Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1170 E. 2019/411 K. 03.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1170 Esas
KARAR NO : 2019/411

DAVA : Alacak (Araç Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 03/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Araç Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait aracın araç kiralama işi ile uğraşan davalılar … ile …’a yazılı sözleşme ile kiralandığını, … ünvanı ile faaliyet gösteren bu davalıların aracı 3. kişilere kiraladığını, 6 aylık kira bedelinin 1.000,00 TL’sinin ödendiğini kalan 500 TL’sinin ödenmediğini, bu kişilerin aracını … isimli davalıya kiraladıklarını, onun kullanımındayken trafik kazasına karıştığını, aracın kullanılamaz hale geldiğini, aynı zamanda kaza nedeniyle dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından tazmin edilen zararın müvekkiline rücu edildiğini ve ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, sonuç olarak araçtaki hasar sebebiyle 100 TL, rücu sebebiyle 1.292,00 TL, aracın kullanılamaması sebebiyle yapılan masraflar yönünden 100 TL ve araç kiralama sözleşmesinden kalan 500 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
GEREKÇE:
Dava, yazılı araç kiralama sözleşmesiyle kiracılara teslim edilen araçta kaza nedeniyle meydana gelen zararın, haksız fiil sorumluluğuna dayalı olarak davalı kiracılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Davalılardan …’ın hükümlü olduğunun ancak vasi ataması yapılmamış olduğunun dava dilekçesi tebligat aşamasında anlaşılması nedeniyle davacı vekiline süre ve yetki verilerek vasi atanması sağlanmış, tebligat vasisine yapılmıştır.
Davalılardan …’ın tutuklu olduğunun tespiti üzerine, tebligat ceza infaz kurumu vasıtasıyla kendisine yapılmıştır.
Davalı …’a usulüne uygun dava dilekçesi tebliği yapılmıştır.
Davacı ve davalıların tacir sıfatına ilişkin vergi daireleri ve ticaret sicil müdürlüklerinden yapılan araştırmada, tacir sıfatlarının bulunmadığı, ayrıca kazaya karışan aracın trafik kaydına göre hususi araç olduğu, davacı tarafından sunulan yazılı araç kiralama sözleşmesiyle aracın sürücüsüz şekilde kiralanmış olduğu, 30.10.2013 kiralama tarihinden sonra 12.11.2013 tarihinde kazanın meydana geldiği, davadaki talebin bu kira akdine bağlı haksız fiil sorumluluğuna dayandığı, dolayısıyla davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi nispi ticari dava niteliği de taşımadığı anlaşılmıştır.
Kaldı ki taraflar tacir olsa ve dava nispi ticari dava niteliği taşısa bile, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK nın 4/1-a maddesi gereğince; sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara bakmakla görevlidir. Görev dava şartı olup mahkemece davanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir.
Dava konusu uyuşmazlıkta haksız fiil sorumluluğuna dayanılsa da, sorumluluğun kaynağı taraflar arasındaki kira sözleşmesinden ve kiracının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerinden doğduğundan, bu kira sözleşmesinden doğan tüm alacak talepleriyle ilgili uyuşmazlıklar yukarıdaki madde gereği sulh hukuk mahkemelerinin görev alanına girmektedir.
Davaya konu sözleşmenin sürücüsüz araç kiralama sözleşmesi olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden doğan uyuşmazlık kapsamında olduğu, davaya bu madde gereğince sulh hukuk mahkemesinde bakılması gerektiği anlaşıldığından, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Nitekim Yargıtay 3.HD.nin 2017/352 E 2017/777 K. Sayılı, 2017/9104 E 2018/2495 K. Sayılı kararları da aynı yöndedir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.03/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır