Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2009/551 E. 2020/623 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2009/551 Esas
KARAR NO : 2020/623

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/07/2009
KARAR TARİHİ : 09/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dünyaca tanınmış yabancı menşeli kozmetik ürünler satan şirket olduğunu, davalının müvekkilinden çeşitli tarihlerde bu ürünlerden satın aldığını ve karşılığında …’ ten almış olduğu 3 adet toplam 41.758,54 TL çekleri ciro ederek müvekkiline verdiğini, çeklerin bankaya tahsile verildiğinde karşılıksız çıktığını, davalı ile yapılan çeşitli temaslarda oyalama şeklinde geliştiğini ve bunun üzerine … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız ve mesnetsiz bir şekilde ödem emrine ekli çekin üzerinde görülen imzası hakkında itirazda bulunmayarak sadece borca itiraz ettiğini, davalının borçlu olduğunun itirazsız fatura, irsaliye, çek alım bordrosu ile sabit olduğunu, davalının halen borcu ödemediğini ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davalı tarafından 50.089,31 TL ödeme emrine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, takip tarihinden geçerli olmak üzere en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının kötü niyetle borca itiraz etmesi nedeniyle %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkete anılan çekler sebebiyle herhangi bir borcunun bulunmadığını bu nedenle takibe haklı olarak itiraz ettiklerini, takibe konu çeklerin müvekkiline ait olmadığını, anılan çeklerin dava dışı … isimli şahsa ait olduğunu, faturaların müvekkili tarafından teslim alınmadığını, irsaliye faturalar üzerinde teslim alındığına ilişkin davalı müvekkili imzasının bulunmadığını, takibe konu çekler üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, davacı tarafından dosyaya sunulan faturaların malları teslim alan şapsın imzasını taşımadığını, faturalar üzerinde sadece kaşenin yer aldığını ayrıca … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında borçlu olarak görünmesine ve davaya konu çeklerin keşidecisi olmasına rağmen davacı tarafın davayı … isimli şahsa yöneltmeyerek müvekkili davalıya yöneltmesinin kötü niyetli ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu durumun dava konusu çek bedellerinin borçlu olmadığı halde davalı müvekkilinden tahsile çalışıldığını gösterdiğini, bu nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
…l 2. İcra Müdürlüğünün … Esas ve … Esas sayılı takip dosyaları, 3 adet çek aslı, davalıya ait cari hesap ekstresi, davalı adına kesilmiş faturalar, 4 adet tahsilat makbuzu fotokopisi, … Cumhuriyet Başsavcılığının 06/11/2012 tarih, … sayılı soruşturma dosyası, … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin … E., … Karar sayılı kararı, … 3. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı, … 8. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına ilişkin kesinleşme şerhli gerekçeli karar, davalıya ait imza örnekleri, davalı … sahibi bulunduğu … Eczanesine ait mallara ilgili fatura bedellerinin ödenmesine ve dahi ödemenin çek-senet suretiyle yapılmasında dava dışı …ve …’ı yetkili kıldığı 14/01/2008 tarihli yazılı talimat belgesi, … 14. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı Vekaletnamesi ile taraflara ait defter kayıtları celp edilmiş, incelenmiştir.
SMMM Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 12/03/2012 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…davacı ticari defterlerinin TTK 70/6 ve 72/3 maddelerine uygun olarak tutulmuş olduğu ve usulüne uygun tutulan defterlerin sahibi lehine TTK 85.maddesi gereğince delil teşkil ettiği, davalının ticari defterlerinin ibraz edilmemesi nedeniyle inceleme yapılamadığı, davalı yanın davacı yana icra takip tarihi itibariyle 52.561,58 TL borcu olduğu tespit edildiği, davalı borcu olan 52.561,58 TL’ nin 41.759,09 TL’ sinin takip yapılan çeklerden, 10.802,49 TL’ sinin ise taraflar arasında ticari alışverişten kaynaklandığı, icra takip tarihinden önce davalının temerrüde düştüğüne dair davacı delilinin bulunmadığı, bu nedenle faiz hesaplaması yapılmadığı…” şeklinde düzenlenmiştir.
SMMM Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 17/12/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ”…12/03/2012 tarihli bilirkişi kök raporunun 3.maddesinde yer alan bilgilerin aynen korunduğu, ayrıca davalı tarafından davacı tarafa keşide edilen ticari hesaplara aktarılmayan 20.000,00 TL bedelli teminat çeki olarak adlandırılan çekin de ödenmesi gerektiği..” şeklinde düzenlenmiştir.
Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanı Prof. Dr. … tarafından mahkememize sunulan 01/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…inceleme konusu 6.762,36 YTL, 19.746,54 YTL ve 15.250,19 YTL bedelli çeklerin arka yüzündeki ”Hayat Eczanesi” başlıklı kaşe izleri üzerine davalı …’ a atfen atılmış olan imzaların, mevcut karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan farklılıklara nazaran davalı …’ un eli ürünü olmadığı…” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava, cari hesap ve fatura alacağından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin davalıya sattığı mallara karşılık davalı tarafından üç adet çek verildiği, çeklerin bankada karşılığının bulunmaması ve davalının borcu ödemeye yanaşmaması üzerine davacının dava dışı … ve davalı … hakkında … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden genel haciz yoluyla icra takibi başlattığı, ancak davalının süresi içinde davacıya borcu olmadığından bahisle itirazda bulunduğu ve takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının duran takibe devam edilmesi ve alacağın tahsil edilmesine yönelik işbu itirazın iptali davasını açtığı, icra dosyasındaki takip talebi incelendiğinde takibe dayanak çeklerin; … Bank Anonim Şirketi … Şubesine ait 21/06/2008 keşide tarihli 6.762,00 TL bedelli, 26/07/2008 keşide tarihli 19.746,54 TL bedelli ve 16/08/2008 keşide tarihli 15.250,00 TL bedelli çekler olduğu, davalının takip dosyasında borca itiraz dilekçesinde çek üzerinde kendisine atfen atılmış bulunan imzalar hakkında ayrıca ve açıkça imza itirazında bulunmamasına rağmen eldeki itirazın iptali davasında cevap dilekçesinde çekler üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığına yönelik itirazda bulunduğu, ayrıca davacı şirketin … ile ticari ilişki içinde olduğunu, malların bu kişi tarafından teslim alınmış olabileceğini, kendisi tarafından teslim alınan mal bulunmadığını, faturalar üzerinde sadece eczaneye ait kaşe olduğunu kendisinin imzasının olmadığını ve borcunun bulunmadığını savunmuştur.
Davaya konu tüm çeklerde (yukarıda değinilen üç adet çek), keşidecinin …, lehtar ve ilk cirantanın davalı …, hamilin ise davacı şirket olduğu, davacı şirketin kanuni ibraz süreleri içinde tahsil için çekleri muhatap bankaya ibraz ettiği, ancak muhatap bankanın keşideci …’ in yazılı talimatı ve ödemeden men talebi uyarınca davacı hamil şirkete çek tutarlarını ödemediği tespit edilmiştir. Ayrıca, davalı … sahibi bulunduğu … Eczanesine ait mallarla ilgili fatura bedellerinin ödenmesi ve dahi ödemenin çek-senet suretiyle yapılmasında dava dışı …ve …’ı 14/01/2008 tarihli yazılı talimatı ile münferiden yetkili kılmıştır. Yine, …t’ in … 14. Noterliğinin … tarih ve… yevmiye numaralı Vekaletnamesi ile, … Şubesi nezdinde her türlü hesap açtırmaya, dilediği zaman dilediği miktarda para çekmeye, ahzu kabza, çek karnesi talep etmeye, çek keşide etmeye, imzaya, teslim ve tesellüme …vs hususlarda …’ ı vekil olarak tayin ettiği dosyadaki delillerde sabit olup, uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlığın temeli, çeklerdeki imzanın davalının eli ürünü olup olmadığı, davacı şirket ile davalı arasında kozmetik ürünlerinin satışına yönelik olarak ticari ilişki kurulup kurulmadığı, ticari ilişkinin varlığı halinde davalının borcu olup olmadığı, varsa toplam borç miktarının tutarı konularında toplanmaktadır.
Davacı şirket, borçluların çek keşide etmesine rağmen bedelinin ödenmemesi amacıyla muhatap bankaya verilen ödemeden men talimatı gereği, dava dışı … ve davalı …’ın birlikte hareket etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinden bahisle şikayet başvurusunda bulunduğu, şikayet üzerine … ve … hakında dolandırıcılık suçundan soruşturma başlatıldığı, … CBS’ nin … Sr. sayılı dosyasında yapılan imza incelemesi sonucunda davaya konu tüm çeklerde davalı … adına atfen atılan imzaların bu kişilerin eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Keza, davalının imza itirazına yönelik savunmaları eksik tahkikat yapılmaması adına Mahkememizce de araştırılmış, davalının imza örnekleri alındıktan ve karşılaştırmaya elverişli imza örnekleri temin edildikten sonra grafolog bilirkişi vasıtasıyla imza incelemesi yaptırılmıştır. Grafolog bilirkişi 01/08/2019 tarihli raporunda benzer şekilde davaya konu üç adet çekte de; davalı adına atfen atılmış olan imzaların davalının el ürünü olmadığı belirlenmiştir. Esasen bu durum, ilk bakışta çeklerin davalıdan sadır olmadığına delalet etse de, gerçekte öyle değildir. Zira, maddi gerçeğin araştırıldığı ve davacı şirketin şikayeti sonucunda … 3. Ağır Ceza Mahkemesinin …Esas …Karar (sonrasında devri nedeniyle…8. Ağır Ceza Mahkemesi) sayılı ceza dava dosyasında; sanıklar …ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açıldığı, Ağır Ceza Mahkemesince “davaya konu çeklerin … tarafından … 14. Noterliğinin … tarih ve … Yevmiye numaralı vekaletnameye istinaden … tarafından müştekiye verildiği, dolayısıyla çeklerin yetkili vekil tarafından tanzimi nedeniyle sahte olmadığının anlaşılması…” nedeniyle suçun yasal unsurları oluşmadığından CMK 223/2-a maddesi uyarınca beraat kararı verilmiştir. Bahse konu karar temyiz edilmiş, Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/1713 Esas, 2017/19291 Karar sayılı ilamı ile “…Sanık …’un eczane sahibi olduğu, katılan … Tic.Ltd.Şti ile oluşan ticari ilişki nedeniyle sanık …’ın … Bank … Şubesi’nden alınmış 13/09/2008 keşide tarihli 2.693 TL bedelli ve 31/12/2008 keşide tarihli 82530 seri numaralı 20 bin TL meblağlı keşidecisinin katılan … olduğu çekleri katılana verdiği, sanık …’ un da … numaralı 20 bin TL meblağlı çek için sanık …’in kendisi adına bu işlemleri yapmasına müsade ettiği, sanıkların bu şekilde resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia edilen olayda; suça konu çeklerin … 14 Noterliği … tarih ve … yevmiye nolu çek keşide etme yetkisini içeren vekaletname uyarınca sanık … tarafından, satın alınan mallara karşılık oluşan borç nedeniyle tanzim edilerek katılana verildiği dosya kapsamından anlaşılmakla, mahkemenin sanığın üzerine atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesine dayanan kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, eksik inceleme sonucu beraat hükmünün oluşturulduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, ” şeklinde karar verilerek kesinleşmiştir. Dolayısıyla, davalı …’ un dosya kapsamında yer alan ve yukarıda ifade edilen delil uyarınca, tekraren ifade etmek gerekirse, sahibi bulunduğu … Eczanesine ait mallarla ilgili fatura bedellerinin ödenmesi ve dahi ödemenin çek-senet suretiyle yapılmasında dava dışı ….’ı 14/01/2008 tarihli yazılı talimatı ile yetkili kıldığı, ayrıca Yargıtay ilamında da bahsedilen yukarıda tarih ve numarası verilen noter vekaletnamesi uyarınca çeklerin satın alınan mallara karşılık oluşan borç nedeniyle tanzim edilerek davacıya verildiği anlaşılmakla, davalı adına ve hesabına yetkili vekil tarafından imzalanıp ciro edildiği açık olduğundan, çeklerdeki imzanın davalı …’ ait olamayacağı aşikardır. Zira, davalı adına imza, yetkili vekili … tarafından imzalanıp davacı şirkete ciro edilmiştir. Bu halde, davalının çeklerdeki imzanın kendisine ait olmadığı ve hukuken sorumlu tutulamayacağına yönelik savunmasına kesinleşen maddi gerçek ve ceza dosyası nazara alınarak itibar edilmemiştir. Bununla birlikte, davaya konu çeklerin davalı tarafından satın alınan mallara karşılık oluşan borç nedeniyle davacı şirkete ciro edildiğinden taraflar arasında temel bir ticari ilişki de bulunduğu tartışmasızdır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap ve faturalardan doğan alacakların tespiti amacıyla, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde SMMM bilirkişi vasıtasıyla inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir. Davacı şirket tarafından yargılama aşamasında sunulan bir kısım fatura, sevk irsaliyesi, tahsilat makbuzu gibi delillerin yanı sıra ticari defter ve belgeler de incelenmek üzere süresinde ibraz edilmiş, ne var ki davalı … yapılan ihtarlara rağmen kendi defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınmış, bilirkişi incelemesi için hazır bulundurmamıştır. SMMM bilirkişi raporunda, davalının davacı şirkete icra takip tarihi itibariyle 52.561,58 TL borcu olduğunu, 52.561,58 TL’ nin 41.759,09 TL’ sinin takibe konu çeklerden, 10.802,49 TL’ sinin ise taraflar arasında ticari alışverişten kaynaklandığını, icra takip tarihinden önce davalının temerrüde düştüğüne dair davacı delilinin bulunmadığını, bu nedenle faiz hesaplaması yapılamayacağını bildirmiştir. Bilirkişi raporu, tarafların ve mahkemenin denetime açık, gerekçeli ve bilimsel açıklamalar itibariyle uyuşmazlığı giderici mahiyette olduğundan hükme esas alınmıştır. (Mahkememizce taleple bağlılık ilkesi nazara alınarak, takibe konu çek tutarları toplamı takip talebinde 41.758.54 TL olarak gösterildiğinden bu tutar üzerinde hüküm tesis edilmiştir, takip öncesinde temerrüt durumu bulunmadığından davacının işlemiş faiz talebi kabul edilmemiştir). Davacı şirket tarafından sunulan sevk irsaliyelerinde her ne kadar davalının sahibi bulunduğu eczaneye ait kaşe bulunsa / yer alsa da; teslim alan kısmında isim ve imza olmadığı görülmüştür, ancak SMMM bilirkişinin de raporunda da vurguladığı üzere, bahse konu ticari ilişki kapsamında davalının kısmi ödemeler yaptığı, bu durumun malların teslim edildiğine karine teşkil ettiği açıktır. Zira, hiç kimse satın almadığı ve dahi kendisine verilmeyen malın bedeli için karşı tarafa ödeme yapmayacaktır. Bununla birlikte, tahsilat makbuzlarında malların bedeline karşılık olarak çeklerin alındığı da yazılı olup, ceza mahkemesi kararı uyarınca da satılan ve teslim alınan mallara karşılık çeklerin verildiği ifade edilmiştir. O halde, davalının malların teslim alınmadığına yönelik savunması yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine, alacağın likit ve muayyen olması nedeniyle yasal koşullar oluştuğundan davacı lehine dava tarihi de dikkate alınarak icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davalının … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin 41.758,54 TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağın takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi işletilmek suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin takipteki işlemiş faiz talebinin REDDİNE,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla, asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 2.852,53 TL harçtan peşin alınan 425,90 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 2.426,63 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 425,90 TL peşin harç, 1.867,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.292,90 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.911,55 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 6.228,61 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/12/2020

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)