşen … E.-…K.sayılı ilamın hüküm fıkrasının 3.maddesinde belirtilen rakamların esas alınmasına engel bir halin bankacılık uygulamaları ve hesaplamaya esas alınan tarihler karşısında olup olmadığı” hususlarında ek rapor alınması takdir olunmuştur.
Bilirkişi bu defa hazırlamış olduğu 31/01/2023 tarihli raporda “hesaplama sonucunda elde edilen miktar 22.806,51 TL’iken bilirkişinin hesaplama sonucu 22.724,01 TL rakamını bulduğu, iki hesaplama sonucu arasında 82,50 TL (22.806,51-22.724,01×5) fark bulunduğu, asıl alacağı oluştururken kat ihtarıyla istenilen alacak miktarı 17.390,53 TL ihtarnameye müteakip tahakkuk eden ek devre komisyonu ve ferileri 284,08 TL (Komisyon: 227,80 *BSMV:11,39*işlemiş faiz:42,75*BSMV:2,14-) dahil ederek 17.674,61 TL asıl alacak elde ettiği, bilirkişinin rapor sunduğu …1.ATM dosyasında, davalı olarak asıl borçlu şirket ve iki adet kefil bulunmakta iken, huzurda görülmekte olan davada sadece muris/kefil …’nın yasal mirasçıları bulunduğu, bilirkişinin hesaplama sonuçlarını kısmen de olsa etkilediği, örneğin; asıl borçlu temerrüde düşürülmüş olduğu için, bilirkişi kefillerin sorumlu olacakları anapara miktarını da o seviyede belirdiği, bu nokta da görüntü itibariyle iki dosya arasında özdeş yanlar mevcut iken, farklı alt içeriklerde bulunduğu, yapılan irdelemeler sonucunda, her iki rapor arasındaki farkın cüzi sayılabilecek nitelikte 82,50 TL (22.806,51-22.724,01TL) olması nedeniyle, mahkemece raporlardan herhangi birisine göre hüküm kurmak mümkün olacağı, ancak, üstünlük tanınması açısından Yargıtay denetiminden geçen bilirkişi …’un sunduğu raporun temel alındığı … 1.ATM kesinleşen…E. ve …K.ilamında geçen meblağlar esas alınarak bir sonuca gidilmesinin daha dayanaklı olabileceği, bankacılık uygulamaları açısında da böyle bir değerlendirmenin daha kabul edebilir olduğu, yapılan irdelemeler sonucunda, her iki rapor arasındaki farkın cüzi sayılabilecek nitelikte 82,50 TL (22.806,51-22.724,017) olması nedeniyle, mahkemece raporlardan herhangi birisine göre hüküm kurmanın mümkün olacağı, ancak, üstünlük tanınması açısından Yargıtay denetiminden geçen bilirkişi …’un sunduğu raporun temel alındığı …1.ATM kesinleşen …E. ve …K.ilamında geçen meblağlar esas alınarak bir sonuca gidilmesinin daha dayanaklı ve isabetli olabileceği, bankacılık uygulamaları açısında da böyle bir değerlendirmenin daha kabul edebilir olduğu” şeklinde görüş bildirmiştir.
Kefil olan davalıların murisi …’nın konumu dikkate alınarak raporda hesaplama yapılmış olup bu hesaplama tarzı da Yargıtay uygulamasına uygundur.
Nitekim Yargıtay 19. H.D.’nin yerleşik kararlarında açıklandığı üzere; “26 Kasım 2013 tarihinde yürürlükte bulunan, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde: “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez.” hükmüne yer verilmiştir.
TTK yasa tasarısının 7. maddesinin 1. fıkrasına eklenen 2. cümle ilgili olarak kanunlaşma sürecinde verilen önerge ve kanunun gerekçesinde kefile alacağın ve borcun yerine getirilmediğinin ihbarı gerektiği, ihbar edilmeden asıl borçlunun temerrüdü yönünden kefillerden temerrüt faizi istenemeyeceği belirtilmiştir. Eklenen bu fıkra 6762 sayılı eski TTK’nunda bulunmayan yeni bir hükümdür.
6102 sayılı TTK’nun yürürlükte olduğu dönem içerisindeki kefillere yönelik alacağın tahsili yönündeki hukuki işlemlerde bu hükmün uygulanması gerekir. Buna göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamaz.
Ancak kefil kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabilir.”
Somut olayda davalıların murisi olan kefil … gerçek kişi, dava dışı asıl borçluyla birlikte ve bilirkişi raporunda hesaplanan miktarlar çerçevesinde mahkememizce itibar eden miktardan sorumludur. Öte yandan davalıların murisi gerçek kişilerin konumları dikkate alındığında kefaleti bu yönden dahi geçerlidir.
Buna göre bankacı bilirkişi, davalı kefil yönünden yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda açıklanan tebliğ tarihlerini dikkate alınarak hesaplama yapmış olup davalıların murisi noktasında bir farklılık mevcut değildir. Buna göre davalıların murisi kefil …’ya gönderilen tebligat 09/10/2009 tarihi itibariyle iade olunmuştur. Gerek sözleşmenin yapıldığı tarih gerek tebligatın iade olunduğu tarihi itibariyle muris olan kefil yönünden dahi temerrüdün oluşması açısından mutlak suretle ihtarın tebliğ olunması gerekir. Bir başka deyişle 6762 sayılı TTK döneminde dahi davalıların murisi olan kefil yönünden farklı bir uygulama yapılabilmesi mümkün değildir. Bu halde davalıların murisi olan kefil yönünden temerrüt tarihinin en erken dava tarihi olduğu kabul edilmiştir. Esasen aksine somutlaştırılmış bir vakıa ve delil durumu mevcut değildir. Yargıtay uygulaması da bu yöndedir.
Dava konusu kredi hesabıyla ilgili bankacı bilirkişinin hazırlamış olduğu kök rapor ve ek rapor içeriği aynı davacının, aynı kredi sözleşmesi nedeniyle ve yine şirkete kefil olan …’nın dahi davalı konumunda bulunduğu, … 1.ATM’ninn …E.sayılı …K.sayılı kesinleşen dosya içeriği ile karşılaştırıldığında küçük farklılık içermektedir. Buna göre … tarafından yapılan incelemede takip tarihi itibariyle bulunan rakam nakdi alacak yönünden 22.806,51 TL iken adı geçen diğer dosyadaki bilirkişinin bulduğu rakam ise 22.724,01 TL olup aradaki fark sadece 82,50TL’dir. Adı geçen miktar çok küçük olmakla birlikte Mahkememizce atanan … raporuna itibar edilmiştir. Zira ek raporda da irdelendiği üzere diğer mirasçılar takip ve temerrüde düşmüş oldukları için, takip tarihi öncesinde asıl borçlu için işletilen ve toplamı 167,38 TL miktarın asıl alacağın kapitilize edilmesi Yargıtay uygulamasına uygun değildir. 1.ATM dosyasında atanan bilirkişi hesaplama sonucunda elde edilen işlemiş faizin 167,38 TL kısmını asıl alacak içine kaydırmış, bir başka deyişle işlemiş faizden düşmüş ve bu şekilde çok küçük dahi olsa fark oluşmakla beraber bu noktada toplamı 22.806,51 TL olan miktara itibar olunmuştur.
Öte yandan taraflar arasındaki sözleşme hükümleri taraflar açısından bağlayıcı olup öncelikle bu hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre sözleşmenin 44.2maddesine göre temerrüt faizi en yüksek kredi faiz oranına 40 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak faiz oranı üzerinden tespit edilecektir. Akdi faizin 01/05/2007 tarihinden itibaren %55 olduğu gerçeği karşısında bu orana 40 puan ilave edildiğinde temerrüt faizinin %95 olması gerekmektedir. Zaten ödeme emrinde dahi %95 oranında temerrüt faizi istenilmiştir. Öte yandan dava konusu olay yönünden ticari kredi sözleşmelerinde serbestçe faiz kararlaştırılması ise esastır. Bu nedenle faiz oranına dair yapılan bu hesaplama dosya kapsamına ve sözleşme içeriğine uygun görülmüştür.
Diğer yandan davacının diğer talebi gayri nakdi alacağın depo olunmasına ilişkin olup, numarası, tarihleri, muhatapları, vadeleri, mektup tutarları açıklanan iki adet ve toplam tutarı 35.768,34 TL olan teminat mektupları meri ve muteber nitelik taşımaktadır. Teminat ve kefalet mektupları kesin ve süresiz olarak öngörülmüştür. Bu kapsamda bahse konu teminat ve kefalet mektubunun davacı bankaya iade olunduğuna dair herhangi bir belge ise mevcut değildir. Bu mektupların verildiği tarihten itibaren uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen davacı bankaya iade edilmemiştir. Bu nedenle bu teminat mektuplarının her an için tazmin olasılığı söz konusudur. Bu durumda ise davacının bu mektuplar yönünden sözleşmesel olarak depoyu talep etme hakkının var olduğunu göstermektedir. Mahkememizce ek raporlarına itibar olunan bankacı bilirkişinin 26/05/2019 tarihli raporundaki teminat mektubu bedelinin hesaplanma durumuna itibar edilmemiş, nitekim bilirkişi tarafından hazırlanan ek raporda her iki teminat mektup bedeli tutarı 308.690,37 TL olarak hesaplanmıştır.
Gayri nakdi teminat mektup bedeline ilişkin bu hesaplama … 1.ATM’nin …E.sayılı dosyasında yer alan Yargıtay bozmasında belirtilen eksikliği giderici niteliktedir. Zira Yargıtay 19.HD 2017/2557E. 2018/6576K.sayılı kararında “Kredi borçlusuna lehtarı Gümrük Müdürlüğü olarak verilen teminat mektubunun, lehtarın tazmin talebi halinde tazmin tarihine kadar işlenecek ferileri ile birlikte ödeneceği banka tarafından taahhüt edilmiştir. Bu durumda mahkemece anılan meri teminat mektubunun talep tarihindeki güncellenmiş değeri, konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla belirlenerek, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Hükmün açıklanan bu gerekçe ile bozulması gerekirken, ilamda yazılı olduğu şekilde onandığı anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir” şeklinde açıklamış olduğu gerekçe ile Mahkememizce atanan bilirkişinin hazırlamış olduğu 24/10/2020 ve 31/01/2023 tarihli ek raporlar uyumludur. Zira bankacı bilirkişi ek raporunda teminat mektubunun, lehtarın tazminat talebi halinde tazminat tarihine kadar işleyecek ferileri ile birlikte ödeneceğinin banka tarafından taahhüt edildiğini dikkate almış, bu nedenle talep tarihindeki güncellenmiş değeri tam ve eksiksiz şekilde tespit etmiştir. Esasen bu rakam aynı davacının, aynı kredi sözleşmesine dayalı olarak, yine aynı icra dosyasındaki diğer davalı-borçlu konumundaki kişiler ile ilgili görülen, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen … 1.ATM’nin …E. …K.sayılı kesinleşen ilam içeriği ile dahi uyumludur.
… 1.ATM’nin dava konusu, dava sebebi aynı ise de tarafları aynı değildir. Bilindiği üzere kesin hükümden söz edebilmek için her iki davanın taraflarının, konularının ve dayanılan hukuki sebebin aynı olması gerekir. Somut olayda kesin hüküm söz konusu değil ise de adı geçen kesinleşen dava ile Mahkememizde görülen bu davanın konularının, hukuki sebeplerinin, talebin aynı olduğu, taraflar arasında ise sıkı bir ilişkinin bulunduğu açıktır. Bu nedenle … 1.ATM’nin kesinleşen …E.sayılı 07/06/2012 tarihinde açılan, 20/02/2020 tarihinde karara bağlanan, Yargıtay 11.HD’nin 2020/8229E. 2022/2037K.sayılı ve 17/02/2022 tarihli ilamı ile onanan, 10/06/2022 tarihinde kesinleşen hükmünün Mahkememiz dosyası açısından güçlü bir delil olduğu anlaşılmaktadır. (Yargıtay 2019/805E 2019/5337K.sayılı kararı) Bu nedenle Mahkememizce oluşturulan hükümde söz konusu hükmün içeriği dikkate alınmış olup nakdi alacak ile ilgili gerekçesi açıklanan 82,50 TL’lik fark dışında içerik olarak herhangi bir farklılık söz konusu değildir. Bu dosyadaki kesinleşen miktarlar ise davalılar aleyhine güçlü değildir.
Bilindiği üzere İİK.m.67/f.2 hükmüne göre itirazın iptali davalarında davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi karşısında borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli olması halinde ise alacaklı tazminata mahkum edilir. Nitekim somut olayda davalı borçlunun nakdi alacak miktarına konu olan 22.806,51 TL tutarına haksız olarak itiraz ettiği anlaşılmıştır. O halde takip tarihinin 05/07/2012 tarihinde olması da ve murisin haksız itiraz ettiği kısım dikkate alınarak bu miktarın %40’ına isabet eden icra inkar tazminatının davalılardan -tahsilde tekerrür olmamak ve kendi içlerinde rücu hakları saklı kalmak üzere- tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Bu arada somut olay açısından birebir emsal olan Yargıtay uygulaması dikkate alınmak suretiyle davacı lehine kabul edilen ve edilmeyen alacak kalemleri yönünden gerekli yargılama giderleri takdir edilmiş, bu çerçevede vekalet ücreti ve yargılama giderleri belirlenmiştir. (Yargıtay 19.HD 2015/274E. 2015/13757K.sayılı kararı, ayrıca Yargıtay 11.HD 2020/8229E. 2022/2037K.sayılı ilamları)
Yapılan açıklamalar karşısında davacının, … mirasçıları …, …, … aleyhine açmış olduğu davada nakdi alacak yönünden davacının davasının-gerek bu dosyadaki mirasçı davalılar yönünden gerek bu dosyanın davalısı olmayan … 1.asliye ticaret mahkemesinin … e.-… k.sayılı kesinleşen ilamı ve bu ilama esas … 12. icra müdürlüğünün yine … e.sayılı icra dosyasında tahsilde tekerrüre yol açmamak ve kendi içlerinde rücu hakları saklı kalmak üzere-kısmen kabulüne, İstanbul 12. İcra Müdürlüğü’nün 2010/9502 E.sayılı icra dosyasına konu nakdi alacak yönünden 17.674,61-TL asıl alacak; 4.887,52-TL işlemiş faiz; 244,38-TL işlemiş faizin %5 gider vergisi (BSMV) olmak üzere toplam 22.806,51-TL ‘ye yönelik muris …’nın itirazının iptali ile -gerek bu dosyadaki mirasçı davalılar yönünden gerek bu dosyanın davalısı olmayan … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.-… K.sayılı kesinleşen ilamı ve bu ilama esas … 12. İcra Müdürlüğünün yine … E.sayılı icra dosyasında tahsilde tekerrüre yol açmamak ve kendi içlerinde rücu hakları saklı kalmak üzere-takibin belirtilen miktarlar çerçevesinde devamına, takip tarihinden itibaren ve asıl alacak tutarı olan 17.674,61-TL’ye yıllık %95 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisinin (BSMV)-tüm mirasçı davalılar yönünden-gerek bu dosyadaki mirasçı davalılar yönünden gerek bu dosyanın davalısı olmayan … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.-… K.sayılı kesinleşen ilamı ve bu ilama esas … 12. İcra Müdürlüğünün yine … E.sayılı icra dosyasında tahsilde tekerrüre yol açmamak ve kendi içlerinde rücu hakları saklı kalmak üzere- uygulanmasına, hükmedilen toplam 22.806,51-TL alacağın %40’sine isabet eden icra inkar tazminatının tek olarak mirasçı tüm davalılardan-gerek bu dosyadaki mirasçı davalılar yönünden gerek bu dosyanın davalısı olmayan … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.-… K.sayılı kesinleşen ilamı ve bu ilama esas … 12. İcra Müdürlüğünün yine … E.sayılı icra dosyasında tahsilde tekerrüre yol açmamak ve kendi içlerinde rücu hakları saklı kalmak üzere- tahsili ile tek olarak davacıya verilmesine, davacının, murisin mirasçısı olan davalılara yönelik fazlaya ilişkin tüm taleplerinin reddine, davacının, … mirasçıları …, …, … aleyhine açmış olduğu davada gayrinakdi alacak davası yönünden davacının davasının-gerek bu dosyadaki mirasçı davalılar yönünden gerek bu dosyanın davalısı olmayan … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin …E.-…K.sayılı kesinleşen ilamı ve bu ilama esas … 12.İcra Müdürlüğünün yine …E.sayılı icra dosyasında tahsilde tekerrüre yol açmamak ve kendi içlerinde rücu hakları saklı kalmak üzere- kabulüne, … 12. İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra dosyasına konu iki adet meri teminat mektup bedeli olan 306.481,76-TL alacak miktarının davacı bankanın merkez şubesinde faiz getirmeyen bir hesabına murisin mirasçısı olan davalılar tarafından -gerek bu dosyadaki mirasçı davalılar yönünden gerek bu dosyanın davalısı olmayan … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.-… K.Sayılı kesinleşen ilamı ve bu ilama esas … 12.İcra Müdürlüğünün yine … E.sayılı icra dosyasında tahsilde tekerrüre yol açmamak ve kendi içlerinde rücu hakları saklı kalmak üzere-depo edilmesini teminen takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACININ, … MİRASÇILARI …, …, … ALEYHİNE AÇMIŞ OLDUĞU DAVADA NAKDİ ALACAK YÖNÜNDEN DAVACININ DAVASININ-GEREK BU DOSYADAKİ MİRASÇI DAVALILAR YÖNÜNDEN GEREK BU DOSYANIN DAVALISI OLMAYAN … 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … E.-… K.SAYILI KESİNLEŞEN İLAMI VE BU İLAMA ESAS … 12. İCRA MÜDÜRLÜĞÜNÜN YİNE … E.SAYILI İCRA DOSYASINDA TAHSİLDE TEKERRÜRE YOL AÇMAMAK VE KENDİ İÇLERİNDE RÜCU HAKLARI SAKLI KALMAK ÜZERE-KISMEN KABULÜNE,
… 12. İcra Müdürlüğü’nün …E.sayılı icra dosyasına konu nakdi alacak yönünden 17.674,61-TL asıl alacak; 4.887,52-TL işlemiş faiz; 244,38-TL işlemiş faizin %5 gider vergisi (BSMV) olmak üzere toplam 22.806,51-TL ‘ye yönelik muris …’nın itirazının iptali ile -gerek bu dosyadaki mirasçı davalılar yönünden gerek bu dosyanın davalısı olmayan … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin …E.-… K.sayılı kesinleşen ilamı ve bu ilama esas … 12. İcra Müdürlüğünün yine … E.sayılı icra dosyasında tahsilde tekerrüre yol açmamak ve kendi içlerinde rücu hakları saklı kalmak üzere-takibin belirtilen miktarlar çerçevesinde devamına,
Takip tarihinden itibaren ve asıl alacak tutarı olan 17.674,61-TL’ye yıllık %95 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisinin (BSMV)-tüm mirasçı davalılar yönünden-gerek bu dosyadaki mirasçı davalılar yönünden gerek bu dosyanın davalısı olmayan … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin …E.-… K.sayılı kesinleşen ilamı ve bu ilama esas … 12. İcra Müdürlüğünün yine … E.sayılı icra dosyasında tahsilde tekerrüre yol açmamak ve kendi içlerinde rücu hakları saklı kalmak üzere- uygulanmasına,
Hükmedilen toplam 22.806,51-TL alacağın %40’sine isabet eden icra inkar tazminatının tek olarak mirasçı tüm davalılardan-gerek bu dosyadaki mirasçı davalılar yönünden gerek bu dosyanın davalısı olmayan … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.-… K.Sayılı kesinleşen ilamı ve bu ilama esas … 12. İcra Müdürlüğünün yine … E.sayılı icra dosyasında tahsilde tekerrüre yol açmamak ve kendi içlerinde rücu hakları saklı kalmak üzere- tahsili ile tek olarak davacıya verilmesine,
Davacının, murisin mirasçısı olan davalılara yönelik fazlaya ilişkin tüm taleplerinin reddine,
2-DAVACININ, … MİRASÇILARI …, …, … ALEYHİNE AÇMIŞ OLDUĞU DAVADA GAYRİNAKDİ ALACAK DAVASI YÖNÜNDEN DAVACININ DAVASININ-GEREK BU DOSYADAKİ MİRASÇI DAVALILAR YÖNÜNDEN GEREK BU DOSYANIN DAVALISI OLMAYAN … 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …E.-… K.SAYILI KESİNLEŞEN İLAMI VE BU İLAMA ESAS … 12. İCRA MÜDÜRLÜĞÜNÜN YİNE … E.SAYILI İCRA DOSYASINDA TAHSİLDE TEKERRÜRE YOL AÇMAMAK VE KENDİ İÇLERİNDE RÜCU HAKLARI SAKLI KALMAK ÜZERE- KABULÜNE,
… 12. İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra dosyasına konu iki adet meri teminat mektup bedeli olan 306.481,76-TL alacak miktarının davacı bankanın merkez şubesinde faiz getirmeyen bir hesabına murisin mirasçısı olan davalılar tarafından -gerek bu dosyadaki mirasçı davalılar yönünden gerek bu dosyanın davalısı olmayan … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.-… K.Sayılı kesinleşen ilamı ve bu ilama esas … 12. İcra Müdürlüğünün yine …E.sayılı icra dosyasında tahsilde tekerrüre yol açmamak ve kendi içlerinde rücu hakları saklı kalmak üzere-depo edilmesini teminen takibin devamına,
3-Davacı harçtan muaf olmakla 492 sayılı Harçlar Kanunu gereği hükmolunan nakdi alacak miktarı üzerinden hesaplanan 1.557,91 TL nisbi karar harcının davalılardan müteselsilen tahsili ile -gerek bu dosyadaki mirasçı davalılar yönünden gerek bu dosyanın davalısı olmayan … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.-… K.sayılı kesinleşen dosyası nedeniyle tahsil olunan harçlar yönünden ise tahsilde tekerrüre yol açmamak üzere- hazineye gelir kaydına,
4-Nakdi alacak yönünden açılan davada, dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen 22.806,51 TL üzerinden yürürlükte olan AAÜT gereği hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan tek olarak müteselsilen tahsili ile -gerek bu dosyadaki mirasçı davalılar yönünden gerek bu dosyanın davalısı olmayan … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin …E.-…K.sayılı kesinleşen dosyası nedeniyle tahsil olunan vekalet ücretleri yönünden ise tahsilde tekerrüre yol açmamak üzere- davacıya verilmesine,
5-Davalılar … ve … yönünden kısmen reddolunan nakdi alacak karşısında, yürürlükte olan AAÜT gereği 3.769,74 TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak üzere ve tek olarak davacıdan tahsili ile -bu dosyanın davalısı olmayan … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.-…K.sayılı kesinleşen dosyası nedeniyle tahsil olunan vekalet ücretleri yönünden ise tahsilde tekerrüre yol açmamak üzere- davalılar … ve …’ya verilmesine,
6-Davacı tarafından harcanan 342,00 TL tebligat posta masrafı ile 1.950,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.292,20 TL yargılama giderininden ret kabul oranı gözetilerek 1.950,92TL’sine isabet geden yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
Red olunan miktar nedeniyle davacı yönünden kesin, davalılar yönünden ise kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda davalıların yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi. 16/03/2023
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …