Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/96 E. 2023/232 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/96 Esas
KARAR NO : 2023/232

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2022
KARAR TARİHİ : 19/12/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 1975 yılında Türkiye’de kurulan ilk su dolum tesislerinden biri olduğunu, bu tarihten bu yana … ibaresi ile piyasada yer aldığını, müvekkili şirketin 2007 yılında … Sularını kendi bünyesine kattığını ve faaliyetlerini gün geçtikçe büyüttüğünü, TPMK nezdinde müvekkili şirkete ait 50’ye yakın tescilli marka ve marka başvurusu bulunduğunu, ilgili markaların çoğunun esas unsur olarak … ibaresini içerdiğini, Müvekkili şirketin … ibaresini çatı marka olarak kullanarak seri marka ailesi oluşturduğunu ve … Sınıfta birçok emtiada tescil altına aldığını, Davalı şirketin müvekkili adına tescilli … ibaresini markalarının esas unsuru olarak kullanmak suretiyle … ve … numaralı marka tescillerinin bulunduğunu, İlgili markaların müvekkilinin seri marka ailesinde yer alan markalarla ayniyet derecesinde benzerlik taşıdığını ve müvekkili şirket markalarına iltibas yarattığını, bu durum sebebiyle hükümsüzlük davası ikame etme zaruretinin hasıl olduğunu beyan ederek işbu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
SAVUNMA: Davalı açılan davaya cevap vermemiş, delil bildirmemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davalı adına … tescil nolu ve … tescil nolu markaların hükümsüzlüğü ve hükmün ilanı taleplidir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava dilekçesi ve ön inceleme günü, davalı yanın yurt dışında ikamet etmesi nedeniyle Uluslarası tebligat hükümlerine göre muhataba tebliğ olunmuş, davalı açılan davala cevap vermemiş, delil bildirmemiştir, mahkememizce dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi …’in 17/03/2023 tarihli bilirkişi raporlarında; Davacı tarafa ait “…” esas unsurlu …. Sınıfta tescilli 19 adet markanın seri marka niteliğinde olduğu Davacı markaları ile davalı markalarının marka adı ve marka örneği yönünden benzerlik içerdiği, Marka adları arasındaki benzerlik ve tescil olunan mal ve hizmet sınıfı ile içeriğindeki emtiaların aynı veya benzer olması sebebiyle ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, SMK m. 25 gereğince markalar arasında SMK m.6/1 hükmü yönünden karıştırılma ihtimali bulunması sebebiyle davalıya ait … ve … numaralı markaların hükümsüzlük koşullarının oluştuğu yönünde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer markalar” marka olarak tescil edilemez. Buradaki “ayniyet” olgusuyla, “bir markanın tamamen taklit edilmesi” kast edilmektedir. “Ayırt edilemeyecek derecede benzerlik” olgusuyla ise başvuru konusu markanın tescilli markanın birebir aynısı olmamakla birlikte, “ilk bakışta fark edilemeyecek derecede aynı” olan ve bu hususun ispatına dahi gerek duyulmayan, ancak çok dikkatli bir inceleme sonucu farkın anlaşılabileceği ibare ve şekilleri taşıyan işaretler kast edilmektedir (Pril/Pırıl örneği, Sabih Arkan, Marka Hukuku).
Markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlikte dikkate alınması gereken ölçü; tescil kapsamındaki mal ve hizmetlerin yönelik olduğu tüketici kitlesinin markanın “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özelliklerini dikkate alarak yaptığı genel ve bütüncül bakış açısıdır (bkz. ABM’nin C-251/95 sayılı Sabel BV v. Puma AG, C-39/97 sayılı Canon Kabushiki Kaisha v. MGM Inc. kararları).
Markanın yöneldiği hedef kitleye mensup makul derecede bilgilendirilmiş kişi makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişidir (ABM’nin LIDL Belgium/ Colruyt kararı, bkz. EuGH GRUR 2007, 69 par.78 ). Bu kavram uygulama ve öğretide de “ortalama tüketici ” olarak adlandırılmaktadır. Kural olarak markaların benzerliklerinin değerlendirilmesinde, tüketicilerin markaları yan yana koyarak karşılaştırmaları beklenmemeli, bu markaların hedef kitle üzerinde bıraktıkları kaba görüntü ve genel izlenimi esas alınmalıdır. Görüşü dikkate alınacak hedef kitleye mensup kişi bir uzman olmayıp, makul düzeydeki tüketiciler olduğu için markaya esas unsurları detayları ile gözlemlemesi ve ayrıntıları fark etmesi kendisinden beklenmemelidir.
