Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/883 E. 2019/919 K. 13.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/883 Esas
KARAR NO : 2019/919

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2013
KARAR TARİHİ : 13/12/2019

(Kapatılan) İstanbul 49. ATM 2013/118 E dosyasıyla açılan ve mahkememize devredilerek 2014/883 Esasa kaydedilen Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilleri hakkında … 6. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takibini başlattığını, takip gereğince 18/04/2012 tarihli 524,00-Euro tutarlı bono, 18/05/2012 tarihli 3.665,00-Euro tutarlı bono, 18/06/2012 tarihli 3.665,00-Euro tutarlı bono, 18/07/2012 tarihli 3.665,00-Euro tutarlı bono (4 adet) nedeniyle alacağın tahsilinin istendiğini, ancak bu bonolardan birinci ve ikinci sıradaki bonoların tamamen, üçüncü sıradaki bononun ise 2.335,00-EURO’luk kısmının takipten önce ödendiğini, böylece takip tarihi itibariyle kalan bono borcu tutarının 4.995,00-EURO olduğunu, bu kısmın ise söz konusu icra takibinin başlamasından sonra ancak ödeme emrinin kendilerine tebliğinden önce TL karşılığı olmak üzere 11.740,25-TL ve 2.098,25-TL olarak ödendiğini ve hacizlerin fekkedildiğini, bono bedellerinin bir kısmının tamamen bir kısmının ise kısmen takip öncesi ödenmiş olmasına rağmen davalı tarafından kötüniyetli olarak iki bononun tam bedelle, ikisinin de kısmi bedelle takibe konmuş olduğunu, takip dosyasında 11.04.2013 tarihli kapak hesabında hesaplanan 8.170,53 TL bakiye borç hesabının doğru olmadığını belirterek, öncelikle icra kasasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, anılan kapak hesabındaki bakiye borç yönünden müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin kısmen iptali gerektiğini belirterek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davacıların ihtiyati tedbir talebi (Kapatılan) İstanbul 49.ATM’nin 08.05.2013 tarihli ara kararıyla %15 teminat karşılığı kabul edilmiş, kararın infazı için icra müdürlüğüne müzekkere yazılmış ve infaz edilmiştir.
ISLAH
Davacı vekili 27.11.2013 tarihinde sunduğu ve dava dilekçesini kısmen ıslah mahiyetindeki beyan dilekçesinde, takip dayanağı bonolara karşılık yaptığı ödemeleri, ödeme tarih ve tutarlarını açıklayarak, takip konusu bonolar karşılığının çoğunlukla ödenmesine rağmen takibe konmuş olduğu gerekçesiyle, davadaki taleplerini 18/04/2012 tarihli bononun takibe konan 524 Euro’luk kısmı yönünden (ödenmiş olması nedeniyle) 1.193,46 TL, 18/05/2012 tarihli bono yönünden (ödenmiş olması nedeniyle) 8.501,33 TL, 18/06/2012 tarihli bono yönünden ise takibe konan bononun 2.335,00 Euro’luk kısmının ödenmiş olduğu gerekçesiyle 5.416,27 TL olmak üzere toplam 15.111,06 TL asıl alacak (ana para) yönünden takibin iptaline, 11.04.2013 tarihli kapak hesabındaki 8.170,53 TL borç yönünden müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, ödenmiş olan miktarın da (6.940,53 TL) davalıdan istirdadına, ayrıca takip öncesi işlemiş faiz ile takip sonrası işleyecek faiz oranının iptaline, davalının ödenmiş bonoları takibe koyması nedeniyle kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin talep edildiği beyan ve talep edilmiştir.
Peşin harç, talebin ıslahla yükseltildiği dava değerine göre tamamlanmıştır.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında finansal kiralama sözleşmesi olduğunu, davalının bu sözleşme gereğince yapması gereken taksit ödemelerini ve faiz ile masraf ödemelerini aksattığını, bunun üzerine davacıdan alınan bonoların tahsile konduğunu, takipten sonra kısmi ödemeler yapıldığını, bunlar mahsup edildiğinde kalan kısım kadar alacaklı olduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, bonolardan kaynaklanan takip sonrası menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir.
Dava ve dava dilekçesini ıslah dilekçesine göre davacılar vekilince dava değeri olarak bildirilen 15.11,06 TL’nin açılımı şöyledir: Davadaki talep, 11.04.2013 tarihli takip kapak hesabında hesaplanan 8.170,53 TL yönünden davacıların borçlu olmadıklarının tespiti, ayrıca ödenmiş olan 6.931,53 TL+9,00 TL= 6.940,53 TL yönünden borçlu olunmadığının tespitiyle istirdadı talebine ilişkindir. (Dava ilk açılırken 8.170,53 TL yerine 8.179,53 TL üzerinden harç yatırıldığından 9 TL davacı vekilince ıslah dilekçesinde istirdat talebine eklenmiştir)
Takip konusu bonoların tutarı kadar davacıların borçlu oldukları konusunda uyuşmazlık yoktur, davacı taraf takip konusu bonolardan bir kısmına ilişkin olarak kısmen takip öncesinde kısmen de takip sonrasında ödemeler yaptığını ileri sürmektedir. Davacı tarafın yapmış olduğu ödemelerin tutarı ve tarihleri konusunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; yapılan ödeme tarihleri ve takibin kambiyo senetlerine özgü takip olduğu dikkate alındığında, takip konusu borçtan hangi tutarda mahsup yapılması gerektiği, takipte istenen %25 faiz oranının istenebilir olup olmadığı, takip tarihinden önce ödenmesine rağmen bonoların takibe konması durumunun sözkonusu olup olmadığı, bu kapsamda takip ve dava tarihi itibariyle davacıların davalıya borçlu olup olmadığı, tutarı ve istirdat talep edilebilecek tutar bulunup bulunmadığı konularına ilişkindir.
… 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, takip dosyası içinde mevcut … 22.İcra Hukuk Mahkemesinin … E …K sayılı kararı, takip dayanağı 4 adet bono, taraflar arasında akdedilen 15.07.2008 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesi ve ekleri, davalının ödemelerine ilişkin dekont ve makbuzlar incelenmiş, tarafların ticari defter ve kayıtlarında mali bilirkişi incelemesi ile bankacılık ve finans uzmanı bilirkişi incelemeleri yaptırılarak raporlar alınmıştır.
Davacılar hakkında başlatılan ve getirtilerek incelenen takip dosyasında davalı tarafından 11.519 Euro asıl alacak, 1.318,32 Euro işlemiş faiz, 34,56 Euro komisyon olmak üzere toplam 12.871,88 Euro alacak için takip başlatıldığı, takip talebinde takip tarihinden sonra işleyecek %25 oranında akdi temerrüt faizinin diğer fer’ilerle birlikte talep edildiği, takibin alınan ihtiyati haciz kararı üzerine başlatılan takip olduğu, takibin kesinleşmiş olduğu, takip tarihinden sonra alacaklı/davalıya davacılar tarafından yapılan harici ödemelerin davalı tarafından dosyaya bildirilmiş olduğu, ayrıca takip dosyasına yapılan ödemelerin de bulunduğu, 11.04.2013 tarihinde düzenlenen kapak hesabına göre davacıların 8.170,53 TL borçlarının devam etmekte olduğu ve takibin derdest olduğu görülmüştür. Dosyada mevcut … 22. İcra Hukuk Mahkemesinin … E … K sayılı kararıyla ise, davacı borçluların takip öncesi ödeme iddiasını kanıtlayamadığı, yapılan ödemelerin ödeme emrinin tebliğ edildiği gün (04.12.2012) yapılmış olduğu gerekçesiyle davacıların takibin iptaline ilişkin şikayetlerinin reddine karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Davacılardan … AŞ ile davalı şirket arasında akdedilen 15.07.2008 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesi kapsamında kiralanan mal için yabancı para cinsi kiralarda akdi temerrüt faizi olarak %50 faiz oranının davalı tarafından istenebileceğinin, davalının sözleşme ilişkisi nedeniyle ortaya çıkan masrafları da ayrıca kiracıdan isteyebileceğinin kararlaştırıldığı, ayrıca yapılan ödemelerin TBK md.100 uyarınca öncelikle faiz ve masraf borçlarına mahsubunun yapılacağı hususunun sözleşmede hükme bağlandığı, kiralanan mal nedeniyle kararlaştırılan aylık kira bedelleri üzerinden (3.664,44 Euro) ödeme planı hazırlandığı, her ay kirası için ayrı ayrı 3.665 Euro tutarında bono düzenlendiği, bonolara kira ayına göre sıra numarası verildiği, davacı şirketin bu bonoları keşideci, diğer davalıların ise (hem sözleşmeyi hem bonoları) müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, bono ön yüzündeki imzaların TTK uyarınca esasen kefil değil aval hükmünde olduğu, davacı kiracının kira bedellerini her ay bu bonolara ilişkin ödeme olduğu açıklamasıyla davalı şirketin banka hesabına yatırdığı, yani takip dayanağı bonoların aylık kira bedellerini ifa amacıyla yani “edimi ifa yerine” düzenlenmiş/alınmış bonolar olduğu anlaşılmıştır.
Davacılar vekilince takip dayanağı bonoların … sözleşmesi ile ilişkisinin davalı tarafından ispatlanamadığı ileri sürülmüşse de, sözleşme hükümleri, bonolarla ödeme planı eşleşmeleri, davacı kiracının senetlere atfen yaptığı açıklamalı ödeme dekontları incelendiğinde, davacılar vekilince davalıya bu bonoların (… ilişkisi kapsamında değilse) neden verildiğine dair herhangi bir açıklama da getirilmediği dikkate alındığında, takip dayanağı bonoların anılan … ilişkisi kapsamında davalıya verilmiş olduğu, takip dayanağı bonolarda ödeme tarihinin, taraflarca kararlaştırılan kira ödeme planına uygun şekilde aylık kira ödeme tarihlerine göre ve kesin vade şeklinde belli olduğu sabittir.
Davacılar vekilince takipte takip tarihi öncesi ve sonrası istenen %25 faiz oranının istenebilir olmadığı, yabancı para cinsinden alacak için olsa olsa 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesine göre faiz talep edilebileceği ileri sürülmüşse de, 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesinde, “taraflar arasında sözleşme ile daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde”, bu maddede belirlenen Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının esas alınacağı düzenlediğinden, dava konusu …’nin 15. maddesinde açıkça “sözleşmeden doğan yabancı kira borçlarının ödenmesinde temerrüt durumunda %50 temerrüt faizi oranında temerrüt faizi istenebileceğinin” kararlaştırılmış olması karşısında, bu iddianın da yasal ve hukuki dayanağı bulunmadığı gibi, davalı tarafça takip öncesi ve sonrası için istenen %25 faiz oranı sözleşmede kararlaştırılan oranın yarısı kadar yani davacının lehine uygulama şeklindedir.
Dosyada alınan bilirkişi raporlarıyla da tespit edilen, davacıların takip öncesi ödediğini ileri sürdüğü takip dayanağı bonolara ilişkin davalı hesabına yapılan takip dosyası harici ödemeler, ödeme tutarları ve ödeme tarihleri, ayrıca takip dosyasına yapılan ödemeler aşağıda tespit edildiği gibidir:
Takip tarihi : 30.11.2012 Ödeme emri tebliğ tarihi : 04.12.2012
18/04/2012 vadeli (45 no.lu) 3.665 Euro bedelli bonodan kısmen takibe konan tutar:
524 Euro- Ödeme tarihi: 26.06.2012
18/05/2012 vadeli (46 no.lu) bonodan takibe konan tutar:
3.665 Euro- Ödeme tarihi: 04.12.2012
18/06/2012 vadeli (47 no.lu) bonodan takibe konan tutar:
3.665 Euro-Kısmi ödeme tarihi: 04.12.2012-Kısmi ödeme tutarı: 2.335 Euro
18/07/2012 vadeli (48 no.lu) bonodan takibe konan tutar:
3.665 Euro-Ödeme yok
Ayrıca takip dosyasına ödenen: 26.03.2013 tarihinde 13.838,53 TL (5.856,59 Euro) ödeme bulunmaktadır.
04.12.2012 tarihinde 45 ve 46 no.lu bonolar için yapılan harici ödemeler (13.917,60 TL) davalı alacaklı vekilince takip dosyasına bildirilmiştir. Bu ödeme ve takip dosyasına yapılan 26.03.2013 tarihli ödemeler düşülerek 11.04.2013 tarihi itibariyle dosya kapak hesabı (dava konusu) yapılmış ve davacıların ödenmemiş borcu 8.170,53 TL olarak tespit edilmiştir. Kapak hesabı tarihi ve dava tarihi itibariyle takip dosyasına bildirilmemiş tek harici ödeme, 18.04.2012 vadeli bonodan takibe konan 524 Euro’luk kısımdır.
Davacıların davaya ilişkin talepleri, takip borcunun takip öncesi ödendiği ve takipte uygulanan faiz oranının yanlış olduğu iddialarına dayalı menfi tespit ve istirdat talebinden ibarettir. Bu nedenle öncelikle takip tarihi itibariyle 4 bononun ödenmiş olup olmadığı tespit edilmelidir.
Görüldüğü üzere takip tarihi itibariyle ödenmesine rağmen takibe konu edilmiş görünen tek bono 18/04/2012 vade tarihli bononun 524 Euro’luk kısmıdır. Davacı kiracı şirket 3.665 Euro bedelli bu bonoya karşılık vadeden iki ay 8 gün sonra 26.06.2012 tarihinde (takipten önce) davacı hesabına “45 no.lu senet” açıklamasıyla 3.664,44 Euro=8.346,13 TL olarak ödeme yapmışsa da, davalı vekilince açıklandığı ve bilirkişi raporlarıyla ve davalı ticari defter kayıtlarıyla tespit edildiği üzere davalı taraf bu ödemeyi, akdedilen … hükmü gereği davacı kiracının mevcut faturalı (davacı şirket ve davalı şirket defterlerinde aynen kayıtlı olan) masraf borçlarına (266,82+131,39+127,57=525,78 Euro) mahsup yapmıştır. Bu nedenle bu bonoya karşılık yapıldığı ileri sürülen ödemenin 524 Euro’luk kısmı, her iki taraf defterlerinde kayıtlı olan masraf faturalarından (…’ye ve TBK md 100’e uygun olarak) kaynaklanan masraf borçlarına mahsup yapılması nedeniyle, ödenmemiş (açık borç) durumuna gelmiş ve takibe konu edilmiştir.
Dosya kapsamında 3 kök, 5 ek bilirkişi raporu alınmıştır.
Alınan ilk kök bilirkişi raporunda ve bu rapora ek olarak alınan 3 ek raporda (bonolar … sözleşmesi kapsamında alındığından) bankacılık ve finans uzmanı bilirkişi tarafından tarafların -davacı şirket ve davalı şirket-delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları da incelenmiş, bu raporlarda özetle; tarafların ticari defter ve kayıtlarının usule uygun tutulmuş, tasdikleri süresinde yaptırılmış (sahibi lehine delil teşkil eder mahiyette) olduğu, taraflar arasında akdedilen …’de yabancı para cinsi alacak için %50 oranında tememerrüt faizi istenebileceğinin, ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsup edileceğinin kararlaştırılmış olduğu, aylık kira vadeleri ve bono vadeleri kesin vade şeklinde taraflar arasında belirlenmiş olduğu, bu nedenle takipte istenen %25 temerrüt faizinin akdi faizin yarısı olmakla davacı kiracı lehine ve istenebilir oran olduğu, takip tarihi itibariyle davacı kiracı şirketin ticari defter kayıtları ile davalı … şirketinin ticari defter kayıtlarının birebir uyumlu olduğu, davalı tarafından düzenlenen masraf faturalarının davacı kiracı şirket defterlerinde de aynen kayıtlı olduğu, takip tarihi itibariyle her iki tarafın ticari defter ve cari hesap kayıtlarının birbiriyle uyumlu ve her iki taraf defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalı alacağı/davacı kiracı borcunun aynen takip talebindeki gibi 11.519,52 Euro=27.756,13 TL olduğu, davacı kiracının yaptığı ödemelerin davalı tarafından sözleşmeye ve TBK md.100’e uygun şekilde öncelikle faturalı masraf alacaklarından mahsup edilmiş olduğu, icra dosyasında 11.04.2013 tarihli kapak hesabında yapılan hesabın da taraf defterlerinde kayıtlı ödemelere göre doğru olduğu tespit edilerek bildirilmiştir.
İlk kök raporda dava tarihi itibariyle borç durumunun tespiti yapılmış ve bu tespit yapılırken, takip tarihi sonrası yapılan ödemeler dikkate alınarak dava tarihi itibariyle taraf defterlerindeki borç durumu arasında fark bulunduğu, davacı defterine göre dava tarihi itibariyle borç görünmemekte ise de davalı defterine göre davacı kiracının 936,24 Euro borcunun göründüğü, bu farkın kaynağının ise davalı defterinde kayıtlı olan iki adet masraf faturasının davacı kiracı defterlerinde kayıtlı olmamasından ve davacının ödemelerinin öncelikle faturalandırılmış masraflara mahsup yapılmasından kaynaklandığı bildirilmiştir. Rapora ekli olan tarafların ticari defter kayıtları ve cari (açık) hesap kayıtları bizzat tarafımızca incelendiğinde, dosyada bankacılık ve finans uzmanı bilirkişi …’den alınan ilk kök bilirkişi raporunda da bildirildiği gibi, davacı şirket ile davalı şirket cari hesap kayıtlarında takip tarihi itibariyle hiçbir farklılık bulunmadığı, tüm davalı faturalarının ve davacı ödemelerinin her iki taraf cari hesap ve defterlerinde aynen kayıtlı olduğu, takip tarihi itibariyle defterlerin birbiriyle mutabık olduğu, (her iki tarafın açık hesap kayıtlarında takip tarihi itibariyle borç kaydının (aynen takipte talep edilen asıl alacak gibi) 11.519 Euro olduğu, TL karşılığının ise yine her iki taraf defterinde 27.756,12 TL olduğu, takipte davalı tarafından kurun açık hesap kaydındaki kurdan düşük (davacı lehine) uygulanarak asıl alacağın TL karşılığı 26.704,50 TL olarak istenmiş olduğu; taraf ticari defter ve açık hesap kayıtlarındaki tek farkın kaynağının ise, takip tarihi sonrası 24.12.2012 tarihli 698,63 Euro tutarlı 1 adet masraf faturasının davalı defterinde kaydı varken davacı defterinde kaydı bulunmadığı, ancak bu borcun dava konusu takip dayanağı bonoların vadelerinden sonra ve takip tarihinden sonraki tarihte doğan borç/alacak olduğu ve takipte talep edilen bir alacak olmamakla, takip sonrası menfi tespit-istirdat konulu davamız hakkında yapılacak hukuki değerlendirmeye etkisi bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Dosyada alınan diğer bilirkişi raporlarında kimisinde davalı … şirketince takipte yabancı para cinsi alacak nedeniyle akdi temerrüt faizinin (%25) istenemeyeceği görüşüyle 3095/4-a faizine göre hesap yapıldığı, kimisinde bonolar ve bu bonoların ifa yerine alındığı kira bedellerinin taraflar arasında belirlenen kesin vadelerde davacı kiracı şirket tarafından ödenmemesine, ödemelerin hep kesin vadelerden sonra ve takip tarihinden sonra yapılmış olmasına rağmen, davacı kiracı şirketin kira/bono ödemeleri vadesinde yapılmış gibi hiç temerrüt faizi işletilmeden hesap yapıldığı, kimisinde davalı tarafça faturalandırılan ve davalı defterinde de aynen kayıtlı olan masraf faturalarının …’de açık hüküm olmasına, her iki taraf defterlerinde aynen kayıtlı olmasına rağmen ve TBK md.100 hükmüne de aykırı olarak davacı kiracının kira taksidi/bono ödemelerinden bu masraf faturaları borçlarının mahsubu yapılmadan ve hiç hesaba katılmadan hesap yapıldığı, ayrıca ödeme tarihlerine göre raporlarda uygulanan kurlar ile takip dosyasında uygulanan kurlar arasında farklılık bulunduğundan raporlarda farklı farklı borç rakamları hesaplanmış olduğu, bu nedenle ilk kök ve eki rapor dışında alınan diğer bilirkişi raporlarının hükme esas alınmasının taraflar arasındaki akdi ilişkiye ve taraf ticari defter kayıtlarına tamamen aykırı olmakla hükme esas alınabilir olmadığı tesipt edilmiştir.
İncelenen tüm deliller ve dosya kapsamı üzerinde yapılan hukuki değerlendirme sonucunda, yukarıda ayrıntısıyla açıklandığı üzere taraflar arasında akdedilen …, ödeme planı ve kesin vadeler uyarınca davalı şirketin akdi temerrüt faizini talep etme ve kiracı şirketin yaptığı ödemeleri “senet ödemesi” açıklamasıyla yapılsa bile öncelikle faiz ve masrafa mahsup etme hakları bulunduğu, akdedilen sözleşmede davalı şirket kayıtlarının kesin delil kabul edildiğine dair hüküm olsa da davacı kiracı defterleri de incelendiği ve kayıtların, faturaların, açık hesap borç/alacak/ödeme/takip tarihi itibariyle Euro cinsi ve TL cinsi bakiyelerinin takip tarihi itibariyle tamamen mutabık olduğu, ifa yerine alınan bonolar nedeniyle davalı şirketçe başlatılan takip ve istenen temerrüt faizinin doğru olduğu, bu nedenle davacı şirketin haricen ve takip dosyasına yaptığı ödemelerin yersiz ödeme/haksız tahsilat sayılamayacağı, icra müdürlüğünce 11.04.2013 tarihinde bakiye borca ilişkin yapılan kapak hesabının da doğru olduğu, dosyada alınan ilk kök ve ek raporların hükme esas alınabilir, denetime ve hüküm kurmaya elverişli, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine ve taraf ticari defter ve kayıtlarına uygun olduğu, diğer raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığı, takip öncesi ödenen borç nedeniyle takip başlatılması gibi bir durum sözkonusu olmadığından, yanlış takip başlatılması nedeniyle davacıların fazla/yersiz ödemesinden bahsetmenin mümkün olmadığı, bu nedenle dava tarihi itibariyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitini-istirdadı gerektirir hukuken geçerli-dinlenebilir bir gerekçe ve durum da bulunmadığı, doğru alacak nedeniyle başlatılan takip sırasında yapılan ödeme üzerine sırf ödeme nedeniyle dava tarihi itibariyle borç/alacak tespiti gibi bir talebin menfi tespit davası yoluyla mahkemece tespitinin istenmesinde hukuki yarar da bulunmadığı anlaşılmakla, davacıların asıl borçlu keşideci ve avalist-müteselsil kefil sıfatıyla takip konusu borçtan sorumlu oldukları tespit edildiğinden davanın reddine, ayrıca ihtiyati tedbir kararının infaz edilmiş olması nedeniyle İİK md.72/4 uyarınca davacılar aleyhine, davalının aldığı ihtiyati haciz kararı ve uygulanan hacizlere rağmen tahsil edemediği bakiye takip dosyası borcu (8.170,53 TL) üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacıların davalarının REDDİNE,
İnkâr edilen alacağın %20’si oranında (8.170,53x%20=) 1.634,10-TL icra inkâr tazminatının davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
5-Alınması gerekli 44,40-TL karar harcının peşin alınan ve ıslah harcı toplamı olan 258,10-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 213,70-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