Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/251 E. 2023/214 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/140 Esas
KARAR NO : 2023/189

DAVA : Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
DAVA TARİHİ : 17/04/2021
KARAR TARİHİ : 06/12/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı, 16.12.2015 tarihinden itibaren davalı nezdinde yazar olarak çalıştığını ve bu süre zarfında 5 adet …, deneme sınavları ve soru fasikülleri hazırladığını, 2018 yılı itibarı ile editör unvanıyla çalışmalarını sürdürdüğünü, bu çalışma sürecinde editörlüğün yanı sıra yayın yönetmeni yardımcılığı, yazarlık gibi görevi dışında bir çok faaliyette bulunduğunu, davacı 2018 yılından itibaren …’ın – bölümü olan …Yayınlarının çıkardığı tüm ürünlerin editörlüğünü yaptığını, davacı ile davalı arasında, davacının telif haklarını ödemesi şartıyla … Bankası kitabının yazarlığı konusunda davalı ile telif sözleşmesi formu imzaladıklarını, bu sözleşmeye göre davacı kitapları hazırlayacak ve sonrasında telif hakkı devir sözleşmesi yapacaklarını, kitap hazırlanıp yayınlandığı hâlde, davalı özeleşme yapmaktan kaçındığını, davalının haksız fiili nedeniyle fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla FSEK m. 68/1 hükmü uyarınca şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın ve 10.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile devam eden tecavüzün ref’i ve muhtemelen tecavüzün men’ine dair ihtiyati tedbir kararı verilerek yasaya aykırı çoğaltılmış mevcutların satışının ülke genelinde durdurulmasına ve toplatılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın süresinde açılmaması nedeniyle usul yönünden reddinin gerektiğini, eserin davacı ile davalının iş ilişkisi süresinde meydana geldiğini, davacı yanın taleplerinde kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davacının davaya konu kitabın satışının ülke genelinde durdurulmasına ve toplatılmasına ilişkin taleplerinin ve davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlgili yerlere müzekkere yazılmış, cevabi yazılar dosya arasına alınmış, müteaddit kere bilirkişi raporu aldırılmış, alınan raporlara karşı tarafların beyanları ve itirazları dosya kapsamına alınmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmalık; Dava konusu uyuşmazlığın; Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla FSEK 68. Mad. Kapsamında şimdilik 1.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile davalıdan tahsili, tecavüzün refi, meni, ihtiyati tedbire hükmedilmesi kapsamında açıldığı anlaşılmıştır.
FSEK 1/B maddesine göre sahibinin hususiyetini taşıyan, ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri eser olarak kabul edilmiştir. Eserde beklenen fikri çaba ve yaratıcılık mutlak olarak anlaşılmamalıdır!. Davacının dava konusu ettiği kitaplar incelendiğinde, özel bir çaba sarf edilerek hazırlandığı görülmektedir. Sahibinin hususiyetini taşıması için, bu eserin yepyeni ve orijinal olması aranmamaktadır. Eser sahibinin hususiyetini taşıması yeterlidir. Eserin özgün olması gerekmektedir. Davacının dava konusu ettiği kitapların FSEK kapsamında ilim ve edebiyat eseri olduğu kabul edilmelidir. Dolayısıyla bu eserlere tecavüz halinde FSEK hükümlerinin öncelikle uygulanması gerekmektedir.
Davacı ile davalı arasında imzalanan 2 Ocak 2018 tarihinde imzalanmış olan davacının müellif(yazar) olarak yer aldığı …, 1 Ağustos 2018 tarihli davacının editör olarak yer aldığı …/… tarihli davacının editör olarak yer aldığı … olmak üzere 3 adet telif sözleşme formlarının dosya içerisinde bulunduğu görülmüştür.
Davalı, iş sözleşmesi ile davacının şirketlerinde işçi niteliğinde çalıştığı ve FSEK md.18/2 hükmünün uygulanması gerektiğini belirtmektedir.
FSEK md. 18/2 hükmü uyarınca mali hak sahibi olarak kabul edilen işverenlerin anılan mali hak sahipliği sıfatından kaynaklanan mali haklarını kullanabilmeleri için, eser sahibi sıfatına sahip çalışan kişiler tarafından, mali hakların FSEK md. 52’deki şekil koşullarını içeren tasarruf işlemleri ile çalıştıranlara devredilmiş olması gerekir. Zira, FSEK md. 18/3’e göre, bir eserin yapımcısı veya yayımcısı ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir. Bu kapsamda ihtilaf ele alındığında, davalının FSEK md. 52 gereğince eserin mali haklarının kendisine devredildiğine ilişkin sözleşme ve/ veya delil sunmadığı, dosyada yer alan telif sözleşme formları ile eserlere ilişkin davacı tarafından davalıya verilmiş taahhütlerin yer aldığı görülmektedir.
