Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1496 E. 2018/275 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2004/135
KARAR NO : 2018/93

DAVA : ŞAHSİ İFLAS
DAVA TARİHİ : 02/04/2004
KARAR TARİHİ: 25/01/2018

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; BDDK’nun 15.03.2001 tarihli kararıyla … Bankası’nın temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin Bankalar Kanununun 14/3-4. Maddesine göre TMSF’ye devredildiğini, davalıların kanuna aykırı karar ve işlemleriyle bankayı uğratmış olduklarını, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında … 1. ATM … E. Sayılı dosyada açılan dava ile şahsi iflaslarına karar verilmesinin talep edildiğini, TMSF’nin 06.01.2004 tarih ve 1 sayılı kararıyla … Bank … Limited hakkında Bankalar Yeminli Murakıplarınca düzenlenen 23.05.2003 tarih ve R-6, R-6, R-1 sayılı anılan bankanın … Bankası T.A.Ş.’ye devir kararı süreci ile, devrin sonuçları hakkında rapor ile 16.03.2003 tarih ve R-8, R-8, R-3 sayılı Bankalar Kanununun 22/3 md. aykırılık raporunun birlikte değerlendirilmesi sonucunda … Bankası T.A.Ş. yönetim kurulunun 01.12.2000 tarih ve 61 nolu kararı uyarınca … Bank … Limited’in (TDB) tüm aktif ve pasiflerinin … Bankası T.A.Ş. … Şubesince devralınması neticesinde … Bankası T.A.Ş.’nin varlıklarının azalmasına ve zararına neden olmak suretiyle, kamunun üstlenmek zorunda olduğu zararı artıran söz konusu yönetim kurulu kararında imzası bulunan … Bankası T.A.Ş. yönetim kurulu başkanı …, Başkan vekili ve murahhas …, yönetim kurulu üyeleri …, … ve yönetim kurulu üyesi ve banka genel md. … ile …’nin … Bankası T.A.Ş.’ye devredilmesi aşamasında yardımcı fiilleri tespit edilen … yönetim kurulu üyeleri …, … ve … genel müdürü … hakkında Bankalar K. 17. md. uyarınca şahsi sorumlulukları yoluna gidilerek, … Bankası T.A.Ş.’nin 04.12.2000 tarihi itibariyle toplam 336.268.445.63 TL (493.763.062.- USD) tutarındaki zararı nedeniyle, her davalı için sorumluluk tutarları üzerinden şahsi iflas davası açılmasına karar verildiğini, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 17. md. 1. fıkrasında; “Bir bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel müdür, genel md. yardımcıları ve imzalarıyla bankayı ilzam eden memurlarının kanuna aykırı karar ve işlemleriyle bankanın iflasına neden olduklarının tespiti halinde, bankaya verdikleri zararlarla sınırlı olarak, bunların şahsi sorumlulukları yoluna gidilerek, Kurul kararına istinaden ve Fonun talebi üzerine şahsen iflaslarına mahkemece karar verilebilir. Bu karar ve işlemler bankanın yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklara menfaat temini amacıyla yapıldığı takdirde, menfaat temin eden ortaklar hakkında da temin ettikleri menfaat üzerinden aynı hüküm uygulanır.” ve 2. fıkrasında; “bu madde 14. maddenin (3)-(4) ve numaralı fıkraları gereğince temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi veya hisseleri fona devrolunan bankaların bu maddenin (1) numaralı fıkrasında sayılan ortakları ile anılan maddenin (4) numaralı fıkrasında belirtilen işlemler ile (3) numaralı fıkrasının uygulanmasına neden olan işlemlerde sorumluluğu bulunan ve bu maddenin (1) numaralı fıkrasında sayılan banka görevlileri hakkında da bankanın iflası aranmaksızın uygulanır” hükümleri yer aldığını, Kanuna aykırı yapılan işlem ve kararlardan ötürü, Bankalar Yeminli Murakıpları tarafından düzenlenen 10.06.2003 ve 30.06.2003 tarihli rapor ve ekleri ile şahsi sorumluluk tutarlarının aşağıdaki gibi tespit edilmiş bulunduğunu, davalıların 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümleri gereğince toplam 336.268.445.64 TL (493.763.062.-USD) zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek kanuna aykırı karar ve işlemleriyle … Bankası T.A.Ş.’yi 336.268.445.64 TL (493.763.062.- USD) zarara uğratan davalılardan, anapara ve faize ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 04.12.2000 tarihinden itibaren (6183 sy. 51. md. çerçevesinde hesaplanacak olan) faiziyle birlikte tahsili ile şahsi iflaslarına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAPLAR: Davalı …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının huzurdaki davayı harçsız açması, buna karşılık müvekkillerinin nispi karar ve ilam harcı ile temyiz harcı ödeme zorunda bulunmasının Anayasa’nın 36. Maddesinde yer alan adil yargılama ilkesine açıkça aykırı olduğunu, temettü hariç ortaklık hakları ile bankanın yönetim ve denetiminin Fon’a devri kararıyla, işbu davanın ana dayanağı olan Bankalar Kanunu’nun (md. 14/3 ve 4) hükümleriyle (md. 17/f,2) hükmü de anayasanın (md. 13, 35 ve 48) maddelerine aykırı olduğunu, Bankalar Kanununa 5020 sayılı yasal ile eklenen ispat külfeti başlıklı (17/a) md. hükmü de, anayasada öngörülen adil yargılama hakkı ve yasa önünde eşitlik ilkelerine aykırı olduğunu, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan … E. Sayılı şahsi iflas davasında konu, zarar iddiaları ve sebepler aynı olmakla davaların birleştirilmesine yada, mezkur dava dosyasının bekletici sorun sayılmasına, … 1. Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı şahsi iflas davasının …’ye yapılan depolar yönünden tarafları, konusu ve dava sebebi ayniyeti nedeniyle, …’ye yapılan depolara ilişkin zarar kalemine yönelik derdestlik itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, bu talebin kabul edilmemesi halinde davanın birleştirilmesine ve yargılamanın … E. Sayılı dosya üzerinde yürütülmesine, derdestlik ve birleştirme taleplerinin reddi durumunda ise, …’nin devrinden doğduğu öne sürülen zarar … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin derdest (… E) sayılı sorumluluk davasının kapsamı içinde olduğunu, sözü edilen sorumluluk davasında bankanın TMSF’ye devredildiği 14.03.2001 tarihli devir bilançosunda uğranılan zararın 1.953 katrilyon TL olduğu öne sürüldüğünü, bu bilanço zararının …’den devralınan mevduatlardan kaynaklandığı öne sürülen aktiflerin karşılığını devrinden doğan zararı da kapsadığının açık olduğunu, böylece zarar isteminin bir kez daha dava edildiğini, söz konusu sorumluluk davasına ilişkin derdestlik itirazlarının kabulüne, aksi halde bekletici mesele sayılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, uğranıldığı iddia edilen zararın faiziyle birlikte (tahsili) talebi yanında (şahsi iflas) isteminde bulunulduğundan, öncelikle davanın tahsil davası mı yoksa şahsi iflas davası mı olduğunun açıklatılması gerektiğini, davanın yegane dayanağı olan bankalar yeminli murakıpları ve banka müfettişleri raporları, usuli anlamda geçerli ve bağlayıcı delil niteliği taşımadığını, dava dilekçesinin yasaya uygun ve açık olmadığını, dava dilekçesinde her bir davalı için çıkarılan sorumluluk miktarlarının ne şekilde elde edildiğine ilişkin ne dayanılan murakıp raporlarında ne de dava dilekçesinde açıklık bulunmadığını, somut olayda Bankalar Yasası’nın 17. Maddesinde şahsi iflas için öngörülen unsurların mevcut olmadığını, BDDK’nın B.K. md. 14/2 hükmüne dayalı olarak verdiği 28.11.2000 tarihli emir uyarınca aktif ve pasifleri … Bankası’na (… Şb.) devredilen …’nin mevduatları ve bu bankaya yapılan depolardan kaynaklanan alacağın …’nin aktiflerinin devri yoluyla mahsubu sonucu oluştuğu öne sürülen afaki zarar iddiasının sorumlusunun müvekkillerinin ya da banka yöneticilerinin olamayacağını, davacı Fonun “rutin bir yazı niteliği taşıdığını iddia ettiği BDDK talimatının yanlış yorumlanıp uygulandığı, birleşme izninin alınmadığı, BK. 179. md. uyulmadığı, banka aktiflerinin azalmasına neden olunarak zarara yol açıldığı” yolundaki afaki iddiaların gerçeği yansıtmaktan ve inandırıcı olmaktan uzak olduğunu savunarak; anayasaya aykırılık iddialarının ciddi görülerek dosyanın anayasa mahkemesine ve konunun bekletici mesele yapılarak Anayasa Mahkemesinin oluşturacağı karara kadar davanın geri bırakılmasına, … 1. Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyadaki derdestlik itirazları ile, dava dilekçesinin yasaya uygun ve açık olmadığı yönündeki usulü itirazlarının kabulü ile dava dilekçesinin reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun biçimde açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının huzurdaki davayı harçsız açması, buna karşılık müvekkillerinin nispi karar ve ilam harcı ile temyiz harcı ödeme zorunda bulunmasının Anayasanın 36. Maddesine göre adil yargılama ilkesine açıkça aykırı olduğunu, temettü hariç ortaklık hakları ile bankanın yönetim ve denetiminin Fon’a devri kararıyla, işbu davanın ana dayanağı olan Bankalar Kanunu’nun (md. 14/3 ve 4) hükümleriyle (md. 17/f,2) hükmü de anayasanın (md. 13, 35 ve 48) maddelerine aykırı olduğunu, Bankalar Kanununa 5020 sayılı yasal ile eklenen ispat külfeti başlıklı (17/a) md. hükmü de, anayasada öngörülen adil yargılama hakkı ve yasa önünde eşitlik ilkelerine aykırı olduğunu, yabancı bir ülke (KKTC) hukukuna tabi yabancı uyruklu bir bankanın yönetim kurulu üyesi hakkında Türk bankalar hukuku mevzuatına dayanılarak şahsi iflas davası açılmayacağını, derdestlik itirazlarında bulunduklarını, davanın tahsil davası mı yoksa şahsi iflas davası mı olduğunun açıklattırılması gerektiğini, davanın yegane dayanağı olan bankalar yeminli murakıpları ve banka müfettişleri raporları, usulü anlamda geçerli ve bağlayıcı delil niteliği taşımadığını, dava dilekçesinin yasaya uygun ve açık olmadığını, davada 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, somut olayda Bankalar Yasasının 17. Maddesinde şahsi iflas için öngörülen unsurların mevcut olmadığını, BDDK’nın B.K. md. 14/2 hükmüne dayalı olarak verdiği 28.11.2000 tarihli emir uyarınca aktif ve pasifleri … Bankası’na … Şb.) devredilen …’nin mevduatları ve bu bankaya yapılan depolardan kaynaklanan alacağın …’nin aktiflerinin devri yoluyla mahsubu sonucu oluştuğu öne sürülen afaki zarar iddiasının sorumlusunun müvekkillerinin ya da banka yöneticilerinin olamayacağını, davacı Fonun devir işlemlerinde Bankalar K. 179. md. hükmünde öngörülen koşullara uyulmadığı yolundaki iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak; anayasaya aykırılık iddialarının ciddi görülerek dosyanın anayasa mahkemesine ve konunun bekletici mesele yapılarak Anayasa Mahkemesinin oluşturacağı karara kadar davanın geri bırakılmasına, müvekkili … ve … hakkındaki davanın ayrılmasına ve sıfat yokluğu nedeniyle reddine, zamanaşımı defilerinin kabulü ile davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine, … 1. Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyadaki derdestlik itirazları ile dava dilekçesinin reddine, aksi durumda sözü edilen dava ile birleştirilmesine, … 1. Ticaret Mahkemesi.. E. … ve … sayılı davalarında kurulacak hükmün bu davayı doğrudan etkiler nitelikte olduğu gözetilerek, sözü edilen her 3 davanın bekletici sorun sayılarak sonuçlarının beklenmesine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun biçimde açılan davanın esası yönünden reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı TMSF’ye yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 24.03.2004 havale tarihli dava cevap dilekçesinde özetle; Bankalar Yeminli Murakıp raporlarında yer alan anlatımlara göre; …’nin … Bankası ile birleşmesi nedeniyle söz konusu edilen zarardan 1. derece sorumlu olarak, birleşme hususunu karar altına alan bankanın o tarihteki yönetim kurulu üyeleri …, …, …, …, ….’un sorumlu tutulduklarını, …, müvekkili … ve …’in cürme fer’i olarak iştirak ettiklerinin iddia edildiğini, müvekkilinin TDB’den 29.02.2000 tarihinde istifa ederek ayrıldığını, birleşme işleminin ise BDDK’nın konu ile ilgili 28.11.2000 tarihli yazısı üzerine banka yönetim kurulunun 01.12.2000 tarihli kararıyla gerçekleştiğini savunarak; müvekkili aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, 27.04.2004 tarihinde konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Bankası A.Ş.’nin çalışanı, ortağı ya da yöneticisi olmadığını, yurt dışında kurulu …’nin genel müdürü olup, bu bankanın KKTC yasalarına tabi bir kıyı bankası olduğunu, …’nin 4389 bankalar kanunun kapsamı dışında olduğunu, bu nedenle 4389 sayılı yasanın tatbiki ile müvekkiline sorumluluk yüklenemeyeceğini, müvekkilinin pasif dava ehliyetinin de olmadığını, husumet yönüyle de davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin İktisat Bankası çalışanı olmadığından eylem ve işlemiyle bankayı zarara uğratmasının hukuken ve fiilen mümkün olmadığını, …’nin İktisat Bankası Malta Şubesine devri, … Bankası yöneticilerinin tasarrufu olduğunu, müvekkilinin iflası istenebilecek kişilerden olmadığını, davanın zamanaşımı yönünden de reddi gerektiğini, davanın adil yargılama hakkına ve eşitlik ilkesi yönünden Anayasaya ve uluslar arası anlaşmalara aykırılık teşkil ettiğini savunarak; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Dava, davalıların şahsi iflasına karar verilmesi talebine ilişkindir.
Açılan Davada; … Bank … Limited’in (…) dava dışı … Bankası T.A.Ş. … Şubesine devri sonucunda zarar oluştuğu, bu zarardan da davalıların sorumlu oldukları ileri sürülmektedir.
UYUŞMAZLIĞIN GELİŞİM SÜRECİ:
BDDK Başkanlığı tarafından … Bankası T.A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı’na gönderilen 28.11.2000 tarih ve 2209 sayılı yazı ile;
“Bankalar Yeminli Başmurakıbı M.Ç ve Bankalar Yeminli murakıbı S.S. tarafından düzenlenen 31.12.1999 ve 30.06.2000 tarihli mali tablolar üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 17.07.2000 tarih ve R-7 ve 06.11.2000 tarih R-1 sayılı mali bünye raporlarının birlikte tetkikinden, bankanın mali bünyesinin mümkün olan en kısa süre içinde sağlıklı bir yapıya kavuşturulmasını teminen, 4389 sayılı B.K. 14. md. (2) numaralı fıkrasına göre;
•Hakim sermayedar gruba doğrudan ve dolaylı olarak herhangi bir şekil surette yeni kredi kullandırılmaması,
•Başta Avrupa ve … Holding A.Ş.olmak üzere, gruplar üzerindeki risklerin maddi teminatlar ile teminat altına alınması ve bu risklerin nakit tahsilat yapılmak suretiyle tasfiye edilmesi,
•Tahsilinde sorun yaşanan kredilerin ilgili oldukları hesaplara alınarak gerekli karşılıkların ayrılması ve tahsilatların hızlandırılması yönünde tedbirlerin alınması,
•Sermaye yeterliliği standart rasyosunun asgari yasal sınır olan %8 gerçekleştirilmesi için, sermayenin nakten ve muvazaadan ari olarak artırılması veya sermaye benzeri kredi temin edilmesi veya bankaya nakit sermaye koyacak yeni ortak bulunması,
•İştirak, bağlı ortaklık ve bağlı menkul kıymet niteliğindeki yatırımların bir an önce elden çıkarılması ve bankanızca yeni iştirak ve ortaklık edinilmemesi,
•Harcama kısıcı önlemlerin yürürlüğe konması, yeni şube açılmaması, karlılıktan uzak bir şekilde faaliyetini sürdüren ve bankacılık işlem yoğunluğu düşük olan şubelerin kapatılması veya yeniden yapılandırılması,
•Vergi erteleme veya açık pozisyon gizlemeye yönelik kaydi nitelikteki işlemlere son verilmesi,
•… Bank’ın tasfiye edilerek veya şubeye dönüştürülerek bankanızın gerçek mali bünyesinin netleştirilmesi gerektiği, Bankalar kanununda yer alan diğer tedbirlerin uygulanmasına bırakılmaksızın, mali bünyenin iyileştirilmesi yönünde yukarıda belirtilen tedbirlerin ivedilikle uygulanması ve sermaye artırımı, sermaye benzeri kredi temini, donuk mahiyetteki kredilerin tahsili, uzun vadeli ve bağlı değerlerin elden çıkarılması gibi yöntemlerle bankaya sağlanacak fonun tarihi, tutarı ve kaynağı belirtilmek suretiyle, alınacak tedbirlere ilişkin bir uygulama planı hazırlanarak, yazımızın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Kurumumuza gönderilmesi hususunda gereğinin yapılması…” istenmiştir.
… Bankası Yönetim Kurulu’nun ..’nin Devralınmasına ilişkin 01.12.2000 Tarihli 61 sayılı Kararı:
“…BDDK’nın 28.11.2000 tarih ve 2209 sayılı yazısında “… Bank’ın tasfiye edilerek veya şubeye dönüştürülerek bankamızın gerçek mali bünyesinin netleştirilmesi’nin” gerekli görülmesi üzerine KKTC’de kurulu olan .. Bank (…) Ltd.’in tüm aktif ve pasiflerinin, Bankamız … Şubesince devralınmasına oy birliği ile karar verilmiştir….”
Bu kararda …(Başkan), …(Başkan vekili) …(üye), ..(üye), …’un(Genel müdür) imzaları bulunmaktadır.
Bankalar Yeminli Murakıplarınca düzenlenen 10.06.2003 tarihli Rapor;
“…KKTC’de kurulu ..’nin … Bankası T.A.Ş.’ye devredilmesi suretiyle bankanın aktif varlıklarının azalmasına ve zararına neden olmak suretiyle, nihayetinde Kamunun üstlenmek zorunda olduğu zararı artıran ve söz konusu devri 4389 sayılı Bankalar Kanununun 18. md. aykırı olarak Kurul’dan izin alınmadan gerçekleştirilmesine yol açan bahse konu yönetim kurulu kararında imzası olanların kanunun 22/3 md. ifadesini bulan ağırlaştırılmış zimmet suçunu 1. derecede sorumlu olarak işledikleri tespit edilmiştir…”
… Bankası T.A.Ş. ile … Bank (…) Limited’in arasında imzalanan 04.12.2000 tarihli Sözleşme;
1…., B.K. 179. md. uyarınca …’ye ait toplam mevduat ve kredileriyle bunlara bağlı alacak ve borçları, …’ın … Şubesi nezdine devredilmek üzere almıştır.
2.İktisat ve Trade işbu sözleşmenin kurulması ve uygulanmasına ilişkin hükümlerde Türk hukuku ve Türk yasalarının geçerli olduğunu….” kabul etmiştir.
Birleştirme İşlemine Karşı BDDK’nın 22.12.2000 tarihli Cevabı:
“28.11.2000 tarih ve 2209 sayılı yazı ile banka mali bünyesinin iyileştirilmesine yönelik olarak alınması istenen diğer tedbirlere ilaveten …’nin tasfiye edilerek veya şubeye dönüştürülerek bankanızın mali bünyesinin netleştirilmesinin gerekli görüldüğü belirtilmişti. 14.12.2000 tarihli yazınızda ise, Aralık ayının ilk haftası içerisinde bu bankanın tasfiyesine başlandığı ve yazınız tarihi itibariyle bankadaki tüm aktif ve pasif hesapların bankanız kayıtlarına aktarıldığı ifade edilmektedir. 28.11.2000 tarihli yazımızda kast edilen ..’deki depoların bankanıza nakit sağlayacak şekilde tasfiye edilmesidir. Nakti giriş sağlanmadan gerçekleştirilen kaydi birleşmenin bankanın mali bünyesine olumlu anlamda bir katkısı olmayacaktır. Bu itibarla, herhangi bir nakit tahsilat yapılmaksızın ayrı bir tüzel kişiliği olan …’nin aktif ve pasif hesaplarının bankanız kayıtlarına alınması uygun görülmemiştir…”
Bankalar Yeminli Murakıplarınca düzenlenen TDB hakkında düzenlenen 23.05.2003 tarihli rapor:
“… …’nin bankaya devredilmesi herhangi bir sebep olmaksızın (Borçlar Kanunu md. 61), fiili bir durum yaratılmak suretiyle ve hiçbir ispat niteliğine haiz belge sunulmaksızın gerçekleştirilmiş olup, bankanın zararına bir şekilde sonuçlandırıldığı, hatta devralınan bir kısım yükümlülüklerin (mevduatların) aktif karşılıkları kaydi bile olsa bulunmadığını, ayrıca bazı mevduatlar gerçek olmayıp, devri gerçekleştiren yetkililer tarafından devir süreci fırsat bilinmek suretiyle kaydi olarak üretilmiş rakamlar olduğu, devre esas teşkil edecek hukuki belge olmamasına rağmen, devredilen mevduatların banka tarafından ödendiğini, söz konusu mevduatların adına devredilen kişilere ait olduğu yönünde bir belge banka nezdinde bulunmadığı tespit edilmiştir.”
Bankalar Yeminli Murakıplarınca düzenlenen … hakkında düzenlenen 10.06.2003 tarihli raporda:
“-46.076.242.- USD farkın aktif karşılığının tespit edilemediği, bu rakamın 31.12.2000 tarihindeki 1.004.170.000.- TL tutarındaki dönem zararı içerisinde olduğunun düşünüldüğü…
-411.798.220- USD kredileri … Grubu’ndan olan kredi alacakları,
-Muhtelif alacaklarda gözüken 35.888.600.- USD tutarın 1991 yılında kalma Irak ve … bankalarının borç senetlerinden kaynaklanan değersiz alacak,
-193.830.680.- USD miktarın … Bankası T.A.Ş. tarafından …’de yapılan depolardan oluştuğu, hiçbir ekonomik değerinin olmadığı,
-… Bankası T.A.Ş. yönetim kurulu aldığı karar ve uygulamaları ile, 04.12.2000 tarihinde …’nin bankaya devredilmesini sağlamak suretiyle 493.763.062.- USD tutarındaki … yükümlülüğünün banka tarafından hiçbir maddi değeri olmayan alacaklar karşılığında üstlenilmesine ve bu yolla banka varlıklarının azaltılmasına ve … grubu lehine menfaat yaratılmasına sebebiyet verildiği,
-… yöneticilerinin de işlenen suça iştirak ettikleri,
-Raporun sorumlular bölümündeki yetkililer hakkında Bankalar Kanunu 22/3 md. uyarınca işlem tesis edilmesi gerektiği….” ifade edilmiştir.
Danıştay 10. Dairesinin, 2001/2830 E. 2003/1156 K. ve 01.04.2003 tarihli kararı:
… Bankası T.A.Ş.’nin hissedarlarından Avrupa ve … Holding A.Ş. tarafından BDDK aleyhine, bankanın TMSF’ye devrinin iptali talebiyle açılan davada;
“….dosyadaki tüm bilgi ve belgeler banka mali bünyesinde öz kaynak yetersizliğinin ve aktif seyyaliyeti ile ilgili sorunların ciddi boyutlara ulaştığını, bankanın kur ve likidite riskine maruz kaldığını, zararın öz kaynakları aşarak yabancı kaynaklara sirayet ettiğini ve bu haliyle bankanın ulaştığı zarar miktarının; mevduat sahiplerinin haklarını ve mali sitemin istikrarını tehdit eder boyutlara ulaştığını ve bu olumsuzlukların doğmasının ana sebebinin ise gruba aktarılan veya dolaylı olarak kullandırılan krediler olduğunu göstermektedir. Bu durumda, 4389 sayılı Bankalar kanunun 14/2. md. uyarınca verilen talimatlarda belirtilen tedbirleri gereği gibi almayan, kaynaklarını, bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek şekilde hissedarlarının oluşturduğu sermaye grubuna aktaran, zararı öz kaynakları aşarak yabancı kaynaklara sirayet eden ve mali bünyesindeki zafiyeti, taahhütlerini karşılamayacak boyutlara ulaşan, faaliyetlerine bu haliyle devamının mevduat sahiplerinin haklarını ve mali sitemin güven ve istikrarını tehlikeye düşüren … Bankası T.A.Ş.’nin 4389 sayılı yasanın 14. md. 3. ve 4. fıkraları uyarınca temettü hariç ortaklık haklarıyla yönetim ve denetimin TMSF’ye devrine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır….”
BİLİRKİŞİ RAPORLARI:
1)Prof.Dr…., … ve … tarafından düzenlenen 20.02.2006 tarihli bilirkişi raporunda;
“… Bankası T.A.Ş.’nin 01.12.2000 tarih ve 61 sayılı kararıyla … Bank … Limited’in (…) tüm aktif ve pasiflerinin bankanın … Şubesince devralınmasına karar verildiği, devir alınan …’nin aktif toplamının 447.686.820.- USD, pasif toplamının 493.763.062.- USD olduğu, devir alma kararında imzaları bulunan; …-…-…-… ve …’un ve …’nin yönetim kurulu üyeleri; …-… ve yöneticisi …’in raporda belirtilen sorumluluk miktarları üzerinden bankanın iflası, yahut 4389 sayılı yasanın 17. md. öngörüldüğü gibi TMSF’na devrine doğrudan doğruya neden olduğuna ilişkin şahsi iflas istemi ile alacak talebinin takdir ve hukuki nitelememesi mahkemenin takdirinde olduğu…” bildirilmiştir.
2) …, Yrd. Doç. Dr…. ve Dr. … tarafından düzenlenen 18.03.2010 tarihli bilirkişi raporunda; bankanın iflasına, yahut 4389 sy. 17. md. öngörüldüğü gibi TMSF’na devrine doğrudan doğruya neden olduğuna ilişkin şahsi iflas istemi ile kişiler bazında alacak tutarları tablo halinde gösterilmiş, heyetten Dr. … muhalefet şerhinde, “…4389 sy.18/1 md. kapsamına giren işlemlerde izin yoksa devir kesinleşemeyeceği, devir kesinleşmeyince de devredilen bankanın alacak ve borçlarının devralana geçmeyeceği, böyle bir geçiş yoksa da, devralanın zarara uğraması ihtimalinin söz konusu olmayacağı, …, … ve …’un şahsi iflaslarının söz konusu olmayacağını..” bildirmiştir.
3)Prof.Dr. …, Doç Dr…. ve … tarafından düzenlenen 10.01.2012 tarihli bilirkişi raporunda;
“…Davalı …’ün, hem yurt dışında mukim … nin yönetim kurulu üyesi olması hem de devir tarihinden önce gerek … gerekse İktisat Bankasının yönetim kurulundan ayrılmış olması, davalılar … ve …’in ise yurt dışında mukim … nin yönetim kurulu üyeleri olmaları itibarıyla şahsi iflaslarına hükmedilemeyeceği, … Bankasının yönetim kurulunda bulundukları tarih ile zarar verici işlemlerin meydana geldiği tarihin uyuşması halinde onların da … Bankası YK üyesi olmaları dolayısıyla şahsi iflaslarının talep edilebileceği,
Diğer davalılar bakımından; şahsi iflas davasının koşullarının gerçekleştiği ancak zarara ilişkin olarak yasal kayıtlarla zarar miktarının tam olarak belirlenmeden davalıları şahsi iflası yoluna gidilemeyeceği bir başka anlatımla mükerrer tahsilatın önüne geçilebilmesi için önce TMSF tarafından yapılan tahsilatların düşülmesi ve zararın netleştirilmesi gerektiği,
Davanın kabulü halinde, dosya mevcuduna göre davacı tarafın, davalılardan talep edebileceği sorumluluk miktarlarının;
… 493.763.062,00 USD karşılığı…….336.268.445,64.-TL
… 300.228.062,00 USD karşılığı………204.264.917,52.-TL
… 493.763.062,00 USD karşılığı……..336.268.445,64.-TL
… 493.763.062,00 USDkarşılığı……….336.268.445,64.-TL
… 300.228.062,00 USDkarşılığı………204.264.917,52.-TL
olduğu, bununla birlikte Muhasebe tekniği açısından, dava konusu iddia edilen 493.763.062.- USD zarar tutarının davacının yasal kayıtlarıyla tevsik edilmesi gerekli bulunduğu ancak, davacı yan bu yönde dosyaya delil sunulmadığı,
… Grubundan 30.05.2003 tarihine kadar toplam 67.720.442.59 USD tahsilat yapıldığı (Bankalar Yeminli Murakıplarınca düzenlenen 10.06.2003 tarihli rapor/sayfa 22) Bu tahsilatın ne kadarının …’den devir alınan kredilerden sağlandığı yönünde dosyada bir ayrıma rastlanmadığı, davacı tarafça bildirimi ve ayrıştırması yapılacak bu tahsilat miktarlarından, varsa …’den devralınan kredilere isabet eden miktarlarının davalıların sorumluluk miktarlarından tenzili gerektiği…” bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ibrazından sonra davacı vekilince sunulan itiraz dilekçesinde;
“…’nin bankaya devrinde hukuki yönden evrak niteliğine haiz olabilecek özellikte herhangi bir belge kullanılmadığı, işlemlerin herhangi bir devir bilançosu, mizanı veya onaylı kredi ve mevduat listesi bulunmaksızın, imzasız ve kaşesiz, tamamen farklı listeler üzerinden yapıldığı, mevcut belgelerden devre ilişkin bilgi edinmesinin hemen hemen imkansız olduğu,
…’nin … Bankası … Şubesine devrinde, düzenlenmeyen devir bilançosunun bağımsız denetim şirketince mevcut kayıtlar üzerinde çıkarıldığı, devir listelerinde mevduat devrinin tespit edilebilen boyutunun 299.932.382.- USD olduğu,
Sonuç olarak; …’nin bankaya devrinin maddi boyutunun, elde edilebilen belge ve bilgiler çerçevesinde 447.686.820.- USD tutarında aktif ve 493.763.062.- USD tutarında pasif kalemden oluştuğu, 46.076.242.- USD aktif karşılığının tespit edilemediği, bu rakamın bankanın 31.12.2000 tarihindeki, 1.004.170.000.- TL tutarındaki dönem zararı içerisinde olduğunun düşünüldüğü, bu kapsamda …’nn bankaya devredilmesi aşamasında; İktisat Bankası ile ilgili olarak … Bankası A.Ş. nezdinde yürütülen incelemelerde Bankalar Kanunun 22/5 md. düzenlenmiş olan “gerçek mahiyetine aykırı muhasebeleştirme suçunun işlendiği sonucuna varıldığı ifade edilmiştir.
Yukarıda yer alan murakıp raporlarında belirtildiği üzere, tespit edilen zararın boyutu 493.763.062.- USD’dir. Murakıplar BDDK’ya bağlı olarak çalışan kamu görevlileridir. Bankalar Yeminli Murakıpları Kurulu Raporları eklerinde yer alan banka kayıtlarından derlenen somut maddi ve gerçek belgelerle tespit edilen bankacılık işlemlerinin kamu otoritesi adına yasal mevzuat ve teknik anlamda değerlendirilmesinden oluşmaktadır.
Bankalar Yeminli Murakıplar Kurulu raporlarının delil değeri bu raporlara dayanak teşkil eden banka kayıtlarına ilişkin belgelerin, evrakı müsbitenin delil değeriyle doğrudan ilişkilidir. (murakıp raporların delil değeriyle ilgili olarak verilen yargı kararları:Danıştay 10. Daire 1994/2772 E. 1995/711 K. ve 22.02.1995 tarihli, Yargıtay 9. HD. 1987/2965 E. 1987/3415 K, 31.03.1987 tarihli, Danıştay 10. Daire 2001/2568 E. 2003/4140 K. ve 27.10.2003 tarihli kararları) Esasen bu kayıt ve belgeler hiçbir itirazı gerektirmeyecek kadar net, açık banka dekontları,ekstreler, para hareketlerini gösteren belgeler, sözleşmeler, banka yönetim kurulu kararları, yazışmalar, yazılı talimatlar ve benzeri delillerdir….” şeklinde açıklama yapılmıştır.
Prof.Dr. …, Doç Dr. … ve … tarafından düzenlenen 11.01.2017 tarihli bilirkişi ek raporunda ise özetle;
“….davalılardan … ve … bakımından ise her ikinin de …’nin yönetim kurulunda görevli olmaları ve … nin yurt dışında mukim olması bu bankanın yöneticileri bakımından şahsi iflasa ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil ettiği, zira Bankacılık Kanunun’da öngörülen şahsi iflas müessesi Türkiye’de mukim bankaların yöneticileri bakımından uygulanabileceği, kök raporda da belirtildiği gibi, 411.798.220.- USD tutarındaki kredi alacaklarının tahsil edilememesi halinde …’nin 493.763.062.- USD tutarında zararı söz konusu olacağı, murakıp raporlarında söz konusu kredilerin teminatsız olarak kullandırıldığı, vadeleri geçtiği halde kredi borcu ve birikmiş faizlerinin ödenmediği açıklanmış olduğu, bu kredilerin tahsilinin sağlanamayacağı zarara dönüşeceği, davacı vekilinin, “yapılan tahsilatlardan devredilen kredilere tekabül eden tahsilatların ayrıştırılması, kayıtların mevcut durumu itibariyle mümkün görülmediği, bunun yanında …’den devrolan kredilerin hiçbir teminatı olmadığı için, mevcut kayıtlarda … kredilerine özgü ayrıca bir tahsilat bulunmadığı” açıklaması dikkate alındığında, kök raporda tespit edilen davalıların sorumluluk miktarlarında bir değişiklik söz konusu olmadığı, belirlenen sorumluluk miktarlarının net olarak kabul edilmesi gerektiği, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyadaki davanın, ilgili firmalara, … Bankası T.A.Ş. tarafından açılan ve kullandırılan kredilerle ilgili banka yönetim kurulu kararında imzası olan yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu talep edildiğinden, her iki dava arasında mükerrerlik bulunmadığı, davacı tarafça ayrıştırılması yapılamayan tahsilatın, bilirkişiliğimizce yapılmasının da düşünülemeyeceği, bu nedenle, TDB’den devralınan 493.763.062.- USD yükümlülüklerinin aktif karşılığını oluşturan kredilerin (411.798.220.- USD), 36.888.600.- USD muhtelif alacaklar ve aktif karşılığı tespit edilemeyen 46.076.242.- USD’nin tamamının zarara dönüşeceğinin kabulü gerektiği, … bilançosunda pasif yükümlülük toplamının 493.763.062.- USD olduğu, bunun davalı tarafın iddia ettiği gibi, 193.830.080.- USD mevduat çıkışlarını karşılamak için yapılan depodan oluşsa dahi, bunun karşılığının aktifte 411.798.220.- USD krediler tutarının içinde olduğu da kuşkusuz bulunduğu, daha önce off shore mevduatla finansa edilen krediler, yapılan off shore mevduat ödemeleri nedeniyle bu kez İktisat Bankasından sağlanan mevduatla sağlandığı; gelen depo tutarı karşılığında kredilerin azalmadığı, off shore mevduat tutarının azaldığı, …’nin … Bankası bünyesinde faaliyet gösterdiği, ofis olarak banka genel müdürlüğü ve banka personeli kullanıldığı, altyapı desteğinin tamamen banka tarafından sağlandığı, off shore mevduat hesaplarının açılışının İktisat Bankası şubeleri tarafından sağlandığı…” bildirilmiştir.
Önceki raporlarda yer alan çelişkileri gideren, iddia ve savunmaların ayrıntılı şekilde değerlendirildiği 3. Rapora mahkememizce itibar edilmiş hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı vekilince, davalılar …, …, … ve … hakkındaki davanın takip edilmediği bildirildiğinden dosya bu davalılar bakımından işlemden kaldırılmış, yasal süre içinde yenilenmediğinden belirtilen davalılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
DERDESTLİK İTİRAZI YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
… 1. ATM’nin … E. Sayılı Davası nedeniyle derdestlik itirazında bulunulmuştur;
Bu davada, … Bankası’nca kullandırılan usulsüz krediler nedeniyle oluşan 556.842.135.22 TL banka zararının tahsili talep edilmektedir. Davanın konusu … Bankası T.A.Ş. tarafından kullandırılan krediler olup belirtilen firmaların aynı zamanda …’den de kredi kullanmış olmalarına karşın, açılan davada söz konusu kredilerin dava konusu edilmediği, mahkememizdeki davanın ise …’den devralınan ve ödemesi davacı tarafça yapılan 336.268.445.64 TL (493.763.062.- USD) mevduat tutarına dayandığı, bu nedenle derdestlik itirazının yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
DAVALILARIN SORUMLULUĞU:
Açılan davada; Bankalar Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince, davalıların kanuna aykırı karar ve işlemleriyle … Bankası T.A.Ş.’yi 336.268.445.64 TL (493.763.062.- USD) zarara uğrattıkları ileri sürülerek 04.12.2000 tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsili ile şahsi iflaslarına hükmedilmesi talep edilmiştir.
Zararın; …’nin aktif ve pasifiyle … Bankası T.A.Ş.’ye devredilmesiyle oluştuğu iddia edilmektedir.
İddia, savunma ve yukarıda ayrıntılı şekilde açıklanan delilere göre; …’den devralınan 411.798.220-USD kredilerin … Grubu’ndan olan kredi alacakları olduğu, teminatsız ve tahsil kabiliyetlerinin olmadığı, muhtelif alacaklarda görülen 35.888.600.-USD tutarın 1991 yılından kalma … ve … bankalarının borç senetlerinden kaynaklanan değersiz alacaklar olduğu, 193.830.680.-USD’nin, … Bankası T.A.Ş. tarafından …’de yapılan depolardan oluştuğu, hiçbir ekonomik değerinin olmadığı, 299.932.832.-USD miktarındaki off shore mevduat olduğu ve kamu tarafından ödenmek zorunda kalındığı, …’nin devri ile, … Bankası T.A.Ş.’nin mali durumunun daha da kötüleştiği, yükümlülüklerinin ve tahsil kabiliyeti olmayan alacak miktarlarının arttığı anlaşılmıştır.
Yukarıda da ifade edildiği üzere davacı vekilince, davalılar …, …, … ve … hakkındaki davanın takip edilmediği bildirildiğinden dosya bu davalılar bakımından işlemden kaldırılmış, yasal süre içinde yenilenmediğinden belirtilen davalılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğinden bu davalılar yönünden sorumluluğun oluşup oluşmadığı yönünden değerlendirme yapılmamıştır.
Davalılardan … ve … yönünden; her iki davalının da …’nin yönetim kurulunda görevli oldukları, …’nin yurt dışında yerleşik olduğu, Bankacılık Kanunun’da öngörülen şahsi iflas kurumunun, Türkiye’de yerleşik bankaların yöneticileri bakımından söz konusu olabileceği, 4389 sayılı Ban.K.nun 17/I. maddesinde şahsi iflası talep edilebilecek kimselerin sınırlı sayıda belirlendiği, davalılar … ve …’in zararın oluştuğu aşamada … Bankası’nda yönetim kurulu üyesi olduklarının kanıtlamadığı, haklarında açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Somut olayda zarara neden olduğu kabul edilen kararda, davalılar … (Başkan) ve …’un (Başkan vekili) imzalarının bulunduğu, yukarıda açıklandığı üzere şahsi iflas koşullarının gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi kök raporunda; “zarara ilişkin olarak yasal kayıtlarla zarar miktarının tam olarak belirlenmeden davalıları şahsi iflası yoluna gidilemeyeceği bir başka anlatımla mükerrer tahsilatın önüne geçilebilmesi için önce TMSF tarafından yapılan tahsilatların düşülmesi ve zararın netleştirilmesi gerektiği, bu kapsamda … Grubundan 30.05.2003 tarihine kadar toplam 67.720.442.59.-USD tahsilat yapıldığı, (Bankalar Yeminli Murakıplarının 10.06.2003 tarihli raporu/sayfa 22) bu tahsilatın ne kadarının …’den devir alınan kredilerden sağlandığı yönünde dosyada bir ayrıma rastlanmadığı, davacı tarafça bildirimi ve ayrıştırması yapılacak bu tahsilat miktarlarından, varsa …’den devralınan kredilere isabet eden miktarlarının davalıların sorumluluk miktarlarından tenzili gerektiği” bildirilmiş ise de, davacı vekilince de bildirildiği üzere; …’nin bankaya devrinde hukuki yönden evrak niteliğine haiz olabilecek özellikte herhangi bir belge kullanılmadığı, işlemlerin herhangi bir devir bilançosu, mizanı veya onaylı kredi ve mevduat listesi bulunmaksızın, imzasız ve kaşesiz, tamamen farklı listeler üzerinden yapıldığı, …’nin İktisat Bankası … Şubesine devrinde, düzenlenmeyen devir bilançosunun bağımsız denetim şirketince mevcut kayıtlar üzerinde çıkarıldığı, devir listelerinde mevduat devrinin tespit edilen boyutunun 299.932.382.-USD olduğu, sonuç olarak; …’nin bankaya devrinin maddi boyutunun, elde edilen belge ve bilgiler çerçevesinde 447.686.820.-USD tutarında aktif ve 493.763.062.- USD tutarında pasif kalemden oluştuğu, 46.076.242.- USD aktif karşılığının tespit edilemediği, bu rakamın bankanın 31.12.2000 tarihindeki, 1.004.170.000.-TL tutarındaki dönem zararı içerisinde olduğu, murakıp raporlarında belirtildiği ve özellikle devir bilançosunun bağımsız denetim şirketince ayrıntılı bir inceleme sonunda tespit edilmiş olması karşısında zararın 493.763.062.-USD olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalılar … ve … hakkında … 8. Ağır Ceza mahkemesinde … esas sayılı davası’nın yapılan yargılaması sonunda verilen kararda; “….İstanbul C. Başsavcılığı’nın … Esas sayılı 27.07.2005 tarihli iddianamesinde anlatılan, … T.A.Ş.’nin …’nın 04.12.2000 tarihinde aktif ve pasifi ile …bank … şubesine devredilmesi sonucunda mevduattan kaynaklanan 299.932.382 USD’nin suç tarihindeki efektif satış kuru karşılığı olan 204.109.685,35.-TL banka parasını mal edinmeleri eyleminden sanıklar …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında zimmet suçundan mahkumiyetlerine…” karar verilmiş ise de kararın Yargıtay tarafından bozulması üzerine yürütülen yargılama sonunda verilen 2014/61 esas-2015/84 sayılı kararla zamanaşımı nedeniyle davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. Başka bir ifadeyle davalılar hakkında davamıza konu olaylar sebebiyle verilmiş ve kesinleşmiş bir ceza mahkumiyeti kararı bulunmamaktadır.
Yargılama sürecinde özellikle davalı … ve vekili tarafından BDDK nezdinde bulunan murakıp raporu ve bununla ilişkili bilgi notunun dosyaya getirtilmesi talep edilmiş, anılan belgelerin okunaklı tam metinleri getirtilmiş ancak gelen belgelerin incelenmesinde davalıların sorumluluğunu etkileyecek bir husus saptanmamıştır.
Daha önce düzenlenmiş murakıp raporlarında ve bilirkişi incelemesinde de tespit edildiği üzere “… Grubundan 30.05.2003 tarihine kadar toplam 67.720.442.59.-USD tahsilat yapıldığı” sabittir. Bu tahsilatın ne kadarının …’den devir alınan kredilerden sağlandığı yönünde davacı tarafça dosyaya delil ibraz edilmemiş, verilen ek sürede de konuya davacı tarafça açıklık getirilmemiştir. Bu konuda ispat yükü davacıda olup gereği yerine getirilmediğinden tespit edilen zarar tutarından 67.720.442.59.-USD tahsilatın mahsubu yapılarak hüküm kurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi kök raporunda 67.720.442.59.-USD tahsilatın mahsup edilmemiş haliyle belirlenen zarar tutarları aşağıdaki gibidir;
… 493.763.062,00 USD karşılığı…….336.268.445,64.-TL
… 300.228.062,00 USD karşılığı………204.264.917,52.-TL
67.720.442.59.-USD tahsilatın mahsup edilerek belirlenen sorumluluk tutarları ;
… 426.042.619,41.-USD (0,681032 kur) karşılığı….. 290.148.657,19.-TL
… 232.507.619,41.-USD (0,681032 kur) karşılığı……158.345.129,07.-TL
Olarak belirlenmiş, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davalılar …, … ve … hakkındaki davanın 20.05.2012 itibariyle, … hakkındaki davanın 26.02.2012 itibariyle açılmamış sayılmasına,
2-Davalılar … ve … hakkında açılan davanın reddine,
3.1-Davalı …’in, bankayı 336.268.445,64.-TL zarara uğrattığı, kısmi tahsilat nedeniyle bu miktar içindeki 290.148.657,19.-TL’ye 04.12.2000 tarihinden iflas tarihine kadar ayrıca değişen oranlarda avans faizi işletilebileceğinin tespiti ile, bu miktarın tahsili için şahsi iflasına,
İflasın 25.01.2018 günü saat 14.16 itibariyla açılmasına,
3.2.-Davalı ..’un, bankayı 204.464.917,52.-TL zarara uğrattığı, kısmi tahsilat nedeniyle bu miktar içindeki 158.345.129,07.-TL’ye 04.12.2000 tarihinden iflas tarihine kadar ayrıca değişen oranlarda avans faizi işletilebileceğinin tespiti ile, bu miktarın tahsili için şahsi iflasına,
İflasın 25.01.2018 günü saat 14:16 itibariyla açılmasına,
4-İflas tasfiye işlemlerinin 5411 sayılı Yasanın geçici 11.maddesinin yollaması ile 4389 sayılı yasanın 16 ve 17.maddeleri gereğince yürütülmesine,
5-İflasın gerekli tedbirlerin alınması bakımından TMSF Başkanlığı’na ve ilgili birimlere beklenilmeksizin bildirilmesine,
6-Harçlar Kanunu gereğince 35,90.-TL maktu karar harcının davalılar … ve …’dan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
7-Haklarında açılmamış sayılma ve ret kararı verilen davalılar için yapılan giderler ayrık tutularak; tebligat ve yazışma giderleri 120,90.-TL , bilirkişi ücretleri toplamı 12.000.-TL olmak üzere toplam 12.120,90.-TL’nin davalılar Cüneyt Sel ve …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Av.Asg.Ücrt.Tarifesi gereğince 2.180,00.-TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Davalılar_…, …, … ve …_hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Davalılar_… ve … hakkında açılan davanın reddine karar verildiğinden Av.Asg.Ücrt.Tarifesi ve 5411 sayılı yasanın 133/ son maddesi gereğince 2.180,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak ilgili davalılara verilmesine,
11-Artan gider avansın karar kesinleştiğinde talep halinde iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve Davalı …, …., Davalı … vasisi vekilinin ve … vekilinin ve Davalı Asil …’in yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.25/01/2018

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır