Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/163 E. 2023/198 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/163 Esas
KARAR NO : 2023/198

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2022
KARAR TARİHİ : 06/12/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firma … 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas …Karar sayılı dosyası ile davacı firma aleyhine, taraflarına ait … markalı viskilerin kadlarının silinmiş olarak Türkiye ye ithalini sağladığı ve ürünlerin yakalandığını belirterek 558 sayılı KHK’nın hükümleri gereğince markanın kötüleştirildiği iddiasıyla marka haklarına tecavüzün tespitini, haksız rekabet ve tecavüzün önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, ürünlerde kendilerine ait marka ve ticari unvanın silinmesi mümkün değilse imhasını, masrafı müvekkilinden alınarak hükmün ilanının talep ve dava etmiş olup Dava ile birlikte müvekkiline ait ürünlerin toplatılması talep edilmiş, müvekkilin…’daki bir bayisinden ve …’de gümrüklü bölgeden ürünler mahkeme kararı ile alınmış bunun duyulması ile müvekkil ticari olarak zor duruma düştüğünü, İstanbul’daki bayiye bedel iadesi yapmış, piyasada müvekkili firma ile çalışan tüm firmalar ürünlerin toplatılması tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını düşünerek ticari itibarı yara aldığı gibi ciddi kar kayıpları yaşamaya başlandığını, yerel mahkemenin davanın reddine karar verildiğini ve sadece elleçleme hatası olan 3 ürün için imha kararı alındığını, davalının dünyadaki satışların tekelinin elinde tutmak için hak ihlali yaptığını, iş bu haksız fiilden kaynaklı zararlar nedeniyle belirsiz alacak niteliğinde olmak üzere 200.000,00-TL maddi, 800.000,00-TL manevi tazminatın tazminini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının İskoçya uyruklu olup Türkiye dahil dünya çapında alkollü içkiler sektöründe faaliyet gösterdiğini, TPK nezdinde … numarası ile “…” markasının tanınmış marka olarak kaydedildiğini, 1. FSHM’de görülen … Esas sayılı davanın haksız bir dava olmadığını, davalının … markalı ürünlerinin etiketleri üzerindeki lot no/parti no gibi ürünün dağıtım zincirinde takibine yarayan önemli ve zorunlu etiket bilgilerinin tahrif edilmiş olması nedeniyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talebiyle açıldığını, neticeten davada etiket bilgilerinin değiştirilmiş olmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yarattığının tespiti yönünde kısmen kabulüne karar verildiği, davacı hem haksız fiil hem de zarar şartlarını ispat edemediğini, davacının yerleşim yeri …, davalının yurtdışı, dava konusu ürünlerin tedbiren el konulduğu yer Mersin olmakla mahkemenin yetkili olmadığını, görev, yetki ve zaman aşımı itirazları bulunduğunu, tazminat davası şartları ve hukuka aykırılık koşullarının oluşmadığını, davacının uğradığını iddia ettiği zarar miktarını somut delillerle ispatlamadığını, tüzel kişiliğin manevi kişilik hakları bulunmadığından manevi tazminata hükmedilemeyeceğini, tedbir talep edildiği anda davacı haksız olduğundan kusur koşulu da gerçekleşmediğini, davacının herhangi bir fiili zararı bulunmadığını, ihtiyati tedbir kararı ve dava arasında uygun illiyet bağı kurulamadığını, davanın reddini talep etmiştir.
Haksız ihtiyati tedbir nedeniyle tazminat davasının şartları, bu davanın kabul edilecek hukukî niteliğine göre değişiklik gösterecektir. İhtiyatî tedbire karar verilmesine kadar bir tarafın (alacaklı) korunduğu, bu koruma nedeniyle karşı tarafın mal veya şahıs varlığında zararın ortaya çıktığı, mahkeme kararına dayandığı için hukuka uygun sayıldığı, fakat ortaya çıkan bu zararın da bir şekilde zarar görene ödenmesi gerektiği gibi hususlar ele alındığında söz konusu tazminat davasının hukukî niteliği, kanımızca, fedakârlığın denkleştirilmesidir. Ancak, hemen belirtmekte fayda vardır ki, bu davanın hukukî niteliği doktrinde tartışmalı olup haksız fiil sorumluluğuna benzetilmekte, davanın şartları haksız fiilin şartları esas alınarak belirlenmektedir. Biz, özellikle haksız fiildeki hukuka aykırılık unsurunu, hukuka uygun mahkeme kararına dayanan ihtiyatî tedbir hakkında kabul edemiyoruz. Ayrıca, doktrinde ve yargı kararlarında büyük bir çoğunlukla kabul edildiği üzere bu davada kusur şartı aranmaz16. Yani haksız ihtiyatî tedbirden kaynaklanan tazminat davasında kusursuz sorumluluk ilkesi esastır. Bu nedenle hem hukuka aykırılık hem de kusur aranmayan sorumluluğun türü, kanımızca, fedakârlığın denkleştirilmesidir ve davanın şartları da buna göre belirlenmelidir. RAMAZAN KORKMAZ- (deu.edu.tr)
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin ihtiyati tedbir kararı ile ürünlere el konulmasının duyulması nedeniyle ticari itibar, kar kaybı yaşanması ve bedel iadesi yapılması nedenlerine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Somut olayda; Davacı … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …Esas … Karar sayılı dosyasından görülen ve davanın kısmen kabulüne karar verilerek kesinleşen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet davasında verilen ihtiyati tedbir talebi nedeniyle maddi ve manevi olarak zarara uğradığını iddia ederek 200.000 TL maddi ve 800.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmaktadır.
HMK 399/2. Madde gereğince haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır.
Davacı taraf haksız fiile dayandığını beyan etmiş ise de; davacı tarafın zarar iddiası, … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyada verilen ihtiyati tedbir kararı ile İstanbul’daki bir bayiden ve Mersin’de gümrükten mallara el konulması, bunun duyulması ile ticari olarak zor duruma düşülmesi, malların toplanacağı şüphesiyle müşteriler davacıya dönüş yapmamaya başlaması ve ticari itibar / kar kaybına uğraması ile İstanbul’daki bayiye bedel iadesi yapılmış olmasına dayalı olduğu, bu zarar iddiası gerekçelerinin temel dayanağının ise dava dilekçesinde açıkça anlatıldığı üzere … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyada verilen ihtiyati tedbir kararı ve dolayısıyla bu kararın haksızlığı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili her ne kadar davanın haksız fiile dayalı olarak ikame edildiğini iş bu sebeple haksız fiile göre(TBK 49) zamanaşımının belirlenmesi gerektiğini ifade etmiş ise de; kesinleşmek suretiyle mahkememize gönderilen dava dosyasında da açıkça davanın haksız ihtiyati tedbirden kaynaklı ikame edilen bir dava olduğunun net bir şekilde tespit edildiği ve kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, yukarıda mahkememizce de tespiti yapıldığı üzere davanın haksız ihtiyati tedbirden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu zira davacı oluşan zararların haksız ihtiyati tedbir sebebiyle oluştuğunu dilekçesinde açıkça ifade etmiş olup, bahsi geçen zararlar ihtiyati tedbirin uygulanmasından bağımsız zararlar değildir. Mahkememizin görevli olmasının sebebi davanın haksız ihtiyati tedbirin uygulanmasından oluşan zararlara ilişkin olması ve ihtiyati tedbir kararını veren mahkemenin de mahkememiz olması olup, davacının ifade ettiği gibi davanın haksız ihtiyati tedbirden kaynaklı dava değil de genel haksız fiil sorumluluğuna dayalı tazminat davası olsa idi mahkememizin görevli olması mümkün olmayacaktı. İş bu sebeple davacı yanın hukuki nitelendirmesi hatalı olup, somut olay yönünden HMK 399/3. Maddesinin tatbiki mahkememizce uygun bulunmuştur.
Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklı davalar yönünden HMK 399. Madde de açık bir düzenlemenin mevcut olduğu, HMK 399/3. Madde de haksız tedbirden kaynaklı tazminat davasının açılma süresinin kararın kesinleştiği yahut tedbirin kalktığı tarihten itibaren 1 yıl içerisinde açılmaması halinde zaman aşımına uğrayacağının yazılı olduğu ve yine madde gerekçesinde de iş bu davalar yönünden zaman aşımı süresinin açıkça ve diğer haksız fiillerden farklı olarak düzenlendiğinin yazılı olduğu hülasa HMK 399/3 madde gerekçesinde de açıkça haksız ihtiyati tedbir istemine dayalı tazminat davalarında haksız fiile dayalı diğer davalarda uygulanan zaman aşımı sürelerinin uygulanmayacağı yazılıdır.
Yukarıda yapılan anlatımlar ışığında somut olay incelendiğinde; davalı yanın süresi içerisinde zaman aşımı definde bulunduğu, ilgili dosyada kararın kesinleştiği tarihin 15/06/2020 tarihi olduğu, arabuluculuk başvuru tarihinin ise 14/06/2022 tarihi olduğu, davacı kesinleşen kararın kendilerine 19/07/2020 tarihinde tebliği edildiğini beyan etmiş olup, gerek kesinleşme gerekse de tebliğ tarihinden itibaren arabuluculuğa başvurma tarihi arasında 1 yıllık sürenin fazlasıyla geçtiği sabittir.
Bu durumda davacı yanca açılan dava süresi içerisinde olmayıp, HMK 399/3 maddesi nazara alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki hali ile karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın ZAMANAŞIMI nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı yanca yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 17.077,50 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 16.807,65 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarifeye göre( zamanaşımı sebebiyle davanın reddine ilişkin karar esasa ilişkin bir karar olup, nispi vekalet ücretine tabidir.) maddi tazminat istemli dava yönünden AAÜT 13/4 maddesi gereğince 25.500 TL, manevi tazminat istemli dava yönünden AAÜT 10/3 ve 10/4 maddeleri nazara alınarak 25.500 TL olmak üzere toplam 51.000 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yüzünü karşı gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/12/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır