Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/197 E. 2023/160 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/197 Esas
KARAR NO : 2023/160

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2017
KARAR TARİHİ : 09/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde, özetle; davacının uzun senelerdir ticari faaliyetlerini “…” ibaresi altında tescilsiz marka olarak sürdürdüğünü, markanın ağırlıklı olarak …. sınıf emtiaları bakımından ve …. sınıf emtialarını kapsayacak şekilde … sınıfta kullanıldığını,davacının marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, gerçek hak sahibinin yalnızca tescil ile belirlenemeyeçceğini, davalılar adına TPE nezdinde tescilli … nolu “…”, … nolu “…” ibareli markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili beyan dilekçesinde;davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmalık; davalılar adına TPE nezdinde tescilli … nolu “…”, … nolu “…” ibareli markaların hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Mahkememizce verilen 18/04/2019 tarihli, 2017/815 Esas, 2019/182 Karar sayılı ilamın, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nin 2020/1479 Esas, 2021/450 Karar sayılı ilamıyla esastan reddine ilişkin karar verildiği görülmüştür.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 21/5945 Esas, 23/586 Karar sayılı ilamı ile istinaf mahkemesince verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmiş, bozma sonrası dava dosyası iş bu esas üzerinden kayıt işlemi görmüş, yargılamaya devam edilmiştir.
Yapılan tetkik ve incelemede; Yargıtay bozma ilamında her ne kadar ” Davalı tarafın talebi üzerine 18.05.2018 tarihinde davacı adresinde yapılan tespitte bazı etiketler bulunmuşsa da etiketler okunaksız olup etiket tarihinin belirlenemediği, hangi tarihte kullanıldığının net olmadığı anlaşılmaktadır.” ve” Öncelik hakkının varlığından söz edilebilmesi için, davacının unvanını markasal olarak kullanması şarttır. Yani unvanın mevcut halini değişik şekilde veya farklı renklerde kendi mal ve hizmetlerinin tanıtımı için broşürde, etikette, diğer tanıtım vasıtaları veya üretilen malların üzerinde kullanmış olması gerekmektedir.” gerekçelerine dayanılarak bozma kararı verilmiş ise de;
Davacı ile davalılar …, …, … arasında ticari bir ilişkinin olduğu, davacının davalılara triko kazak sattığı, faturasında ”…” unvanını kullandığı, davacının belirtilen unvan ile ilk ticari satışını 18.07.2014 tarihinde davalı …’e (…Tekstil) yaptığı, satış faturalarında bu durumun mevcut olduğu bu satışların 2015-2016-2017 yıllarında da devam ettiği, faaliyet alanının aynı olduğu tespitlerinde bulunulduğu, davalının ise, hükümsüzlük istemine konu markalarını 17.10.2016 tarihinde tescil ettirdiği, davacının önceye dayalı kullanımının mevcut faturalar ve mali kayıtlar ile sabit olduğu, diğer yandan ”… ibaresinin dava konusu her iki markada da yer aldığı, ”…” ibaresinin markanın esaslı unsuru olmadığı, tescilin açıklayıcı niteliği gereği, markanın salt davalı adına tescilli olmasının gerçek hak sahipliğine dayanak oluşturmadığı, diğer yandan markanın ağırlıklı olarak … sınıf emtiaları bakımından ve …. sınıf emtialarını kapsayacak şekilde …. sınıfta kullanıldığı, bu hususun mali kayıtlar ile de sabit olduğu, dolayısıyla hükümsüzlük koşullarının somut olayda gerçekleştiği ve yine Yargıtay bozma ilamının aksine Markanın nisbi tescil engeli ve hükümsüzlük sebepleri arasında gösterilen sebeplerden birisi de, öğreti ve uygulamada “önceye dayalı gerçek hak sahipliği” olarak adlandırılan 6769 sayılı SMK’nın 6/3. maddesindeki “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir” hükmüdür. Bu hüküm uyarınca, tescilli bir markadan daha önceki bir tarihte o işarete tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden ayırt edicilik kazandırılmış ise bu işaret üzerindeki gerçek hak sahibi o kişi olarak kabul edilmektedir. Şüphesiz önceye dayalı gerçek hak sahipliği ilkesinin varlığı için işaretin;-Aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri veya karıştırılma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerinin daha önce marka olarak kullanılması,-Kullanımın sonraki tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerle aynı veya bunlar ile ilişkilendirilebilecek mal ve hizmetler olması.-Kullanımın bireysel kullanımdan öte, ayırt edicilik kazandıracak ölçüde olması Gibi unsurların bir arada bulunması gerekir. Bir işaretin markasal olarak kullanıldığı örnekleri arasında SMK’nın 7/3-ç maddesindeki “ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması” ile 7/3-e maddesindeki “İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması” halleri de bulunmaktadır.
Yargıtay bozma ilamında belirtilen etiketlerin okunaksız olması gerekçesinin yukarıda yapılan anlatımlardan yola çıkılarak mahkememizin vardığı sonuca tesir etmeyeceği gibi SMK’nın 7/3-ç ve e maddeleri kapsamında bir işaretin markasal kullanımları arısında Yargıtay bozma ilamının aksine sadece iş evrakı ve reklamlarda kullanılması bulunmayıp, işaretin unvan ve işletme adı olarak kullanılması da gösterilmektedir. Yapılan yargılama ile de davacı tarafın … inci sınıftaki giyecek ürünleri ile … inci sınıfta … inci sınıf malların satış ve perakendeciliği hizmetlerinde “…” ibaresini markasal olarak FATURA ve iş evrakı ile ticaret unvanında tanıtıcı işaret olarak kullandığı nitekim bu hususta Yargıtay bozma ilamında da aksi bir tespit de bulunmadığı anlaşılmakla, anılan sebeplerle İstinaf mahkemesince oy birliği ile verilen esastan ret kararı ile Yargıtay bozma ilamındaki muhalefet şerhine iştirak etmek ile birlikte Yargıtay bozma ilamındaki çoğunluk görüşü, mahkememizin yukarıda yapmış olduğu tespit ve değerlendirmelere uygun düşmemesi hasebi ile Mahkememizin kararında HMK 373. Maddesi gözetilerek direnilmesine, mahkememizce daha önce verilen kararın tekrarı ile; Davalı adına… (…) nolu ve … (…) nolu markaların hükümsüzlüğüne, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
I-)Mahkememizin kararında HMK 373. Maddesi gözetilerek DİRENİLMESİNE, mahkememizce daha önce verilen kararın tekrarı ile;
– Davalı adına … (…) nolu ve … (…) nolu markaların HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,
-Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere Türk Patent ve Marka Kurumuna gönderilmesine,devrin önlenmesine yönelik tedbirin karar kesinleşene kadar devamına,
2- Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 238,45 TL karar ve ilam harcının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihindeki Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 25.500,00 TL TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan bozma öncesi yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 peşin harç 254,20 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.067,00 TL yargılama gideri ile bozma sonrası davacıya ait gider avansından yapılan 40 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.107,00 TL yargılama giderinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 09/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır