Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/204 E. 2022/198 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/204 Esas
KARAR NO : 2022/198

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2009
KARAR TARİHİ : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin dünyaca tanınmış “…” araçlarının üretimi ve pazarlanması alanında faaliyet gösterdiğini, “…” ibaresinin müvekkili adına TPMK nezdinde tescilli bulunduğunu, bu markanın dünyanın pek çok ülkesinde de tescil edildiğini ve çok tanınmış olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin “…” ibareli markasının tanınmış bir marka olduğunun ve koruma altında bulunduğunun tespitine, davalılardan … A.Ş.’ye ait “…” ibareli markaların müvekkiline devrine veya markanın tanınmış olması sebebiyle iptaline ve sicil kayıtlarının terkinine, davalılardan “… San. A.Ş.’nin unvanındaki “…” ibaresinin müvekkilinin markasına tecavüz oluşturması nedeniyle ticaret unvanından çıkarılmasına, dilekçede yazılı maddi ve manevi tazminatlar ile diğer istemlere karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tanınmışlığın tespiti yönünden öncelikle TPMK’ya başvurmasının gerektiğini, müvekkilinin uzun yıllardır “…” markasını kullandığını, müvekkilinin tanıttığı bir markayı davacının uzun süre sessiz kaldıktan sonra dava açmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davacı ile herhangi bir distrübitörlük ilişkisinin yada bir başka ticari ilişkinin bulunmadığını, … markasını dünyada ilk kez müvekkilinin kullandığını, davacının markasının tanınmış olduğu iddiasını ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmalık; Dava konusu; Davalı adına tescilli markaların kötüniyetli tescil, davacı markasının tanınmış marka olması iddiaları kapsamında hükümsüzlüklerine ilişkindir.
Yargıtay 11.HD’nin 2021/621 esas- 2022/4503 karar ve 6.6.2022 tarihli ilamları ile … 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18.02.2020 tarih ve …E. – … K. Sayılı ilamının bozulmasına Bozma öncesinde ; davacının tasfiye sürecine girdiği davacının dayanak markalarının …’ye devir edildiği bildirildiğinden HMK 125/2 madde kapsamında …’ davacı olarak Uyap kayıtlarına işlendiği, hükümsüzlük sebepleri arasında tanınmışlık iddiasına da dayanmakta olup, hükümsüzlüğü istenen davalı markalarının başvuru tarihinde davacıya ait markanın Türkiye’de hiç kullanılmamış olması halinde dahi … markasının Paris Sözleşmesi’nin 1. mükerrer 6. maddesi anlamında Türkiye’de toplumun ilgili kesimi nezdinde tanınmışlık düzeyine ulaşmış bir marka vasfında olup olmadığının keza tanınmış ise bu tanınmışlığın hangi tarihte başladığı ve farklı mal ve hizmetler yönünden davacının markasının itibarına zarar verebileceği veya tescil edilen markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlara neden olup olmayacağının tespiti kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılması için mahkememizce ara karar oluşturulmuş ancak davacı vekili dosyadaki delillerin tanınmışlık incelemesi için yeterli olduğunu, bu nedenle bilirkişi ücretini yatırmadıklarını beyan etmesi nedeniyle dosyaya sunulan deliller dikkate alınarak değerlendirme yapıldığı, Paris Sözleşmesinin 1.mükerrer 6. maddesinde, KHK’nın gerek 7/1-i gerekse 8/4 maddeleri anlamında tanınmış markalardan ne anlamak gerektiği konusunda açık bir hüküm bulunmadığı, ancak yüksek mahkeme ilamlarına göre tanınmış markanın toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyinden haksız yararlanma ve itibarına zarar verme koşullarının gözetilmesi gerektiğine işaret edildiği, WIPO nezdinde oluşturulan komisyon ise tanınmış markalarla ilgili bir kısım kriterler belirlediği, buna göre de tanınmışlığın tespitinde, markanın kullanım süresi, kapsamı ve coğrafik alanının genişliği, reklam, promosyon, fuarlara katılım ve fuarlar düzenleme, kataloglar hazırlama gibi tanıtım faaliyetleri, bu çalışmaların kapsamı, süresi ve mali bütçesi, marka hakkının hangi etkinlikte ve verimlilikte korunduğu vs. olguların dikkate alınması gerektiğine vurgu yapıldığı, davalı markasının farklı sınıflardaki tescilinin hükümsüz kılınması için davacının markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlanabilmesi (şöhretini sömürmesi), itibarına zarar verebilmesi, ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabilmesi(sulandırabilmesi) hallerinin gerçekleştiğinin ispat edilmesi gerektiği, davacının ise gerek sunduğu deliller gerekse kesinleşen … 1. FSHM’nce … E., … karar nolu ilam içeriğinde de işaret edildiği üzere … ibareli araçlar kapsamında tanınmış marka olduğunu ispat etmiş olmakla birlikte farklı mal ve hizmetler yönündende bu tanınmışlığın geçerli olduğunu keza davalı markasının hükümsüz kılınması gerektiğini ispat edemediği, bu sınıflar yönünden talebin belirtilen nedenle reddi gerektiği gibi, kötü niyetli tescil iddialarının da markanın spesyalite prensibi kapsamında değerlendirme zorunluluğu bulunduğu, spesyalite prensibine göre marka hangi sınıflar için tescil edilmişse, sadece o sınıflarla sınırlı olarak işaret üzerinde tekel mülkiyet hakkı sağlayacağı, bunun marka hukukunun en temel prensibi olup, marka haklarını diğer mülkiyet haklarından ayıran en önemli özelliklerden biri olduğu, ancak marka tescil kapsamındaki sınıflarla sınırlı haklar vermekle beraber, markanın korunması için marka kapsamındaki ürün ve hizmetlere benzer (aynı olmayan) sınıflar içinde benzer markanın tescili kararnamenin 7 ve 8. maddeleriyle yasaklandığı, bu durumun marka kapsamında olmayan bu benzer sınıflar için marka sahibine bir hak bahşetmeyip, sadece markanın orijinini rakiplerinkiyle karıştırılmasını önleyici bir düzenlemeden ibaret olduğu, dolayısıyla da markanın korunması için benzer sınıfların 3. şahıslar tarafından tescilinin yasaklandığı, bu kurala markaların uluslararası korumasını garantileyen TRİPS 16 ve 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesiyle sadece tanınmış markalar yönünden belli şartlarla istisna getirilerek “markanın toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verilebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyeceği, sonuçlar doğurabileceği durumlarda 3. şahısların tescil başvurularının reddedileceğinin öngörüldüğü, markanın kötü niyetle tescili durumunda da spesyalite prensibinin geçerli olduğu, ancak marka kapsamındaki aynı veya benzer sınıflar için tescili halinde marka sahibi kötü niyetli tescil nedeniyle hükümsüzlük isteyebileceği, ancak tescil kapsamındaki ürün ve hizmetlerden farklı sınıflar için markanın tescili serbest olduğundan ve burada korunan bir hak mevcut olmadığından ve 3. şahısların bunları zaten serbestçe kullanım hakkı bulunduğundan, farklı ürün ve sınıflar için gerçekleşen tescillere karşı marka sahibinin ileri sürülebilir yasal bir hakkı bulunmadığından kötü niyetli tescil iddiası ileri sürülemeyeceği, çünkü marka haklarının çerçevesi yasa ve uluslararası anlaşmalarla çizilmiş olup, sadece tanınmış markalar için bir tek istisna getirildiği, hatta bu istisnanın da belli koşulların varlığına tabi tutulduğu, dolayısıyla da kötü niyetli tescil durumunda markanın farklı ürün ve hizmetler için de hükümsüzlüğünün isteneceğine dair bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle markanın davacının marka kapsamında kalan otomobil ve benzeri ürün ve sınıflar için hükümsüzlüğünün kötü niyet nedeniyle istenebilirse de farklı olan sınıflar için hükümsüzlüğünün istenemeyeceği, bu açıdan … 1. FSHHM’nin …E. ve … K sayılı ilamı gerek kötüniyet, gerek tanınmışlık ile ilgili tespitler yönünden delil olarak değerelendirilecekse de; huzurdaki davada davalının diğer emtia sınıfları için hükümsüzlük istemi yönünden haksız yarar sağlanacağı, itibarının zarara uğrayacağı ve risk altında bulundukları hususlarının farklı emtia sınıfı yönünden bu alandaki uzman bilirkişilerce değerlenderilmesi gerekli olup, davacının ise bu yönde bir inceleme yaptırmadığı gerekçesiyle davalı adına tescilli … nolu markanın hükümsüzlüğüne, davalı adına tescilli … nolu markanın lokomotifler, trenler, tramvaylar, vagonlar, deniz taşıtları ve parçaları, sandallar, motorlar, gemiler, yatlar, kotralar, botlar, feribotlar, kanolar, sandallar, gemiler için avara dişlileri, dümenler, seren direkleri, gemi gövdeleri, uskurlar, parvaneler, tekneleri indirme kaldırma ve suya indirme donanımları vb. uzay taşıtları da dahil hava taşıtları ve parçaları: balonlar, uçaklar, helikopterler, uzaya gönderilen roketler, paraşütler, çocuk arabaları, tekerlekli sandalyeler, pusetler, yürüteçler, el arabaları, pazar arabaları, tek veya çok tekerlekli el arabaları, market arabaları, ev eşyaları için tekerlekli taşıyıcılar dışındaki tüm ürünler yönünden markanın hükümsüzlüğüne, davalı adına tescilli … nolu marka yönünden talebin reddine, davalı adına tescilli … nolu markanın sadece spor araçları kiralanması hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne karar verildiği anlaşılmıştır. Karara karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. Yargıtay 11.HD’nin 2021/621 esas -2022/4503 karar ve 06/06/2021 tarihli bozma ilamında, davacının iddiasına mesnet “…” ibareli markasının Paris Sözleşmesi’nin 2. mükerrer ve TRIPS Anlaşması 16. maddeleri kapsamında tanınmış olup olmadığı hususunun tespit ve incelenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş olup, dosyaya sunulan deliller itibariyle taraflar arasında görülen … 1. FSHHM’nin … E. ve … K. sayılı dosyası ve bu dosyayla birleşen … 2.FSHHM’nin …Esas sayılı dosyasında, davacı markasının tanınmış marka olduğu ve taraflar arasındaki iç içe geçmiş ticari ilişki ve yazışmaların varlığı karşısında davalının aynı ibareyi kendi adına marka olarak tescil ettirmesinin kötüniyetli olduğu hususu bu dava için güçlü delil teşkil edeceği gözetilerek davanın tamamen kabul edilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir…şeklindeki Yargıtay 11.HD’nin 2021/621 esas -2022/4503 karar ve 06/06/2021 tarihli bozma ilamı gerekçesi gözetildiğinde . Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
BOZMA SONRASI YARGILAMA:
Davacının hükümsüzlük istemleri arasında kötüniyetli tescil de bulunmaktadır.
Bilindiği üzere kötüniyet başlı başına bir hükümsüzlük sebebidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.7.2008 tarih ve 2008/11-501E. 2008/507 K. sayılı kararı da “kötü niyet” halini başlı başına bir hükümsüzlük sebebi olarak kabul etmiştir. “Kötü niyet” ifadesi ile anlatılmak istenilen, “iyiniyetli olmamak” yani markanın varlığını bilmek veya öğrenebilecek durumda bulunmaktır. Bunun dışında, mutlaka, bir hilenin, aldatmanın, dolanmanın varlığının bulunup bulunmadığının araştırılmasına ayrıca gerek yoktur
Davacı yanca sunulu deliller kapsamına göre davalının davacının bir dönem distribütörü olduğu … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde… esas sayılı dosyasında YİDK kararının iptalinin talep edildiği , “…” markasının tanınmış marka olduğunun, davacı … “…” arasındaki ilişkinin bir distribütörlük ilişkisi olduğunun davacı yanca sunulu deliller ile anlaşıldığı, distribütörlük sözleşmesininin “…” tarafından davalı firmanın sahibi, kurucusu ve aynı zamanda yönetim kurulunda yer alan kişi sıfatıyla imzaladığı, sözleşme hükümlerine göre “…, “…” veya ona bağlı bir şirketinin “…” markalarının münhasır maliki olduğunu kabul eder. …,…’in mülkiyeti veya kullanım hakkına karşı koymayacaktır. …, “…” markalarının kendi tarafından tek başına veya başka marka, hizmet markası veya ari unvan ile kullanılmasının kendisine mülkiyet açısından bir menfaat veya herhangi bir hak vermediğini kabul eder”düzenlemesinin yer aldığı,
Davalının iş ilişkisi devam ederken …” ve “… oluşan şekil” markasını sicildeki boşluklardan faydalanmak amacıyla izinsiz tescil ettirdiği, davacı markasının tanınmış marka olduğu , Paris Sözleşmesinin 1.mükerrer 6. maddesinde, KHK’nın gerek 7/1-i gerekse 8/4 maddeleri anlamında tanınmış markalardan ne anlamak gerektiği konusunda açık bir hüküm bulunmadığı, WIPO nezdinde oluşturulan komisyon ise tanınmış markalarla ilgili bir kısım kriterler belirlediği, buna göre de tanınmışlığın tespitinde, markanın kullanım süresi, kapsamı ve coğrafik alanının genişliği, reklam, promosyon, fuarlara katılım ve fuarlar düzenleme, kataloglar hazırlama gibi tanıtım faaliyetleri, bu çalışmaların kapsamı, süresi ve mali bütçesi, marka hakkının hangi etkinlikte ve verimlilikte korunduğu vs. olguların dikkate alınması gerektiğine vurgu yapıldığı, davacı yanca sunulu deliller kapsamına göre ve kesin hüküm niteliğinde olan kesinleşen … 1. FSHM’nce … E., … karar nolu ilam içeriğinde de işaret edildiği üzere … ibareli araçlar kapsamında tanınmış marka olduğunun ispat edildiği, “…” ibareli markasının Paris Sözleşmesi’nin 2. mükerrer ve TRIPS Anlaşması 16. maddeleri kapsamında tanınmış marka korumasına mazhar bir marka olduğunun anlaşıldığı, … 1. FSHHM’nin … E. ve … K. sayılı dosyası ve bu dosyayla birleşen … 2.FSHHM’nin … Esas sayılı dosyasında, davacı markasının tanınmış marka olduğu ve taraflar arasındaki iç içe geçmiş ticari ilişki ve yazışmaların varlığının keza davalının aynı ibareyi kendi adına marka olarak tescil ettirmesinin kötüniyetli olduğu hususunun belirlendiği, dolayısıyla huzurdaki davamız yönünden davalının marka başvurusundan önce davacı ile ticari bir ilişki içinde olduğu, davacının tanınmış markasını izinsiz olarak tanınmış markanın şöhretini transfer etmek amacıyla ve kötüniyetli olarak tescil ettirdiği anlaşıldığından , kötüniyetin varlığı halinde ise tescilli olan tüm emtia sınıfından markanın hükümsüz kalınması gerektiği anlaşılmıştır.
Türk Patent ve marka kurumundan marka tescil belgeleri, Yargıtay 11.HD’nin 01.07.2015 tarih 2015/2322 Esas- 2015/8775 Karar sayılı bozma ilamı, … 1. FSHHM’nin … E. ve …K. sayılı dosyası ve bu dosyayla birleşen … 2.FSHHM’nin … Esas sayılı dosyasında, davacı markasının tanınmış marka olduğuna dair kesinleşmiş ilam içerikleri, Yargıtay 11.HD’nin 2021/621 esas- 2022/4503 karar ve 6.6.2022 tarihli ilamları gözetildiğinde; davacı markasının tanınmış marka olduğu ve taraflar arasındaki iç içe geçmiş ticari ilişki ve yazışmaların varlığı karşısında davalının aynı ibareyi kendi adına marka olarak tescil ettirmesinin kötüniyetli olduğu hususu gözetilerek davanın tamamen kabul edilmesi gerektiğine işaret eden bozma ilamı gözetildiğinde; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-TPE hakkındaki davanın husumetten reddine ilişkin verilen hüküm kesinleşmiş olmakla yeniden bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
2- Marka hakkına tecavüz, haksız rekabetin tespiti önlenmesi ve tazminat istemlerinin reddine ilişkin önceki hüküm kesinleştiğinden yeniden bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
3- a) Davalı adına tescilli … nolu markanın hükümsüzlüğüne,
b) Davalı adına tescilli … nolu markanın hükümsüzlüğüne,
c) Davalı adına tescilli … nolu markanın hükümsüzlüğüne,
d)Davalı adına tescilli … nolu markanın hükümsüzlüğüne,
4-80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu fazla alınan 103,4 TL fazla alınan harcın hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde davalıya iadesine ,
5- hükümsüzlük isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 11,20 TL ilk yargılama gideri, 105,00 TL tebligat müzekkere masrafı olmak üzere 250,20 TL bozma öncesi, 344,50 TL bozma sonrası olmak üzere toplam 939,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı …Ş. vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı. 07/12/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