FSEK ancak tamamlanmış eserler üzerindeki mali haklarda tasarruf işlemiyapılmasına cevaz vermiş olup, henüz vücuda getirilmemiş yahut tamamlanmamış eserler üzerindeki mali haklar veya kullanma ruhsatları üzerinde tasarrufi işlem yapılmasını batıl saymıştır (FSEK m. 48). Ancak bu, bir kimsenin ileride vücuda getirilecek eserlerle ilgili taahhüt işlemleri, yani borçlanma işlemleri yapmasına mani değildir (FSEK m. 50). Bu tür bir sözleşme ile eser sahibi, eseri meydana getirme ve onun tecessüm ettiği eşyayı teslim borcu altına girer. Yapılan sözleşme 6098 sayılı TBK m. 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen istisna akdine ilişkin hükümlere tabidir.
Öğretide kabul edildiği üzere, taahhüt işlemi ile mali hakkın sahibi olan kimseler tasarruf işlemi yapma, yani taahhüt konusu mali hakkı veya kullanma ruhsatını diğer tarafa devir hususunda şahsi bir borç altına girerler. Taahhüt alan da, sözleşme konusu mali hakkın veya kullanım ruhsatının kendisine geçirilmesi hususunda şahsi bir talep hakkının veya ruhsatının kendisine geçirilmesi hususunda şahsi bir talep hakkı elde eder. Taahhüt konusu mali hakkın, taahhüt alana intikal edebilmesi için devri içeren ayrı bir tasarruf muamelesi yapılması gerekir. Zira taahhüt süresi içerisinde eser sahibi tarafından meydana getirilen eserlerle ilgili mali haklar veya kullanma ruhsatları, doğrudan ve herhangi bir tasarrufa gerek kalmaksızın kendiliğinden taahhüt alana intikal etmez.
İş bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde davalı telif sözleşme formları ile eser üzerinde herhangi bir hak iktisap etmemiştir. Çünkü, telif sözleşme form tarihlerinde eser tamamlanmamıştır, eser tamamlandıktan sonra ise, ikinci bir hukuki işlemle eser üzerindeki mali hak devrinin gerçekleştirilmesi gerekir. FSEK ancak tamamlanmış eserler üzerindeki mali haklarda tasarruf işlemi yapılmasına cevaz vermiş olup, henüz vücuda getirilmemiş yahut tamamlanmamış eserler üzerindeki mali haklar veya kullanma ruhsatları üzerinde tasarrufi işlem yapılmasını batıl saymıştır (FSEK md.48). Dosya içerisinde davalının FSEK md. 52 gereğince eserin mali haklarının kendisine devredildiğine ilişkin sözleşme ve/ veya delil de yer almamaktadır. Bununla birlikte davalının FSEK md.18/2 hükmünden yararlanabilmesi için öncelikle taraflar arasındaki iş sözleşmesi gereğince görülen iş neticesinde eserin ortaya konulması gerekmektedir. Taraflar arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanan iş sözleşmesine ise dosya münderacatında rastlanılmamıştır. Ancak, davacının davalı yanındaki çalışmasına ilişkin SGK kodunda Öğretmenlik Meslek Bilgisi Dersleri Öğretmeni sıfatıyla çalıştığı tespit edilmiştir.
Yukarıda ayrıntıları ile açıklandığı üzere, davalı işyerinde Öğretmenlik Meslek Bilgisi Dersleri Öğretmeni sıfatıyla çalışan davacının hazırladığı ihtilaf konusu kitapların mali haklarının FSEK md. 52’ye uygun olarak davalıya devredildiğine ilişkin bir sözleşme ve delil bulunmamakla birlikte, dava konusu kitapların yazarının davacı olduğu ve böylelikle Öğretmenlik Meslek Bilgisi Dersleri Öğretmeni kapsamına girmeyen ayrı bir emek mahsulü olan kitap yazarlığının FSEK md. 18/2 kapsamında değerlendirilemeyeceği mahkememizce değerlendirilmiştir.
Yukarıda anılı sebepler nazara alındığında davacının eser sahipliğinine ilişkin mali haklarına tecavüzde bulunulduğu, tecavüz kapsamında maddi ve manevi tazminata hak kazandığı mahkememizce değerlendirilmiştir.
Fsek 68. Madde kapsamında hesaplama yapılması amacı ile üç adet rapor alınmış ise de; ilk iki raporun hatalı ve çelişkili hükümler ihtiva ettiği, 3. Kez alınan rapor ile iş bu hataların giderildiği, alınan en son raporda hataların tek tek anlatıldığı ve düzeltildiği gibi alternatif içeren hesaplamaların da yapıldığı, ilk raporda Kitap fiyatı 40 TL iken KDVsiz rakam 32 TL, KDV istisnası sonrası rakam ise 40 TL olarak dikkate alınmış, 2. Raporda Kitap fiyatı 40 TL iken KDVsiz rakam 37,037 TL, KDV istisnası sonrası rakam ise 40 TL olarak dikkate alınmıştır. Her iki hesaplama da hatalı olup ilk raporda KDV hariç rakamın 32 TL hesaplanması maddi hatadır. 40 TL’den iç yüzde yöntemi ile % 8 KDv düştüğünde 37,037 TL kalır.
İlk iki raporda KDV istisnası sonrası satış rakamı 40 TL alınmış, halbuki KDV istisnasındaki amaç piyasada fiyat indirimi sağlamak olup iş bu sebeple 40 TL rakam alınması hatalı olduğu gibi ilk iki raporda stopaj( %17) düşülmemesinin de hatalı olduğu, bu durumda her bir kitap için telif bedeli 37,037 TL olarak belirlinmiş olup, telif anlaşmasının yazılı olsa idi baskı adetleri ve net satışların dikkate alınacağı ancak böyle bir durumun dosya kapsamında bulunmadığı, buna göre bandrol sayısının esas alınması gerekeceği, 61.700 adet bandrol ile 37,037 TL’nin çarpılması ile 2.285.182,90 TL net ciro hesap edildiği, davacı yan % 10’a göre telif hesaplaması yapılmasını istemiş olup, ilk raporda sektörel uygulamaya göre % 7 belirlenmiş ise de; dosya kapsamına emsal sözleşme sunulduğu, ikinci alınan raporda emsal sözleşmenin irdelendiği, davalı yayın evi tarafından sunulan … ile yapılmış, 248 sayfalık “…” için tespit edilmiş olan % 8 oranın gerek ikinci gerekse de üçüncü rapor ile baz alınması gerektiği tespiti de mahkememizce uygun bulunmuş, bu durumda emsal sözleşme baz alınmak suretiyle % 8 üzerinden telif hesap edilmesi gerektiği, buna göre % 17 stopaj düşüldüğünde 151.736,14 TL tazminat hesap edildiği, davacının FSEK 68.maddesi gereğince üç katı tazminat isteme hakkına sahip olduğu, bu durumda tespiti yapılan 151.736,14 TL’nin FSEK 68.maddesi kapsamında 3 katı olan 455.208,42-TL maddi telif ücreti tazminatına hak kazandığı, yukarıda yapılan tecavüze karşılık ise davacının manevi hakları da zarar gördüğünden manevi tazminat isteminde de haklı olduğu, talep konusu 10.000 TL’nin somut olay ve dosya kapsamına uygun olduğu mahkememizce değerlendirilmiştir.
Faiz faiz türü konusunda iki taraf arasında ihtilaf var olup, her ne kadar en son alınan bilirkişi raporunda yasal faiz işletilmesi gerektiği noktasında tespit yapılmış ise de; bu yönde yapılan tespitin mahkememizce yerinde görülmediği,
Ankara BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. Hukuk Dairesi Esas: 2017 / 1528 Karar: 2018 / 387 Karar Tarihi: 05.04.2018 sayılı ilamında da bahsi geçtiği üzere ” dava dilekçesinde ticari (avans) faizi talep edildiği ve 5846 sayılı fsek.’in 83/4 ve 84/2. maddeleri uyarınca, tecavüz eden tacir olmasa bile, anılan fıkra hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında, haksız rekabete mütaallik hükümlerin uygulanacağı düzenlendiği halde, mahkemece hükmedilen alacağa, 5335 sayılı yasa ile değiştirilen, 3095 sayılı yasa’nın 1. maddesi hükmüne göre, 01.05.2005 tarihinden itibaren ticari olmayan işlerde uygulanan temerrüt faizi oranını ifade eden reeskont faizi yürütülmesi doğru değildir.”
Yukarıda bahsi geçen karar ilamı ve benzer mahiyetteki yüksek mahkeme kararları ışığında tespiti yapılan tazminatlara ticari(avans) faizi işletilmesi uygun bulunmuş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davacı yan her ne kadar maddi ve manevi tazminat isteminin yanında ihtiyati tedbir yolu ile tecavüzün refi ve ve muhtemel tecavüzün önlenmesi kararı verilmesini talep etmiş ise taraflar arasında farazi sözleşme ilişkisi kurulmuş olması ve tecavüze konu kitapların tazminat hesabına konu edilmesi sebebiyle reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Açılan davanın kabulü ile; tespiti yapılan 151.736,14 TL’nin FSEK 68.maddesi kapsamında 3 katı olan 455.208,42-TL maddi telif ücreti tazminatı ile 10.000-TL manevi tazminat üzerinden ve ilk bandrol alınma tarihi olan 18.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine,
2-Davacı yanın ihtiyati tedbir isteminin REDDİNE,
3-Davanın kabulüne konu değer üzerinden alınması gereken 31.778,38 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL peşin harç ile 7.760 TL ıslah harcı toplamı olan 7.819,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23.959,08 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı, peşin harç, ıslah harcı, posta masrafları ve bilirkişi ücretlerinden teşekkül eden 15.658,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince manevi tazminat davası yönünden 10.000 TL. Maddi tazminat istemi yönünden ise 69.729,18 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 79.729,18 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekilleri’nin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup anlatıldı. 06/12/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır