Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/133 E. 2023/58 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/133 Esas
KARAR NO : 2023/58

DAVA : Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
DAVA TARİHİ : 30/05/2022
KARAR TARİHİ : 03/03/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Davacı, davalı şirket ile herhangi bir yazılı veya sözlü anlaşması olmadığını yani herhangi bir reklam anlaşması yapılmadığı halde arkadaşlarının uyarısı ile Davalı Şirket’in hem internet sitesi “… hem de Instagram hesabı “@rafinera”da kendisinin izni, muvafakati ve onayı olmadan bir takım paylaşımlar yapıldığından haberdar olduğunu, Davalı Şirket tarafından müvekkili Davacının fotoğrafları izinsiz ve anlaşma olmaksızın kullanıldığı gibi, fotoğraflarının yanında hiçbir şekilde kendisi tarafından beyan edilmeyen reklam mahiyesinde yazılarında paylaşıldığını, bu yazılar ve fotoğraflar ile müvekkilinin davalı şirketin ürünlerini kullandığı ve bu ürünleri tavsiye ettiği algısı yaratılmaya çalışılarak şirketin reklamının yapılmakta olduğunu, bu hususun kabulü taraflarınca mümkün olmayıp FSEK uyarınca tecavüzün ref’i, maddi ve manevi tazminat talep ettiklerini, Davalı Şirketin internet sitesinde başarı öyküleri başlığı altında Müvekkili Davacıya ait bir fotoğraf ve tıklanabilir bir buton bulunmakta, bu butona tıklandığında da sanki Müvekkili tarafından söylenmiş Davalı Şirketin reklamını yapan bir yazının çıkmakta olduğunu, bu yazıda “Kilonuzu korumak ve uzun yaşamak için sağlıklı beslenin” Kim bilir her gün kaç kere bu cümleyi duyuyoruz. Ancak yoğun çalışma saatlerine düzensiz yemek eklenince bu tavsiyeye uymak çok da kolay olmuyor. Sonuç istenmeyen kilolar olarak geri dönüyor. İşte tam da böyle bir dönemde …’yla tanıştım. Benim yerime ne yemem gerektiğini düşünen birilerinin olması kendimi çok özel hissettirdi. Öncelikle gerçekten hayatım kolaylaştı. Zaten gün içinde öyle büyük koşuşturmalar yaşıyorum ki, Rafinera sayesinde artık “Ne yesem” diye düşünmek zorunda kalmıyorum. Her gün şık kutulardan sürpriz bir yemek çıktığı için sıkılmıyorum. Üstelik menüler bazı diyet yemekleri gibi tatsız, tuzsuz değil. “Leziz” bir şekilde, “acı çekmeden” formumu koruyorum. Hem tıka basa doyup hem de kilo veriyorum 🙂 Teşekkürler ….” Bu beyanlar kesinlikle Müvekkili Davacının beyanları olmayıp Davalı Şirket tarafından Müvekkilinin ününü kullanarak reklam yapma çabası içinde oluşturulmuş bir metin olduğunu, Bu yazının işbu davanın ikame tarihi olan 30/05/2022 tarihinde internet sitesinden erişilebilir durumda bulunduğunu, müvekkilinin Davalı ile herhangi bir anlaşma yapmadığı gibi ürünlerini dahi hiçbir surette kullanmamış olup firma hakkında bilgi sahibi de olmadığını, Müvekkil Davacı, toplumda sevilen ve itimat edilen bir kişi olmakla beraber birçok firma ile reklam anlaşmaları yapmakta olduğunu, Bu anlaşmalar ile araştırdığı, güvendiği ürünlerin ilgili mecralarda reklamlarını yapmakta ve yapılan bu reklamlar ile Müvekkili Davacıyı severek takip edenler kendisine duydukları güven ile bu ürünleri ve hizmetleri kullanmakta olduklarını, Davalı Şirket ise kişilere günlük beslenme paketleri hazırlayarak adreslerine teslim eden bir firma olduğunu, Bu haliyle uzman görüşü alınmadan, kişilerin vücut analizleri, hastalık geçmişleri araştırılmadan yapılan bu programlar toplum sağlığını etkilediğini, öncelikle Müvekkili Davacının tavsiye ettiği izlenimi yaratılan bu hizmet ve ürünlerin kullanılması sonucu ciddi sağlık problemlerine yol açabileceği ihtimalinin kuvvetli olması nedeniyle Müvekkili Davacının izni olmadan yapılan bu paylaşımların tüm mecralardan ivedilikle tedbiren kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili davalı şirket ile herhangi bir yazılı veya sözlü anlaşması olmadığı halde yani herhangi bir reklam anlaşması yapılmadığı halde, arkadaşlarının uyarısı ile davalı şirketin internet sitesinde ve sosyal medyasında kendi izni, muvafakati ve onayı olmadan bir takım paylaşımlar yapıldığından haberdar olmuştur” şeklinde ki beyanın gerçek ile uzaktan yakından alakasının olmadığını, Dava dilekçesi müvekkili davalı şirkete tebliğ olunduğunda, müvekkili şirket yetkilileri geçmişte iyi ilişki içerisinde olduklarını davacı asilin böyle bir dava ikame etmesine çok ciddi bir şekilde şaşırmış olduklarını, müvekkili şirket yetkililerinin şaşkınlıkları, dava dilekçesi içeriğini okuduklarında çok daha fazla arttığını ve aynı zamanda derin bir üzüntü duymalarına sebep olmuş olduğunu zira müvekkili davalı şirket yetkilileri ile davacı asil arasında geçmişte var olan iyi ilişkileri dahilinde bir reklam ve ürün kullanımı konusunda işbirliği yapmış olduklarını, İşbu geçmişte var olan iyi ilişki taraflarca yeterli görülmediğinden; 20.02.2014 tarihinde 3 sayfadan ibaret ” … firma hizmet ve servislerinin kullanılması ile tarafların karşılıklı hak ve ödev ve yükümlülüklerinin belirlenmesi” konulu sözleşme imzalanmış olduğunu, sözleşmenin imzası ile bir yana, müvekkil şirket ticari defter ve kayıtları, sipariş formları incelendiğinde, davacı asilin 13.02.2014 tarihinde 30 tam günlük, 24.3. 2014 tarihinde 30 tam günlük, 05.02.2016 tarihinde 15 tam günlük , Müvekkili davalı şirketin ürünlerini kullandığı, sipariş verdiğinin açıkça tespit olunacağını, Öyle ki davacı asil ürün kullanımına ilişkin kendisinin fotoğraflar çekmiş ve çektiği bu fotoğrafları müvekkili şirket yetkilileri ile de paylaşmış olduğunu, Davacı asil ile davalı müvekkili şirket arasındaki ilişki tüm tarihsel geçmişi ile yazılı olarak da kayıtlarda mevcutken, davacı tarafından bu ilişki hiç yaşanmamış gibi davranılması maalesef taraflarınca anlaşılamadığını, dava dilekçesi içeriğindeki gerçeğe aykırı ve hatta suç isnat edici nitelikteki beyanları müvekkili şirket nam ve hesabına kabul etmediğini, müvekkili davalı şirketin beklentisi; tüm bu açıklamalar ışığında hafızasını tazelemesi ve sonucunda ikame ettiği işbu derdest davadan feragat etmesinin gerektiğini, Aksi halde müvekkili davalı şirket kendisinde var olan iyi niyeti bir kenara koyarak, üzülerek de olsa, ticari itibarını korumak ve güçlendirmek adına davacı asile karşı haklarını hukuk çerçevesinde korumak adına hukuki adımlar atmak zorunda kalacağını beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmalık; Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca tecavüzün ref’i, maddi ve manevi tazminat talebiyle açılmış bir dava olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili 03/09/2023 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiş olduklarını, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin de olmadığını, belirtmiş olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacı vekilinin 03/03/2023 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiş olmakla HMK 307.maddesi gözetilerek DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-179,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 99,20 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesinin 6.maddesi uyarınca; ( anlaşmazlık, davanın konusuz kalması nedeniyle ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.) Yargıtay 11.HD’nin 12.12.2016 tarih ve 2016/748 esas, 2016/9479 saylılı ilamları ile vekalet ücretine ilişkin HMK hükümleri dikkate alındığında( 6100 sayılı HMK’nın 331/1. maddesi gereğince hakim, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.) davanın konusuz kalması halinde mahkemenin dava açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğunu tespit edip o taraf aleyhine vekalat ücreti takdir etmesi gerektiği belirtilmektedir. Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE karar verildi. 03/03/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