Tescil edilen ve hükümsüzlüğü istenen marka ile tescilli markalar arasında “karıştırılma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlikten” bahsedilmek için; a) Markalar arasında ayniyet, ürünler arasında benzerlik bulunması,b) Markaların benzer, ürünlerin aynı olması,c) Markaların benzer ve ürünler arasında da benzerlik bulunması, şeklinde üç ayrı ihtimalden birinin varlığı (Karan/Kılıç, 556 sayılı KHK şerhi S.197) gerekmektedir. Dolayısıyla markaların karıştırılmasından söz edebilmek için hedef tüketici kitlesi nezdinde, tescilli marka ile hükümsüz kılınması istenen istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
Tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin itiraz etmesi üzerine, tescili istenilen marka, a) Markanın tescili için yapılan başvuru tarihinden önce veya markanın tescili için yapılan başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş ise, b)Belirtilen işaret, sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını veriyorsa, hallerinde tescil edilmez düzenlemeleri dikkate alındığında bir markanın aynı veya benzerinin, farklı mal ve hizmetlerde kullanılabileceği ilkesini açıkça ifade eder. Ancak tanınmış markalar bu ilkenin istisnasını oluşturur. Buna göre, toplumda tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin, farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, itiraz üzerine ret edilir.
Yukarıdaki marka hukukuna ilişkin genel kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve görsel yönden karşılaştırıldığında;
TPMK kayıtları ve dosyada mevcut tüm deliller incelenerek yapılan inceleme neticesinde, davaya konu uyuşmazlığın davalı adına tescilli … numaralı “…” ibareli marka ile … numaralı “…” ibareli markaların hükümsüzlüğü olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından bu hususa gerekçe olarak … Mal ve hizmet sınıfında “…” ibaresini esas unsur olarak içeren birçok markalarının bulunduğu, bu tesciller neticesinde seri markaları bulunduğu gösterilmiştir.
Tarafların tescilli markaları marka adları yönünden incelendiğinde davacı adına kayıtlı … sınıfta tescilli markaların bir kısmının “…” marka adına sahip olduğu, bir kısmının ise “ …”, “…”, “…”, “…” ve “…” gibi marka adlarına sahip olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafa ait markalar incelendiğinde … numaralı marka adının “…” olarak yer aldığı, … numaralı marka adının “…” olarak yer aldığı tespit edilmiştir. Marka adlarına yönelik yapılacak incelemede, sesçil ve fonetik benzerlik olup olmadığı ve markaların esaslı unsurlarının neler olduğuna yönelik inceleme yapılması gereklidir.
Davacı adına tescilli 19 adet “…” ibaresini esaslı unsur olarak marka tescili bulunduğu görülmektedir. Bu markaların tamamı … Mal ve hizmet sınıfında tescilli bulunmaktadır. İlgili markaların bir kısmı yalnızca “…” ibaresi kullanılarak oluşturulmuş, bir kısmı ise bu ibarenin başına veya sonuna eklenen yardımcı unsurlar kullanılarak oluşturulmuştur. Markaların tescilli olduğu emtialar incelendiğinde, “…” marka adına sahip …numaralı markanın “…” emtiasını içerdiği, … numaralı markanın “…”emtiasını içerdiği, … numaralı markanın “…” emtiasını içerdiği görülmektedir. Bu markalar dışında “…” marka adına sahip …3 numaralı markanın … Sınıfta “Maden suları ile sodaları, yapay içme sodası, tonikler, doğal kaynak suları, memba suları, karbonik asitli sular.” Emtialarını içerdiği, …numaralı “..” ibareli markanın “Maden suları ve sodaları, meyveli soda, tonikler, doğal kaynak suları, memba suları, karbonik asitli sular..” emtiaları yönünden tescilli olduğu görülmektedir. Bu kapsamda davacı tarafın … Mal ve hizmet sınıfında “…” esas unsurunu içeren seri markalarının bulunduğu hususu sabittir.
Marka adları yönünden inceleme yapıldığında davacının “…” esas unsurlu seri markalarının bulunduğu, bu markaların bir kısmı yalnızca “…” ibaresi ile oluştuğu, bir kısmının ise “…”, “…”, “…”, “…” ve “…” gibi ibarelerle oluşturulduğu görülmektedir. Davalı tarafa ait dava konusu marka adlarının “…” ve “…” olarak yer aldığı görülmektedir. Markalarda esaslı unsur olarak “…” ibaresinin yer aldığı, marka adlarında yardımcı unsur olarak diğer unsurlara yer verildiği anlaşılmaktadır. Marka adları arasında esaslı unsur olan “…” ibaresi yönünden benzerlik bulunmaktadır. Bu husus yanında işitsel olarak marka adlarının tüketici nezdinde telaffuzlarının bıraktıkları sesler arasında da benzerliğin bulunduğu tespit edilmektedir. Davacı ve davalı taraflara ait markaların marka adı, marka örneği ve mal ve hizmet sınıfları yönünden incelenmesi sonrasında, genel nitelikte bir değerlendirme yaparak aralarında karıştırılma ihtimali bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinin belirlenmesi için görsel, işitsel, anlamsal benzerlik incelemesini içerecek şekilde, iki markanın bir bütün olarak bıraktıkları genel izlenime bakılmalıdır. Bu doğrultuda davalı tarafın marka adlarında esaslı unsur olarak yer verdiği “…” ibaresinin davacı tarafın … esas unsurlu seri markaları ile benzerlik içerdiği görülmektedir. Markaların görsel benzerliği incelendiğinde davalı markalarının görsel olarak marka adını içerecek biçimde oluşturulduğu, yalnızca davalının … numaralı markasının marka adı ile birlikte şekil unsuruna yer verdiği görülmektedir. Bu kapsamda görsel olarak ayırt edici unsurun marka adı olması sebebiyle benzerliğin bulunduğu tespit edilmektedir. Markalar arasında mal ve hizmet sınıfları yönünden bir inceleme yapıldığında markaların …. Sınıfta tescilli olduğu görülmektedir. Davalı tarafın …. Sınıfta tescilli olduğu emtiaların “Madenli ve gazlı sular ile diğer alkolsüz içecekler; meyve içecekleri ve meyve suları ve içecek yapmaya mahsus diğer müstahzarlar.” Ve ““Maden suları; gazlı sular; alkolsüz içeçekler; meyve içecekleri; meyve suları; içecek yapmak için şuruplar; içecek yapmak için müstahzarlar” biçiminde olduğu tespit edilmiştir. Davacı adına kayıtlı “…” esas unsurlu markaların kaynak suyu ve menba suyu emtiaları yönünden tescilli olduğu, özellikle davacının … numaralı markasının “Maden suları ve sodaları, meyveli soda, tonikler, doğal kaynak suları, memba suları, karbonik asitli sular.” emtialarını içerdiği görülmektedir. Keza davalı markalarının meyve içecekleri emtiaları da içerdiği, davacının … numaralı markasının ““Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar.” Biçiminde bu emtiaları da içerdiği ve eski tarihli olarak tescilli bulunduğu görülmektedir. Bu kapsamda marka adları arasındaki benzerlik ve tescil olunan mal ve hizmet sınıfı ile içeriğindeki emtiaların aynı veya benzer olması sebebiyle ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğu dolayısıyla 6769 sayılı SMK m.25 hükmü ve SMK m.6/1 hükmü gözetildiğinde karıştırılma ihtimali bulunması sebebiyle davalıya ait … ve … numaralı markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğinden yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalı adına TPMK nezlinde tescilli … ve … tescil nolu markaların hükümsüzlüğüne,
2-Karar kesinleştiğinde sicile işlenmek üzere TPMK’ya gönderilmesine,
3-İlan isteminin reddine,
4-269,85 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 189,15 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 25.500 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 80,70 TL başvuru harcı, 80,70 TL peşin harç 66,50 TL tebligat ücreti 2.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.227,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 19/12/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