Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/180 E. 2023/16 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/180 Esas
KARAR NO : 2023/16

DAVA : Marka (Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 03/08/2022
KARAR TARİHİ : 30/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti İstemli) davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin mağazalarında kahve makinaları ve kahve ürünleri üzerindeki ustalığını vurgulamak amacıyla … markasını yarattığı ve bu markayı tecil ettirerek başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinde kullanmaya ve yoğun olarak tanıtmaya başladığı, Müvekkilinin “…” ibareli markalarını ilk olarak 2010 yılında EUIPO’da tescil ettirmiş olup EUIPO ve WIPO nezdinde de birçok ülkede de tescillerinin
olduğu, Müvekkilinin “…” markası üzerinde tek ve gerçek hak sahibi olduğu, davalıların “…” markasını TPMK nezdinde kötü niyetle tescil ettirdiği, Müvekkillerinin marka üzerindeki kullanımlarının davalıların marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil etmeyeceğinin tespiti ile davalıların … başvuru numaralı “…” ve …başvuru numaralı “…” marka başvurusu/tescillerinden, … alan adından be “… ŞTİ.” ticaret unvanından doğan haklarının müvekkiline karşı ileri sürülmesinin/kullanımının önlenmesi ve sair hususlarda karşı tarafa tebliğ edilmeksizin ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dilekçesinde belirttiği markaların sahibi olmamasından mütevellit aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi, davacının dilekçesinde dayandığı delillerin ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğinin açıkça belirtilmediği ve davacının iddialarını sadece dava dilekçesinde göstermiş olduğu belgelerle ispat etme zorunda olup sonradan delil sunmalarına muvafakat etmediklerini, Müvekkillerinin, “…” markası ile kahve sektöründe her anlamda tedarik, teknik destek ve her konuda çözüm ortağı olarak sahadaki yerini almış olup nitelikli işler yaparak ticari faaliyetini sürdürmekte olduğu, Müvekkillerinin TPMK nezdinde de tescilli “…” ibareli markaları bakımından tek ve gerçek hak sahibi olduğu, dolayısıyla korunması gereken marka hakkının müvekkillerinin hakları olduğu ve davacının gerçek hak sahibi oldukları iddialarının gerçeğe aykırı olduğu,
Davacının aynısını/benzerini kullanmak suretiyle müvekkilinin marka hakkını kötü niyetli olarak ihlal ettiği ve haksız kazanç sağladığı; müvekkilinin bunu öğrenmesinin akabinde taraflar arasında sulh görüşmelerinin başladığı ve görüşmeler devam ederken davacı tarafından mağaza ve internet sitelerindeki ibarelerin değiştirildiği; bu durumun ise hem müvekkillerinin marka hakkını ihlal ettiğinin kabulü anlamına geldiği hem de müvekkilini oyalamak suretiyle dava açmasını engellediğinden bahisle davacının kötü niyetli olduğu, Bu nedenlerle marka hakkına tecavüz edilip edilmediğinin tespitine ilişkin işbu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığı ve davacının haksız ve hukuka aykırı davasının
reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmalık; Davalının … “…” ve… nolu “… marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığı ve davacının gerçek hak sahibi olduğu iddiaları kapsamında davacı markasına tecavüz oluşturun eylemlerin tespiti, durdurulması, önlenmesi, davacının marka hakkından kaynaklanan haklarının, ticari ünvandan kaynaklı, alan adından kaynaklı adlarının davacıya karşı ileri sürülmesine, tedbiren önlenmesi ayrıca davacının üstün hak sahibi olduğu iddiası kapsamında kullanımlarının tecavüz ve haksız rekabet oluşturmadığının tespiti ( Menfi Tespit), tedbir kapsamında açılmıştır.
Davacı vekili 24/01/2023 havale tarihli , davalılar vekili 25/01/2023 havale tarihli dilekçeleri ile tarafların sulh olduklarını, karşılıklı olarak vekalet ve yargılama gideri talepleri olmadığını, sulh kapsamında karar verilmesine yer olmadığı yönünden karar verilmesini talep etmiş olup, tarafların vekaletnamelerinde sulh’e yetkileri olduğu görülmüş olup, HMK 315 vd. Maddeleri gereğince sulh nedeniyle esasla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-HMK 315 vd. Maddeleri gereğince sulh nedeniyle esasla ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
2-Taraflar yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunmadığından bu hususta da karar oluşturulmasına yer olmadığına,
3-179,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 125,5 TL harcın davacıdan tahsiline,
4-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere karar verildi. 30/01/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır