Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/183 E. 2023/197 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/183 Esas
KARAR NO : 2023/197

DAVA : Marka
DAVA TARİHİ : 08/08/2022
KARAR TARİHİ : 06/12/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin emtia sınıfı (…) olan ve her türde yabancı dil kurs ve hizmetlerini de kapsayan …numaralı marka’nın, Türk Patent ve Marka Kurumu’nca tescil tarihinin 24.12.2010 olduğunu, geçerlilik süresinin ise 24.10.2030 olduğunu, davacı ayrıca bu kapsamda kendi şahsının adı ve soyadı ile anılan ve kendisine … Kurumları tarafından düzenlenen … işyeri açma ve çalışma ruhsatı gereği 23.12.2011 tarihinden bu yana resmi faaliyet gösterdiğini, buna göre davacının doğum tarihinin 1979 , marka tescil tarihinin 2010 , faaliyet ruhsat 2011 yılları itibariyle davalıdan önce olduğunu, davalının …adı altında faaliyet gösterdiğini, doğum, tescil ve faaliyet ruhsatı tarihlerinin davacıdan çok sonra olduğunu ve haksız rekabet teşkil edecek bir karmaşıklık içinde çalışmakta olduğunu, davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiği gibi gönderdiği usul dışı ihtarnamede de hiçbir TC.Vatandaşı kendi adı ve soyadına kurduğu işyeri adı altında çalışmaktan men edilemeyeceğinden faaliyetine açık bir muaraza oluşturduğunu ileri sürerek davalının haksız rekabetinin önlenmesine, davacının adı ve soyadı altında yürüttüğü dil eğitimi faaliyetine yapılmak istenen muarazanın men’ine, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …ibareleri markanın Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 23/11/2017 tarihinde müvekkilimiz … adına tescillendiğini, müvekkilinin sözü edilen marka ile 2012 yılından itibaren aktif olarak kullandığını ve eğitim verdiğini, 10 yıldır … sınıf emtia olan Eğitim ve Öğretim Hizmetleri alanında faaliyet gösterdiğini, bu marka adı altında müvekkilinin yıllarca eğitim verdiğini, haricen davacının müvekkilin marka adını kullanarak bir dil kursu açmış olduğunu öğrendiklerini, bunun üzerine … 7. Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarının gönderildiğini ve bu ihtardan sonra davacının kötü niyetli olarak bu davayı açtığını, müvekkili adına tescilli markanın sosyal medya ve çeşitli alanlarda reklamının yapıldığının tespit edildiğini, bu durumun haksız rekabet oluşturarak Sınai Mülkiyet Kanunu ilgili hükmü uyarınca da marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, davacının dilekçesinde gerçek dışı beyanda bulunduğunu, müvekkilinin bilgileri sorgulandığında 28/02/2017 yılında resmi başvuruda bulunduğunu, 01/12/2017 yılında … tescil numarasıyla tescil ettirdiğini, 2027 yılına kadar bu hakka sahip olduğunu ileri sürerek haksız davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile aynı zamanda kısmi ıslah işlemi yapmak suretiyle; davanın açılış nedeni ve izahı , davalının TC.Nufus kütüğüne kayıtlı …“ismi”nden dolayı haksız rekabetinin önlenmesi olmadığını davalı tarafından davacıya keşide edilen … 7.Noterliğinin …gün ve … sayılı ihtarnamesi ile yerine getirilmesi istenen talebinin hukuki hüküm ifade etmediğinin tespiti ile adı geçen ihtarname ile ortaya konulmak istenen (eski tabiri ile) muarazanın önlenmesidir şeklindeki beyanı ile ıslah işlemi gerçekleştirmiştir.
