Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/74 E. 2023/143 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/74 Esas
KARAR NO : 2023/143

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2022
KARAR TARİHİ : 26/09/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu ‘…’ ibareli markanın, davalı adına tescilli markanın tescil tarihinden çok önce davacı şirketler tarafından yeme- içme ve otelcilik hizmetlerinde kullanılmış ve markanın meşhur -maruf hale getirildiğini, davacıya ait ve 110 Milyon Euro harcanarak yapılan …isimli otelin içerisinde … isimli bir restoran açıldığını ,restoranın çok beğenilerek Türkiye’de tanınmış bir hale geldiğini,markanın Yiyecek – İçecek Sağlama hizmetleri, Restorancılık, Geçici Konaklama, Otelcilik Hizmetleri için 2017 yılının yaz başından beri ticari hayatta kullanıldığını ispatlar basında çıkan haberleri sunduklarını, … isimli internet sitesinde de davacıya ait ‘… isimli restorana ait bilgilerin ve yorumların 2017 senesinin yaz aylarında olduğunu, yine instagram isimli sosyal medya sayfasına kullanıcılar tarafından eklenmiş fotoğraflar ve ‘…’yer bildirimlerini içerir görselleri sunduklarını, kullanıcıların 2017 senesinin yaz aylarında müvekkiline ait ‘…’ isimli restorana gitmiş ve orada yer bildirimi yaparak fotoğraf paylaştıklarını, Dava konusu markayı … sınıf kapsamında 2017 senesinin yazının başında ciddi bir şekilde kullandığından iş bu marka açısından eskiye dayalı üstün hak sahipliğinin olduğunu, … Tescil Numaralı ‘…’ ibareli markasının hak sahibi olduğunu, Bu markanın davacı tarafından kullanılmaya başlandığında dava dışı 3. kişi tarafından kötü niyetli bir şekilde davacıya satılmak saikiyle tescil başvurusu yapılmış sonrasında iş bu marka dava dışı 3. Kişi tarafından müvekkilinin ihtilaf halinde olduğu davalı şirkete satıldığını, kötü niyetin yanı sıra müvekkilinin dava konusu marka üzerinde eskiye dayalı kullanımdan doğan hak sahipliği olduğunu, Davalı şirket adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli … tescil numaralı ‘…’ ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın markasını ciddi şekilde kullanma mükellefiyetini yerine getirmediğini, Davacının markasının TANINMIŞ marka olmadığını Davacı tarafça … ibaresinin üzerinde kullanıldığı …’da mukim … restaurantı ilk olarak davacıya ait … otel bünyesinde bir restaurant olarak açılmış olup; yaklaşık 2.5 senedir kapalı olup, başka bir şubesinin de bulunmadığını, davacının kendi web sitesinde dahi … adlı bir restaurantının halihazırda olmadığının açıkça görülebileceğini, Davacı tarafından, eskiye dayalı kullanıma, işaretin bilinir hale getirilip üzerinde hak elde edildiğine ve gerçek hak sahipliğine ilişkin yeterli bilgi, belge ve delil sunulamadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile; TPMK nezdinde davacıdan önce … ibaresi ile aynı ya da benzer bir çok tescilli marka bulunmakta olup davacının benzerlik ve kötü niyet taleplerinin reddi gerektiğini, Müvekkilinin hiç bir zaman bir başkasının markasını kullanma yahut iltibas niyetinde olmadığı gibi haksız rekabet kastı da bulunmadığını, davacı markasının tescil tarihinden çok daha eski tarihte ‘…’ markasına ilişkin tescil başvurusunda bulunduğunu, tamamen iyi niyetle marka başvurusunu yapmış ve mezkur markayı tescil ettirmiş olduğunu, nice sınıfları nedeniyle mal/hizmet yönünden hem de kıyasa konu markaların görsel ve bütüncül izleniminde tamamen farklılıklar olduğunu, Davalıya ait “…” markası ile davacıya ait “…” markaları hitap ettikleri kesim bakımından kıyaslandığında ise ikili bir ayrıma gitmek gerektiğini, Davacının fiili kullanımları ile kıyaslandığı takdirde; davacı kendi adına … Sınıfta tescilli … markasını tescile aykırı bir şekilde … Sınıfa (restaurant hizmetleri) ve yine tescile aykırı bir şekilde “…” şeklinde kullandığından esasında davacının tecavüz teşkil eden eylemleri neticesinde davacı kötü niyetli bir şekilde müvekkilin tescilli markasına tecavüz ettiği sonucunun ortaya çıkacağını, Tescil kapsamları ve işletmesel farklılıklar ve farklı tüketici kesimine hitap ettiklerinden her ne kadar “ortalama dikkat seviyesindeki kullanıcı” kesimi dikkate alınsa da somut olayın şartlarına göre yapılacak inceleme neticesinde; her iki marka arasında herhangi bir idari ve organik bağ algısı oluşmayacağı; oluşacak ise de davanın tescile aykırı kullanımı nedeniyle oluşacağı açıkça tespit edilebileceğini, Davalının özünde tam zamanlı restaurant ve yeme içme hizmetleri sunan; bu kapsamda hem … hemde … ibaresi yönünden … Sınıfta tescile sahip bir işletme olduğunu, işletmesinde belli günlerde ise restaurant hizmetinin yanında gelen müşterilere müzik dinletisi hizmeti sunulmakta olup bu hizmeti de bugüne dek davacının markasından farklı olarak … ibaresi ile verdiğini, Akabinde davacının kurum nezdindeki itirazları neticesinde … ibareli marka başvurusu … Sınıf yönünden YİDK kararıyla reddedildiğini, dolayısıyla müvekkilinin kullanımlarını en başından beri yapmış olduğu marka başvurusu kapsamında, kötüniyet ve davacının markasından faydalanma gayesi olmadan ve davacının ibaresinden farklı bir şekilde, formda … olarak gerçekleştirdiğini, Davacının … ibaresini tescile uygun olarak kullanmadığını, davacıya ait .. işletmesi tescili olmadığı halde … sınıfta RESTAURANT HİZMETLERİNDE kullandığını, tescilli olduğu şekilde … Sınıfta değil; hem … Sınıfta hem de tescilden farklı bir şekilde “…” ibaresi ile kullandığını ve bu şekilde ait … sınıfta tescilli “…” ve “…” kullanımları ile davacının fiili kullanımları hem görsel olarak hem de bilgilenmiş kullanıcı nezdinde ayırt edilemeyecek derecede benzer olup, davacının tescili aşar ve tescil sınıfından farklı kullanımları, müvekkilin halihazırda … sınıfta tescilli … ile … markalarına tecavüz teşkil ettiğini, Davalının davacı ile aynı kesime hitap etmediğini, kötü niyetle elinde … sınıf yönünden bir münhasır hakkı bulunmadığı halde müvekkilinin markasının tescilini hiçbir haklı nedene dayanmaksızın engellemeye çalıştığını, Davacı tarafça ilk olarak 13/02/2020 tarihi itibariyle müvekkil aleyhine … 1. FSHHM’nin …D.iş dosyası ile müvekkile ait adres ile sosyal medya ve web adreslerinde delil tespiti talep etmiş olup; müvekkili adına tescilli markaların kayıtları dosyaya sunulmaksızın tek taraflı beyan ve iddialar üzerine gerçekleştirilen işbu delil tespiti neticesinde alınan bilirkişi raporu ile müvekkiline ait adresteki işletmedeki kullanımların “…” ibareli kullanımlar olduğu, müvekkiline ait kullanımların “eğlence mekanı” olarak kayıtlara yansıdığı, müvekkile ait kullanımların yeme içme hizmetlerinin yanında eğlence hizmetlerinde de kullanıldığı hususlarının tespit edildiğini, Ancak işbu rapor yalnızca davacının beyanları ve marka tescili dikkate alınarak yapılmış; müvekkilin ait tescilli marka ile marka tescil başvuruları dikkate alınmaksızın yapıldığından rapora itiraz edildiğini, davacının tescilli markasından farklı olarak “… ” şeklinde tescil başvurusuna uygun; kötü niyetli olmayan kullanımlar olup müvekkiline ait kullanımların aynı zamanda restaurant hizmetlerini de kapsayan tescile dayalı hukuken meşru kullanımlar olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Davalı adına … nolu ile tescilli ” … ” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …,… ve… 02/02/2023 tarihli bilirkişi raporlarında; Davacının … no ile tescilli … markasının Türk Patent nezdinde …sınıflarda yer alan mal ve hizmetler için tescil edilmiş olduğu, Davalının … no ile tescilli … markasının Türk Patent nezdinde …sınıfta yer alan hizmetler için tescil edilmiş olduğu, Davalının hükümsüzlüğü talep edilen … tescil nolu markası için davacının raporda belirtilen kullanım ve tanıtımlarından sonra 07/09/2017 tarihinde başvuru yaptığı, davacıdan daha öncesine ilişkin sözkonusu kapsamdaki hizmetlerde markasal etki yaratacak kullanımlarının tespit edilemediği,Sonuç olarak davacının … sınıfta yer alan “Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil).” ile … sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri”nde … markasını ilk olarak ihdas ve istimal ettiği, davalıya göre öncelikli üstün hak sahibi olduğu, Davacının … markasının TANINMIŞ marka statüsünde olmadığı, Davalı ve davacının marka ve markasal kullanımlarının, görsel ve fonetik olarak ayniyet derecesinde benzer olduğu, Davalı adına … no ile tescilli markanın SMK6/3 maddesi uyarınca … Sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri”hizmetler açısından kısmi hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, Davalı adına … no ile tescilli markanın SMK 6/5 maddesi uyarınca hükümsüzlük koşullarının mevcut olmadığı, Davalı adına … no ile tescilli markanın SMK 6/9 maddesi uyarınca davalının başvurusunu kötü niyetle yaptığı hususunda heyette kanaat oluşsa da bu madde kapsamında hükümsüzlük koşullarının mevcut olup olmadığı hususundaki takdirinin mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, … ve … 06/06/2023 tarihli EK bilirkişi raporlarında; kök rapordaki görüşlerini tekrar ettikleri anlaşılmıştır.
HMK’nın 282. maddesi uyarınca hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir hükmünü içermekte olup, sunulu tüm deliller bilirkişi raporu ile birlikte incelendiğinde marka hukuku ilkelerine göre mahkememizce ulaşılan kanaate göre; Davalı adına … no ile tescilli markanın tescilli olduğu … Sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri, Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri ve hayvanlar için geçici barınma hizmetleri yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE karar verilmesi gerekmiştir.
Türk Patent ve marka kurumundan celp edilen marka tescil belgesine göre Davalı adına … no ile tescilli markanın … ibaresi ile … Sınıfta …başvuru tarihi ile … tarihinde hizmet markası olarak tescil edildiği ve emtia sınıfında yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri, Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri ve hayvanlar için geçici barınma hizmetlerinin yer aldığı anlatılmıştır.
