Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/141 E. 2023/170 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/141 Esas
KARAR NO : 2023/170

DAVA : Ticaret Ünvanının Korunması
DAVA TARİHİ : 18/11/2022
KARAR TARİHİ : 16/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunanTicaret Ünvanının Korunması İstemli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin “…” ibaresi üzerinde tek ve gerçek hak sahibi olduğunu, ticaret sicil kayıtları incelendiğinde açıkça görüleceği üzere müvekkili şirketin 29.08.1990 yılında kurulmuş olup o tarihten bu yana “…” ibaresini nizasız ve fasılasız bir şekilde ticaret unvanı olarak kullandığını, ticaret unvanının hukukumuzda tanıtıcı işaretler çatısı altında bulunmakta olup bir işletmeyi ve taciri diğer işletme ve tacirlerden ayırt etme fonksiyonunu yerine getirdiğini, bu nedenle ayırt ediciliği sağlamada önemli bir rol üstlenen ticaret unvanını korumak amacıyla Türk Ticaret Kanunu 45. Maddesi ile bir ticaret unvanı tescil edilirken kendisinden daha önce tescil edilmiş bir unvan mevcutsa ayırt edici ek getirilmesi zorunluluğunun düzenlendiğini, aksi halde tacirler ve işletmeler tüketiciler nezdinde birbirine karıştırılabilecek ve haksız rekabet meydana geleceğini, TTK.nun 52. Maddesi gereğince, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir, hükmünü havi olup ticaret unvanının korunması gerektiğini hüküm altına aldığını, somut olayda müvekkili şirket ticaret unvanının asli unsurunun “…” ibaresi olduğunun açıkça görüldüğünü, davalı tarafın ise müvekkili şirketten çok sonra 2022 yılında “…” esas unsurunu kullanarak dava konusu ticaret unvanını kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, bu durumda davalı tescilinin 1990 yılından bu yana … ibaresini ticaret unvanı olarak kullananan müvekkili şirketin haklarına tecavüz ettiğinin sübut bulduğunu (Emsal: Yargıtay 11. HD.nin 17.04.2006 tarih ve 2006/4208 E. 2006/4099 K. & 09.04.2002 tarih ve 2002/342 E. 2002/3318 K.), davalı tarafın ticaret unvanı tescilinin tamamıyla kötüniyetli olup müvekkili şirketin tanınmışlığından faydalanma gayesi içerisinde gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketin alanında dünyaca tanınan bir bisiklet (…/…) firması olduğunu, davalı tarafın sırf müvekkili şirketin emeğinden haksız yararlanmak ve bu bağlamda haksız kazanç sağlamak saikiyle hareket ettiğini ve seçebileceği binlerce ticaret unvanı varken müvekkil şirket ticaret unvanı ile ayniyet arz eden bir ticaret unvanını tescil ettirdiğini belirterek, müvekkil şirket ticaret unvanı ile karıştırılmaya yol açan ticaret unvanının yargılama boyunca kullanımının ihtiyaten durdurulmasına, davalının müvekkil şirket unvanı ile karıştırılmaya yol açan ticaret unvanının terkinine, bu mümkün değilse unvandan … ibaresinin çıkarılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davaya cevap verilmemiştir.
… 2. ATM … Esas sayılı dava dosyası ile görevsizlik kararı verilmiş. Dosya mahkememizde tevzi alarak, yukarıda belirtili esasa kaydedilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; TTK.nun 50-53. Maddesine dayanan Ticaret Ünvanının Korunması istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunludur.
Dosya kapsamı itibari ile yapılan tetkik ve incelemede; her ne kadar … 2. ATM … Esas sayılı dava dosyası ile görevsizlik kararı verilmiş ise de, davacı vekilinin dava dilekçesi incelendiğinde dilekçenin konu kısmında “fazlaya ilişkin tüm dava, talep ve şikâyet haklarımız saklı kalmak kaydıyla; davalının müvekkil şirket ticaret unvanı ile karıştırılmaya yol açan ticaret unvanının yargılama boyunca kullanımının ihtiyaten durdurulmasına, davalı şirketin müvekkil şirketin ticaret unvanı ile karıştırılmasına yol açan ticaret unvanının terkinine, bu mümkün değilse unvandan … ibaresinin çıkarılmasına, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talebimizi havi dilekçemizdir” açıklama yapılmış olup, bu açıklamaya göre davacının ticaret unvanı terki istemli olarak davayı açtığı ve dayanak olarak kendisine ait ticaret unvanının davalı tarafından ticaret unvanı olarak gösterilmesi hususunu belirttiği ve yine dava dilekçesinin 1. Maddesinde “Bilindiği üzere ticaret unvanı hukukumuzda tanıtıcı işaretler çatısı altında bulunmakta olup bir işletmeyi ve taciri diğer işletme ve tacirlerden ayırt etme fonksiyonunu yerine getirmektedir. Bu nedenle ayırt ediciliği sağlamada önemli bir rol üstlenen ticaret unvanını korumak amacıyla Türk Ticaret Kanunu 45. Maddesi ile bir ticaret unvanı tescil edilirken kendisinden daha önce tescil edilmiş bir unvan mevcutsa ayırt edici ek getirilmesi zorunluluğu düzenlenmiştir. Nitekim aksi halde tacirler ve işletmeler tüketiciler nezdinde birbirine karıştırılabilecek ve haksız rekabet meydana gelecektir. Türk Ticaret Kanunu’nun 52. Maddesi “Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.” hükmünü havi olup ticaret unvanının korunması gerektiğini hüküm altına almaktadır.” açıklaması ile açmış olduğu davayı TTK 45 ve 52. Maddeye dayandırmış ve sonuç kısmında da ticaret unvanının korunması gerektiğine işaret etmiştir. Ve yine dava dilekçesinin devam eden kısmında 2. Maddesinde de emsal içtihatlar sunmuş, emsal içtihatların da yine Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görev alanına giren davalara ilişkin olduğu, dava dilekçesinin 2. Kısmının devam eden bölümünde ise “Yukarıda sunmuş olduğumuz Yargıtay içtihatlarında da hüküm altına alındığı üzere ticaret unvanlarındaki benzerlik müşteriler nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açabilecektir. Somut olayda her iki ticaret unvanının da asli unsurunun … ibaresi olduğu, her iki unvanda da … ibaresinin unvanın ilk ve dikkat çekici kelimesi olduğu göz önünde alındığında müşteriler nezdinde karıştırılmaya yol açacağı aşikar olup davamınızın kabulü gerekmektedir.” açıklaması ile yine davacıya ait ticaret unvanının davalı tarafından kullanıldığına işaret edilmiş, son olarak netice-ii talep kısmında ise ” Davalının müvekkil şirket ticaret unvanı ile karıştırılmaya yol açan ticaret unvanının yargılama boyunca kullanımının ihtiyaten durdurulmasına,
Davalının müvekkil şirket unvanı ile karıştırılmaya yol açan ticaret unvanının terkinine,
Bu mümkün değilse unvandan … ibaresinin çıkarılmasına, ” açıklaması ile davasını açıkça davacıya ait ticaret unvanının davalı yanca kullanılmasına dayandırmıştır ve yine hukuki deliller kısmında da TTK gösterilmiş, SMK’ya ilişkin hiçbir ibare dava dilekçesinde gösterilmemiştir. Ayrıca görevsizlik kararı veren mahkeme dahi davanın TTK.nun 50-53. Maddesine dayanan Ticaret Ünvanının Korunması istemine ilişkin olduğunu gerekçeli kararında belirtmiştir.
Yukarıda yapılan analiz ve değerlendirmeler nazara alındığında davanın TTK.nun 50-53. Maddesine dayanan Ticaret Ünvanının Korunması istemine ilişkin olduğu görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, davanın karşı görevsizliğine dair aşağıdaki hali ile hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KARŞI GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde HMK’nın 21/1-c , 22/2 maddesi gereğince yargı yeri belirlenmesi için dosyanın İstinaf ‘a gönderilmesine,
3-Verilen görevsizlik kararının niteliği gereği harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemede nazara alınmasına,
4-Avukatlık Ücret Tarifesi Gereğince vekalet ücreti takdirinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 16/11/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır