Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/31 E. 2023/190 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/31 Esas
KARAR NO : 2023/190

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 06/12/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ticaret unvanlı davalının, müvekkilinin tescilli markası olan “…” tarihi niteliğe haiz işletmesinin ve tanınmışlık düzeyi yüksek ürünlerinin tanınmışlığından, yarattığı güvenden ve hukuka aykırı olarak yararlanarak marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle SMK 6769 ilgili hükümleri uyarınca tecavüzün tespitine, refi ve menine karar verilmesini, haksız rekabet oluşturan fiillerin TTK ve ilgili sair mevzuat hükümleri uyarınca tespitine, refi ve menine karar verilmesini, marka hakkına tecavüz ile haksız rekabet teşkil eden haksız ve hukuka aykırı fiiller işleyen davalının bu eylemlerinin durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle müvekkilinin haklarına halel getiren davalının ticaret unvanlarının ticaret sicilinden terkinine, davalının aleyhine verilecek mahkeme kararının tirajı yüksek bir gazetede yayınlanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki yönünden itirazda bulunarak davacı tarafın ticaret unvanının “…”, müvekkili davalının ticaret unvanının ise “…” olduğunu iki unvanın birbiriyle bir benzerliğinin bulunmadığını, Davacı tarafın …’nin piyasada … olarak bilindiğini beyan ettiğini, ancak …’ün marka ve patent hakkının kendilerine ait olup olmadığı konusunda bir bilgi vermediğini, … markasının herkes tarafından kullanılabilecek bir marka olduğunu, … Markasıyla Türkiye’de açılmış birçok pastane ve profiterolcünün olduğunu, müvekkil davalının, davacı tarafa maddi ya da manevi zarar verme gibi bir kastı bulunmadığını, … unvanını alırken ne Ticaret Sicil’de ne de Vergi Dairesi’nde kendisine bu “unvanı kullanamazsın” şeklinde bir uyarıda bulunan olmadığını, ayrıca müvekkil Davalı …’ın 15-02-2021 Tarihinde “…” olan iş yeri unvanını “…” olarak değiştirdiğini, bu unvan değişikliği de müvekkil davalının suiniyetli olmadığının kanıtı olduğunu, müvekkilinin bu unvan nedeniyle ek bir maddi kazanç da sağlamadığını, davacı tarafın tedbir isteminin hükümsüz olduğunu, bu talebin ve davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yazılan müzekkerelere yanıt verildiği görülmüştür.
Mahkememizce 28/03/2023 tarihinde “HMK 389 vd maddeleri gereğince yaklaşık ispat davacı lehine olduğundan ”…”’ İbareli davalı kullanımlarının HMK 359 , SMK 149 vd maddeleri gereğince TEDBİREN ÖNLENMESİNE,” ilişkin tedbir kararı verildiği görülmüştür.
Bilirkişiler 06/03/2023 tarihli bilirkişi raporlarında; iki marka arasındaki mal ve hizmet benzerliği ile markalar arasındaki kelime unsuru benzerliği nedeniyle son tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunması karşısında tüketicide oluşacak bu karıştırılmanın TTK 55/1-a-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacağını, bu tespitler ışığında davacı tarafın SMK 149/1 maddesindeki talepleri ileri sürebileceğini bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmalık; marka hakkını ihlal, haksız rekabetin tespiti, durdurulması, men ve ref’i, tedbir, ticaret ünvanının terkini, davalının ticari defterleri incelemede ilerde açılması muhtemel tazminat davasına delil teşkil etmesi kapsamında SMK 151/2-a kapsamında davalının tecavüzü olmasaydı davacının elde edeceği gelirin tespiti, hükmün ilanına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacıya ait “…” ve davalıya ait “…” ibaresinin asıl ve ayırt edici unsurları olan “…” ibaresinin ortak olduğu, bu yönüyle iki markanın görsel ve işitsel yönden benzer olduğu, iki markanın da aynı mal ve hizmet sınıflarında faaliyet gösterdiği, bu yönüyle iki marka arasındaki mal ve hizmet benzerliği ile markalar arasındaki kelime unsuru benzerliği nedeniyle son tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, tüketici gözünde davacı ile davalı arasında ticari ilişki var olduğu algısını yaratabileceği karşısında tüketicide oluşacak bu karıştırılmanın davacı markasına zarar vereceği ve bu durumun SMK 29/1 maddesi gereğince “marka hakkına tecavüz” oluşturacağı, dava konusu marka kullanımın tüketici gözünde davacı ile aleyhine tespit istenenler arasında ticari ilişki var olduğu algısını yaratabileceği, iki marka arasındaki mal ve hizmet benzerliği ile markalar arasındaki kelime unsuru benzerliği nedeniyle son tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunması karşısında tüketicide oluşacak bu karıştırılmanın TTK 55/1-a-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacağı, dosya kapsamına alınan usul ve denetime uygun bilirkişi raporu ile de somut olaya ve mahkememiz kanaatine uygun tespitlerin yapıldığı, bu tespitler ışığında açılan davanın kabulü ile; davalının, marka tecavüzü oluşturan fiillerinin, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca tespitine, ref’i ve men’ine davalının, aynı zamanda Haksız Rekabet oluşturan fiillerinin, TTK ve ilgili sair mevzuat hükümleri uyarınca tespitine, ref’i ve men’ine mahkememizce verilen 28/03/2023 tarihli ihtiyati tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, davacı vekili her ne kadar dava dilekçesi netice-i talep bölümünün 7. Maddesinde ticaret unvanının ticaret sicilinden terkini istemi yönünde talepte bulunmuş ise de; bilirkişiler tarafından yapılan tespitte davalının ticaret sicilinin bulunmadığı tespiti yapılmış olup nitekim davalı yan da “…” unvanınını sicilden kaldırdıklarını doğrulamış anılı sebeple konusuz kalan iş bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, aşağıdaki hali ile hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
– Davalının, marka tecavüzü oluşturan fiillerinin, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca tespitine, ref’i ve men’ine
-Davalının, aynı zamanda Haksız Rekabet oluşturan fiillerinin, TTK ve ilgili sair mevzuat hükümleri uyarınca tespitine, ref’i ve men’ine
-Mahkememizce verilen 28/03/2023 tarihli ihtiyati tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına,
-Davacı vekili her ne kadar dava dilekçesi netice-i talep bölümünün 7. Maddesinde ticaret unvanının ticaret sicilinden terkini istemi yönünde talepte bulunmuş ise de; bilirkişiler tarafından yapılan tespitte davalının ticaret sicilinin bulunmadığı tespiti yapılmış olup nitekim davalı yan da “…” unvanınını sicilden kaldırdıklarını doğrulamış anılı sebeple bu yönde karar verilmesine yer olmadığına,
-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına, masrafın davalıdan tahsiline,
2-Alınması gereken 269,85 karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 189,15 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan peşin harç, başvurma harcı, posta masrafları ve bilirkişi ücretlerinden oluşan 3.517,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 25.500 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile yatıran tarafa iadesine,
Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 06/12/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır