Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/220 E. 2021/298 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/220 Esas
KARAR NO : 2021/298

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2014
KARAR TARİHİ : 28/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 12/05/2005 tarihinde kurulmuş bir varlık yönetim şirketi olduğunu, müvekkili şirketin ortaklık hisselerinin tamamının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesi ile fonun bir iştiraki haline geldiğini, müvekkilinin harçtan muaf olduğunu, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tamamının … 2. Noterliğinden keşide edilen … tarih ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ile muaccel hale getirilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmediğini, bu sebeple alacağın tahsilini teminen … 34.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takip işlemleri başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, takip konusu 6.363,56 TL’ lik alacağın halen ödenmediğini, takip konusu talep edilen 79.635,31 TL’ lik faiz miktarının ise genel kredi sözleşmeleri ile taraflar arasında kabul edilen faiz oranı ile takip tarihine kadar işlemiş faiz olduğunu, söz konusu alacağın … Bankası T.A.Ş. tarafından … Arşiv numarasıyla Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna temlik edilmiş ve bir kamu alacağı haline geldiğini, fonun bir iştiraki olan müvekkili şirketin söz konusu alacağı 24/02/2005 tarihli kredi alacağı temlik sözleşmesi ile temlik aldığını, takip konusu alacağa ilişkin zamanaşımı süresinin henüz dolmadığını, bu nedenlerle davalının yetki ve zamanaşımı itirazlarının reddine, davalıların … 34. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalıların %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı ve duruşmalara iştirak edilmediği anlaşılmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 34. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, Genel Kredi Sözleşmesi sureti, … 2.Noterliğinden keşide edilen … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname, Kredi Alacağı Temlik Sözleşmesi, … A.Ş. yazı cevabı, hesap ekstresi ve banka kayıtları celp edilmiş, incelenmiştir.
Bankacı Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 29/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; ”… Davalı …’ nun … Bankası T.A.Ş. … Şubesinden kredi kullandığı, davalıya kullandırılmış kredilerden kaynaklanan ve … T.A.Ş.ile birleşen … A.Ş. tarafından …’ ye temlik edilmiş alacağın … A.Ş.’ye temlik edildiği sabit olup, hesap kat ihtarnamesiyle muaccel hale gelen borcun ödenmemesi üzerine 28/06/2013 icra takip tarihi itibariyle söz konusu alacağın 3.764,54 TL asıl alacak, 50.233,28 TL işlemiş faiz olacak şekilde takip edilmesi gerektiği…” mütalaa edilmiştir.
Banka E. Müdürü Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 03/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; ”… Dava dışı banka ile davalı kredi borçlusu … arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davalıya kullandırılan kredi borcunun ödenmemiş olması nedeniyle davacı temlik alacaklısı şirketin davalı kredi lehtarı şahıs hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, davacı şirketin takip tarihi itibariyle alacağının;
A) Bir önceki 29/04/2015 tarihli bilirkişi raporuyla tespit edilen alacağa göre; 3.764,54 TL asıl alacak, 50.233,28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 53.997,82 TL alacağın olduğu, raporun benimsenmesi halinde fazlaya ilişkin 32.546,30 TL’ nin reddi durumunda takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 3.764,54 TL’ nin tamamen ödeninceye kadar yıllık %27,5 oranında ve devamında değişen oranlarda işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan istenebileceği,
B) Yeni yapılan hesaplama sonucuna göre ise; 6.363,56 TL asıl alacak, 73.839,20 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 80.202,76 TL alacağın bulunduğu, raporun benimsenmesi halinde fazlaya ilişkin 6.341,36 TL’ nin reddi durumunda takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 6.363,56 TL’ nin tamamen ödeninceye kadar yıllık %27,5 oranında ve devamında değişen oranlarda işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan istenebileceği…” mütalaa edilmiştir.
Banka E. Müdürü Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 03/06/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; ”… İpotekli ve hacizli taşınmaz satışından 28/03/2000 tarihinde toplam 4.293,80 TL tahsilat elde edlidiği, söz konusu bu tahsilat miktarı nazara alınarak kök raporda revizyon yapıldığı, davacı şirketin takip tarihi itibariyle alacağının;
A) Raporda (b) bendi altında yapılan mahsup ve değerlendirmeye göre; davacı şirket alacağı 681,98 TL’ nin (3.611,82- 4.293,80) fazlasıyla ödendiği,
B) Yeni yapılan hesaplama sonucuna göre ise; 6.363,56 TL asıl alacak, 69.545,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 75.908,96 TL alacağın bulunduğu, raporun benimsenmesi halinde fazlaya ilişkin 10.635,16 TL’ nin reddi durumunda takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 6.363,56 TL’ nin tamamen ödeninceye kadar yıllık %27,5 oranında ve devamında değişen oranlarda işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan istenebileceği…” mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması nedeniyle dosyanın önceki bilirkişilerden farklı bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiye tevdiine dair karar verilmiş olup, dosya Banka- Finans Uzmanı Bilirkişi …’ na tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 23/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; ”… Davacı tarafın davalının nakit kredi borçlarının tahsili amacıyla, … 34. İcra Müdürlüğünün … tarih, … Esas sayılı dosyasına istinaden davalıdan, 6.363,56 TL asıl alacak, 79.635,31 TL işlemiş faiz ve 545,25 TL masraf olmak üzere toplam 86.544,12 ödenmesini talep ettiği ancak davacı talebi doğrultusunda yapılan hesaplamalar çerçevesinde, davacının takip ile davalıdan 6.363,56 TL asıl alacak, 74.161,65 TL işlemiş faiz ve ferileri olmak üzere toplam 80.525,21 TL talep edebileceği, takip tarihinden itibaren borç ödeninceye kadar %27,50 ve sonrasında değişen oranlarda TCMB avans faizlerinin talep edilebileceği…” mütalaa edilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; … A.Ş. ile davalı asıl borçlu …arasında bila tarihli toplam 6.200,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmelerinin akdedildiği, davalı asıl borçlunun kredi sözleşmesi kapsamında tahsis edilen kredileri kullandığı, ancak sözleşmede gösterilen şekilde kredi borçlarını geri ödeyememesi üzerine … 2. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı Kat İhtarnamesiyle genel kredi sözleşmelerinin kat edildiği ve kat tarihi itibariyle bankaya olan toplam kredi borcunun bir gün içinde bankaya yatırılmasını talep ettiği, kat ihtarnamesinin davalıya14/01/1998 tarihinde tebliğ edildiği, kat ihtarnamesine tanınan atıfet sürelerine rağmen borcun ödenmediği, bu arada … A.Ş. ile … arasında akdedilen alacağın temliki sözleşmesine göre temlik eden … A.Ş’ nin muhatap borçlu …’ na kullandırılan kredilerden kaynaklanan alacaklarını ve bu alacaklar ile ilgili bütün takip ve dava dosyalarındaki haklarını …’ ye gayri kabili rücu olarak devir ve temlik ettiği, … ile … A.Ş. arasında düzenlenen 24/02/2006 tarihli kredi alacağı temlik sözleşmesi ile bu sefer yukarıda değinilen kredi alacak haklarının 12/08/2005 tarihi itibariyle mevcut olan nakdi ve gayri nakdi alacakların …. A.Ş’ye temlik edildiği, (Dava sürecinde … A.Ş.’ 06/03/2017 tarihinde davacı … A.Ş. ile tüm aktif ve pasifleri ile birleşmiştir.), alacaklı … A.Ş’ nin davalı asıl borçlu hakkında … 34. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, ancak davalının borca itirazı üzerine takibin durduğu, davacının duran takibe devam edilmesi ve alacağın tahsiline yönelik işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Davalı / borçlu icra dosyasında ödeme emrine itiraz dilekçesiyle borca ve tüm ferilerine itirazının yanı sıra ayrıca icra müdürlüğünün yetkisine ve alacağın zaman aşımına uğradığına yönelik itirazlarda bulunmuştur.
Uyuşmazlığın temeli, icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, esasa ilişkin olarak davalının davacıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise asıl alacak ve feri kalemleri ile birlikte toplam borç miktarının ne kadar olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, İİK 50. madde hükmü uyarınca yetkili icra müdürlüğü tespit edilirken HMK’ nın yetkiye ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanması gerektiğinin düzenlendiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda genel yetki kuralının yanı sıra sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu, davacı alacaklı bakımından sözleşmeye konu ifası istenen edim kredi alacağı olup para borcundan kaynaklanan davalarda TBK 89/1. maddesi hükmü uyarınca alacaklının ikametgahı mahkemesinin de yetkili olduğu, bu kapsamda HMK 10 ve TBK 89/1 madde hükümleri uyarıca davacı alacaklının ikametgahı icra müdürlüğü olan İstanbul İcra Müdürlükleri yetkili olduğundan davalı borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazların reddine karar verilmiştir.
Diğer bir husus; dava, … A.Ş. tarafından harçlar hiç yatırılmadan 27/06/2014 tarihinde açılmıştır. Yargılama sürecinde, … A.Ş., şirketlerin birleşmesi ve bu kararın Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesi üzerine … A.Ş.’ ye devrolmuştur. Bahse konu birleşme kararı, davanın açıldığı tarih itibari ile … A.Ş.’ nin (birleşme sonrası … A.Ş) harç yatırmasına engel teşkil etmemektedir. Bilindiği üzere, … A.Ş.’ nin 04/04/2017 tarihi itibariyle … A.Ş.ile devir suretiyle birleştiği, bu aşamadan sonra davacının…A.Ş olduğu, bu şirketin 24/03/2016 tarihinde kurulmuş olmakla birlikte devir alınan …Şirketi 12/05/2005 tarihinde kurulmuş olup 5411 sayılı Bankacılık Kanunu m.143 hükmü uyarınca varlık yönetim şirketlerinin kuruldukları tarih yılını izleyen 5 yıl içinde sadece 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre ödenecek harçlardan istisna tutulmuş olması, davacının bu nedenle dava tarihi itibariyle halihazırda devir olunan…A.Ş.’nin harçtan muaf olmaması, davacı … A.Ş.’ nin devir olunan şirketin tüm haklarını ve borçlarını ise aynen devir aldığı, esasen hiç kimsenin mevcut olmayan hakkı devredemeyeceğinin ise esas olması karşısında davacının istisna ve muafiyet hükümlerinden yararlandırılamayacağı açıktır. Öte yandan; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2013/10514 Esas, 2014/1860 Karar sayılı ilamında “Davacı … A.Ş. 12.05.2005 tarihinde kurulmuştur. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun143/V. fıkrası hükmü gereğince varlık yönetimi şirketlerinin kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre ödenecek harçlardan istisna olduğu belirtilmiştir. Temyiz tarihi 17.05.2013 olduğuna göre davacı … A.Ş’nin harçtan istisna tutulduğu süre dolmuştur.” benzer şekilde bu durumu vurgulamıştır. O halde, davanın açıldığı tarih itibariyle davacının harçtan muafiyet süresinin dolduğuna göre; harçların yatırılması gerektiği konusunda duraksama bulunmamaktadır. Bahse konu harç eksikliği, 24/02/2021 tarihli 17.celse ara kararı ile davacı tarafça usulüne uygun olarak ve süresinde yerine getirilmiş, Harçlar Kanunu 30. ve 32.maddeleri uyarınca yargılamaya devam edilmiştir.
Davalının zaman aşımı itirazları bakımından; … A.Ş’ nin faaliyet izni kaldırılarak fona (…’ye) devredilen bankalardan olduğu, dosya kapsamında mevcut bulunan alacak temlik sözleşmesinin faaliyeti devam eden bir banka alacağı gibi …’ye intikal etmediği, aksine fona devredilen bankanın alacaklarının tasfiyesine yönelik olarak temlik sözleşmesi yapıldığı, başka bir anlatımla alacağın fon alacağına dönüştüğü hususunda tereddüt bulunmadığı, … 2. Noterliğinin … tarihinde kat ihtarı ile birlikte alacağın muaccel hale geleceği ve genel on yıllık zaman aşımı süresi sonunda 14/01/2008 tarihinde zaman aşımına uğrayacağı, ancak bu süre içinde 2003 yılında Bankalar Kanununda yapılan değişiklikle fona devredilen alacakların zaman aşımı süresinin 20 yıl olarak yasal güvenceye kavuşturulmakla birlikte Anayasa Mahkemesinin 04/06/2014 tarihli 2014/85 Esas, 2014/103 Karar sayılı kararı ile birlikte bahsi geçen zaman aşımı hükmünün iptaline karar verildiği, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5. maddesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı sürelerinin, eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam edeceği, ancak, bu sürelerin henüz dolmamış kısmı, Türk Borçlar Kanunu’nda öngörülen süreden uzun ise, yürürlüğünden başlayarak Türk Borçlar Kanunu’nda öngörülen sürenin geçmesiyle, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi dolmuş olacağı hükmü düzenlendiği, bu halde zaman aşımı süresinin 20 yıla uzatıldığı ve kat tarihi itibariyle (1998 yılı) 20 yıllık süre dolmadan (2013 yılı) icra takibi yapılmış olması karşısında alacağın zaman aşımına uğramadığı açık olup, davalı savunmaları yerinde görülmemiştir (Emsal Karar için bakınız. Yargıtay 19. H.D. 2015/16882 Esas, 2016/6587 Karar).
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacağının temlikler ve birleşmeler sonucunda bu alacağı dava ve takip yetkisinin davacı şirkete geçtiği, davalı borçlunun sorumlu olduğu tutarın tespiti bakımından dosyanın bankacılık alanında uzman bilirkişilere tevdi edildiği, bankacı bilirkişiler … ve … tarafından hazırlanan raporlara davacının itirazda bulunduğu, bu bilirkişiler tarafından hazırlanan ilk ve ikinci bilirkişi raporlarında faiz hesabı yönünden maddi hataların bulunduğu, alacağın tutarına yönelik farklı miktarlar hesaplandığı, bu bakımdan raporlar arasında çelişki bulunduğu, ayrıca davalı tarafından yapılan kısmi ödemelerin ve ipotek satışından gelen tutarın … A.Ş. uygulaması denilerek ve davacının varlık yönetim şirketi olduğu gözden kaçılarak TBK 100. maddesine aykırı şekilde faiz ve feri kalemlerden mahsup edilmesi gerektiği halde ana para borcundan mahsup edildiği görülmüş, açıklanan nedenler karşısında bu raporlara itibar edilmemiştir.
Hem çelişkinin giderilmesi, hem de önceki raporları da irdeleyen üçüncü rapor alınmış ve bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen 23/09/2019 tarihli rapora itibar edilmiş, raporun içerik, gerekçe ve bilimsel tespitler yönünden tarafların ve Mahkemenin demetimine açık olduğundan hükme esas alınmıştır. Kısaca değinmek gerekirse, söz konusu raporda faiz hesabına yönelik önceki raporlardaki maddi hataların açıklandığı ve doğru hesaplamanın yapıldığı, bunu yanı sıra davalı tarafından yapılan ödemelerin ve ipotek satışından gelen bedelin TBK 100. Maddesi uyarınca faiz borcundan mahsup edildiği anlaşılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.09.2000 tarih ve 2000/12-1148 Esas, 2000/1193 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, Borçlar Kanunu’nun 84. maddesi gereğince (yeni TBK 100. md.), ödemelerin öncelikle asıl alacaktan düşülebilmesi için, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmemiş olması zorunludur. Davacı, davalı tarafı başlattığı icra takibi ile temerrüte düşürmüş olmakla, davalının yapmış olduğu kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve fer’ilerden mahsup edilerek bakiye alacağın buna göre hesaplanması gerekmektedir (Y. 22. H.D. 2015/17785 E., 2018/6505 K.).
Açıklanan nedenlerle, davalı borçlunun genel kredi sözleşmelerinden dolayı ödenmeyen kredi borcu nedeniyle davacı temlik alacaklısı şirkete karşı sorumlu olduğundan denetime elverişli ve hükme esas alınan ayrıca taraflarca itirazda bulunulmayan 23/09/2019 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabul kısmen reddine, ayrıca nakdi kredi alacağından kaynaklanan alacağın likit ve muayyen bir alacak olması sebebiyle İİK 67.maddesi hükmü uyarınca yasal koşulları oluştuğundan davacının talebi doğrultusunda davalının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzüre);
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Davalının … 34. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibe 6.363,56 TL asıl alacak, 74.161,65 TL işlemiş faiz olmak üzere 80.525,21 TL üzerinden; asıl alacak (6.363,56 TL) tutarına takip tarihinden itibaren yıllık %27,50 ve sonrasında değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla takibe esas 80.525,21 TL’ nin %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (80.525,21 TL) üzerinden alınması gereken 5.500,67 TL harçtan peşin alınan 1.477,96 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 4.022,71 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 1.477,96 TL peşin harç, 154,70 TL posta ve tebligat gideri, 1.650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.282,66 TL yargılama giderinin dava kabul ret oranına göre hesaplanan 3.054,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 11.268,28 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-HMK’ nın 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/04/2021

Katip
(e-imzalıdır)

Hakim
(e-imzalıdır)