Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/899 E. 2019/382 K. 26.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/899 Esas
KARAR NO : 2019/382

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 26/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline … plakalı aracın … beldesinde çarptığını, müvekkilinin bu yaralanma sebebiyle % 60 oranında özürlü hale geldiğini, söz konusu aracın sürücüsünün … olduğunu ve kaza tarihi itibariyle aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmadığını belirterek davacının uğradığı maddi zararlar (sürekli-geçici iş göremezlik ödeneği,tedavi giderleri vs) kapsamında 5.000,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
ISLAH
Davacı vekili talebini 12.01.2019 tarihli dilekçesi ile 200.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin görevsiz olduğunu, savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davacının soruşturma aşamasında şikayetinden vazgeçtiğini bu nedenle dava hakkının bulunmadığını, davanın sürücüye ihbarı gerektiğini, kusur durumunun tespit edilmesini, adli tıptan rapor alınmasını, kaza tarihinden itibaren ticari faiz istenilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan cevap dilekçesinde özetle; kazada asli kusurlu tarafın davacı olduğunu, tedavi giderlerini karşılayıp tedavi ettirdiğini, soruşturma dosyasında davacı şikayetçi olmadığı için bu davada taraf olamayacağını beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasında yaralanan davacının işgücü kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
08/12/2011 tarihinde meydana gelen kazada yaya olan davacının yaralandığı, kendisine çarpan aracın ZMM sigortasının bulunmadığı, sürücünün … olduğu, olguları sabittir. Uyuşmazlık; davacının olaydaki kusur durumu, yaralanma sebebiyle geçici yada sürekli iş göremez hale gelip gelmediği, bundan kaynaklanan parasal zararının tutarına ilişkindir.
Davalı vekilince mahkememizin görevsiz olduğu ileri sürülmüş ise de, zorunlu sigorta hukukundan doğan uyuşmazlıklar mutlak ticari dava olduğundan, bu iddiaya itibar edilmemiştir.
Davacının dava öncesi davalıya ödeme için yazılı başvurusu bulunmadığı tespit edilmiş ise de, kaza ve dava tarihi itibariyle KTK madde 97’de (yasal değişiklik öncesi) bu yönde özel dava şartı henüz bulunmadığından, dava şartı yokluğundan bahsedilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Dava dilekçesinde tazminat tutarının toplam rakam olarak yazılması nedeniyle davacı vekiline talebin her tazminat talebi için ayrı ayrı açıklanması için süre verilmiş, davacı vekili 17.02.2014 tarihli dilekçesi ile talebinin kalıcı ve geçici işgücü kaybı zararından oluştuğunu ve ayrı ayrı dava değerini açıklamıştır.
Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, soruşturma dosyası, tedavi evrakları, hasar dosyası, ekonomik sosyal durum araştırması, SGK ve SBGM cevapları incelenmiş, bilirkişi incelemeleri yapılmıştır. İncelenen soruşturma dosyasında şikayetten vazgeçme nedeniyle takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
Kazaya ilişkin kusur oranlarını tespit eden uzman bilirkişi raporunda; … plakalı olup kaza tarihinde geçerli ZMMS poliçesi bulunmayan aracın sürücüsü (dava ihbar olunan) …’ın kazanın oluşumunda %35 (otuzbeş), kazada yaralanan davacı yaya …’nın da %65 (altmışbeş) oranlarında kusurlu sayılmaları gerektiği görüşü bildirilmiştir.
Davacının kaza nedeniyle oluşan işgücü kaybına ilişkin ATK bilirkişi raporunda, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 2008 tarihli Yönetmeliğe göre %65 kalıcı ve 18 ay geçici işgücü kaybı oluştuğu görüşü bildirilmiştir.
Bu raporların bilim ve fenne, denetime uygun görülmesi nedeniyle aktüer bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan raporda kaza tarihi itibariyle kullanılmakta olan PMF1931 tablosuna göre ve hesaplanan zarardan davacının %65 kusuruna isabet eden kısım düşülerek (yani araç sürücüsüne isabet eden %35 kusura göre) hesap yapılmak suretiyle, davacının hesaplanan zararı 2918 sayılı KTK gereği kaza yılı için belirlenen zorunlu sigorta limitinden yüksek olduğundan, talep edebileceği azami zararın limit kadar yani 200.000,00 TL olduğu görüşü bildirilmiştir.
Sonuç itibariyle, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporları ile davacı vekilinin ıslah şeklindeki talep artırım dilekçesi doğrultusunda TBK madde 49 ila 55 arası hükümler, 2918 sayılı KTK ve ZMMS Genel Şartlar ile … Hesabı Yönetmeliği doğrultusunda davalı zarardan sorumlu olduğundan davanın kabulüne, davadan önce davalı … Hesabına başvuru bulunmadığı ve temerrüde düşürüldüğüne dair delil sunulmadığı için ve davalının sorumluluğu poliçeden doğan sorumluluk olmayıp yasadan kaynaklandığı, araç da ticari araç olmadığı için dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazmine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
200.000,00-TL kalıcı ve geçici işgücü kaybı maddi tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken harç 13.662,00-TL olup, peşin alınan 24,30-TL ve 667,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 12.970,70-TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri 52,35-TL, tamamlama harcı 667,00-TL, posta ve tebligat masrafı 1.398,70-TL, bilirkişi ücreti 1.188,80 TL olmak üzere toplam 3.306,85-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 17.950,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.26/04/2019

Katip
¸

Hakim
¸