Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/238 E. 2023/237 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/238 Esas
KARAR NO : 2023/237

DAVA : Marka hakkına tecavüz ve Haksız rekabetin önlenmesi&tazminat
DAVA TARİHİ : 26/10/2022
KARAR TARİHİ : 19/12/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka hakkına tecavüz ve Haksız rekabetin önlenmesi&tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dünya çapında tanınmış olan “…” markasının sahibi olduğunu, gayrimenkul sektöründe bu marka adı altında faaliyet gösteren birçok gayrimenkul şirketinin de sahibi olduğunu, Müvekkili ve ortağı bulunduğu … A.Ş.’nin uzun yıllardır “…” ibareli seri markalar ile inşaat sektörü başta olmak üzere birçok farklı alanda projeler geliştirdiğini, müvekkiline ait “…” 23.10.2011 tarihinde ve “… Şirketinin” 17.11.2021 tarihinde … Ticaret Siciline tescil edildiğini, … sayılı “…” ve … sayılı “…” markaları Türk Patent Enstitüsü nezdinde müvekkili adına tescilli olduğunu, ayrıca her bir gayrimenkul projesi için özel olarak ayrı marka tescil başvurularında bulunulduğunu, müvekkilinin “…” markası ile bağlantılı ve bu markanın devamı niteliğinde birçok markası bulunduğunu, Müvekkilinin geliştirdiği “markalı arsa” konsepti ile satışa sunulan arsa projeleri için …sayılı “…”, … sayılı “…” ve … sayılı “…” markalarının da müvekkili adına tescil edildiğini, Davalının müvekkiline ait “…” markası ile iltibas yaratacak şekilde benzer “…” markasını kullandığı ve Türk Patent ve Marka Kurumu’na 13.03.2022 ve 01.09.2022 tarihinde marka tescil başvurularında bulunduğunu, Davalı şirkete ait …numaralı “…” marka başvurusunun müvekkiline ait “…” ibareli makalar ile ortak olarka … Sınıflarda tescilli olduğunu, … numaralı “…” marka başvurusunun da müvekkiline ait marka ile aynı … Ve … sınıflarda tescilli olduğunu, aynı hizmetin aynı tüketici kesimine sunulduğu düşünüldüğünde, müvekkiline ait markanın tüketici nezdinde kazandığı tanınırlık ve itibarden, hiçbir emek ve çaba sarf edilmeden haksız şekilde faydalanmak amacı ile müvekkiline ait tanınmış markanın taklit edildiğini, Davalı şirket tarafından gayrimenkul sektöründe kullanılan “…” markası ile müvekkilinin “…” isimli markası başta olmak üzere “…” ibareli seri markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunduğunu, davalı eyleminin Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddiasına dayalı olarak eylemlerin tespiti , önlenmesi, durdurulması , şimdilik 10.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi , tedbir kararı verilmesi ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yıllardır inşaat ve emlak sektöründe ticari itibar kazanan ve çevresinde de oldukça müşteri kazanan müvekkili şirket, davacı tarafından kötü niyetli olarak açılan iş bu davadan dolayı itibari zedelenmiş ve müşteri kaybına uğramış olduğunu, bu sebepten dolayı gerek maddi gerekse de manevi zarara uğrayan müvekkili firma hakkında re’sen tazminat alacağına hükmedilmesini , Davacı markası ile gerek unvan gerekse de isim, logo, amblem, tabela, kartvizit olarak hiçbir benzerliği olmadığı halde müvekkili firma hakkında haksız ve hukuka aykırı olarak açılan iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmalık; Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddiasına dayalı eylemlerin tespiti , önlenmesi, durdurulması , şimdilik 10.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat , tedbir hükmün ilanı kapsamında açılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Davacının … esas unsurlu marka tescil belgeleri ile dava adına… ibareli marka başvurusuna esas belgeler Türk Patent ve Marka kurumundan celp edilmiştir.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, …, …’ın 09/02/2023 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; Davacı tarafın …numaralı “…” ibareli tanınmış markasının bulunduğunu, Dava dilekçesinde belirtilen … internet sitesinde yapılan inceleme neticesinde internet sitesinin davalı adına kayıtlı olmadığı, Davalı tarafa ait marka başvurusu haricinde kullanımların tespit edilemediği, bu doğrultuda davalının marka hakkına tecavüz niteliğinde herhangi bir fiilin bulunmadığı, Davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli markası arasında SMK m. 6/1 kapsamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, Davalının karıştırılmaya yol açacak, aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı herhangi tutum ve davranışının tespit edilemediği, bu doğrultuda haksız rekabet şartlarının oluşmadığını bildirmişlerdir.
Toplanan deliller, taraf iddia ve savunmaları, marka tescil belgeleri,ticari sicil kaydı, alan adı sahiplik belgeleri, HMK 266 madde kapsamında marka hukuku ilkelerine göre hazırlanmış, dosyadaki deliller ile uyumlu heyet raporu incelendiğinde davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Karıştırma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Başka bir anlatım ile halkın söz konusu mal ve hizmetleri aynı ya da bağlantılı işletmelerden geldiğini düşünme tehlikesidir. Hem markanın hem de mal veya hizmetlerin aynı olması durumunda karıştırma ihtimali daha güçlüdür. Karıştırma ihtimalinden söz edilebilmesi için öncelikle tescil başvurusuna konu veya tescil edilmiş marka ile daha önce tescil edilmiş ve tescil başvurusu yapılmış markanın kapsadığı hizmetlerin aynı ya da benzer olması gerekmektedir. Eğer bu mal ve hizmetler aynı ya da benzer ise bu kez markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenecektir. Karıştırma ihtimali hem marka, hemde sınıf bakımından benzerlik gerektirdiğinden iki markanın tescil edildikleri, tescil başvurusunda bulunulduğu ya da kullanıldığı mal ve sınıfların ne kadar birbirine benzer ise karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmaması için markaların da o oranda birbirinden farklı olması gerekecektir. Markalar arasında sözcük, harf karakteri, şekil, grafik gibi renk unsurlarında hiçbir fark yok ise markalar arasında ayniyetten söz edilir. Eğer bu unsurlardan birinde küçük fark var ise benzer markalardan söz edilir. Markalar arasında karıştırma ihtimali incelenirken her bir unsura göre değil bir bütün olarak iki markanın bıraktığı genel global izlenimin markanın bütünüyle bıraktığı etki dikkate alınır.
AB Adalet Mahkemesi (CJEU ) uygulamalarında karıştırma ihtimalinin belirlenmesinde bir takım ilkeler mevcuttur. Uygulamalara göre karıştırma ihtimali ilgili tüm faktörler dikkate alınmak suretiyle marka veya işaretler birer bütün olarak değerlendirilmeli bu değerlendirme yapılırken uyuşmazlık konusu mal veya hizmetin talep edebilecek durumdaki ortalama tüketici gözü ile bakılmalı ortalama tüketicinin detayları incelemeden markayı bir bütün olarak algılayacağı gözönünde bulundurulmalı markadaki ayırt edici ve egemen unsurların bıraktığı genel intibaya göre görsel ve işitsel ve kavramsal anlamda karıştırma ihtimali bulunup bulunmadığı tartışılmalıdır.
Markalar arasında daha az derecedeki benzerlik mal veya hizmetler arasında daha çok benzerlik ile dengelenebilir. Bunun tersi de mümkündür. Ayrıca eğer önceki markanın ayırt ediciliği kendiliğinden çok yüksek ise veya kullanım sonucunda yüksek ayırt edicilik sağlanmış ise karıştırılma ihtimali de çok yüksek olacaktır. Salt çağrıştırma ihtimalinin varlığı karıştırma ihtimalini de mevcut olduğunun kabulü için yeterli değildir. Önceki markanın tanınmışlığı da tek başına karıştırılma ihtimalinin varlığı için yeterli değildir. Eğer her iki marka arasında çağrıştırma ,tüketicide bu markayı taşıyan ürünlerin aynı ya da ekonomik olarak bağlantılı işletmelerden kaynaklandığı yolunda bir kanaate yol açacak nitelikte ise, bu durumda karıştırma ihtimalinin bulunduğu düşünülmelidir. Markalar arasında görsel , işitsel,kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı her iki markanın asli ve tali unsurları ile birlikte bütünü itibariyle bıraktığı izlenimler bakımından benzerlik olup olmadığı çağrıştırma söz konusu olup olmadığı, markaların ait oldukları mal veya hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin eğitim ve toplumsal durumu, markaların tescilli oldukları malın ya da hizmetin değeri , buna bağlı olarak alıcının mal almaya gittiğinde harcadığı zaman kriterleri dikkate alınarak ortalama düzeydeki tüketici gözü ile karıştırma ihtimali mevcut olup olmadığı tespit edilecektir.
Somut olayda davacının karıştırmaya ve tecavüze uğradığını iddia ettiği markası “…” olup bu ibarenin davalının …” ibareli markası ile iltibas yarattığını ileri sürmektedir.
Markalarda asıl unsur … ve … ibaresidir. Arsa ibaresi yapılan işi niteler ve tekel hakkı vermeyen tali bir ibaredir. Gerek kelime ibaresi, gerek görsel ibare, gerek telaffuz olarak markalar baştaki N harfi dışında benzer değildir. Kaldi ki davalının markası 4 harf ile oluşturulmuş ve … ibaresinin hiçbir şekilde … ibaresi ile benzer olmadığı açıktır.
Markalar arasında karıştırılma ihtimalinin varlığında, markaların görsel, işitsel ve kavramsal özelliklerinin bir bütün olarak değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekmektedir. ( Yargitay 11.HD’nin, 2018/5762 esas, 2019/6669 karar ve 23.10.2019 tarihli ilamları)Bu açıdan yüksek yargı uygulamaları da dikkate alındığında Davalının “…” ibareli markasının ve kullanımlarının davacının “…” ibareli markası arasında SMK m. 6/1 kapsamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, Davalının karıştırılmaya yol açacak, aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı herhangi tutum ve davranışının tespit edilemediği . somut olayda marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin şartlarının bulunmadığı gözetilerek sübut bulmayan davanın esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-269,85 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 754,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 25.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 10.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Reddedilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talepleri yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 25.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı , gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTANBUL BÖLGE ADLİYESİ MAHKEMESİ NEZDİNDE İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 19/12/2023

Katip
¸

Hakim
¸