Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/9 E. 2018/1367 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/9 Esas
KARAR NO : 2018/1367

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2014
KARAR TARİHİ : 26/12/2018

Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinin yapılan açık yargılamasında
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Dava dışı kredi borçlusu … LTD. ŞTİ. ile müvekkili banka’ya devirden önce … A.Ş. … Şubesi ile aralarında imzalanan Genel Kredi Sözleşmeleriyle kredi kullandırıldığını, davalı/borçlu ise, mezkur Genel Kredi Taahhütnamesinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığından, borcun kefil olduğu meblağ ve fer’ilerinden ayrıca sorumlu bulunduğunu, müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları Genel Kredi Sözleşmesinde borçlunun taraflarına düşen edimleri yerine getirmemesi nedeniyle, tüm kredi hesaplarının, … A.Ş. Merkez Şubesince, … 17.nci Noterliği’nin … tarih ve … sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnamede tahsil edilemeyen teminat mektubu komisyon faiz, vergi, bsmv ile birlikte alacağın tahsilinin ihtar edildiğini, ihtarnameyle verilen süre içinde talebin borçlu tarafından yerine getirilmediği gibi ödenmediğini, bu durum üzerine ihtar tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte teminat mektubu komisyonu, müeyyide riskleri için tahsili talebiyle, 08.08.2012 tarihinde, … 18.nci İcra Müdürlüğünün … E, Sayılı dosyasıyla icra takibinin başlatıldığını, davalı …’a, 24.08.2012 tarihinde, ödeme emri tebliğ edildiğini, borçlu vekilince yanlış adrese ödeme emri gönderildiğinin, 27.11.2013 tarihinde öğrenildiğinden bahisle, itiraz edildiğini, icra müdürlüğünce de 27.11.2013 tarihinde öğrenmiş sayılmasına takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı / borçlunun borcu olmadığı itirazının haksız, kötüniyetli ve takibi sürüncemede bırakma gayesine yönelik olduğunu, taraflarla 7.948.000 DEM 12.11.1998 tarihli, Genel Kredi Sözleşmesi ile kredi kullandırıldığını, arz ettikleri üzere borçlunun borcun tamamına yönelik haksız itirazlarının iptali için işbu davanın ikamesinin zorunlu olduğunu belirterek, arz ve izahı yapılan nedenlere istinaden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının, … 18.nci İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki haksız ve kötüniyetli itirazlarının iptali ile takibin devamına, komisyon alacağının tahsili ile mer’i mektubu bedellerinin deposuna, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Davacı Banka, keşideci müvekkili ve diğer ilgililer aleyhine, … A,Ş. … Şubesi tarafından International … (…) Ltd. Şti. (“…”) lehine düzenlenen ve muhatabı … Vakfı (… Vakfı) olan, 11/11/1998 tarih ve 203,000.-DEM tutarlı teminat mektubunun iade edilmediği gerekçesiyle … l8.nci İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, … 18,nci İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında başlatılan icra takibine karşı müvekkili adına itiraz edilmiş ise de, bankacılık kanunundan kaynaklanan özel düzenleme nedeniyle bu itiraz satış işlemi dışındaki hiçbir işlemi durdurmadığını, bu nedenle ilgili icra müdürlüğü tarafından itiraz nedeniyle durdurma karan verildiğini, ancak dosya da hacizler kaldırılmadığını, söz konusu dosyada ilgili icra müdürlüğü tarafından borç miktarı yaklaşık 491.000,00 TL olarak hesaplandığını, ancak, müvekkilinin bankalardaki bu tutarı yaklaşık 3 kat aşacak miktardaki mevduatı üzerine taşkın nitelikte hacizler konulduğunu, keza onlarca gayrimenkulü de, borç bankalardaki hacizlerle fazlasıyla karşılamasına rağmen haczedildiğini, bu taşkın nitelikteki haciz işlemlerine karşı müracaatları üzerine ilgili icra müdürlüğü, müvekkilin mağduriyetini tespit ederek bankalardan birinden haczedilen paranın gelmesi halinde tüm hacizlerin fekki kararı verdiğini, bu yazışmaların zaman alacak olmasından dolayı müvekkilin mağduriyetinin daha da artmasının önlenebilmesi amacıyla ve borcun kabulü anlamına gelmediği, müvekkilin tüm yasal haklarının saklı tutulduğu ihtiraz-i kaydı ile, borç tutarı 05/02/2014 tarihinde, 491.000,00 TL olarak icra müdürlüğü veznesine yatırılmak zorunda kalındığını, davacı banka teminat mektubunun asıl borçlusu olan … (…) Ltd. ye karşı hiçbir işlem yapmaksızın, ödemediği bir teminat mektubu bedelini, davalı müvekkilden tahsil etmeye çalıştığını, … Ltd,, adresi belirli ve halen faal olan bir şirket olup, ödenmeyen bir teminat mektubu bedelinin talep edilmesinin sebepsiz zenginleşmenin tipik örneğini oluşturduğunu, davacı bankasının, sayın mahkemenin yukarıda numarası yazılı dosyasında müvekkili aleyhine açtığı itirazın iptali davası ise, haklı ve yerinde olmadığını, müvekkilin kefaleti türk borçlar kanunu uyarınca geçersiz hale geldiğini, davacı bankanın icra takibine ve davaya konu ettiği teminat mektubunun dayanağı olarak gösterilen ve müvekkilinin kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu iddia edilen Genel Kredi sözleşmesi, 12/11/1998 tarihli olduğunu, karşı yanın davalı müvekkili ve diğer ilgililer hakkında, … 18. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında başlattığı icra takibinin tarihi ise, 08/08/2012 olduğunu, 01/07/2012 yürürlük tarihli, 6098 sayılı Yeni Türk Borçlar Kanununun 598/III. maddesi; “Bir gerçek kişi tarafmdan verilmiş olan her türlü kefalet buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar, ” 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanununun 2. ve 3, maddelerinde, kamu düzenine ve içeriği kanunla belirlenen işlem ve ilişkilere ilişkin olarak Türk Borçlar Kanununun geçmişe etkili olacağı düzenlendiğini, davacı bankanın, müvekkili hakkında yasal Türk Borçlar Kanununun 598. maddesinde düzenlenen 10 yıllık geçerlilik süresinin sona ermesinden sonra (Bankacılık Kanununun 138, maddesindeki 9 aylık durma süresi eklense dahi) icra takibi başlattığını ortaya koyduğunu, icra takibinin başlatıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan Türk Borçlar Kanununda yer alan yasal 10 yıllık geçerlilik süresi sona erdiğinden müvekkili bakımından geçerli bir kefalet bulunmadığını, Türk Borçlar Kanununun 598. maddesinde düzenlenen 10 yıllık süre bir zamanaşımı süresi olmayıp, geçerlilik süresi olduğundan Bankacılık Kanununu uyarınca uzaması da söz konusu olmadığını, davacı banka ödemediği bir temînat mektubu bedelini ve bu bedelin faizlerini ve ferilerini talep ettiğini, Takibe konu … A.Ş. … Şubesi tarafından düzenlenen 11/11/1998 tarih ve 203,000.-DEM tutarlı kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubu muhatabı tarafından nakde dönüştürülmüş bir teminat mektubu olmadığını, teminat mektubunun … Vakfı Genel Müdürlüğü kasasında bulunduğu ilgili Vakfın 09/08/2012 tarihli yazısı ile davacı bankaya bildirildiğini, bankacılık kanunu ve sair yasal düzenlemelerde kesin ve süresiz nitelikteki bir teminat mektubunun ilgili banka tarafından geri istenmesi şeklinde bir uygulamanın dayanağı bulunmadığını, nakde dönüştürülmemiş tazmin edilmemiş bir teminat mektubunun tutarının istenmesi de, bu tutara faiz ve avukatlık ücreti talep edilmesi de kabul edilebilir nitelikte olmadığını, davalı banka tarafından ödenmeyen bir tutar ile bu tutara faiz, avukatlık ücreti vs talep edilmesi, sebepsiz zenginleşmenin unsurlarını tam olarak taşımadığını, zira davacı banka eğer teminat mektubunun tazmini talep edilirse, ancak 312.120 -TL ödeyecektir bugünkü kur ile yaklaşık 1 DEM= 1.53 TL) davacı bankanın, … tarafından teminat mektubunun dayanağı olan genel kredi sözleşmesi için yeterli teminat alınmadığını ileri sürmesi de mümkün olmadığını, müvekkilinin davaya konu edilen genel kredi sözleşmesini imzaladığını hatırlamadığını, icra takibine konu edilen Genel Kredi Sözleşmesi 12/11/1998 tarihli olduğunu, bir diğer ifade ile sözleşmenin yaklaşık 16 sene öncesine ait olduğunu, davalı müvekkil Rıfat Vardar, yaklaşık 16 yıl öncesine dayalı böyle bir sözleşmeyi imzaladığını hatırlamadığını, bu nedenle, sayın mahkemece, sözleşme aslının davacı bankadan celbedilerek, sözleşmede yer alan imzanın müvekkiline ait olup olmadığı yönünde imza incelemesi yaptırılmasını gerektiğini, genel kredi sözleşmesinin hukuken geçerli olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı bankanın ibraz ettiği Sözleşmenin yalnız ilk ve son sayfalarında imzalar yer aldığını, diğer sayfalarda imza bulunmadığını, sözleşmede kefil olunan miktar yazı ile yazılmadığını, sadece rakam ile yazıldığını, sözleşmeye ekli ve imzalanmış bir ödeme planı da bulunmadığını, icra takibi konusu sözleşmenin hukuken geçerli olmadığını, davacı tarafından talep edilen faizin fahiş olduğunu, davacı banka, davaya konu icra takibinde, yabancı para alacakları için, %10, Noter masrafları için, %44, Gayrinakdi alacaklar (teminat mektubu tutarı) için ise, bankanın en yüksek genel kredi faiz oranına % 50 puan eklenmek suretiyle belirlenecek oranda faiz talep ettiğini, icra takibinde talep edilen faiz oranlarının son derece fahiş olduğunu, sözleşmeye ve yasal düzenlemelere uygun düşmediğini, bir ödeme planı dahi bulunmayan ve tazmin edilmeyen bir teminat mektubuna ilişkin olarak başlatılan icra takibinde müvekkilden fahiş oranda faiz talep edilmesinin hukuken kabul edilebilirliği bulunmadığını, Müvekkilin tüm yasal haklan saklı kalmak ihtiraz-i kaydı ile haklı ve yerinde olmayan yasal düzenlemelere uygun düşmeyen davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan nakdi ve gayrinakdi alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı ile devren birleşen … Bank A.Ş. … Şubesi ile dava dışı asıl borçlu … Ltd. Şti. arasında 12/11/1998 tarihli 7.948.000 DEM bedelli kredi sözleşmesi akdedildiği, davalının anılan sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, … A.Ş. tarafından asıl borçlu lehine 11/11/1998 veriliş tarihli teminat mektubu düzenlendiği, teminat mektubunun mer’i olduğu ve iade edilmediği, teminat mektubundan kaynaklı komisyon borcunun ödenmediği sabit olmakla birlikte davalının 12/11/1998 tarihli genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ve davalının anılan sözleşmeden doğan nakdi ve gayrinakdi alacaklara müteselsil kefil olduğu, oysa icra takibine konu ihtar ile teminat mektubu örneğinden, teminat mektubunun 11/11/1998 tarihinde, yani davalının genel kredi sözleşmesini imzalamasından önce düzenlendiği, genel kredi sözleşmesi kapsamında bulunmayan nakdi ve gayrinakdi borcun davalı kefilden talep edilemeyeceği, itirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu gözetilerek davalının anılan teminat mektubundan ve mektup komisyonlarından sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden nakdi alacak yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 2.180,00 TL ve gayri nakdi alacak yönünden 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açıkolmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/12/2018

Katip
¸E-İmza

Hakim
¸E-İmza