Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/702 E. 2018/790 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/702 Esas
KARAR NO : 2018/790

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2014
KARAR TARİHİ : 17/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket aleyhine girişilen icra takibinde takibe konu çek aslının müvekkili şirket yetkilileri tarafından imzalanmadığını, müvekkili şirket adresinde 28/04/2013 tarihinde hırsızlık meydana geldiğini ve kasa kilidinin sert bir cisimle açıldığından kasadaki bir miktar para ve çek koçanlarının alındığının tespit edildiği buna dair olay yeri inceleme raporu ve ifade tutanaklarının bulunduğunu, ayrıca savcılık tarafından iddianameye konu hırsızlık olayından sanıkların 24/05/2013 tarihinde tutuklanmış olup, yargılamalarının tutuklu olarak devam ettiğini, takibe konu çekinde bu çeklerden biri olduğunu, müvekkilinin söz konusu çekteki imzanın kendisine ait olmadığı gibi böyle bir borcuda bulunmadığını beyanla, imzaya itiraz ile söz konusu takibin iptali ve hacizlerin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu şikayetin süresinde olmadığını, öncelikle davanın süreden reddini, müvekkilinin 3. Kişi durumunda ciro silsilesi ile aldığı çekte ancak son hamilin imzasının kontrol edebilecek durumda olduğunda çeki keşide eden ve son hamilden önceki cirantaların imzalarını bilebilecek durumda olmadığından kötü niyetli veya ağır kusurdan sorumlu olmadığını, davacı – borçlunun tüm iddialarının ayrıca bir menfi tespit davasının konusu olduğunu, bu nedenle davacı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ile %10 oranında para cezasına hükmedilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi sunmuş olup, 21.380,00 TL üzerinden açılmış olan menfi tespit davasında 228.620,00 TL ilave ederek dava değerini 250.000,00 TL’ye tamamlamış davaya 250.000,00 TL üzerinden devam edilmesini, 22.000,00 TL bedelli çek yönünden borçlu olmadıklarının tespiti ile maddi tazminat talebin bulunduklarını beyan etmiştir. Ayrıca davalının kötüniyetli olduğunu, başlatılan takip haciz ve icra işlemleri nedeniyle zararının doğduğunu ileri sürmüştür. Davacının ıslah dilekçesinde bu çerçevede menfi tespit talebinin yanında İİK 72/5 kapsamında kötüniyet tazminatı talebinde bulunduğu, zarar talebinin alacağın %20’sinden fazla olduğu gözetildiğinde bu zarar tutarı yönünden davayı ıslah etmek zorunda kaldığı kanaatiyle ıslah dilekçesi sunmuş ve ıslah harcı yatırmıştır.
GEREKÇE;
Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespite ilişkindir.
Davacının hırsızlık ve imza sahteliği nedeniyle icra dosyası, icra mahkemesi tarafından imzaya itiraz üzerine takibin durdurulmasına ilişkin mahkeme dosyası davacıya ait samimi imza örnekleri ile takip konusu çek aslı temin edilerek imza incelemesi yaptırılmış olup, alınan adli tıp raporunda çekteki imzanın davacı şirketin temsilcisine ait olmadığı anlaşılmıştır.
Olay nedeniyle davacının işyerindeki hırsızlık sonucu çeklerin çalındığı ve davacı adına sahte imza atılarak tedavüle konulduğu, imzanın davacı temsilcisine ait olmadığı sabit olup, bu nedenle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Diğer yandan davacının tazminat talebi İİK 72/5 kapsamında bulunan tazminat talebidir. Davalı (takip alacaklısı) kötüniyetli ise davacı takip borçlusunun bu tazminat talebinde bulunmaya hakkı vardır. Kötüniyet tazminatı talebi yönünden yapılan değerlendirmede davalı finans kuruluşunun kanun ve sözleşme çerçevesinde faktoring işlemi yaparak çeki teslim aldığı, yapılan işlemin kanuna, yönetmeliklere ve sözleşmeye uygun olduğu, davacının işyerinde meydana gelen hırsızlık olayının ve çekteki imzanın sahte olduğunu, çeki faktoring işlemine konu etmeden önce bildiği veya bilebilecek olduğu kanıtlanamadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı kanaatiyle bu talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının kötüniyet tazminatı talebi bakımından kanunda öngörülen %20’den az olmamak şeklindeki ifadeye göre zararın %20’den fazla olması halinde bu zararın kanıtlanması koşuluyla davalıdan talep edilmesi mümkün olup, bu zararın takip konusu alacak tutarının örneğin %140’ı veya %240’ı gibi bir oranda olabileceği gibi davacının bu davadaki ıslah ile birlikte öne sürdüğü talep gibi 228.620,00 TL gibi bir meblağda olabilir. Ve bunun için davacının ıslah dilekçesi sunmasına ve zararını belirleyip bunun üzerinden peşin harç veya ıslah harcı yatırmasına gerek bulunmayıp zararın yargılama sırasında toplanan delil ve belgelerle ortaya çıkacak olması nedeniyle davacının bu zarar talebinin hüküm verilene kadar talep etmesi mümkün olup, miktarın baştan belirlenmesi çoğu kez mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının tazminat talebinin İİK 72/5 maddesi kapsamında kötüniyet tazminatı talebi olarak değerlendirildiğinde davalının bile bile davacı zararına çeki faktoring işlemi ile devraldığı, kasıt veya ağır ihmalin bulunduğu hususları kanıtlanamadığından başlatmış olduğu icra takibinde kötüniyet olduğundan bahsedilemeyeceğinden davacının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bir an için davacının talebinin kötüniyet şartına bağlı olmayan haksız haciz, haksız ihtiyati haciz vs. nedeniyle maddi tazminat talebi olduğu, BK 49 ve devamı maddeleri çerçevesinde genel hükümlere göre değerlendirilmesi gereken bir tazminat davasının ıslah ile menfi tespit davasının yanına eklendiği düşünülse dahi, bu tür bir maddi tazminat talebinin ıslah ile menfi tespit (borçlu olmadığının tespiti) talebine ve kötüniyet tazminat talebine eklenemeyeceği, çünkü burada özel bir kötüniyet tazminatı (İİK 72/5) düzenlendiğinden genel hükümlere göre açılacak bir tazminat davasının bu davanın konusu olmayıp ayrı bir dava konusu edinmesi gerektiği; nasıl ki Yargıtay kararlarında da işaret edildiği üzere maddi tazminata ıslah ile manevi tazminat eklenemeyeceği, yahut manevi tazminata ıslah ile manevi tazminat taleplerinin eklenemeyeceği ilkesi gözetildiğinde ıslahın geçerli olmadığını, usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla davacının ıslah talebinin reddine karar vermek gerekmiş, ancak davacının ıslah harcı olarak yatırdığı harcın bir kısmı tamamlama harcı olarak kabul edilmek suretiyle dava konusu çekin 22.000,00 TL olduğu ancak dava değerinin dava dilekçesinde 21.380,00 TL olduğu gözetilerek peşin harçtan bu tutar mahsup edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-DAVANIN KABULÜ ile; … 9. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu 16.11.2013 keşide tarihli 22.000,00 TL bedelli … Bankası A.Ş … Şubesi’ne ait keşidecisi … Ltd Şti, Lehtarı …Tic Ltd Şti olan, … nolu, çek basım tarihi 29/03/2012 çek nedeniyle ve icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Davacının ıslah talebinin usule uygun olmaması nedeni ile reddine,
4-Alınması gereken karar ve ilam harcı 1.502,82-TL olup, peşin alınan 365,15-TL ile ıslah harcının peşin harcı tamamlayan kısmı olarak kabul edilen 10,55 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.127,12 TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri 394,15-TL, ıslah harcından peşin harç olarak kabul edilen 10,55 TL, posta ve tebligat masrafı 494,50-TL, adli tıp ücreti 310,00 TL olmak üzere toplam 1.209,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 2.640,00-TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacı tarafça yatırılan 3.904,26 TL ıslah harcından 10,55 TL’nin peşin harç olarak mahsup edilmesi nedeniyle bakiye 3.893,71 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
10-Davalı tarafından yatırılan delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflardan geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve temlik alan ve ihbar olunan vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.17/07/2018

Katip
¸(e-imzalıdır)

Hakim
¸(e-imzalıdır)