28.08.2023 tarihli Bilirkişi heyet raporunda özetle; SMK karıştırılmaya ilişkin hükümler ve TPMK tarafından hazırlanmış olan Marka Klavuzu doğrultusunda tarafların markası arasında karıştırılma ihtimali olmadığını yine bu bağlamda sektörel değerlendirmeler de dikkate alınmak suretiyle, iltibas oluşturacak bir durumun tespit edilmediğini, bu itibarla haksız rekabetin varlığından söz edilemeyeceği yönünde kanaate varıldığını bildirmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmalık; davacının … isimli işletmesi bulunduğunun, eğitim ve öğretim alanında hizmet faaliyeti yürüttüğünün, davalının ise … ibareli işletmesini kullanmak suretiyle haksız rekabete neden olduğunun, bu nedenle davalı eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ve davacının ad ve soyadı altında yürüttüğü dil eğitimi faaliyetine yapılmak istenen muarazanın menine yönelik olarak açılmış bir dava olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamı itibari ile yapılan tetkik ve incelemede;
Davacı markasının düz yazı ile” …” olduğu, yabancı dil kursu ibaresinin verilen hizmeti ifade ettiği, özel kelimesinin ise özel hizmet veren kurs olduğuna yönelik olması sebebiyle ayırt ediciliğinin düşük olduğu bu durumda esaslı unsurun” …” olduğu, davalı markasının ise …olduğu, … ibaresinin Türkiye’de yaygın kullanılan dil okulu anlamına geldiği verilen hizmeti tanımladığı ve ayırt ediciliği düşük olduğu, … ibaresi ile kırmızı çerçeveli içi siyah kutu içeresinde kırmızı … ( … harfi içeresinde dünya haritası) harfinin vurgulandığı ve markanın esaslı unsurları olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların markalarının ayırt ediciliği düşük unsurları bakımından benzer ve esaslı unsurlardan sadece … ibaresi bakımından aynı olduğu, bunun dışında kalan esaslı unsurlar olan şekil ve temelli ibaresi bakımından anlamsal, işitsel ve görsel olarak farklılaştıkları, davacı ad ve soyadını birlikte kullanırken davalının yalnızca adını kullandığı, bütünsel olarak incelendiğinde … adının da yaygın olarak kullanıldığı, bu durumda hitap edilen tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 28.08.2023 tarihli bilirkişi raporu ile de markasal yönde tespit ve değerlendirmeler yapıldığı gibi sektörel açıdan da somut olay değerlendirildiği ve alınan rapor ile de SMK karıştırılmaya ilişkin hükümler ve TPMK tarafından hazırlanmış olan Marka Klavuzu doğrultusunda tarafların markası arasında karıştırılma ihtimali olmadığı ve yine bu bağlamda sektörel değerlendirmeler de dikkate alınmak suretiyle, iltibas oluşturacak bir durumun tespit edilmediği, bu itibarla haksız rekabetin varlığından söz edilemeyeceğinin anlaşıldığı, bu durumda davacının iddia ettiği gibi davalı yanca gerçekleşen haksız rekabet eylemlerinin söz konusu olmadığı, davacı yanca ikame edilen muarazanın giderilmesi istemli dava ise esasen davalı tarafça davacıya gönderilen ihtarnamenin (davacının haksız rekabet teşkil eden eylemleri olduğunun yazılı olduğu ve uyarı ihtiva eden ihtarnamenin) aksinin varlığını yani haksız rekabet teşkil eden eylemlerin davalı yandan kaynaklı olduğunun tespiti amacına havi olması, davalı yanca haksız rekabet teşkil eden eylemlerin bulunmaması hasebiyle gerek haksız rekabet gerekse de muarazanın meni istemli davanın reddi gerektiği mahkememizce değerlendirilmiştir.
Davacı vekili her ne kadar 07.09.2022 tarihli kısmi ıslah dilekçesi mahiyetindeki beyanı ile “davanın açılış nedeni ve izahı , davalının TC.Nufus kütüğüne kayıtlı …“ismi”nden dolayı haksız rekabetinin önlenmesi olmadığını davalı tarafından davacıya keşide edilen … 7.Noterliğinin … gün ve … sayılı ihtarnamesi ile yerine getirilmesi istenen talebinin hukuki hüküm ifade etmediğinin tespiti ile adı geçen ihtarname ile ortaya konulmak istenen (eski tabiri ile) muarazanın önlenmesidir” şekilinde beyanda bulunmuş ise de; davacının davasını ve dayandığı argümanların değiştirilmesi ve genişletilmesi mahiyetindeki işlemleri kısmi ıslah ile değil ancak yeni bir dava dilekçesi sunmak ve harç yatırmak suretiyle yapacağı tam ıslah dilekçesi ile mümkün olup, bu yönü ile davacı yanın kısmi ıslah işlemi geçerli değildir. Bir an için davacı vekilinin kısmi ıslah işleminin geçerli olduğu varsayılsa dahi kısmi ıslaha konu taleplerden biri davalı yanca gönderilen ihtarnamenin hüküm ifade etmediğinin tespiti olup, hukuk sistemimizde böyle bir dava olmayıp, ihtarnamenin geçerli olup olmadığı, hüküm ifade edilebilir durumda olup olmadığı ancak açılacak davada delillerin değerlendirilmesi faslında mahkemece dikkate alınabilecek bir konudur. Davacı vekilinin ıslaha konu bir diğer talebi ise muarazanın giderilmesi istemine ilişkin olup, davacı vekili bu talebini esasen dava dilekçesinde de dile getirmiş olup, muarazanın giderilmesi istemi ise dava dilekçesinde bahsi geçen haksız rekabet ve taraflar arasındaki marka uyuşmazlığının giderilmesi istemine ilişkin olup, mahkememizce yukarıda bu yönde gerekli tespit ve değerlendirmeler yapılmış, davalı yanın haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin olmadığı, iki markanın da karıştırılmaya elverişli olmadığı, davalı yanın markasal kullanımının legal olduğu, hukuka aykırı bir yönünün bulunmadığı, davalı yan her ne kadar dava konusu uyuşmazlık konusu ihtarname ile davacının marka hakkını ihlal ettiği, marka hakkına tecavüzde bulunduğunu ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunduğunu ifade etmiş ise de; bu yönde açılmış bir dava olmaması sebebiyle mahkememizce değerlendirme yapılmamış, hülasa açılan davanın haksız olduğu mahkememizce değerlendirilmiş, davanın reddine dair aşağıdaki hali ile hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Açılan davanın reddine,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı yan kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 25.500 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
4-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 189,15 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 06/12/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır