Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/223 E. 2023/186 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/223 Esas
KARAR NO : 2023/186

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2023
KARAR TARİHİ : 29/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile ; taraflar arasında TV Programı Moderatörlük Sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin davalı yanca haksız nedenle feshedildiğini beyanla; Fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile sözleşmeye aykırılık nedeniyle ödenen edimler, sözleşme gereğince istenilecek tazminat ve ceza-i şartın kabulü ile Fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve yargılama giderleriyle ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, beyan dilekçesi ile talebini açıklamış, taleplerinin; – cayma bedeli 200 TL-sözleşme cezai şartı 200 TL-sözleşme ödenen bedel ve faizleri 100 TL-maddi manevi tazminat talepleri 500 TL olmak üzere toplam 1.000 TL’nin tahsiline ilişkin olduğunu açıklamıştır.
Tarafların tacir olup olmadığına yönelik araştırma yapılmış, GİB sorgulama kaydı ile vergi dairesi kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Dava, taraflar arasında akdolunan TV Programı Moderatörlük Sözleşmesinin erken ve haksız fesih iddiası kapsamında sözleşme kapsamında ödenen bedel, cayma ve cezai şart ücreti ile maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, davacı tarafın talebinin, imzalanan sözleşmenin feshine bağlı alacak kalemlerine ilişkin olduğu, dosya kapsamı incelendiğinde davacı yan; davalı tarafça ödemenin sözleşmede öngörülen vade tarihinden önce yapılmasının istendiğini bu sebeple davalı yanca sözleşmenin feshedildiğini ayrıca davalı tarafın davacıya fatura kesmediğini, VUK’a aykırı davrandığını beyan etmiş olup, görüldüğü gibi sözleşmenin fesih iddiası tamamı ile sözleşme kapsamındaki ödeme zamanı ve faturaların kesilip kesilmediği iddiasına ilişkin olup, sözleşmenin ihlali olarak belirtilen eylemler fikri ve sınai haklar meyanında bir ihlal olmayıp sözleşme ilişkisi kapsamındaki ihlallere ilişkindir. Dolayısı ile sözleşmenin feshine gerekçe gösterilen sebeplerin dayanağı ve kapsamının mahkememizin görev kapsamı içerisinde olmadığı sabittir.
Bir diğer husus ise; alacak kalemleri incelendiğinde; davacı yan sözleşme kapsamında ödenen paralar ile sözleşmeye göre cayma ve cezai şart bedelini ve yine sözleşmenin erken ve haksız feshine dayalı tazminat talebinde bulunmuş olup, ileri sürülen talepler Fikri ve Sınai haklar kapsamında incelenecek ve araştırılacak alacak kalemleri olmayıp, dava dilekçesinin hiçbir bölümünde FSEK kapsamında bir atıf olmayıp, hukuki deliller kısmında da TBK, HMK, TMK, İİK gösterilmiş ayrıca dava dilekçesinde tazminat taleplerinin dayanağı olarak da TMK 24 ve 25. Maddeler gösterilmiş, bilahare sunulan beyan dilekçesinde de tazminat taleplerinin dayanağı olarak sözleşmenin feshi iddiasına dayalı olarak itibarının zedelenmesi gösterilmiştir.
Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında mahkememizin görevli olmadığı, davanın sözleşme hukuku kapsamında incelenip değerlendirilmesi gerekeceği izahtan vareste olup, taraflar arasında imzalanan sözleşme ilişkisi incelendiğinde tüketici işlemi bulunmadığı, bu durumda Tüketici Mahkemesi’nin görevli olamayacağı, davanın konusu itibari ile mutlak ticari dava olmadığı, nispi ticari dava olması için iki tarafın da tacir olması gerektiği, sadece bir tarafın tacir olmasının da ticari dava olarak kabul edilmesi için yeterli olmadığı, yapılan incelemede, gelen vergi kayıtlarına göre davacı …’nın 2008 yılı ve sonrasına ilişkin vergi kaydı olmadığı, davacının Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı olduğu varsayımında dahi davacının vergi kaydının bulunmaması, 2008 yılı ve sonrası için tuttuğu defterin bulunmaması sebebiyle tacir olmadığı, bu durumda Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin de görevli olamayacağı, somut olay bağlamında davanın genel mahkeme sıfatı bulunan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerekeceği anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki hali ile hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Görev husususun res’en mahkemece dikkate alınacak olması hususu gözetilerek MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin USULDEN REDDİNE,
2- Dosyanın yetkili ve görevli İstanbul NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK Mahkemesine gönderilmesine,( 7521 sayılı yasa ile değişik HMK 20. madde uyarınca taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten: kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinde itibaren 2 hafta içinde dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edebileceğine, bu takdirde dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine, belirtilen süre içinde talep de bulunulmadığı takdirde HMK 20. Madde hükmü gözetilerek davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce res’en karar verilebileceğine)
3-Sair hususların ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 29/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır