Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/869 E. 2022/802 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2014/869
KARAR NO : 2022/802

DAVA : TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/03/2013
KARAR TARİHİ : 09/12/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen TAZMİNAT davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete Sağlık Sigortası poliçesi ile sigorlalı olan ve ekli tabloda isimleri ve poliçe numaraları betirtilmiş bulunan … sigortalısının anılan tabloda belirtilen tarihlerde geçirmiş oldukları trafik kazaları nelicesinde, davalı sigorta şirketine Zorunlu Tralik Sigortası poliçesi ile sigortalı bulunan araçların sebebhiyet vermiş oldukları trafik kazaları neticesinde yaralandıklarını, anılan sigortalıların tedavi giderlerinin karşılığı olarak müvekkili şirket taratından toplam 212.808.43.-TL tedavi gideri ödemesinde bulunulduğunu ve ödenen miktar kadar sigortalıların haklarına halef olunduğunu, kaza ve ödeme tarihleri itibarı ile 6111 Sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleşmiş ve müvekkili şirket tarafından bu tarihten önce sigorlalılarına ödenmiş tedavi giderlerinin davalı … Sigorta A.Ş. tarafindan başvuru tarihlerinden itibaren hiçbir gerekçeye dayanmadan uzun süreler bekletilerek ödenmediğini, müvekkili şirket tarafından alacağın tahsili için davalıya yapılan müracaatlardan hiçbir sonuç alınamadığını, 6111 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte, 25.02.2011 taribi sonrası gerçekleşen trafik kazalarına bağlı tedavi giderlerinden SGK’nun sorumlu olacağı, 25.02.2011 tarihi öncesi gerçekleşmiş ve trafik sigortalarından ödenmemiş tedavi piderlerinin de geçmişe yönelik prim aktarımının başlaması ile SGK’nun sorumluluğunda olacağının hüküm altına alındığını, müvekkili şirketin, Sağlık Sigortalarından yapmış olduğu ödemeler ile kanunen haletiyet hakkı kazandığı ve ödediği tedavi giderleri miktarı ile sınırlı almak üzere sorumlulara karşı rücuen tazminat isteme bakkı olduğunu, ayrıca dava dilekçelerine konu teşkil etmekte olan her bir kaza bakınından. tarafların kusur durumları ancak mahkemece yapılacak olan yargılama netiçesinde kesin şekilde belirlenecek olup, bu aşamada, müvekkili şirket tarafından ödenmiş olan tedavi giderlerinden, her bir kaza için düzenlenmiş bulunan Kaza Tespit Tutanaklarındaki açıklamaların esas alınarak -şimdilik- anılan tutanaklarda izafe edilmiş ulan kusur oranlarına tekabül eden 111.197,16.-TL tutarındaki kısmın dava konusu edildiğini, toplam 111.197,16.-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte davalılardan sorumlulukları çerçevesinde tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan SGK hakkındaki dava bu dosyadan tefrik edilerek mahkememizin 2018/436 E.sırasına kaydedilmiş, 2018/937 K.sayılı kararla görevsizlik verilerek dosya iş mahkemesine gönderilmiştir.
CEVAP:
Davalı sigorta vekili 03/04/2013 tarihli cevabında; ödeme miktarı belli olduğundan fazlaşa dair hakların saklı tutulamayacağını, bu ödemelerden 6111 sayılı sayılı yasa uyarınca SGK.nun sorumlu olduğunu savunmuş, 03/06/2013 tarihli cevaba cevap dilekçesinde de; sonuç kısmında zamanaşımı itirazında bulunmuş, teknik nedenlerle açıklamalar çıkmadığından 18/09/2013 tarihli dilekçesiyle düplik dilekçelerine ek beyanda bulunarak Davacı şirketin, mahkemede görülmekte olan halefiyet davasını, iki yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açtığını, uzamış ceza zamanaşımının, işleten ve diğer sorumlulara (haksız fiil faillerine) karşı uygulanabileceğinden, haksız filil faili olmayan, sorumluluğu poliçeden kaynaklanan, akdi sorumluluğa dayanan sigorta şirketi yönünden uzamış ceza zamanaşımının uygulanamayacağını, belirterek zamanaşımı itirazında bulunmuş, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; sigortacının dava dışı … sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine gereğince, geçirmiş oldukları trafik kazaları eticesinde ödediği tedavi giderlerinin, sigortalılarının kusurları oranında 6102 Sayılı TTK’nın 1472-1481.maddeleri uyarınca sorumlulardan tahsili talebine ilişkin rücuen tazminat davasıdır.
Mahkememizin 15/03/2013 tarihli tensip tutanağının 2’nolu ara kararından da anlaşılacağı üzere davamız yazılı yargılama usulüne tâbidir.
Davalı sigorta vekili düplik dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Mahkememizin 11/1/2013 tarihli celsesinin 2’nolu ara kararı ile zamanaşımı konusunda nihai kararla değerlendirme yapılması karar altına alınmıştır.
Öncelilikle davalı taraf zamanaşımı itirazını düplik dilekçesinde ileri sürmüştür. Davacı taraf bu duruma itiraz etmekte ve zamanaşımı itirazının bu aşamada ileri sürülemeyeceğini söylemektedir.
Zamanaşımı def’inin ne zamana kadar ileri sürülebileceği konusunda ne mülga HUMK.nda ne de HMK.nda açık bir düzenleme görülmemektedir. Zamanaşını def’i HMK.nun 116. Maddesinde belirtilen ilk itirazlardan sayılmamıştır. HMK 116/1 maddesi gereğince ilk itirazlar; Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı ve iş bölümü itirazı olarak sınırlı sayıda belirlenmiştir. Bu nedenle zamanaşımı itirazı, ilk itirazlardan olmadığı için cevap dilekçesi ile birlikte sunulma zorunluluğu yoktur. İlk itirazlar, karşı taraf muvafakat etse bile, esasa cevap süresi geçtikten sonra ileri sürülemez. Buna karşılık, davalı, esasa cevap süresini geçirdikten sonra da zaman aşımı def`ini ileri sürebilir.
Zamanaşımı itirazının ne zaman yapılabileceği konusunda açık bir düzenleme olmadığından, doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında zamanaşımı itirazı, maddi vakıalara ilişkin itiraz olarak kabul edildiğinden, savunmanın değiştirilmesi yasağının başladığı ana kadar yapılabilir. Mahkeme, savunmanın genişletilmiş olduğunu re’sen göz önüne alamaz.
Mülga HUMK.nun 202/2 maddesine göre savunmanın değiştirilmesi yasağı, cevap dilekçesinin davacıya tebliği ile başlamaktayken, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nunda yazılı yargılama usulünde İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi 141. Maddesinde açıklanmış olup, taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır. Buna göre yazılı yargılamada, zamanaşımı itirazının ileri sürülüşü üç halde mümkündür; İkinci cevap dilekçesinin verilme süresine kadar, davacının açık muvafakati ile yargılamanın sonuna kadar, ıslah ile tahkikatın sona ermesine kadar.
Öyleyse davalının düplik dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunma hakkı vardır ve incelenmelidir.
Davacı taraf, muhtelif tarihlerde meydana gelen 34 ayrı trafik kazası nedeniyle sigortalıların yaralanmalarından kaynaklı tedavi giderlerinin Sağlık Sigorta Poliçesi nedeniyle 21/08/2008 – 24/01/2011 tarihinde yapılan ödemeleri rücuen talep etmektedir. Dava tarihi 13/03/2013’dür. En son yapılan ödemenin üzerinden 2 yıl 2 ay kadar zaman geçmiştir. TTK.nun 1420.maddesi gereğince rücü zamanaşımı 2 yıldır. Uzamış (ceza) zamanaşımı davamızda uygulanamaz. Zira uzamış zamanaşımı olayın ve sözleşmenin tarafları arasında mümkündür. Bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
1-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.899,00-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.818,30-TL harcın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
2-Davalı vekille temsil olunduğundan yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 17.679,57-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/12/2022

KATİP

HAKİM