Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/901 E. 2021/476 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/901 Esas
KARAR NO : 2021/476

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/04/2013
KARAR TARİHİ : 25/06/2021

İstanbul 9.Asliye Hukuk Mah.nin 2013/214 E dosyasından verilen görevsizlik kararı üzerine Mahkememizde görülmekte olan Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 05/04/2013 tarihinde …’da davalı … Müdürlüğünün denetim ve yönetimi altında toplu taşımacılık yapan taşımacı davalı …’e ait diğer davalı … Sigorta AŞ’ye ZMMS Poliçesi ile sigortalı … plakalı Özel Halk Otobüsü sürücüsü …’ün yönetiminde iken trafik ışıklı yaya geçidinde karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkillerinin annesi-…’nın babaannesi olan …’e çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, otobüsün altında kalan …’ın feci şekilde vefat ettiğini, kafası ve vücudu ezilen annelerinin ölüsünü bile son kez görmelerine müsaade edilmediği ve göremediklerini, …’ye gitmek üzereyken vefat eden annelerinin bu şekilde ölmünden hepsinin çok etkilendiği ve travma geçirdiklerini, ölen annelerinin çantasının içinde bulunan Umre parası-pasaportu-umre evraklarıyla birlikte kaza yerinde kimliği belirsiz kişilerce çalındığı ve suç duyurusu yapılsa da bulunamadığını, olayda kırmızı ışıkta geçen ve agresif şekilde aracı kullanan davalı sürücünün tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davacılardan …’nın ölenin torunu olup tüm yaz tatillerini müteveffanın yanında geçirdiğini, maktulenin lise öğrencisi olan torununa her ay 250,00 TL maddi destekte bulunmakta olduğunu, ölmeseydi üniversite eğitimi boyunca da bu desteğe devam edeceğini ve üniversitede 400,00 TL’ye çıkaracağını, bu nedenle …’nın müteveffanın maddi desteğinden yoksun kaldığını, ayrıca cenaze ve defin giderleri yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, davacı … için şimdilik 4.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacı … için şimdilik 1.000,00 TL cenaze ve defin gideri tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketi yönünden teminat limiti ile sınırlı ve dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle olmak üzere) davalılardan ortaklaşa ve zincirleme tahsiline, ayrıca davacılardan torun …için 10.000 TL, diğer davacılar için kişi başına 20.000,00 TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan ortaklaşa ve zincirleme tahsiline, kazaya karışan … plakalı araç üzerine ve davalı taşımacı ve davalı sürücünün adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz malların 3. kişilere devrinin önlenmesi için kayıtlarına teminatsız ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP ARTIRIM :Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 10/12/2020 tarihli talep arttırım dilekçesi ile; davacı … için 4.000,00 TL olan destekten yoksun kalma tazminatı talebini 4.924,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP
Davalı … ile … vekilleri cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkillerinden …’in sahibi olduğu, …’nin yönetimindeki … plakalı otobüse merhumenin çarpması sonucu vuku bulan trafik kazasının oluşunda davalı müvekkili otobüs şoförü Mehmet Ali’nin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazanın merhumenin trafik kurallarına uymaması sonucu vuku bulduğunu, davalılardan…’nin kusurunun bulunduğunun kabulü halinde dahi istenen tazminatların merhumenin yaşı, kazanç durumu vs hususlara nazaran fahiş olduğunu, kabulünün mümkün olmadığını belirterek, yasal dayanaklardan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin özel halk otobüslerini işleten olmadığını, bu nedenle özel halk otobüslerinin kendi eylemleriyle neden oldukları zarardan sorumlu tutulamayacağı ve KTK md 3’e göre işleten tanımına girmediğinden husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca müvekkilinin trafik kurallarına uyma konusunda özel halk otobüslerini denetleme yetkisinin bulunmadığını, sadece araç teknik özellikleri, sürücü kılık-kıyafeti, güzergah, hareket saatleri belirleme yetkisi olduğunu, müvekkilinin şehiriçi toplu taşıma yetkisini uzun süreli olarak diğer davalı işletene devretmiş olduğundan işleten sayılamayacağını, nitekim … tarafından çıkarılan Özel halk Otobüsleri Yönergesinin 5.maddesinde de “araç personelinin her türlü fiilinden ve taşımacılıktan doğan mali,hukuki ve cezai sorumluluğun taşımacılara ait olduğunun” düzenlendiğini, davacıların tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … (Birleşme-devir nedeniyle …) Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın müvekkili tarafından sigortalandığını, sadece sigortalının kusuru oranında ve limit dahilinde sorumluluğunun söz konusu olduğunu, manevi tazminat ve tedavi giderlerinin teminat dahilinde olmadığını, dava öncesinde müvekkiline yapılmış başvuru bulunmadığından dava açılmasına sebebiyet vermediklerini, kusur yönünden adli tıptan rapor alınması ve davacıların destekten yoksun kaldığını ispatlaması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinden ancak dava tarihinden itibaren ve yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … Sigorta AŞ vekili ihbara cevap dilekçesinde özetle; kusur oranları ve tazminat miktarlarının uzman kurullardan, ATK’dan bilirkişi raporu alınarak tespiti gerektiğini, müvekkilinin kazadan sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, 05/04/2013 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksunluk tazminatı, cenaze-defin gideri tazminatı ile manevi tazminatın davalılardan (sigorta şirketi maddi tazminattan ve teminat limitiyle sınırlı sorumlu tutularak) müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Dava ilk olarak … 9.Asliye Hukuk Mah.nin 2013/214 E dosyasıyla açılmış, mahkemenin 25.04.2013 tarihli 2013/185 K sayılı görev yönünden usulden red kararının kesinleşmesi ve yasal sürede talep üzerine İstanbul (Kapatılan) 49. ATM 2013/172 E dosyasına tevzi olmuş, bu mahkemenin kapanması üzerine mahkememize devredilerek 2014/901 E sayısını almıştır.
Dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir talebi mahkememizin ara kararıyla kabul edilmiştir.
Dava açılırken davacılardan …’nın küçük olması nedeniyle velayeten velisi … tarafından verilen vekaletnameyle dava açılmış, yargılama sırasında ergin olması üzerine vekiline süre verilerek …’dan alınan usule uygun vekaletname sunması sağlanmıştır.
Davalılardan işleten … vekilince sunulan ihbar dilekçesi üzerine, dava otobüsün kasko sigorta şirketine ihbar edilmiştir.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, kaza tespit tutanağı, ceza dosyasındaki kaza anını gösteren kamera kayıtları, ZMMS sigorta poliçesi, araç trafik tescil belgesi, … araç işletme ruhsatnamesi, ifade ve sorgu tutanakları, … CBS … sor. Dosyası Uyap kaydı, davacı …’e ait öğrenci belgesi, şikayet dilekçesi, …, …, … yazı cevapları, davacıların sosyal ekonomik durum araştırmaları, mirasçılık belgesi ve nüfus kayıtları, davacıların ve davalı gerçek kişilerin UYAP sisteminden alınan mal varlığı sorguları, … 34. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas ceza dosyası, içindeki kaza anı kamera kaydı CD’si celp edilerek incelenmiş, taraflarca bildirilen tanıkların duruşmada beyanları alınmıştır.
… Ulaşım Daire Başkanlığı Trafik Daire Başkanlığından alınan yazı cevabında, kazanın gerçekleştiği yerdeki trafik ışıklarında kaza günü bir arızanın bulunmadığı, buton talepli olarak çalıştığı, butona basılmadığı sürece ışığın araçlara yeşil ve yayalara kırmızı yandığı, yaya butona bastıktan sonra en fazla 39 saniye sonra yayalara yeşil ışık yandığı, yaya yeşil ışık süresinin 10 saniye yeşil sonra 5 saniye kırmızı flaş, 3 saniye kırmızı koruma süresi bulunduğu bildirilmiştir.
… yazı cevabında, kaza yerine gelmeden 2,2 km önce otobüsün hızının 82 km/saat olarak tespit edildiği, kaza yeri civarındaki hızının 80 km/saati geçmediği bildirilmiştir.
Kazada tarafların kusur oranı konusunda önce İTÜ Ulaştırma ABD Karayolu ve Trafik Müh.Emekli öğretim üyesi …’dan, itirazlar üzerine İTÜ Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Müh…. ve … ve YTÜ Mak. Fak. E. Öğretim Üyesi …’dan oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, ayrıca davalıların sorumlu tutulabileceği maddi tazminat talepleri yönünden trafik kazalarında uzman aktüer bilirkişiden kök ve ek rapor alınmıştır.
Ceza dosyasında ATK’dan alınan kusur raporunda seçenekli kusur görüşü belirtilmiş, sanık otobüs sürücüsünün yaya geçidinden kendisine kırmızı ışık yanarken geçmesi durumunda kazada asli kusurlu olduğu, ölen yayanın kusursuz olduğu; araçlara yeşil yanarken geçmesi durumunda ölen yayanın asli kusurlu olduğu sanık sürücünün tali kusurlu olduğu görüşü bildirilmiş, ceza yargılaması sonucunda kazaya karışan otobüste yolcu olan tanığın “otobüs sürücüsünün çok hızlı ve yalpalayarak aracı kullandığı, kaza öncesinde yolcular tarafından uyarıldığı, yaya geçidinden kırmızı ışık yanarken geçtiği” şeklindeki beyanları ile …’nin kaza yeri civarında otobüs hızına dair yazısı kapsamında ATK raporundaki “sürücünün asli kusurlu yayanın kusursuz olduğu” seçeneğine itibar edilerek, sanık sürücünün kazada asli kusurlu olduğu, bilinçli taksirle kazanın meydana geldiği kabul edilerek mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
Ceza dosyasında yapılan yargılama, kaza kamera kayıtları, dinlenen tanık beyanları, icra edilen keşif, alınan uzman bilirkişi ve ayrıca ATK kusur raporu sonucunda,… 34. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2015 tarih, … Esas… Karar sayılı kararıyla; (davalımız otobüs şöförü) Sanık …’ün kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu tespitiyle, taksirle ölüme neden olma suçundan 5237 sy. TCK’nun 85/1 maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan ayrılmak suretiyle 3 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın eyleminde bilinçli taksir hali söz konusu olduğundan 5237 sy. TCK’nun 22/3 maddesi uyarınca cezası takdiren 1/3 oranında artırılarak 4 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK md 62 takdiri indirim uygulanarak 3 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyamızda ilk olarak İTÜ Ulaştırma ABD Karayolu ve Trafik Müh.Emekli öğretim üyesi …’dan alınan kusur bilirkişi raporunda, kazanın oluş yeri ve şekli açıklanarak, davacıların murisi yaya …’in yayalar için trafik durdurma butonu bulunan yaya geçidinden geçmek için ışığın araçlar için kırmızıya-yayalar için yeşile dönmesini sağlamak için butona bastıktan sonra, yolun sağında yaya geçidinin üstünde duraklayan bir minibüsün önünden yaya geçidinden geçerken, sağda durup yolcu indirip bindiren minibüsün solundan ve arkasındaki yoldan gelen dava konusu otobüsün çarpması sonucu kazanın gerçekleştiği, davalı otobüs sürücüsünün yayaya çarptığını farketmeyip altında sürüklediği, çevredekilerin ikazı-sarsılma üzerine durduğu; CD dahil dosyadaki belgelerden davalı sürücünün araçlara kırmızı yanarken kaza yerindeki yaya geçidine girdiğine dair net bir tespit-delil bulunmadığı, ölen yayanın yaya geçidindeki butona bastıktan sonra (39 sn.sonra yayaya yeşil yanacakken) karşıdan gelenlerin olduğunu görünce ve sağda duran minibüs nedeniyle yolu da göremediğinden muhtemelen yayaya yeşil yanmasını beklemeden minibüsün önünden karşıya geçmeye çalıştığı; davalı sürücü kendisine yeşil yanarken yaya geçidine gelmiş olsa bile, ölen yayayı hatta çarptığını bile hiç görmemiş olması nedeniyle, sağda duran minibüsün önünden yayaların çıkabileceğini, yaya geçidi olduğunu gözeterek dikkatli ve yavaş geçmesi gerekirken hiç yolun ilerisine bakmadan sadece sol tarafa bakarak mevcut hızıyla seyir etmesi nedeniyle, sağdan yaya geçidinden geçen ve geçişini tamamlamasına az kalmış olan ölen yayayı korna vb ile uyarmakta ve çarpmayı önlemek üzere etkili fren yapmakta geç kaldığı açıklanarak; kazanın oluş şekli ve yaya geçidindeki çarpma noktası ile maktülün otobüsün sol tarafından çarparak sol teker altına girdiği gözetildiğinde davalı sürücünün yola dikkatini vermediği, kaza yerinin gerektirdiği dikkat, tedbir ve özeni göstermediği, bu nedenle ölen yayanın kazada %60 oranında, davalı otobüs sürücüsü …’ün %40 oranında kusurlu olduğu tespit edilerek bildirilmiştir.
İTÜ Öğretim Üyeleri … ve … ve YTÜ Mak. Fak. E. Öğretim Üyesi …’ dan oluşan bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 14/11/2015 tarihli bilirkişi (kusur) raporunda özetle ve sonuç olarak; ceza dosyasında alınan kusur raporu içerikleriyle birlikte kamera kayıtları incelendiğinde, dosyamızda alınan ilk kusur raporundaki tespit ve görüşlerin kazanın oluş şekline, trafik kurallarına uygun olduğu, davalı … Sigorta tarafından ZMMS poliçeli özel halk otobüsünün sürücüsü olan davalı …’ün kazayı önleyici hiçbir gerekli tedbiri almadığından kazanın meydana gelmesinde %40 (yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu, davacılar murisi yaya …’in olayda %60 (yüzde atmış) oranında kusurlu olduğu görüşü bildirilmiştir.
Ceza dosyasında davalı otobüs sürücüsünün kazada asli kusurlu olduğu kanaatine dayalı ve alt sınırdan uzaklaşılarak verilen bilinçli taksirle ölüme neden olma suçundan mahkumiyet kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay’a gönderilmesi üzerine, dosyamızda önce ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesine karar verilmiş, ancak 6 yıldır dosya Yargıtay’dan dönmemiş olup, ceza dosyası içeriğinde yer alan ATK kusur raporu ve tanık beyanları ile CD içeriğine göre dava konusu kazada otobüs sürücüsünün tamamen kusursuz olduğuna dair bir tespitin-raporun hiç bulunmadığı, her halükarda sürücü kusurlu ise de asli mi tali mi kusurlu sayılması gerektiğine ve bilinçli taksir uygulanıp uygulanmayacağına yönelik yargılamanın sürdüğü, dolayısıyla ceza davasında sanık sürücünün kazada kusurlu olduğuna dair ceza dosyasında yapılan maddi vakıa tespitinin esasen tartışmasız olduğu, TBK md 74 uyarınca ceza dosyasında yapılan maddi vakıa tespitleri ve mahkumiyet hükmü mahkememiz açısından bağlayıcı olsa da, kusur oranları konusunda mahkememizi bağlayıcı olmadığı, dava dosyamızda teknik üniversite öğretim üyelerinden alınan kusur bilirkişi raporlarının ceza dosyasında davalı sürücünün her seçenekte kusurlu olduğuna ilişkin maddi vakıa tespitleriyle kazanın oluş şekline, trafik kuralları ve bilim-fen kurallarına, delil durumuna uygun, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, kusur bilirkişi raporlarına davacılar vekilince süresinde itiraz edilmişse de davalı sürücünün kırmızı ışıkta geçtiğinin dosyada mevcut deliller kapsamında davacılar vekilince kanıtlanamadığı, … yazı cevabında bildirilen “yaya geçidinde butona bastıktan sonra 39 sn.daha yayalara kırmızı ışık yandığına” dair bilgi ve davacıların murisi müteveffanın butona bastıktan hemen sonra karşıya geçmeye çalıştığına dair kamera görüntülerine göre müteveffa yayanın kazada %60 kusurlu olduğuna dair dosyamızda alınan raporların hüküm kurmaya elverişli olduğu, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılması gerektiği ilkesi ve bu husustaki AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararları da gözetilerek, ceza dosyasında verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesinin beklenmesinden vazgeçilmiştir.
Hukukçu Aktüer Bilirkişi… tarafından mahkememize sunulan 16/02/2016 tarihli kök raporda özetle, 05/04/2013 günü meydana gelen trafik kazasında ölen davacıların murisi …’ın 74 yaşında ve emekli (dul aylığı almakta) olduğu, davacılardan torunu …’nın kaza tarihinde 17 yaşında lise son sınıf öğrencisi olduğu, dosyada mevcut öğrenim belgesine göre halen 2 yıl süreli olan Marmara Ü. Sosyal Bilimler Meslek YO’da öğrenim gördüğü, müteveffanın yasal olarak torununa bakma yükümlülüğü bulunmadığı, ancak …’nın fakru zaruret içinde olması ve müteveffanın refah içinde olması durumunda destekten yoksunluktan sözedilebileceği, dinlenen davacı tanığı ve ESD sonucuna göre davacı torun …’nın anne-babasının (… ) çalışmadığı, herhangi bir maaşları olmadığı, evlerinde bir yatalak yaşlı, bir zihinsel engelli yaşlı, bir de genel sağlığı yerinde olan yaşlı yakınlarına baktıkları, onların gelirleri ile geçindikleri; müteveffanın ölmeden önce SGK cevabına göre sadece aylık 756,90 TL emekli maaşı geliri olduğu, dava dilekçesinde ileri sürüldüğü gibi torunu …’ya aylık 250,00 TL destekte bulunması durumunda kalan geliriyle kendisinin geçinme imkanı olamayacağı, bu nedenle davacılardan müteveffanın torunu …’nın ölenin desteğinden yoksun kaldığından sözedilemeyeceği, davalı sebep sorumlularının %40 kusurlu olmasına nazaran; davacılardan Sevim’in defin ve cenaze gideri talebi yönünden … yazısında defin ve cenaze işlerinin ücretsiz yerine getirildiği belirtilmişse de, olay tarihinin ekonomik koşullarına göre TBK md 50/2 uyarınca kadri maruf giderin 2.000,00 TL olduğu, davalıların %40 kusur oranına isabet eden tutarın 800,00 TL olarak hesaplandığı, davalılardan sigorta şirketinin temerrüdünün dava öncesinde başvuru yapılmadığından dava tarihinde oluştuğu görüşü bildirilmiştir.
Kök aktüer rapora davacılar vekilince yasal sürede itiraz üzerine, mahkememizce konu dosya kapsamına göre hukuken değerlendirilecek olmakla birlikte, itirazın değerlendirilmesi ve talebin kabulü ihtimaline binaen tazminat hesabı yapılması istenerek ek rapor alınmıştır.
Aktüer Bilirkişiden alınan 02/09/2020 tarihli ek raporda özetle, Kök rapordaki tespit ve görüşler cari olmakla beraber; müteveffa yönünden sosyal-ekonomik durum araştırmasında eşinin ölümü sebebiyle 1.300,00 TL dul aylığı aldığı bilgisi yer aldığı, ancak bu bilginin dosya içeriğiyle örtüşmediği, ölmeden önce aldığı son aylığın 756,90 TL olduğu, 2013 yılında asgari ücretin net tutarının AGİ dahil 773,01 TL olduğu, hal böyle olunca ölenin gelirinin asgari ücret seviyesinde olduğu kabul edilerek, gelirinin üçte birini davacı torunu …’ya vermesi ihtimaline göre ve kaza tarihinde lise son sınıfta olan davacı …’nın lise ve takiben girdiği 2 yıllık üniversite öğreniminin sona ereceği tarihi kadar olan dönem için yapılan hesaplamaya göre, müteveffa Sevcan’ın torunu davacı …’ya destek olduğunun benimsenmesi ihtimalinde adı geçenin uğradığı destekten yoksun kalma zararının 4.924,73 TL olduğu, bu zarar kalemiyle başkaca mükerrerlik teşkil eden indirim nedeni varlığı bulunmadığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan ve toplanan deliller, Yargıtay (Kapatılan) 17 HD’nin ve İstanbul BAM’ın emsal içtihatları hep birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu 05/04/2013 tarihli kazada ölen davacı …’nın babaannesi …’in yaptırılan … araştırmasına göre kaza tarihinde aylık 1.300,00 TL geliri bulunduğu, SGK kayıtlarına göre kaza tarihinde 756,90 TL dul aylığı almaktaysa da İstanbul’da üç katlı evinin ve … ilçesinde 8.355 m2’lik tarlası bulunduğu, HMK md 144’e göre alınan taraf beyanlarına göre bu tarladan icar geliri de elde ettiği, icar gelirinin nitelik itibariyle belgelendirilemeyen gelir olduğu, davacı torunu …’nın anne ve babasının ilkokul mezunu, kaza tarihinde işsiz ve biri yatalak, biri zihinsel engelli, biri sağlıklı 3 yaşlı yakınlarına bakarak onların geliriyle geçindiği, …’dan başka çocuklarının da bulunduğu, baktıkları kişilerin bakım masrafları çıkarıldıktan sonra kalan gelirlerine göre kaza tarihinde fakru zaruret içinde olduklarının kabul edilebileceği, ölenin çocukları kaza tarihinde evli olmakla, işsiz oğlunun kızı olan ve lise son sınıfta olup üniversite sınavına hazırlanan 17 yaşındaki kız torununa kaza tarihinde aylık 250,00 TL ve üniversitede aylık 300 TL civarı maddi destekte bulunmasının ülkemiz aile yapısı, gelenek ve göreneklerine uygun ve kabul edilebilir olduğu, bu nedenle davacı …’nın ölenin desteğinden yoksun kaldığının kabulü gerektiği; davacı … için talep edilen ve aktüer raporda hesaplanan cenaze defin giderinin de ülkemiz cenaze gelenek ve göreneklerine göre kadri maruf tutarda olduğu, kazanın oluşumunda davalı sürücünün %40 kusurlu ve müteveffa yayanın %60 kusurlu olduğu, davalı sürücünün %40 kusur oranına isabet eden maddi tazminat tutarlarından davalı sürücünün, davalı otobüs işletenin, davalı …’nin gözetim ve denetim yükümlülüğü nedeniyle, davalı ZMMS şirketinin de poliçe teminat limitiyle sınırlı sorumlu olduğu, hesaplanan ve hüküm altına alınan maddi tazminatın kaza tarihinde ZMMS teminat limitinin altında kaldığı kanaat ve tespitiyle, aşağıdaki şekilde davacı …’nın talep artırım dilekçesiyle artırılan destek tazminatı talebinin tam kabulüne, davacı …’in dava dilekçesindeki 1.000,00 TL defin gideri talebinin kısmen kabulüne karar karar vermek gerekmiştir.
Davalılardan …’nin özel halk otobüsleriyle ilgili işleten sıfatıyla sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunda yapılan hukuki değerlendirmede, Yargıtay (Kapatılan) 17.HD’nin 2016/5513 E 2019/1755 K sayılı ilamı ve daha pek çok emsal ilamı, İstanbul BAM 8-9-40. HD’lerinin emsal ilamlarında da vurgulandığı üzere, bu otobüsler üzerindeki denetim ve gözetim yükümlülükleri nedeniyle farazi işleten sıfatı bulunduğu kabul edilmiştir.
Müteveffanın çocukları ve torunu olan davacıların manevi tazminat talepleri yönünden yapılan hukuki değerlendirmede ise, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, tarafların kusur durumu, tarafların Uyap’tan dosya içine alınan malvarlığı araştırma sonuçları ile kolluk marifetiyle yaptırılan ekonomik sosyal durum araştırması sonuçları hep birlikte gözetilerek; manevi tazminat zenginleşme aracı veya ceza olmamakla beraber, olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, manevi huzur ile tatmin duygusunu sağlayacak, caydırıcılık etkisi de yaratacak tutarda olması gerektiği hususu, TBK’nın 51, 54, 57. maddeleri ve TMK md 4 uyarınca hak ve nesafet kuralları da dikkate alınarak, babaları yıllar önce ölmüş olan davacıların annelerinin-davacı …’nın kendisine maddi-manevi destek olan babaannesinin kaza sonucu parçalanarak ölümüyle yaşadıkları elem, üzüntü nedeniyle, takdiren davada talep edilen manevi tazminat tutarlarının dosya kapsamına uygun miktarda olduğu kanaatiyle, davacıların manevi tazminat taleplerinin talepleri gibi aynen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı …’nın maddi tazminat davasının KABULÜ ile 4.924,70-TL destekten yoksunluk tazminatının, davacı …’in maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 800,00-TL cenaze defin gideri tazminatının 05/04/2013 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı sigorta şirketi poliçe teminat limitiyle sınırlı ve hükmolunan tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek koşuluyla sorumlu tutulmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle adı geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine, Davacı … yönünden defin giderine ilişkin fazla istemin reddine,
Davacıların manevi tazminat davalarının KABULÜ ile davacılardan … için 10.000,00-TL, … için 20.000,00-TL, … için 20.000,00-TL, … için 20.000,00-TL, … için 20.000,00-TL olmak üzere toplam 90.000,00-TL manevi tazminatın 05/04/2013 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine,
2-Kabul edilen toplam 5.724,70 TL maddi tazminat tutarı üzerinden alınması gerekli 391,05 TL nispi karar ve ilam harcından, maddi tazminat için peşin alınan 17,07 TL harç ve 16,00 TL tamamlama harcının (toplam 33,07 TL peşin harcın) mahsubu ile, bakiye 357,98 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Kabul edilen toplam 90.000,00 TL manevi tazminat tutarı üzerinden alınması gerekli 6.147,90 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 307,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.840,47 TL harcın davalılar …, … ve…’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan 324,50 TL peşin harç ile 16,00 TL tamamlama harcından oluşan 340,50 TL harcın (davalı sigorta şirketi maddi tazminata isabet eden 33,07 TL’sinden sorumlu tutulmak şartıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan posta, tebligat masrafı 514,05 TL, bilirkişi ücreti 2.200,00 TL olmak üzere toplam 2.714,05 TL yargılama giderinin davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 2.708,39 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, kalan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Maddi tazminat davasında davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT 13/1. maddesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … e verilmesine,
7-Maddi tazminat davasında davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT 13/1.,2 maddeleri gereğince hesap ve takdir olunan 800,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine,
8-Maddi tazminat davasında davalılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT 13/1.,2 maddeleri gereğince hesap ve takdir olunan 200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ndan tek olarak alınarak davalılara verilmesine,
9-Manevi tazminat davasında davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ na verilmesine,
10-Manevi tazminat davasında davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ e verilmesine,
11-Manevi tazminat davasında davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ e verilmesine,
12-Manevi tazminat davasında davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ a verilmesine,
13-Manevi tazminat davasında davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ e verilmesine,
14-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından karar tebliğ giderlerinden sonra artan avansın, karar kesinleştikten sonra ilgili yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili ve davacıların yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/06/2021

Katip

Hakim