Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/939 E. 2018/688 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/939
KARAR NO : 2018/688
DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ :28.03.2011
KARAR TARİHİ:21/06/2018
DAVA:Davacı vekili sunduğu dilekçede özetle müvekkili şirkete ait işyerinin davalı tarafından sigortalandığını, 21.12.2008 tarihinde çıkan yangında zarar gördüğünü, dava açılmasından sonra davalının kısmi ödeme yaptığını, daha önce 14 ülkeye ihracat yapan davacının tazminatın ödenmemesi nedeniyle iflas sürecine girdiğini, bu bakımdan müvekkili firmanın munzam zararının karşılanması için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000.-TL’sinin davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini ayrıca şirket yetkilileri olan davacıların da şirketin durumundan dolayı mağdur olduklarını ileri sürerek 25.000’er TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir.
ISLAH: Sunulan ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebi 2.440.406,00.-TL’ye çıkarılmıştır.
CEVAP: Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesine özetle davanın zamanaşımına uğradığını, davacıların … Ticaret Mahkemesinde açılan davadan sulh protokolü ile feragat ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:Dava, işyeri sigortasından kaynaklanan munzam zararın tazmini istemine ilişkindir.
Daha önce mahkememizce, “…iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacı firma, 2008 yılında meydana gelen yangın nedeniyle açtığı davadaki talebi ile ilgili olarak 18.11.2009 tarihinde sulh ve feragat protokolü imzaladığı, sözleşmede belirtilen şartın (ödeme) gerçekleşmesi nedeniyle 18.11.2009 tarihi itibariyle dava konusu olayla ilgili tüm haklardan feragat ettiği, davalıyı ibra ettiği, bu tarihten önceki zararlar yönünden davalı ibra edildiğine, bu tarihten sonra protokol hükümlerine göre yapılması gereken ve yapılan ödemenin de geç yapıldığı iddia edilmediğine göre munzam zararın oluşmadığı, şirket ortaklarının üçüncü kişilerin şirkete verdiği zararlar nedeniyle doğrudan talepte bulunamayacakları, gerçek kişi davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi …-… sayılı kararıyla “… Mahkemenin gerekçesine dayanak 18.11.2009 tarihli Sulh ve Feragat Protokolü “İş bu protokol, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile ilgili olarak” ifadelerini barındırmakla, söz konusu Sulh ve Feragat Protokolünün açıkca … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasına ilişkin olduğu, ilişkin olduğu dosyanın incelenmesinde ise, davacı tarafın, davalı … şirketinden işyerinde meydana gelen yangın nedeniyle tazminat ve faiz isteminde bulunduğu anlaşılmakta olup, adı geçen dava dosyasında munzam zarar dava konusu değildir. Dava tarihinde yürürlükte bulanan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 105. maddesi “Alacaklının düçar olduğu zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu kendisine hiç bir kusur isnat edilemiyeceğini ispat etmedikçe bu zararı dahi tazmin ile mükelleftir.” hükmünü haiz olup, munzam zarar yükümlülüğü, asıl borç ve temerrüt faizi ödeme yükümlülüğünden farklı, temerrüt ile oluşmaya başlayan ve asıl borcun ifasına kadar geçen zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borçtur. Munzam zarar borcunun hukuki nedeni asıl alacağın temerrüde uğramasıdır. Alacağın temerrüde uğraması, esas alacağın kaynaklandığı hukuki işlem ve olaydan ayrı ve farklı bir hukuki sebep teşkil etmektedir. Munzam zarara dayalı talep hakkı, esas itibariyle bir alacak hakkıdır. (Dairemizin … esas-… karar sayılı kararı) BK 105. maddesinde düzenlenen munzam zarar, borçlunun mütemerrit olması durumunda, alacaklının, temerrüt faiziyle karşılanmayan ve temerrüt faizini aşan zararıdır ve faizden ayrı talep edilebilir. Bu durumda, … Asliye Ticaret Mahkamesi’nin … esas sayılı dosyası için ve o dosyada dava konusu olan sigorta tazminatı ve faizine ilişkin olarak düzenlenen Sulh ve Feragat Protokolünün munzam zarar alacağını kapsamadığı değerlendirilerek, davanın esasına girilerek bir karar verilmesi…” gerektiği belirtilerek verilen karar bozulmuştur.
Yukarıda özetlendiği gibi, mahkememizce daha önce verilen kararda munzam zarar talebinin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmış ise de uyulan bozma kararında da belirtildiği üzere davacının feragati kapsamında munzam zararın yer almadığı değerlendirilerek oluşan munzam zararın belirlenmesi bakımından bilirkişi incelemeleri yapılmıştır.
1.RAPOR: … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla alınan raporda 2.440.406,00.-TL olduğu belirlenmiş, aynı heyet tarafından düzenlenen ek raporda da aynı görüş tekrarlanmıştır. Düzenlenen raporda hesaplamaya dahil edilmemesi gereken hususların hesaplamaya dahil edildiği, munzam zarara konu matrahın yanlış belirlendiği, ek raporla yanlışlığın giderilmediği görülmüştür.
2.RAPOR: Mahkemece görevlendirilen bilirkişi tarafından sunulan raporda munzam zararın bulunmadığı, icra takipleri nedeniyle 1.149.653 temerrüt ile dava tarihi arasında geçen faaliyetsiz dönem bakımından oluşan zararın ise 840.916,00.-TL olduğu bildirilmiştir.
Alınan raporlar arasında çelişki oluştuğundan çelişkinin giderilmesi bakımından oluşturulan üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
3. RAPOR: Düzenlenen raporda, taraftar arasında daha önce görülen dava sürecinde tarafların imzaladıkları sulh protokolüne göre davalı şirketçe daha önce yapılan hasar ödemelerine ilave olarak 1.230.000,00.-TL ödeme yapılması konusunda tarafların mutabık kaldıkları, dava dosyasına sunulan belgelere göre hasar bedelinin 2.435.000,00.-TL olduğu, bu bedelden temerrüde uğrayan kısmın 265.210,00.-TL olduğu, protokolde bilinen 1.230.000,00.-TL’den temerrüde uğrayan 265.210,00.-TL düşüldüğünde kalan 964.790,00.-TL tutarın hasar bedelini aşan tutar olduğu, dava dosyasına sunulan belgelerden hareketle davacı şirketçe icra takipleri nedeniyle katlanmak zorunda kalınan giderlerin ve işletmenin çalışmamasından kaynakların zararın 261. 275, 27.-TL olduğu belirlenmiştir
Alınan 3. Bilirkişi raporunun dava dosyasındaki delillere, Yargıtay bozma ilamında belirtilen ilkelere uygun olduğu görülmüş hükme esas alınmıştır.
İddia, savunma, toplanan deliller ve mahkemece itibar edilen 3. bilirkişi heyet raporu dikkate alındığında; Hasar bedelinin 2.169.790,00-TL’lik kısmının sigorta şirketi tarafından davacı şirkete ödendiği, bu tutarda herhangi bir gecikmenin olmadığı, … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen dava sürecinde tarafların sulh protokolü ile 1.230.000,00-TL üzerinden anlaşmaya varıldığı, hasar bedelinin temerrüte uğrayan kısmının 265.210,00-TL olduğu, sulh protokolünde belirlenen 1.230.000,00-TL’den 265.210,00-TL düşüldüğünde 964.790,00-TL kaldığı, buna göre davacının munzam zarar talebine konu kaybının bu tutarın üzerinde çıkması halinde faiz ile karşılanmamış zararın tespit edilebileceği, … 6. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası kapsamında takip tutarının tamamının sigorta şirketi tarafından ödendiği, bu dosya yönünden zarar oluşmadığı, … 3. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosya türünden davacının 328.365,42-TL zararının oluştuğu, … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı davası yönünden takip tutarının tamamen sigorta şirketi tarafından ödendiği zararın oluşmadığı, … 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası bakımından davacının 14.442,67-TL zararının oluştuğu, … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası yönünden davacı zararının 125.071,49-TL olduğu, … 1. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası yönünden davacı zararının 237.596,92-TL olduğu, … 3. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası yönünden davacı zararının 76.782,81-TL olduğu, Sulh protokolü gereğince … 12. İcra Müdürlüğünün …, … 7. İcra Müdürlüğünün …, … 7. İcra Müdürlüğünün …, … 4. İcra Müdürlüğünün … ve … 4. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyalarına ilişkin borçlarının tamamı protokol çerçevesinde davalı … tarafından ödendiği, bu dosyalar bakımından davacının zararının bulunmadığı, … 24. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası yönünden davacının 33.577,00-TL zararının oluştuğu, … 8. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası yönünden borcun sigorta şirketi tarafından ödenmesi sebebi ile zararın oluşmadığı, … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası yönünden zararın sigorta şirketi tarafından ödenmesi sebebi ile zararın oluşmadığı, sigorta şirketinin geç ödemesi sebebi ile takiplerden dolayı davalının 815.836,31-TL zarara uğramış olduğu, davacı şirketin çalışamamasından kaynaklanan zararın ise 410.228,96-TL olduğu böylece 815.836,31-TL + 410.228,96-TL = 1.226.065,27-TL olduğu; temerrüt faiziyle karşılanmayan ve davacı tarafça munzam zarar karşılığı talep edilebilecek tutarın 1.226.065,27-TL – 964.790,00-TL = 261.275,27-TL olduğu, belirlenmiştir.
Düzenlenen rapor mahkemece hüküm vermeye elverişli bulunmuş ve hükme esas alınmıştır. 3. Rapor yönünden davacı vekilince bir kısım itirazlar ileri sürülmüş ise de 23/01/2017 tarihli raporda itirazlar değerlendirilmiştir. Gerçekten de davacı vekili hasar bedelinin 4.691.834,00-TL kabul edilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de bu tutar delil tespiti raporundaki tutar olup tarafların mutabık kaldığı bir tutar değildir. Dolayısıyla hasar tutarının bilirkişi raporunda belirtildiği gibi 2.435.000,00-TL olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Sonuç olarak; davacı şirketin sigorta tazminatının geç ödenmesinden kaynaklanan zararının 261.275,27-TL olduğu sonucuna ulaşılmış ve bu tutar yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi ile ilgili olarak; davalı sigortacı olup sorumluluğu poliçeye dayanmaktadır. Poliçeye dayanan bu sorumluluk davacı şirkete karşıdır. Davacı şirketin ortağı olmak, şirket ortaklarına 3. Kişilerin şirkete verdiği zararları doğrudan talep hakkı vermediğinden gerçek kişi davacıların aktif dava ehliyetleri bulunmamaktadır. Bu nedenle manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüyle; 261.275,27.-TL tazminatın 18/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacı … Çikolata Gıda Sanayi ve Tic.Ltd.Şti’ne verilmesine,fazla talebin reddine,
2-Manevi tazminat talebinin reddine,
3-Davacılar … ve … yönünden maddi tazminat talebinin usulden reddine,
4-Davacı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 21.626,52-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı şirkete verilmesine,
5-Davalı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 82.886,96-TL vekalet ücretinin davacı şirket den alınıp davalı tarafa verilmesine,
Manevi tazminat talebi yönünden, AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00.-TL avukatlık ücretinin davacılar … ve …’dan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan ve tahakkuk eden karar harcından mahsubuna karar verilen 17.847,71-TL’sinin davalıdan alınıp davacı şirkete verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 21,90-TL açılış gideri, 4.700,00-TL bilirkişi ücreti, 580,00-TL tebligat, posta vs. gideri olmak üzere toplam 5.301,90-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre takdir edilen 530,19-TL’sinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Bu dava sebebiyle 17.847,71-TL Karar harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 42.416,31-TL’nin mahsubu ile kalan 24.568,60-TL’nin davacılara iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde taraflardan alınan gider ve delil avansının harcanmayan kısmının iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açıkolmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/06/2018

Başkan e-imzalıdır

Üye e-imzalıdır

Üye e-imzalıdır

Katip e-imzalıdır