Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/178 Esas
KARAR NO : 2023/219
DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 02/08/2022
KARAR TARİHİ : 14/12/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı markasının tanınmış bir marka olduğunu, … , …, ,…, …, … , …, … ,… tescil numaralı markalarının çeşitli sınıflarda tescilli olduğunu ve… tescil numaralı markanın 03.10.2019 tarihinde başvuru yapıldığı ve tanınmış marka olarak kabul edildiğini, davalı yanın davacının tanınmış Marka hakkına , tasarım hakkına tecavüz , haksız rekabet eylemini gerçekleştirmiş olması gözetilerek eylemlerin tespiti, tecavüz nedeniyle SMK 151/2-a kapsamında şimdilik 1.000 TL maddi 100.000 TL manevi 500.000 TL itibar tazminatının davalıdan tahsiline ürünlerin imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 6.11.2023 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 531.916.05 TL olarak talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı açılan davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Marka hakkına , tasarım hakkına tecavüz , haksız rekabetin tespiti, tecavüz nedeniyle SMK 151/2-a kapsamında şimdilik 1.000 TL maddi 100.000 TL manevi 500.000 TL itibar tazminatının davalıdan tahsili ve imha kapsamında açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın açılmasını müteakip davacının davacının dava dilekçesi davalı yana tebliğ olunmuş, davalı açılan davaya süresinde cevap vermemiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … , …12/09/2023 tarihli bilirkişi raporlarında; Davacının …, …, … tescil numaralı markaların davalının markasal kullanımı ile aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, aynı sınıfları içerdiği, anılan nedenle davalı yanca taklit marka ihlali gerçekleştirildiği, davaya konu olayda tasarım tecavüzü bulunmadığı, Dosya kapsamında manevi tazminatın takdirinin mahkemeye ait olduğu, Maddi tazminat bakımından marka ihlali gerçekleştiğini, Davacı tarafından sunulan 2022 yılına ait kurumlar vergi beyanı incelendiğinde SMK 151 2-a Bendine esas kar oranının %49,23 olduğu, Yine davacı tarafından sunulan satış faturalarının incelenmesi neticesinde hesaplamaya esas bedelin ürün başı 1.272,64 TL olarak tespit edildiği, … sayılı D.İş dosyası kapsamında tespit edilen 849 adet forma, eşofman ve baskılı ürün üzerinden yapılan Hesaplama sonucunda yoksun kalınan kazanç tutarının 531.916,05 TL olduğu, Davacının diğer sair tazminat taleplerinin ise mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
SOMUT UYUŞMAZLIKTA UYGULANACAK YASAL MEVZUAT
Dosyada taraflarca bildirilen deliller toplanmış, TPMK kayıtları, mali kayıtlar değişik iş dosyası celp edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.7/II’ye göre; Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahihine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması halinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
6769 sayılı SMK m.29/I-c uyarınca markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka hakkına tecavüz sayılır.
6769 sayılı SMK’nın 7. Maddesine göre; Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir. Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması. (3)Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. (4)Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez. (5)Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez: a)Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi. b)Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması. c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yine kanunun “Tazminat” başlıklı 150. maddesinde de “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (2)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir. (3)Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Kanunun 151.maddesi gereğince marka sahibinin yoksun kalınan kazancını talep edebileceği düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir.
TTK nun 54. Maddesinde – “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. Madde 56’da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Toplanan deliller, hükme dayanak olarak alınan denetim ve hüküm kurmaya elverişli HMK 266 maddesi kapsamında bilimsel olarak hazırlanmış rapor dikkate alındığında; davacı markasında yer alan markaların davalı işyerinde ele geçer ürünler üzerinde ayniyet arz ettiği, söz konusu işaretlerin kullanıldığı mal/hizmet sınıfı ve sektörün, spor giyim eşyaları olduğu , uzman bir ortalama tüketici gurubu somut olay özelinde bulunmadığından Ortalama tüketicilerin markaları yan yana koyarak kıyaslama imkanına sahip olmadıkları, davacının …, …, … tescil numaralı markaların davalının markasal kullanımı ile aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, aynı sınıfları içerdiği, anılan nedenle davalı yanca marka ihlali gerçekleştirildiği ,eylemin aynı zamanda haksız rekabete neden olduğu anlaşılmıştır. Davacı yan her ne kadar tasarım hakkının ihlal edildiğini de ileri sürmüş ise de Türkpatent nezdinde davacı adına kayıtlı … ve …nolu tescilli tasarımların olduğu , ancak söz konusu tasarım görsellerinin işbu davaya konu görseller ile ilgisinin bulunmadığı dolayısıyla tasarım tecavüzü bulunmadığı anlaşılmıştır.
… 4. FSHHM’nin… D. İş sayılı dosyasında “… adresindeki soldan 3. İşporta tezgahında” şeklinde belirtilen mahalde işporta tezgahında satış yapıldığı tespit edilmiştir, davalı yan gerek işyerinde gerekse işporta şeklinde satış yaparak/yaptırarak gelir elde ettiğinden ve işyerinde yapılan aramada ise miktar ve çeşit olarak fazla nitelikte değişik forma, eşofman takımlarının ele geçtiği, deponun resminin çekilerek değişik iş dosyasına konulduğu ve deponun davacı firmanın marka ve logusunu içeren ürünler ile dolu olduğu, davacı tarafından sunulan satış faturaları incelendiğinde davaya konu ürünlerin KDV hariç 1.181,73 TL ve ile 1.363,55 TL fiyatlarından satıldığı, davacının tazminat talebi nin SMK 151/2-a kapsamında talep edildiği ve bilirkişilerce hesaplamaya esas ortalama bedelin 1.272,64 TL olarak tespit edildiği ve 31.01.2022 tarihinde … sayılı D.İş dosyası kapsamında davalı adreslerinde yapılan tespitte davaya konu ilgili marka ihtiva eden 849 adet forma, eşofman ve baskılı ürün tespit edilmiş olmasından hareket ile davacı tarafından sunulan 2022 yılına ait kurumlar vergi beyanı incelendiğinde SMK 151 2-a Bendine esas kar oranının %49,23 olduğu, Yine davacı tarafından sunulan satış faturalarının incelenmesi neticesinde hesaplamaya esas bedelin ürün başı 1.272,64 TL olarak tespit edildiği, bilirkişilerce yapılan Hesaplama sonucunda yoksun kalınan kazanç tutarının 531.916,05 TL olduğu belirlenmiş olup bu maddi tazminat miktarının olayın oluş şekline, ele geçen ürün miktarına, keza Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, tecavüze konu ürünün davalı yanca ticarete konu edildiği depolandığı, satış için temin edildiği ve işportada dahi satışa sunulduğu gözetildiğinde bilirkişilerce belirlenen maddi tazminat bedeli ve ıslah ile talep edilen maddi tazminat isteminin tam kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Davalının eylemi haksız olduğundan , markaya tecavüz sonucu, davacının piyasada edindiği imaj ve güvenden oluşan manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp ve zararlar ile uzun süren çabalarla yaratılan imajının zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat isteminin yerinde olduğu, davalının basiretli tacir gibi davranmayarak, gerekli izni almaksızın davacı markasına kullanması davacı adına tescilli markanın ticari faaliyetlerinde kullanmaya devam etmesi kusurlu bir davranış olup, izinsiz olarak kullanılması suretiyle oluşan haksız eylemin manevi tazminatı da gerektirdiği sonucuna ulaşılmış bu nedenle tarafların mali verilerinden dosyaya yansıyan ekonomik durumları,. Manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme aracı olamayacağı ancak ihlal edeni de mükafatlandırır özendirir nitelikte bulunmaması özellikleri de gözetilerek 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı vekili itibar tazminatı da talep etmiştir. Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat isteyebilmektedir. şeklinde düzenleme mevcuttur.
Söz konusu taklit markalı ürünler davalı işyerinde tespit sonucu ele geçmiştir. Söz konusu mallar orijinal lisanslı ürünler değildir ve sahte olarak hazırlanmıştır.Davalı da tacir olarak bilerek ürünü ticari saha içine alarak kabul etmiştir. İtibar tazminatına hükmedilebilmesi için, Davalının kusurlu eylemi,Marka sahibinin itibarının zarara uğraması ve Davalının kusurlu eylemi ile itibarın zarara uğraması arasında illiyet bağı aranır. Bu durumda söz konusu taklit markalı ürünler piyasaya sürüldüğünden söz konusu markayı kullanan tüketici nezdinde,ürünlerin her yaştan tüketiciye hitap ettiği hususu da göz önüne alındığında davacının emek, masraf ve uzun zaman sonucunda oluşturduğu itibarının , markasının çekim gücü ve reklam değerinin kalitesiz taklit/ sahte ürünler satılarak zedelendiği ve markaya olan çekim gücünün azalmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından keza davalının ayrıca işporta da ürünleri sattığı ve markanın belirleyeceği yer dışında uygun olmayan konumda satılması nedeniyle davacının itibar tazminatına hak kazandığı anlaşılmıştır. Zira İtibar tazminatı tüzel kişi işletmeden ziyade doğrudan markanın itibarına yönelik meydana gelen zararın giderilmesi amacını gütmektedir.Bu nedenle bu tazminat türünde de 10.000 TL makul bir bedel olarak takdir edilmiş,fazlaya dair istemin reddine karar karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
1-Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Marka hakkını ihlal nedeniyle 531.916.05 – TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline,
3- Takdiren 10.000 – TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4- Takdiren 10.000 TL itibar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-… 4.FSHHM’nin …diş sayı ve 18.1.2022 tarihli kararı ile tedbir kararı verilen ve … 30.icra müd…. esas sayılı dosyası ile infaz edilen ve el konularak yediemine teslim edilen taklit ürünlerin karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınarak imhasına,
6- Davacı yanın değişik iş dosyasına yatırmış olduğu teminatın karar kesinleştiği ve talep halinde davacı yana iadesine,
7- 37.701,38 TL ilam harcının peşin harçtan ve ıslah harcından mahsubu ile eksik yatan 18.337,80 TL harcın davalıdan tahsiline,
8-Davacı tarafından yatırılan 10.263,58TL peşin harç ve 9.100 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 19.363,58 davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Kabul edilen Maddi Tazminat Talebi yönünden karar tarihindeki tarife hükümleri gözetilerek Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 80.468,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-İtibar tazminatı talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 10.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Kabul edilen Manevi Tazminat Talebi yönünden karar tarihindeki tarife hükümleri gözetilerek Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 10.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 80,70 TL başvuru harcı 448 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 4.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.528,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.14/12/2023
Katip … Hakim …
¸ ¸