KÖTÜNİYET İDDİASININ İNCELENMESİ:
Yargıtay 11.HD’nin 20.11.2018 tarihli ve 2017/1345 E., 2018/7216 K. sayılı ilamı, ,1.03.2021 T. ve 2020/1726 E. – 2021/1838 K.; 03.03.2021 T. ve 2020/1913 E. – 2021/1928 K. Sayılı yerleşik ilamlarına göre; daha ziyade markanın ticari faaliyetlerde ayırt edici işaret olarak kullanılması amacıyla değil, başkalarının ticaretine engel olmak, daha önce verilmiş bir mahkeme kararının etkisini azaltmak ya da veya kendisine duyulan güveni kötüye kullanarak markayı kendi adına tescil ettirmek, sözleşme hükmüne aykırı olarak markayı adına tescil ettirmek gibi hususlar genel kötü niyet sebepleri olarak görülmektedir. Kötü niyetin tezahürü değişik şekil ve koşullarda olabilir. Bu anlamda marka tescilini kullanarak başkalarının ticaretine engel olmak, bu amaçla şantaj yapmak ve para koparmak, markayı satmayı teklif etmek gibi eylemler olabilir. Kötü niyetin varlığını ispat bunu iddia eden tarafa aittir.
6769 sayılı “SMK m.6/(9) maddesinde Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Ancak kötüniyet olgusu niteliği itibarıyla hukuki bir değerlendirme olduğundan tüm faktörlerin göz önüne alınarak her somut olayda Mahkemece bir değerlendirme yapılması gerektiği de bilinmektedir.
Sunulu deliller incelendiğinde; … 2.FSHHM’nin… esas sayılı dosyasına sunulu 14.9.2021 tarihli bilirkişiler …, … ve … imzalı raporda da davalı eyleminin kötüniyetli olduğuna kanaat getirildiği de belirtilmiştir. … 2.FSHHM’nin … esas sayılı dosyasında dava tarihi 30.9.2020 yılı olup, taraflarının davacı ve karşı davalı olarak … A.Ş ile … A.Ş olduğu, huzurdaki davalının mahkememizde davacı olan tarafa tecavüz istemli dava açtığı , ihtar gönderdiği, tedbir isteminde bulunduğu dolayısıyla davalı eylemi bir bütün olarak incelendiğinde kötüniyetli olduğundan markanın … Sınıf yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekmiştir.
Zira sunulu delillere göre … 37. Noterliğinin …tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı yan davacı markasından haberdar edildiği de sunulu deliller kapsamından anlaşılmıştır.
Mahkememizce görev verilen Bilirkişi heyeti ek raporunda davalı adına … no ile tescilli markanın SMK 6/9 maddesi uyarınca davalının başvurusunu kötü niyetle yaptığı hususunda kanaat oluşsa da bu madde kapsamında hükümsüzlük koşullarının mevcut olup olmadığı hususundaki takdirinin Mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
Sunulu delillere göre dava konusu ‘…’ markasının davacı şirketler tarafından … Sınıfta temmuz 2017 tarihinden beri kullanılmaya başlandığı ve üzerinde üstün hak sahibi olduğu, … 37. Noterliğinin …tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı yan …sınıf hizmetler yönünden davacı markasından haberdar edildiği ve bu bildirime rağmen davalının 2019 yılında …sınıf ve … Sınıf dahil olmak üzere kullanımda bulunduğu, bu hususun yaptırılan … diş ve… diş sayılı dosyalara sunulan raporlar kapsamından anlaşıldığı, TMK 2. Madde kapsamında tacir olan davalının eyleminin bir bütün halinde iyiniyetli olarak değerlendirilemeyeceği gözetildiğinde SMK 6/9 Madde kapsamında kötüniyet kapsamında hükümsüzlük koşulları oluştuğundan davalı adına tescilli olan tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğe karar verilmesi gerekmiştir.
TANINMIŞLIK İDDİASININ İNCELENMESİ
Tanınmışlık ile değerlendirme bilirkişi incelemesi kadar sunulacak delillere göre nihai olarak mahkemece takdir edilecek bir olgudur.
Taraf olduğumuz tanınmış markalarla ilgili uluslararası anlaşmalarda ve mülga 556 sayılı KHK’de ve 6769 sayıyı yasada da tanınmış markanın tanımı ve kriterleri gösterilmemiş, bu husus mahkeme içtihatları ve öğreti ile uygulamaya bırakılmıştır. Yargıtay birçok kararında “bir kişi veya teşebbüse sıkı sıkıya bağlı, garanti, kalite, kuvvetli reklam ve yaygın dağıtım içeren, müşteri, akraba, dost ve düşman ayırımı yapılmaksızın, coğrafi sınır, kültür ve yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışımdır” şeklinde bir tanımlama getirmiş ve bu tanıma nazaran da markanın promosyon sonucunda kazanılan herkesçe veya ilgili kesimce bilinme, emtia söylendiğinde o markanın akla gelmesi, ait olduğu sektörde iyi bilinme ve geniş bir dağıtım ağına sahip olma gibi kıstaslara göre markanın tanınmış marka olup olmadığının tesbiti cihetine gidilebileceğini belirtmiştir. Tanınmış marka konusunda uluslararası boyuttaki çalışmalar ise Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (wipo) bünyesinde yürütülmektedir. Bu kuruluş uzmanlar komitesince benimsenen… nolu tavsiye kararında bir markanın tanınmış olup olmadığının tesbitinde, markanın kullanım süresi, yaygınlığı, kapsamı ve coğrafi alan genişliği, ekonomik değeri, reklam, temsil, promosyon, fuarlara katılım ve fuar düzenleme, kataloglar hazırlama gibi tanıtım faaliyetleri, bu çalışmaların kapsamı, süresi ve mali bütçesi, işletmenin büyüklüğü, cirosu,marka hakkının hangi etkinlikte ve verimlilikte korunduğu, tanınmışlığa yönelik mahkeme ve diğer yetkili makamların kararları gibi olguların göz önünde bulundurulması kararlaştırılmıştır.Yargıtay 11.HD nin 19.4.2002 tarih ve 2001/9903 esas-2002/3699 karar sayılı ilamında bir markanın birden çok ülkede tescilli olmasını tanınmış marka olarak kabul açısından yeterli görmekteyken son uygulamalarda bu hususun markanın tanınmışlığı açısından bir gösterge olabileceği ancak tek başına tanınmış marka olgusu için markanın birçok tescilinin olmasının yeterli olmayacağına işaret edilmiştir. …’de ise açıkça tanınmışlığın ilgili sektörde tanınmışlık olarak anlaşılması gerektiği belirtilmiştir. Yine doktrinde Trips deki düzenlemeye benzer görüş … tarafından ileri sürülmüş ve markanın tanınmışlığından söz edebilmek için bir ülkede yaşayanların tamamı tarafından söz konusu markanın bilinmesinin zorunlu olmadığı, marka sahibinin hedef kitlesinin esas alınması gerektiğine işaret edilmiştir.Markanın tacirler yada o malın alıcıları değil, bu mal ile ilgili olmayanlar tarafından da bilinmesi halinde tanınmış markadan bahsedileceği, tanımış markanın maruf marka karşısında daha kapsamlı,ekonomik yönden daha önemli bir kavram olarak karşımıza çıkacağı, bir markanın tanınmış olduğunu söyleyebilmek için markanın konulduğu mamülün birden bire düşünülmeden ve bir hatıranın yardımı ile hatırlanmadan,refleks halinde düşünülmesi gerektiği, genellikle tüketicinin zihninde bir fikir uyandıran markanın tanınmışlık derecesine ulaştığı da doktrinde Hamdi Yasaman tarafından ifade edilmiştir. Gürzumar ise, tanınmış markanın en önemli özelliğinin, tescilli bulundukları mal kategorisinden bağımsızlaşarak ve başlı başına birer kalite sembolü olarak, reklam aracı haline gelen ve geniş kitleler karşısında sahip oldukları etkilerini, tamamen farklı mal kategorileri üzerinde de gösterebileceği markalar olarak tanımlamıştır. … ise tanınmış markadan bahsedebilmek için, reklam gücü yüksek, kalite sembolü haline gelmiş bir markanın, sadece o markayı taşıyan mal ya da hizmetlerle ilgili çevre içinde değil bu çevre dışında, o mal ya da hizmetle ilgisi olmayan kişilerce de bilinmesi gerektiğini belirtmiştir.
Bilindiği üzere Tanınmış marka korunmasında en önemli konunun tanınmışlığın belirlenmesinde izlenilecek yöntem olduğu, her ne kadar hukuki bağlayıcılığı olmasa da…Kriterlerinin baz alınarak tanınmışlık araştırılması yapılması gerektiği bir markanın koruma istenen ülke dışında yabancı ülkelerde tanınmış olmasının, koruma istenen ülkede de tanınmış olduğuna hükmedilmesi için yeterli olmayacağının açık olduğu, her davada tanınmışlık olgusunun o davanın somut özelliklerine göre değerlendirilmesi gerektiği bilinmektedir. Dolayısıyla her somut olayda tarafların dosyaya sunduğu belgeler, beyanlar ve ihtilafın niteliği,ürünün sunulduğu sektör ve çevre gözetilerek bahsi geçen kriterlerin Mahkemece yada atanan bilirkişice o dosyaya özgü sunulan deliller ile tartışılması gereklidir. Somut olayda da davacı bu kriterlere ve denetime uygun delil sunmamış., sunulan delillerin ise yerleşik içtihatların öngördüğü şekilde tanımışlık olgusunu ispata elverişli olmadığı gerek bilirkişiler gerekse son nihai karar mercii mahkememizce anlaşılmıştır.Tanınmışlık iddiasına dayalı hükümsüzlük isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
GERCEK HAK SAHİPLİĞİ VE KARIŞTIRMA İHTİMALİNE DAYALI HÜKÜMSÜZLÜK İSTEMİNİN İNCELENMESİ
Bizim hukukumuzda kural olarak tescil ile marka hakkı doğar; ancak söz konusu işaret ilk tescilden önce kullanılmak suretiyle piyasada maruf hale getirilmişse, marka hakkı sahibi, işareti tescilden önce kullanarak piyasada maruf hale getirendir. Bu kişiye “gerçek hak sahibi”denilir. Bu bakımdan, SMK”’nın 7/1 maddesinde yer alan “Bu kanunla sağlanan marka koruması tescil ile elde edilir” biçimindeki hüküm açıkça tescil ilkesinin kabul edildiğini gösterirken, buna karşılık SMK’nın 6/3 maddesinde tescile rağmen başkasının hak sahibi olabileceği, markayı ilk kez ihdas eden, kullanan kişinin de korunacağı düzenlenmiştir. Eskiye dayalı kullanım yoluyla tescilsiz bir markanın gerçek hak sahibi olan kimse, üzerinde gerçek hak sahibi olduğu markanın tescil edilmesi halinde SMK’nın 25. Maddesinde yapılan atıfla işbu markanın hükümsüz kılınmasını talep edebilmektedir. Hükümsüzlük hallerinin düzenlendiği SMK’nın 25. Maddesinde atıf yapılan SMK’nın 6. Maddesinin 3. Fıkrasında yer alan düzenleme başvuru tarihinden veya rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.” Hükmünü ihtiva etmektedir.
