Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/289 E. 2023/169 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/289 Esas
KARAR NO : 2023/169

DAVA : Sözleşmeden Kaynaklanan Alacak
DAVA TARİHİ : 23/12/2022
KARAR TARİHİ : 16/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Sözleşmeden Kaynaklanan alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/11/2016 tarihli Sözleşme uyarınca, Müvekkilinin baş rolünde yer aldığı “…” isimli dizinin yurt dışı satışlarından elde edilen gelirin müvekkilinin payına isabet eden meblağın bilirkişi marifetiyle yapılacak hesaplama ile birlikte dava değeri arttırılmak üzere fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizin görevsiz olduğunu öncelikle görev yönünden karar verilmesini, aksi kanaate göre esastan ret kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmalık; 30/11/2016 tarihli Sözleşme uyarınca, davacının baş rolünde yer aldığı “…” isimli dizinin yurt dışı satışlarından elde edilen gelirin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan tetkik ve incelemede; taraflar arasında 30/11/2016 tarihli Sözleşme akdedilmiş, “…” isimli dizi, 2017 yılında …’de yayınlanmış olup, 30/11/2016 tarihli sözleşmenin 5.2.1.1. maddesi ile
“Yapımcı, bölüm başı ücretin haricinde, Oyuncu’ya ayrıca Yapım’ın yurtdışı gelirlerinden Yapımcı payına düşen net gelirin brüt %1i oranında ödeme yapmayı kabul eder. Ödemeler Yapımcı tarafından yapılacak tahsilatı müteakip 6’şar aylık dönemlerde yapılacaktır.” şeklinde anlaşma yapılmıştır.
Davacı vekili yukarıda anılı sözleşme kapsamında sözleşmede öngörülen % 1 oranında payın tarafına ödenmediğini beyanla davasını ikame etmiştir.
Taraflar arasında akdolunan sözleşmenin iki tarafında kabulünde olduğu, bu hususta niza bulunmadığı ve yine hak sahipliği gibi FSEK kapsamında değerlendirme yapılabilecek konulara ilişkin olarak da ihtilafın bulunmadığı, ihtilafın özünü oluşturan konunun sözleşme kapsamında davalının yurt dışı satışlarından net gelir elde edip etmediği, elde edilmiş ise bunun % 1’lik kısmının ödenip ödenmediği konusunda toplanmaktadır.
Huzurdaki dava, sözleşmeden kaynaklanan bir alacak davası niteliğindedir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu md.76/f.I, fikri ve sınai haklar hukuk ve ceza mahkemelerinin görev tanımını “Bu Kanunun düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan dava ve işler ile bu Kanundan kaynaklanan ceza davalarında görevli mahkeme, Sınai Mülkiyet Kanununun 156 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen mahkemelerdir” biçiminde yapmaktadır. Buna göre, bir uyuşmazlığın fikir veya sanat eserlerine ilişkin bir uyuşmazlıktan kaynaklanması, o uyuşmazlığın bir ihtisas mahkemesi olan fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinde görülebilmesi için yeterli değildir. Bir uyuşmazlığın fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinde görülebilmesi için, dava konusunun, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ya da Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında düzenlenen fikri veya sınai hakka ve hak sahipliğine dayanması gereklidir. Nitekim, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2015/3946 E., 2016/417 K. Sayılı kararının aşağıda alıntılanan kısmında bu husus açıkça ortaya konmuştur:
“5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 76. maddesi hükmü gereğince; bu Kanunun düzenlediği hukuksal ilişkilerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi görevlidir. Ancak bunun için öncelikle, davacı ya da davalı yanın, davada “Fikri mülkiyet hakkına veya hak sahipliğine” dayanması gereklidir. Somut olayda ise, 5846 sayılı Kanuna dayanılarak tecavüzün önlenmesi, telif hakkı, eser sahipliğinin tesbiti, tecavüz nedeniyle tazminat istenmediğinden, aksine sözleşme ve Borçlar Kanunu hükümlerine dayanılarak iş bedeli dava edildiğinden, taraflar arasındaki ilişki hukuki niteliği itibariyle 818 sayılı BK’nın 355 (6098 sayılı TBK’nın 470) maddeleri uyarınca eser sözleşmesi olduğundan görevli mahkeme dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nın 8. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Açıklanan nedenlerle mahkemece davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılması doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir”
Somut olay yönünden 5846 sayılı Kanuna dayanılarak tecavüzün önlenmesi, telif hakkı, eser sahipliğinin tesbiti, tecavüz nedeniyle tazminat istenmediğinden, aksine sözleşme ve Borçlar Kanunu hükümlerine dayanılarak alacak talep edildiğinden, mahkememizin görevli olmadığı, sözleşme içeriği itibari ile davacının tüketici konumunda olmadığı gibi dizi oyuncusu sıfatı ile sözlemeyi imzaladığı, tacir sıfatının da bulunmadığı bu durumda davanın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerekeceği mahkememizce değerlendirildiğinden mahkememizin görevsizliğine dair aşağıda belirtili hali ile hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Görev husususun res’en mahkemece dikkate alınacak olması hususu gözetilerek MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin USULDEN REDDİNE,
2- Dosyanın yetkili ve görevli İstanbul NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK Mahkemesine gönderilmesine,( 7521 sayılı yasa ile değişik HMK 20. madde uyarınca taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten: kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinde itibaren 2 hafta içinde dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edebileceğine, bu takdirde dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine, belirtilen süre içinde talep de bulunulmadığı takdirde HMK 20. Madde hükmü gözetilerek davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce res’en karar verilebileceğine)
3-Sair hususların ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.
16/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır