Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/239 E. 2023/17 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/239 Esas
KARAR NO : 2023/17

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2022
KARAR TARİHİ : 30/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan tecavüzün önlenmesi ve tazminat davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2016 senesinden beri güzellik sektöründe “…” adı ile faaliyet göstermekte olduğunu, buna ilişkin kaydını … Siciline 24.11.2016 tarihinde yaptırmış olduğunu, yine aynı tarihte …’na da kaydını yaptırmış olduğunu, müvekkili işini layıkıyla ve kaliteli şekilde yapmakta olduğunu, bunun sonucunda güzellik sektöründe faaliyete başladığı tarihten itibaren önemli bir yere sahip olmuş ve tanınmış marka haline gelmiş olduğunu, 2016 senesinde … semtinde faaliyete başlayan ve düzenli şekilde faaliyet gösteren müvekkilinin daha sonrasında adres değişikliği yaptığını ve bu hususu da Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Gazetesi’nde yayınlanmış olduunu, müvekkilinin dava tarihinde faaliyet gösterdiği işyerine ilişkin kira sözleşmelerinin de mevcut olduğunu, müvekkilinin eskiden beri “sista” ismini kullandığına ilişkin Google Maps sitesinden alınmış sokak görünümü işyeri için yapmış olduğu tasarruflara ilişkin faturalar, markanın logosunun tasarımına ilişkin tasarımcı ile yaptığı görüşmelere ilişkin mail yazışmaları, Markanın logosunun tasarımına ilişkin tasarımcı ile yaptığı görüşme, sosyal medya hesaplarının açılış tarihini gösterir ekran görüntüleri, müvekkilin “…” ismini evvelden beri kullandığına ilişkin belgelerin de dava dilekçeleri ekinde mahkememize sunduklarını, ayrıca müvekkilinin yaklaşık 6 senedir “…” adı altında faaliyet gösteren müvekkilinin, dava tarihinden birkaç hafta önce davalının avukatı tarafından aranarak “..” adını kullanamayacağını söylemiş olduğunu, yapılan araştırmalar sonucunda davalının “…” markasını … nolu hizmet sınıfında (müvekkilinin faaliyet gösterdiği alan ile aynı sınıf) 25.06.2022 tarihinde tescil ettirdiğinin anlaşıldığını, Bu durumda davalı, adına tescil edilen … gün ve … başvuru no ve … tescil nolu “…” markası adı altında faaliyet göstermekte olan davalının aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ve aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler kullanmak sureti ile mevzuat hükümlerine aykırı hareket etttiğini, davalı adına tescil edilen 25.06.2022 gün ve …sayılı “…” markasının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesinde belirtilen nispi red nedenlerinin varlığı nedeniyle markanın hükümsüzlüğünün tespiti ve terkinine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın “…” ibaresinin Türk Patent nezdinde tescilli marka sahibi olduğunu, 6769 Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “Görevli ve yetkili mahkeme” başlıklı 156.maddesinin 5. fıkrasında açıkça; “Üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Sınai mülkiyet hakkı başvurusu veya sınai mülkiyet hak sahibinin Türkiye’de yerleşim yeri bulunmaması hâlinde, dördüncü fıkra hükmü uygulanır.” denildiğini, kanun hükmünün açık olduğunu, işbu davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin … FSHM Mahkemeleri olduğunu, Davacı tarafın faaliyetine konu ettiği markası hakkında Türk Patent kurumu nezdinde tescilli marka hakkı sahibi olmadığını, bu durumun hali hazırda kendilerince de ikrar edilmekte olduğunu, bu halde davacı tarafın hükümsüzlük davasını açmakta menfaati olan 3.kişi konumunda olduğunu diğer taraftan davanın yöneltildiği müvekkilinin ise Türk Patent kurumu nezdinde tescilli marka hakkı sahibi konumunda olduğunu, Bu halde 3.kişilerin sınai mülkiyet hakkı sahiplerine yönelteceği hükümsüzlük davaları hakkında yetkiyi düzenleyen Sınai Mülkiyet Kanunu 156.maddesine göre bu davanın sınai mülkiyet hakkı sahibi olan davalının yerleşim yerinde açılacağı açıkça hüküm altına alınmış olduğunu, öncelikle davanın yetkisizlik nedeni ile reddini, devamla davanın hükümsüzlük koşullarının oluşmaması, davacı iddialarının ispatlanmamış olması ve hukuksuz ve dayanaksız olması nedeni ile esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davalı adına … no ile tescil edilen “…” Markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi ve sicilden terkini istemine ilişkindir.
6769 sayılı SMK’nun, Görevli ve Yetkili Mahkeme Başlıklı 156. Maddesinin 5. fıkrasında “Üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Sınai mülkiyet hakkı başvurusu veya sınai mülkiyet hak sahibinin Türkiyede yerleşim yeri bulunmaması hâlinde, dördüncü fıkra hükmü uygulanır.” şeklinde düzenlenen hükme göre; sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak hükümsüzlük davalarında yetkili mahkemenin davalının ikametgahında bulunan mahkeme olduğu açık ve net olarak belirlenmiştir. Yine 6100 sayılı HMK.’nın 6.Maddesi uyarınca “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi” olduğu gibi 4721 sayılı TMK. Uyarınca da ” tüzel kişinin yerleşim yeri kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir” hükmü olduğu ve davalının adresinin TPMK’dan gelen cevabi yazı kapsamı ve Mernis adresine göre ”….” olduğu dolayısıyla yetkili mahkemenin … Fikri ve Sınai Hukuk Mahkemeleri olduğu gözetildiğinde mahkememizin Yetkisizliğine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- 6769 sınai mülkiyet yasası 156/5 md göz önünde bulundurularak davalının yetki itirazının kabulüne MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİNE,
2-HMK 20.madde uyarınca Dosyanın süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize müracaat edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli … FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 331. maddesi gereğince; yargılama harç, masraf ve ücreti vekaletin görevli ve yetkili MAHKEMECE karar altına alınmasına,
4-Dosya ilgili mahkemeye gönderilmez ise harç, masraf ve ücreti vekaletle ilgili kararın talep edilmesi halinde mahkememizce karar altına alınmasına, (331/2 md. gereğince)
Dair karar taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi.30/01/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