Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/61 E. 2022/680 K. 28.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2008/61
KARAR NO : 2022/680

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2008
KARAR TARİHİ : 28/10/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş.’nin yönetim ve denetiminin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı uyarınca …’na devredildiğini, BDDK’nun 15.03.2001 tarih ve 24343 sayılı Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 15.03.2001 tarih ve 198 sayılı kararı ile … Bankası T.A.Ş.’nin ortaklık hakları ve yönetiminin …’na devredildiğini, …’nın … tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 28.11.2001 tarih ve 527 sayılı yazısı ile … Bankası Т.А.Ş ‘nin bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığını, ayrıca 28.03.2002 tarih ve 76 sayılı … A.Ş. Yönetim Kurulu Kararı ile …T.A.Ş.’nin tasfıyesi kaldınlarak, tüm aktif ve pasifleriyle hisselerinin tamamı Fon’a ait olan … A.Ş. ile birleştirilmesine karar verildiğini, bu hususun 08.04.2002 tarihinde Ticaret Siciline tescil edildiğini, 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 109.nci maddesi hükmü çerçevesinde. Fon Kurulunun 07.12.2005 tarih ve 515 sayılı kararı ile Müvekkil Banka … A.Ş. Ana sözleşmesinin 2.nci maddesinde belirtilen unvanının: “… A.Ş.” olarak değiştirildiğini, söz konusu unvan değişikliğinin… tarih ve … sayılı Türkiye Тicaret Sicil Gazetesinde yayımlanarak Ticaret Siciline tescil ve ilan edildiğini, belirtilen nedenlerle takibe konu alacağın takip ve tahsil hakkının müvekkili … A.S.’ne intikal ettiğini, 01.11.2005 tarihinde yürürlüğe giren 19.10.2005 tarih, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 138.ve 140 maddeleri gereğince müvekkili Bankanın, yönetimi ve denetimi fon tarafindan yürütüldüğünden gerek borçlu ve gerekse de alacaklı olduğu dava ve icra takiplerinde her türlü harç, tazminat ve cezalardan muaf olduğunu, borçlulardan …nin, müvekkili banka bünyesinde devren birleştirilen … Bankası T.AŞ.’nin devir öncesi kredili müşterisi olduğunu, aralarında imzalanan genel kredi sözleşmelerine istinaden kredi kullandığını, diğer davalı şirketlerin de müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sözleşmeleri imzaladıklarını, …A.Ş.ile … Bankası TA.Ş. … Şubesi arasında imzalanan sözleşmelerden tahsil edilmeyen damga vergileri hakkında Vergi/Ceza ihbarnamesi, Uzlaşma Komisyonu Tutanağı, Vergi İnceleme Raporunun ilgili sayfaları ek yapılmak suretiyle … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile … A.Ş.ne bildirimde bulunulduğunu, belirtilen damga vergi ve cezalarının toplam tutarı olan 78.873,56.-YTL’nin ilgili Vergi Dairesine müvekkili banka tarafından ödendiğini, genel kredi sözleşmesinden doğan edimlerin yerine getirilmemesi nedeniyle tük kredi hesaplarının … 17.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile kat edildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında … l.İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, 29.01.2008 tarihli dilekçe ile borca ve takibe itiraz edildiğini, itirazların gerçeğe aykırı olup tamamen borcun ödenmemesine yönelik iddialar olduğunu belirterek, davalı/borçluların haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı/borçlulann alacağın %40’ından aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı ile cezalandırılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; söz konusu kredilerin kullanıldığını, 26.04.2005 tarihinde Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Gelirler Kontrolörleri Başkanlığı’nın … sayılı yazısı ile müvekkilinin 2000 yılında kullandığı yurtdışı kaynaklı kredilerle ilgili olarak Damga Vergisi ödenip ödenmediğinin sorulduğunu, verilen cevapta da söz konusu kredilerin damga vergisine tâbi olmadığı kanaatinde olduklarını bildirdiklerini (Emsal; Danıştay 7. Dairesi’nin 25.01.1995 tarih ve 1992/7992 E. 1995/163 K., aynı daire 17.03.1999 tarih ve 1998/1968 E. 1999/1155 K.), davacının yaptığı hesapların kat işleminin tamamen hukuka aykırı olduğunu, tüm uyarılarına rağmen ödenmemesi gereken bir parayı, olmayan bir vergi borcunu davacının ödeyerek kredileri kat ettiğini, sonrasında takip başlattıklarını, takibe itiraz ettiklerini ancak 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Geçici 13. Maddesinden yararlanarak kanunla …’ye tanınan olağanüstü yetkilerden yararlanarak takibe devam ettiklerini, öncelikle söz konusu damga vergilerinin ve gecikme cezalarının ödenip ödenmediğinin araştırılması gerektiğini, ödenmemiş ise hesapların kat edilmesinin hiç bir gerekçesi olamayacağını, davacının vergi dairesini bir dava açtığını öğrendiklerini ancak davanın kendilerine ihbar edilmediğini, müvekkilinin damga vergisi borcu bulunmadığını, çünkü Malta Şubesi’nden kullanılan kredide damga vergisi oranının “0” olduğunu, kötü niyet tazminatı talep edilmesinin de hukuka ve anayasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; bankacılık işlemlerinden kaynaklanan ticari kredi nedeniyle alınması gereken damga vergisi borcunun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacı … 1. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası ile 16/01/2008 tarihinde, davalılar aleyhine, genel kredi sözleşmesine dayanarak, ödenmeyen damga vergileri ile ilgili açıklamalar yapılarak, 132.791,11.-TL asıl alacak, 145,11.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 132.936,22.-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattıktan sonra (Örnek No:7) ödeme emrinin borçlu/davalılara 21-23-24/01/2008 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların 29/01/2008 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettikleri, davacının da 06/02/2008 tarihinde huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Davacı banka ile devren birleşen … Bankası T.A.Ş.’nin devir öncesi kredili müşterisi olan … Seyehat A.Ş.ile aralarında imzalanan genel kredi sözleşmelerine istinaden, … Bankası TA.Ş. … Şubesi’nden kredi kullandıkları, diğer davalı şirketlerin de bu kredi sözleşmelerine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza attıkları hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Çözümlenmesi gereken sorun; yurtdışında (…) bulunan şubelerden kullandırılan krediler nedeniyle damga vergisi ödenmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı banka bu vergiyi müşterilerinden tahsil ederek hazineye yatırmaktadır. Kendi hesaplarına intikal edecek bir bedel bulunmadığından davalıların bu tutardan sorumlu olduğunu kabul ederek, bu bedel üzerinden yukarıda açıklandığı üzere icra takibi başlatmıştır. Davalılar ise bu verginin alınmaması gerektiği iddiasındadırlar.
Davacı banka idare (Vergi) mahkemeleri nezdinde açtığı davanın sonunda … 2. Vergi Mahkemesi 16/06/2020 tarih ve… E. … K.sayılı kararı ile “… Bankasının … Şubesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi sınırları dışında bulunduğu, yurt dışında faaliyet gösteren bu banka şubesince, … A.Ş.’ne verilen kredi nedeniyle düzenlenip imzalanan sözleşmenin ise, dış kaynaktan dış kredi temin edilmesine ilişkin olduğu, ilk defa düzenlendiği ve anılan Bakanlar Kurulu kararı uyarınca damga vergisi oranının sıfır olarak uygulanması gerektiği anlaşıldığından,dava konusu vergi ziyaı cezalı damga vergisinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, dava konusu vergi ziyaı cezalı damga vergisinin terkinine …” karar vermiş, hüküm Danıştay 9.Dairesinin 22/12/2020 tarih ve 2020/5286 E. 2020/6016 K.sayılı kararıyla onanmış, karar düzeltme istemleri de 07/06/2021 tarih ve 2021/1447 E. 2021/3668 K. sayılı kararı ile reddedilerek aynı tarihte kesinleşmiştir.
Kesinleşen Vergi Mahkemesi kararına göre dava konusu ticari krediler nedeniyle damga vergisi alınamayacağı netlik kazanmıştır. Böylece icra takibinin ve davanın temelini oluşturan iddianın hukuksal zemini ortadan kalktığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalıların kullanmış olduğu krediler nedeniyle 01/12/2005 tarihinde Haziran 2000 dönemine ilişkin 2 adet vergi (damga vergisi) ceza ihbarnamesi davacı tarafa 08/02/2006 tarihinde tebliğ edilmiştir. Uzlaşma girişimlerinin vergi dairesince kabul edilmemesi üzerine davacı taraf, … 2. Vergi Mahkemesinin …E.dosyasında Vergi Dairesi aleyhine dava açmış ve tahakkuk ettirilen vergi ve cezanın iptalini istemiştir. Daha sonra haciz tehdidi altında 15/01/2007 tarihinde söz konusu vergi ve ceza ödenmiştir. Davacı taraf bu hukuk mücadelesinin sonucunu beklemeden, vergi dairesine yatırdığı parayı rücuen davalılardan tahsil edebilmek amacıyla … 1. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası ile 16/01/2008 tarihinde davalılar aleyhine icra takibi başlatmıştır. Vergi mahkemesindeki davanın sonucunu beklese idi huzurdaki davaya gerek kalmayacaktı. Bu yönüyle huzurdaki dava erken açılmış bir davadır. Zira davada muacceliyet şartının oluşmadığının kabulü gerekir. Yargıtay HGK.nun 06.12.2013 tarih ve 2013/19-396 E. 2013/1655 K.sayılı kararında da işaret edildiği üzere davanın usulden reddi gerekmiştir. Açılan huzurdaki davada bu nedenlerle davacının sorumluluğu olduğu kabul edildiğinden yargılama masraflarından sorumlu tutulmuştur. Ancak Yargıtay 11.HD:nin 12.10.2009 tarih ve 2008/6281E. 2009/10459 K., 15.07.2008 tarih ve 2007/6688 E. 2008/9397 K., 02.11.2007 tarih ve 2006/6289E. 2007/13698 K.vb içtihatları dikkate alınarak harçtan muaf olduğunun kabulüyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın usulden REDDİNE,
1-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
2-Davalılar vekille temsil olunduğundan yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 20.940,43-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.28/10/2022

KATİP …

HAKİM …