Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/175 E. 2023/28 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/175 Esas
KARAR NO : 2023/28

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2014
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

Taraflar arasında görülen ve İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30.05.2017 tarih ve 2014/251 E- 2017/129 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nce verilen 17.09.2020 tarih ve 2020/5 E- 2020/3 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve Yargıtay 11.HD’nin 2020/7666 esas, 2022/2582 karar ve 30.3.2022 tarihli bozma ilamı üzerine dava dosyası mahkememizin 2022/175 esas numarasına kayıtlanmış, bozma ilamı usul ve yasaya uygun görüldüğünden bozma ilamına uyularaka yargılamaya devam olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, davalıya ait kablo platformunda yer alan TV ve radyo kanallarında, …’ ın repertuvarında yer alan eserlerin, 1.1.2013 ile 31.12.2013 tarihleri arasında izin alınmadan ve mali hak bedeli ödenmeden, davalının yeniden ilettiğini, bu yeniden iletimin davacının haklarına tecavüz teşkil ettiğini, … 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …sayılı dosyası ile davalının eyleminin yeniden iletim olduğu ve eylemin hukuka aykırı olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, davalının tecavüz eyleminin tespiti, men’i, tecavüzler nedeniyle 2013 yılını kapsayacak şekilde davacı ile sözleşme yapılmış olsaydı, ödemek zorunda kalacağı bedele ilişkin olarak şimdilik 100.000,00 TL’nin FSEK md. 68 uyarınca üç katı olan bedelin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsili ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki ve zamanaşımı itirazlarında bulunmuş, yayını yapanın kanal olduğunu, yeniden iletimin yayın kuruluşu ile ortak bir eylem olduğunu, davalıdan esas izin alması gerekenin yayın kuruluşu olduğunu, aynı eylem için iki ayrı izin gerekmediğini, hangi yayınların davacının haklarını ihlal eder nitelikte olduğunun açık olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu uyuşmazlık; müzik eserinin kablo tv aracılığıyla yeniden iletimi nedeniyle … Meslek Birliği tarafından üyeleri adına açılan telif haklarına tecavüzün tespiti, men’i ve meşru tarife uyarınca belirlenecek bedelin 3 katı oranında maddi tazminat istemine ilişkindir.
Bozma kararı öncesinde Mahkememizce ; davalının 5846 sayılı FSEK’nın 25/2. maddesi kapsamında “eser sahibinin eserinin aslı ya da çoğaltılmış nüshalarını diğer biçimlerde umuma ileten” kuruluş niteliğinde olduğunu, davalı kuruluşun bu niteliği itibariyle hak sahiplerinin eser veya bağlantılı haklarının ihlali halinde bu ihlalin giderilmesi için haberdar edilmesi amacıyla kendisine ihtar yapılması gerektiği, davalı tarafın ancak kendisine yapılan ihtara rağmen ihlale konu yayının içerikten çıkarılmaması halinde 5846 sayılı Yasa uyarınca sorumlu tutulabileceği, somut olayda davacı Meslek Birliği tarafından davalı kuruluşa gönderilen ihtarnamede belirli bir üye ya da üyelere ilişkin eser ve eser adları belirtilmeksizin dava açıldığının anlaşıldığı, ihtarın ise yerleşik Yargıtay içtihatları ile bir dava şartı olduğu belirlendiği, dava açma koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararı davacı vekilinin istinaf ettiği ve Bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği , kararın temyizi üzerine; Yargıtay 11.HD’nin 2020/7666 esas, 2022/2582 karar ve 30.3.2022 tarihli bozma ilamında :”… Dairemizin yerleşik uygulamaları doğrultusunda, gerek 5846 sayılı FSEK uyarınca fikir ve sanat eserlerinden doğan mali haklar, gerekse 6769 sayılı SMK uyarınca sınai mülkiyet haklarından doğan maddi tazminat istemlerinin kabulü davalının kastını ya da kusurunu gerektirir. Buna karşılık men, ref ve önleme talepleri davalının kusuruna bağlı değildir. Diğer bir anlatımla, davalının fikri mülkiyet hakkına ihlal teşkil eden eylemi kusuru (bilerek veya bilmesi gerekecek şekilde) olmaksızın işlemesi halinde hakim yine de men, ref ve önleme kararlarını vermelidir.
Bu hususta, Türkiye’nin de katıldığı ve 4067 sayılı Kanun ile onayladığı 1994 tarihli TRIPs’in (Agreement Trade Related-Aspecsts of Intellectual Property Righst – Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Sözleşmesi) “Fikri Mülkiyet Haklarının Uygulanması” fasıl ve “Tazminat” madde başlıklı 45. maddesinde, yargı otoritelerinin fikri mülkiyet haklarının ihlali nedeniyle hak sahibi lehine tazminata hükmedebilmek için ihlalde bulunan kişinin bu eylemi bilerek veya bilmesi gerekli olacak şekilde gerçekleştirmiş olmaları gerektiği ifade edilmiştir. Buna karşılık Sözleşmenin “Diğer Telafi (Tazminat Dışında) Yöntemler” başlıklı 46. maddesinde ise, yargı otoritelerinin tazminatı gerektirmese bile fikri mülkiyet haklarına yönelik ihlalin men, ref ve önlenmesine kararı vermeleri gerektiği ifade edilmiştir.
Hak ihlalinde bulunan davalının hangi hallerde kusurlu, hangi hallerde kusursuz olduğu her somut olayda, o olayın özelliğine göre mahkemece belirlenmelidir. Bununla birlikte, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Hakkındaki 5651 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 9. maddeleri uyarınca, internet ortamında hizmet sunan yer sağlayıcı veya aracı hizmet sağlayıcı kuruluşların hizmet sundukları elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişiler tarafından sağlanan içerikleri kontrol etmek, bu içerik ve içeriğe konu mal veya hizmetle ilgili hukuka aykırı bir faaliyetin ya da durumun söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadıkları ve yer sağladığı hukuka aykırı içerik için ancak önceden haberdar edildikleri halde içeriği yayından çıkarmadıkları takdirde umuma iletilen içerikten sorumlu tutulacakları düzenlemesi getirilmiştir.
Bu düzenlemelerden yola çıkılarak, internet ortamında bizzat yayına içerik sağlayan (programı üreten, hazırlayan, sunan vs.) kişiler bu eylemleri nedeniyle doğrudan sorumlu iken, içeriği bizzat üretmeyip de, bu içeriklerin telli veya telsiz vasıtalarla umuma iletilmesine veya yeniden iletilmesine imkan, yer veya ortam sağlayan gerçek veya tüzel kurum veya kuruluşların bu eylemlerden dolayı maddi tazminatla sorumlu tutulabilmeleri için, uygulamada “uyar-kaldır” olarak tabir olunduğu üzere, hak sahibi tarafından mutlaka yayına sokulacak içerikler üzerinde delillerini de göstererek kendisinin üstün haklarının bulunduğunu bildirmesi ve izinsiz olarak yayınlanmamasını talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, hak sahibi men, ref ve önleme talebinde bulunabilecek olmakla birlikte, tazminat isteminde bulunamayacaktır.
Somut olayda ise, davalı … A.Ş.’nin, hak sahiplerinden izin almaksızın içerisinde müzik eserlerinin de bulunduğu çeşitli TV kanallarının internet altyapısını kullanarak abonelerine ulaşması (yeniden iletim) şeklinde gerçekleşen eyleminde FSEK 25/2. maddesi anlamında eser sahiplerinin umuma iletim hakkını ihlal ettiği, ne var ki, davacının kendi portföyündeki hangi müzik yapımlarının bulunduğu ve bunların izinsiz olarak yayınlanmaması gerektiği hususunda davalı yayın kuruluşunu önceden somut bir şekilde bilgilendirmediği dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesince mahkemece tazminat isteminin reddine, ancak davacının portföyünde bulunan müzik yapımlarının yeniden iletim yoluyla abonelere ulaştırılması eylemenin men, ref ve önlenmesine karar verilmesi gerekirken, davanın tamamen reddine karar, Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu sebeple temyiz eden davacı yararına BOZULMASI gerekmiştir…” Şeklindeki bozma gerekçesi gözetilerek bozma ilamı usul ve yasaya uygun görülmüş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; toplanan deliller, davacı ve davalı tarafından dosyaya sunulan beyan ve deliller, ihtarname fotokopileri, … 4. FSHHM’nin … D. İş sayılı dosyası,2.FSHHM’nin… Esas, … karar sayılı ilamı, sunulan bilirkişi raporları , mütalaalar, Yargıtay 11.HD’nin emsal içtihatları gözetildiğinde; Somut olayda davalı …A.Ş.’nin, hak sahiplerinden izin almaksızın içerisinde müzik eserlerinin de bulunduğu çeşitli TV kanallarının internet altyapısını kullanarak abonelerine ulaşması (yeniden iletim) şeklinde gerçekleşen eyleminde FSEK 25/2. maddesi anlamında eser sahiplerinin umuma iletim hakkını ihlal edildiği, ancak, davacının kendi portföyündeki hangi müzik yapımlarının bulunduğu ve bunların izinsiz olarak yayınlanmaması gerektiği hususunda davalı yayın kuruluşunu önceden somut bir şekilde bilgilendirmediği dikkate alındığında, davacı yanın tazminat isteminin reddine, ancak davacının portföyünde bulunan müzik yapımlarının yeniden iletim yoluyla abonelere ulaştırılması eylemenin men, ref ve önlenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
1-TAZMİNAT İSTEMİNİN REDDİNE,
2- Davacı Meslek birliğinin portföyünde bulunan müzik yapımlarının davalı yanca yeniden iletim yoluyla abonelere ulaştırılmasının men’ine,refine,önlenmesine,
3-179,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 1.527,10 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
4- kabul edilen ref sitemini nedeniyle Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Reddedilen tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 16.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafın bozma öncesi ve sonrası yargılama giderlerinden olan 1.707 TL peşin harç, 25,20 TL başvuru harcı, 1.995,50 TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3727,70 TL yargılama giderinin taktiden 1/2 sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 02/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır