Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/114 E. 2018/14 K. 10.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/114 Esas
KARAR NO : 2018/14

DAVA TARİHİ : 02/04/2014
KARAR TARİHİ : 10/01/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/01/2018

Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinin yapılan açık yargılamasında
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; müvekkil banka … Şubesi ile kredi ilişkisine giren …’a 120,00 TL tutarında (Eski 120 Milyon TL) taşıt kredisi kullandırıldığını ve davalı …’ın da söz konusu sözleşmelere müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, kredi sözleşmesinden kaynaklanan edimlerin borçlu … tarafından yerine getirilmemesi üzerine borçlu ve kefiline ihtarname keşide edilerek kredi hesabının 02/02/1994 tarihinde kat edildiğini, ihtara ve karşılıklı yapılan müzakerelere rağmen halen borç ödenmediğinden alacağın tahsili amacıyla … 8. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiğini, ödeme emrini tebliğ alan davalı borçlu …’ın haksız olarak icra dosyasına itiraz ettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı borçlunun … 8. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap dilekçesi sunmamış olup ön inceleme duruşmasında sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olmadığını beyan etmiştir.
… 8. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına istinaden alacaklı görünen şirkete hiçbir nam ve isim altında borcunun bulunmadığını, asıl alacağa işlemiş faiz ve diğer fer’ilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep etmiştir.
Davalı, takibe konu Genel Kredi Sözleşmesi altında imzasının bulunmadığını iddia ettiğinden sözleşme asıllarını sunmak üzere davacı vekiline süre verilmiş, sözleşme aslının temin edilememesi sebebiyle dosyaya sunulan sözleşme fotokopi üzerinde davalının mukayeseye yarayacak imzasının içerir belge asılları da celp edilerek dosya Adli Tıp Uzmanı Grafolog bilirkişi …’a tevdi edilmiş ve imza incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından tanzim edilen 06/06/2017 tarihli raporda bireysel kredi borçlanma ve rehin sözleşmesi fotokopisindeki kefil davalıya atfen atılı imzaların davalı eli ürünü olup olmadığının tespitine gidilemediği yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Mevcut delillere göre varsa davacının talep edebileceği alacak miktarının hesabı için dosya bankacılık konusunda uzman bilirkişi …’na tevdi edilmiş, bilirkişi 18/12/2017 tarihli raporda davacının davalı kefilden 108,03 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 3.649,69 TL talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat belirttiği anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, bireysel kredi borçlanma ve rehin sözleşmesinde kefil sıfatı bulunan davalı hakkında başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu alacak bireysel kredi borçlanma ve rehin sözleşmesine dayalıdır ve davalının dosyaya sunulan sözleşme örneğinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzası bulunduğu iddia edilmiş, bu imzaya davalı kefil tarafından itiraz edilmiş eldeki itirazın iptali davasında alınan uzman bilirkişi raporu ile bu müşterek borçlu müteselsil kefil olarak ismine atfen atılı imzanın davalı eli ürünü olup olmadığının tespitine gidilemediği yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Bireysel Kredi Sözleşmesinin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan Borçlar Kanunun 484. Maddesi ” Kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir mikdar iraesine mütevakkıftır.” hükmünü ihtiva etmekte olup kefalet sözleşmesinin geçerliliği için yazılı şekilde yapılması şarttır. Bu nedenle kefalet sözleşmesinin, sıhhat şartı olan yazılı delille ispat edilmesi gerekmekte olup davacının kefalet sözleşmesi aslını sunamadığı, davalının kefalet sözleşmesinde imzasının bulunup bulunmadığının tespit edilemediği ve kefalet sözleşmesini ispat edemediği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştikten sonra ve talep halinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/01/2018

Katip
¸(e-imzalıdır)

Hakim
¸(e-imzalıdır)