6769 sayılı SMK’nun 7/1 maddesine rağmen, SMK’nun 6/3 maddesi gereğince bir markanın eskiye dayalı, öncelikli kullanıcısı o markanın gerçek hak sahibidir. (…) her ne kadar marka koruması tescil ile elde edilmekte ise de, tescil başvurusundan önce o markayı ihdas eden, kullanan, piyasada maruf hale getiren ve o marka üzerinde hak elde eden kimsenin itirazı üzerine Türk Patent tarafından tescil başvurusunun reddi gerekir. Türk Patent’in tescil belgesi vermesi durumunda ise SMK’nun 25. Maddesine dayalı olarak gerçek hak sahibinin açacağı hükümsüzlük davası üzerine, tescil sahibinin bu markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi mümkündür. Bu durumda sonuçta tescil sahibinin tescili şeklen ve geçici olarak kendisine koruma sağlamakta, hükümsüzlük kararı ile birlikte ise bu koruma ortadan kalkmaktadır. ” (Uğur ÇOLAK, Türk Marka Hukuku, İstanbul, 4. Baskı, Sf. 420.) Gerçek hak sahipliği ilkesinin hangi şartlarda uygulanabileceği gerek öğretide gerekse içtihat hukukunda ayrıntılı bir şekilde ortaya konulmuştur: İlk olarak, gerçek hak sahibinin markasıyla, kişiye ait başvuru ya da tescile konu Marka arasında ayniyet ya da benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmalıdır. İkinci olarak, gerçek hak sahibi markayı, üçüncü kişinin başvurusu veya varsa rüçhan tarihinden önce kullanmaya başlamış olmalıdır. Kullanımın Türkiye’de gerçekleşmesinin gerekip gerekmediği hususunda ülkesellik ilkesine atıfta bulunmakta ve marka üzerinde gerçek hak sahipliği iddiasında bulunulabilmesi için o markanın Türkiye’de kullanılmasını aramaktadır. Üçüncü olarak, gerçek hak sahibinin kullanımı “marksal kullanım” olmalıdır. Yine Yargıtay kararlarında, tescilsiz işaretin ticaret sırasında marka hukukuna özgü bir şekilde kullanılması gerektiğini ifade etmektedir. Dördüncü olarak, Yargıtay kararlarında, “marka üzerindeki öncelik hakkı, o markayı yaratan, kullanan ve piyasada maruf hale getiren kişiye aittir.” denilerek marufiyet şartı aramaktadır.
Davalı yan kullanmama iddiasında bulunmuş ise de davacı markasının tescil ve koruma tarihleri nazara alındığında bu iddianın yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yine davalı TPMK nezdinde dava dışı şahıslara ait davacı tescilinden önceye ait … ve meftune markaları olduğunu ileri sürerek itirazda bulunmuş ise de davacı yana bu şirketler tarafından açılmış bir hükümsüzlük davası olmadığı gibi bildirilen markaların farklı sınıflarda tescilli olması gözetildiğinde davalı savunmalarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davalının markasının ise SMK 155 madde kapsamında varlığı ancak tecavüz davasında incelenecek bir husus olup, hükümsüzlük davasında davacı markasının gerek tescilsiz gerek tescile dayalı kullanımlarının davalıdan önce olması gözetildiğinde marka üzerinde davacının gerçek hak sahibi olduğu anlaşılmıştır.
‘Tüm bu açıklamalar ve dosya kapsamındaki deliller ve bilirkişilerin yaptığı incelemelerden davacının … ibaresini ilk olarak 2017 YILININ HAZİRAN AYINDAN itibaren MARKASAL etki doğuracak şekilde … sınıfta yer alan “Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil).” ile … sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri”nde kullanmaya başladığı, sözkonusu kullanımlarının internet üzerinde çokça takip edilen …, …, … sitelerinde haberlere konu olduğu, ünlü yemek eleştirmesi … tarafından … olarak beğeni ile tanıtıldığı, ayrıca yine etkili bir dergi olan “…” internet alan adlı web sitesinde tanıtım ve haberinin yapıldığı, basında etkili olarak yer aldığı, ayrıca instagram sosyal medyada yer bildirimi yapılarak etiketlenerekbahsedildiği, tanıtıldığı, Davalının hükümsüzlüğü talep edilen … tescil nolu markası için davacının belirtilen kullanım ve tanıtımlarından sonra 07/09/2017 tarihinde başvuru yaptığı, davacıdan daha öncesine ilişkin sözkonusu kapsamdaki hizmetlerde markasal etki yaratacak kullanımlarının tespit edilemediği,davacının … sınıfta yer alan “Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil).” ile …. sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri”nde … markasını ilk olarak ihdas ve istimal ettiği, davalıya göre öncelikli üstün hak sahibi olduğu hususu bilirkişilerce HMK 266 madde kapsamında denetim ve hüküm kurmaya elverişli kök ve ek rapor kapsamları ile sübuta ermiştir.
Somut uyuşmazlıkta Taraf markalarının gerek görsel gerek işitsel ve yazıl olarak aynı ibareleri içerdiği ve … olarak okunup yazıldığı ilk bakışta dahi karıştırmaya müsait olduğu anlaşılmaktadır. Davacı markasının 21,41 ve 44. Sınıflarda davalının markasının ise … Sınıf hizmetleri kapsadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan Dava konusu marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin davacıya ait … sayılı markada aynen yer almamakla birlikte dava konusu marka kapsamında yer alan … sınıfta hizmetlerin davacıya ait marka da ki …. sınıftaki hizmetler ile ilişkilendirilebilir nitelikte olduğunun tespit edildiği,“sempozyum konferans kongre ve seminerlerin de genellikle eğitim ve bilimsel amaçla yapılan toplantılar” olduğu, bu nedenle söz konusu hizmetler arasında benzerlik ilişkisi mevcut olduğu, dava konusu marka kapsamında yer alan … sınıftaki “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri geçici konaklama hizmetleri geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri Düğün Salonu kiralama hizmetleri konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri gündüz bakımı kreş hizmetleri” ile davacıya ait … sayılı marka kapsamında yer alan “eğitim ve öğretim hizmetleri sempozyum konferans kongre seminer düzenleme ve idare hizmetleri spor kültür eğlence hizmetleri” arasında da benzerlik bulunduğu, Yargıtay 11 HD’nin 2018/4060 E -2020/1278 K sayılı Emsal kararlarında belirtildiği üzere … sınıftaki yiyecek içecek sağlanması hizmetleri geçici konaklama hizmetleri’nin tescilli markalarının muhteviyatı, özellikle, geçici konaklama hizmetlerinin günümüzdeki kompleks yapısı, uygulamada geçici konaklama hizmetleri ile birlikte sunulan hizmetlerin bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı başvurusunda bulunan eğitim ve öğretim hizmetleri sempozyum konferans kongre ve seminer düzenleme idare hizmetleri spor kültür ve eğlence hizmetleri sınıfları ile iltibas yaratacağının benimsendiği, emsal kararda olmayan ancak dava konusu marka başvurusunda yer alan geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri Düğün Salonu kiralama hizmetleri konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetlerinin ,keza hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri kapsamında yer verilen hizmetler oldukları, sözgelimi geçici konaklama hizmetinden yararlanmak isteyen bir tüketicinin öncelikle buna ilişkin rezervasyon hizmetinden faydalanacağı, yine düğün salonu ile konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetlerinin de otel konsepti ile işletilen geçici konaklama tesisleri bünyesinde verilebildiği, hayvan dostları ile tatil yapan kişiler için özel oda tahsis edilebildiği, dolayısıyla hayvanlar için geçici barınma hizmetinin geçici konaklama hizmetinden ayrı olarak değerlendirilemeyeceği, dava konusu marka kapsamında yer alan ve .. .sınıftaki tüm mal ve hizmetler yönünden gerek gerçek hak sahipliği ve karıştırma ihtimaline dayalı olarak gerekse kötüniyetli tescil kapsamında hükümsüzlük şartlarının gerçekleştiği anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalı adına … no ile tescilli markanın tescilli olduğu … Sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri, Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri ve hayvanlar için geçici barınma hizmetleri yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere Türk Patent ve Marka Kurumuna gönderilmesine,( 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca )
2-269,85 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 189,15 TL harcın davalıdan tahsiline,
3- Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 25.500 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 80,70 TL başvuru harcı 80,70 TL peşin harç 412,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 6.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.573,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı , gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İstanbul bölge adliye mahkemesi nezdinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 26/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır