Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/189 E. 2018/1001 K. 10.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/189 Esas
KARAR NO : 2018/1001

DAVA : Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2014
KARAR TARİHİ : 10/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkili davacının, endüstri gazlarının üretimi ve bu gazların depolanması için gerekli araçların tedariki konusunda faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalının, müvekkilinin sunduğu bu hizmetlerden yararlanmak istemesi üzerine taraflar arasında 17.08.2010 tarihli endüstriyel gazlar tedarik sözleşmesi imzalanmış olduğunu, sözleşme 17.08.2010 başlangıç tarihli olup 3 yıl süreli olduğunu, sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte müvekkili davacı, davalıya bir adet kabin tipi dondurucu ünitesi teslim etmiş olduğunu, teslim edilen kabin tipi dondurucunun davalıya satılmamış, sadece sözleşme süresince kullanımı için kiralanmış olduğunu, bu durum sözleşmenin 3.1 maddesinde “söz konusu depolama ve sair kullanım malzemelerinin mülkiyeti …’a ait olduğunu, …, bu malzemeyi sözleşme süresi boyunca müşteriye kiralayacaktır” denilerek açıkça ifade edilmiş olduğunu, sözleşmenin 2.6 maddesinde davalının almış olduğu malların sözleşmede belirtilen miktarlardan düşük olması halinde fiilen satın almış olduğu miktar ile satın almayı taahhüt ettiğini asgari miktar arasındaki farkın karşılığını oluşturan bedeli ödemek mecburiyetinde olduğunu, müvekkili şirketin bu bedeli talep ve fatura etme hakkı bulunduğunun kayıtlı olduğunu, sözleşmenin 2-10 maddesinde ise davalının; sözleşmenin suresi dolmadan önce sözleşmeyi feshetmek isterse sözleşme bitiş tarihine kadar olan kabin tipi dondurucuya ait ileri tarihli kira bedelinin tamamımı ve 10.500 Euro- KDV tutarındaki bedeli peşinen ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği kayıtlı olduğunu bu şartlar dahilinde sözleşme imzalayan taraflar bir müddet sorunsuz olarak çalışmışlar ancak daha sonra davalı müvekkilden satın almayı taahhüt ettiği gaz alımını herhangi bir sebep ileri sürmeksizin kesmiş ve cari hesapta biriken bedeli ödememiş olduğunu, bunun üzerine tarafımızca .. 7.Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek sözleşme feshedilmiş, cari hesabın ödenmesi ve davalıda bulunan kabin tipi dondurucunun iadesi talep edilmiş olduğunu, davalı herhangi bir ödeme yapmadığı gibi elinde bulunan kabin tipi dondurucuyu da iade etmemiş olduğunu, müvekkili davacı, davalının elinde bulunan kabin tipi dondurucu için kira faturaları düzenleyerek davalıya göndermiş ancak davalı uyuşmazlık konusu dondurucuyu satın aldığını iddia ederek bedelini ödememiş ve gönderilen faturayı da …. 9.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ekinde iade etmiş olduğunu, davalı, dondurucuya karşılık bir bedel ödememiş, satın alma niyetinde olduğuna dair bir beyanda bulunmamış olduğunu, müvekkili davacı 2014 yılı için ayrıca bir kira faturası düzenleyerek davalıya göndermişse de davalı bir kez daha … 9.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile faturayı iade etmiş olduğunu, taraflarınca … 7.Noterliği’nin … yevmiye sayılı ve … tarihli ihtarnamesi keşide edilerek dondurucunun iadesi ve alacağın ödenmesi ihtar edildiyse de davalı bir kez daha borcun inkarı yoluna gitmiş olduğu” beyanları ile mülkiyeti müvekkile ait olmakla birlikte halen davaimın elinde bufunan … model numaralı kabin tipi dondurucunun ihtiyati tedbir yoluyla taraflarına teslimini, olmadığı takdirde kabin tipi dondurucunun 3.şahıslara devredilmesinin tedbiren önlenmesine, müvekkili davacının, sözleşmenin feshi tarihine kadar davalıya sattığı ancak davalının ödemediği gaz bedeli olan 27.726,62-TL’n in ihtar tarihi olan 22 AraIrk 2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiz i ile, sözleşme halen yürürlükteyken davalının almayı taahhüt ettiği asgari gaz miktarı ile fiilen satın almış olduğu miktar arasındaki farkın karşılığını oluşturan 1000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte, sözleşmenin fesih tarihi olan 22 Aralık 2011 tarihinden sözleşmenin normal koşullarda sona erme tarihi olan 17.08.2013 tarihine kadar hesaplanacak dondurucu ünite kirasına karşılık 1.000-TLrnin 22 Aralık 2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, ihtilaf konusu kabin tipi dondurucunun müvekkile iadesini, olmadığı takdirde rayiç bedelinin hesaplanarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Davacı taraf, taleplerinden sadece 27.726,62 TL gaz bedeli için d eğer belirtmiş ve harç ödemiş olduğnu, bunun dışında kalan alacak kalemlerinden davalı tarafından alınması taahhüt olunan ve alınmayan gaz farkı ile dondurucu ünitesi aylık kira bedelleri için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL talep etmiş ve aynen iadesini yada rayiç bedel iadesini talep ettiği kabin tipi dondurucu için değer bildirmemiş olduğunu, kismi dava açımş olduğnu, davacı tarafın, kısmi dava açmakta hukuki yararı olmadğını, bu nednele davanın dava şartı eksikliğinden ötürü usulden reddi gerektiğini, dava konusu edilen alacak kalemleri taraflarlar arasında imzalanan 18/07/2010 tarihli endüstriyel gazlar tedarik anlaşmasından kaynaklanmakta olduğunu, ayrıca davacı firma dava öncesinde alacaklı olduğu ancak kalemlerini faturalandırarak davalı firmadan ödenmesini talep etmiş olduğunu, sözleşme ile belirlenen ve davacı tarafça ftarulanadırılan dava konusu alacak kaemleri için .emirsiz alacak davacı açılması mümükün olmdaığını, davacı taraf dilemçesinde yer alan taleplerinden ilki 22/12/2011 tarihli fesih ihbarına konu olan ve ödenmediği iddia olunan 27.726,62 TL gaz bedelinin fesih tariniden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte ödenmesi talebi olduğunu, davacı tarafça gönderilen 22/12/2011 tarihli fesih ihtarında borç miktarı 24.726,62 TL olarak bildirilmiş olduğnu ileri sürerek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasında akededilen Endüstriyel Gazlar Tedarik Sözleşmesi kapsamında gaz satım bedeli, davalıya teslim edilen kabin tipi dondurucunun iadesi olmadığı takdirde bedeli ile davalının almayı taahhüt ettiği miktar ile fiilen satın aldığı gaz mitarı arasındaki farkın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 17/10/2010 tarihinde akdedilen sözleşmenin 24.726,62 TL ‘lik gaz alım bedelinin ödenmemesi sebebi ile Beyoğlu 7.Noterliğinin 45539 yevmiye sayılı 22/12/2011 tarihli ihtarnamesi ile feshedildiği, ihtarname tarihinden sonra davalı tarafından 24.726,62 TL borcun ödendiği ve davalıda bulunan gaz tankının 22/11/2012 tarihinde tüm davacıya iade edildiği, davacının sözleşmenin feshinden sonra ihtirazi kayıtsız olarak gaz alım bedellerini tahsil ettiği, sözleşmenin geçerli olduğu dönem içinde tonaj ihlali nedeni ile davalıya herhangi bir ihtar yapılmadığı, sözleşmenin feshinden uzun bir süre sonra taahhüt edilen alım ile fiilen satıl alınan gaz miktarı nedeniyle oluşan farkın talep edilldiği anlaşılmaktadır.
Davaya konu uyuşmazlığın çözümünde, tonaj ihlali nedeni ile cezai şarta ilişkin hükümlerin tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaat ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevk etmektir. Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. Asıl borç yoksa cezai şart da söz konusu olamaz. Bu niteliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı fer’i bir borçtur. Asıl borç, mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sona ermiş ya da geçersiz doğmuşsa, cezai şart bağımsız bir borç oluşturamaz. Cezai şart, asıl borcun bağlı olduğu şekle tabidir. Asıl borç bir geçerlilik şekline bağlanmışsa, cezai şartın borç doğurabilmesi aynı şekilde kararlaştırılmış bulunmasına bağlıdır. Ancak, geçerlilik şekline bağlı olan bir sözleşme bu şekle uygun olarak yapılmadığı halde, şekle aykırılığı ileri sürmenin dürüstlük kurallarıyla bağdaşmaması nedeniyle dinlenmediği hallerde, sözleşme geçerli sayıldığından, onun fer’i niteliğinde olan cezai şart da geçerli sayılacaktır. Cezai şartın fer’ilik niteliği asıl borca bağlı olduğu sürece devam eder. Başka bir anlatımla cezai şartın fer’iliği, muaccel olduğu ana kadar devam eder. Borçlu, borca aykırı davrandığında cezai şart muaccel hale geldiğinden artık fer’i değil, asli (bağımsız) bir alacak niteliğini kazanır. Cezai şart, sağlararası hukuki işlemlerde ve özellikle sonuçlarını hayatta doğuran sözleşmelerde kararlaştırılır. (Bkz.Tunçomağ Kenan; Türk Borçlar Hukuku I.Cilt Genel Hükümler İstanbul 1976 Sh.853 vd., Eren Fikret; Borçlar Hukuku Genel Hükümler 5.Bası, Cilt 2 Sh.1169-1171; Kılıçoğlu M.Ahmet; Borçlar Hukuku Genel Hükümler 4.Bası Sh.575-577; Reisoğlu Safa; Borçlar Hukuku Genel Hükümler 12. Bası Sh. 362.)
818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinin başlığı “cezai şart” iken 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Ceza Koşulu” başlığı altında üç çeşit ceza koşulu düzenlenmiştir. Bunlar öğretide ortaya atılan kavramlara göre seçimlik ceza koşulu (TBK. md. 179/I), ifaya eklenen ceza koşulu (TBK md. 179/II) ve ifayı engelleyen ceza koşulu (dönme cezası) (TBK md. 179/III) dur.
Akaryakıt bayilik sözleşmelerinde (veya sözleşme eki taahhütnamelerde) yer alan “yıllık asgari alım taahhüdü”ne uymama halinde öngörülen ceza koşulu (cezai şart) hükümleri TBK’nun 179/II. (BK. md. 158/II) maddesindeki ifaya ekli ceza koşulu (cezai şart) niteliğinde olduğundan burada bu tür ceza koşulu üzerinde durulması gerekmektedir. TBK’nun 179/II maddesine göre; “ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.”
Anılan yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı gibi, ifaya eklenen ceza koşulunda, şart gerçekleştiği takdirde alacaklı, hem ifayı hem de cezayı talep edebilecektir. Buna öğretide “taleplerin birleşmesi” veya “toplanması” denmektedir. TBK, “borcun belirlenen zamanda veya yerde ifa edilmemesi” hali için kararlaştırılmış ceza koşulunun, ifaya eklenen ceza koşulu niteliğinde olacağına dair bir karine koymuştur. Bu iki olasılık dışında kalacak eksik ifa hallerinde TBK’nun 179/II. md. değil, 179/I. md. hükmü uygulanacaktır. Zira, Kanun, 179. maddenin ikinci fıkrasında bütün eksik ifa hallerini değil, bunlardan sadece zaman veya yer itibariyle aykırılık teşkil edenlerin ifaya eklenen ceza koşulu olduğunu kabul etmiştir. TBK’nun 179/II. md. hükmü emredici yapıda olmayıp düzenleyici nitelikte olduğundan taraflar, yukarıda belirtilen iki hal dışında kalan eksik ifalarla, bütün ifa etmeme hallerinde de ifa ile birlikte cezai şartın istenebileceğini kararlaştırabilirler. (Bkz. Tunçomağ Kenan; age sh. 875 vd.; Eren Fikret age sh. 1173 vd. ; Kılıçoğlu M. Ahmet age sh. 579 vd.; Günay Cevdet İlhan, Cezai Şart Ankara 2002 sh. 83 vd.; Uygur Turgut; Açıklamalı – İçtihatlı Borçlar Kanunu Genel Hükümler, İkinci Cilt 1990 sh. 740)
TBK.’nun 179/II. maddesine göre, iki halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez.
Örneğin; beş yıl süreli bir “akaryakıt bayilik sözleşmesinde (veya eki taahhütnamede) bayinin yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibariyle bu taahhüde uyulmamış ise tedarikçi (sağlayıcı) firmanın, TBK’nun 179/II. md. uyarınca hem ifayı hem de ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili “çekince” (ihtirazi kayıt) bildirmesi ya da bu konuda bayiye noterden bir ihtarname göndermesi gerekir. Çekince için bir şekil şartı getirilmemiştir. Tedarikçi, taahhüde aykırı davranılmış olan yılı takip eden yeni yıldaki ilk fatura ve irsaliyeye koyacağı bir açıklama (şerh) ile bu koşulu yerine getirebilir. Bu şekilde bir çekince (ihtirazi kayıt) konulduktan veya ihtar çekildikten sonra tedarikçi (sağlayıcı) firma, mal vermeye (ifaya) devam etse bile önceki yıla ilişkin ceza koşulu alacağını sözleşme zamanaşımı süresi içinde her zaman talep edebilir. Sonraki yıllarda da aynı kural geçerlidir. Tekrarlamak gerekirse, her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi, takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince (ihtirazi kayıt ) bildirilmesi veya ihtar çekilmesine bağlıdır. Bunlar yapılmadan müteakip yılın ifası gerçekleşmişse artık bir önceki yıla ait ceza koşulu istenemez. Çekince konmuş veya ihtar çekilmiş olan yıllarla ilgili ceza koşulunun istenebileceği ise kuşkusuzdur.
Somut olayda davacının sözleşmenin feshinden sonra asıl borç olan gaz alım bedellerini ihtirazi kayıtsız tahsil ettiğinden anılan açıklamalar kapsamında davacının tonaj ihlali nedeni ile cezai şart talep edemeyeceği kanaatine varılarak buna yönelik talebin reddine , davacının, taraf defterleri ile de uyumlu – kabin tipi dondurucunun 3.825,16 TL bakiye- kira bedeli ile mülkiyetin davalıya geçtiği davalı tarafça ispat edilemeyen kabin tipi dondurucunun davacıya iadesine dair oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen KABÜLÜ ile;
-3.825,16 TL bakiye kira bedelinin 22/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte (avans faizini geçmemek üzere) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Taraflar arasında akdedilen 17/08/2010 tarihli endüstriyel gazlar tedarik sözleşmesi ile davalıya teslim edilen … model kabin tipi dondurucunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aynen ifanın mümkün olmaması halinde İ.İ.K.’nun 24.maddesi gereği haciz tarihindeki rayiç değerinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken harç 2.269,61 TL olduğundan peşin alınan 6.198,18 TL den bu mikatrın mahsubu fazla alınan 3.928,57 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan ve mahsubuna karar verilen 2.269,61 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat ücreti 258,50 TL bilirkişi masrafı 2.700,00 TL olmak üzere toplam 2.958,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.294,72 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 3.987,01 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 5.046,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açıkolmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/10/2018

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)