Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/124 E. 2023/134 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/120 Esas
KARAR NO : 2023/136

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2022
KARAR TARİHİ : 17/07/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yan adına … sayı ile tescilli … ibareli markanın kullanılmaması nedeniyle TESCİLLİ OLDUĞU … SINIFTAKİ TÜM MALLAR YÖNÜNDEN hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine tescilli markanın kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkine karar verilmesini, davalı yan adına … sayı ile tescilli markanın yargılama sürecinde 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve TPMK Siciline tedbirin kaydedilmesi için müzekkere yazılmasına karar verilmesini, vekaletnameleri müvekkili yurtdışı menşeili olduğundan Apostile işlemlerinin tamamlanamaması nedeniyle şu aşamada sunulamamakta olduğunu, ön inceleme duruşma gününe kadar tarafımıza süre verilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …, 1985 yılında …’da kurulmuş ve kanıta dayalı reçetesiz sağlık ürünlerinde faaliyet gösteren bir tüketici sağlığı firması olduğunu, geçmişi 100 yıldan fazla olan müvekkili şirket bugün, …’nın sahip olduğu önde gelen bağımsız tüketici sağlık hizmeti şirketlerinden olup, reçetesiz satılan farmasötik ürünlerin dünya çapında en büyük distribütörlerinden biri olduğunu, sağlık alanındaki faaliyetlerini son derece önemsediğini gösteren müvekkili “…” anlamında “…” ibaresini ticaret unvanına eklemiş ve yoğun çalışmaları sonucunda, birçoğu kendi kategorisinde 1 ve 2 numara olan markalar geliştirerek tüketici sağlığı arkaları portföyünde olağanüstü bir yere sahip olmuş olduğunu, müvekkilinin marka portföyüne dahil olan ve dünya çapında olduğu gibi Türkiye’de de yoğun olarak kullanılan müvekkili markalarından bir tanesi de dava konusu “…” markası olduğunu, bu çalışmaların sonucunda zamanla “…” markası altındaki dermokozmetik ürün yelpazesi de gelişmiş ve tıbbi nitelikte; kuru ve hassas cilde göre özellik gösteren, sert çevre koşullarından koruyan cilt bakım ürünleri geliştirilmiş olduğunu, bu anlamda müvekkili “…” markası lider bir tıbbi niteliği de haiz cilt bakım ve güneş bakım markası haline gelmiş olduğunu müvekkilinin tıbbi niteliğe de haiz ve cilt bakım ürünü ile güneş bakım ürünlerine ilişkin dermokozmetik kategorisindeki “…” markası Türkiye’de eczanelerde, güzellik merkezlerinde ve özel sağlık kliniklerinde satılmakta olduğunu, sonuç olarak dosyadaki açıklamaları ve ilgili belgeler doğrultusunda, müvekkiline ait … sayılı “…” markasının tescil kapsamında kalan mallar bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanıldığı sabit olup, bu anlamda işbu davanın reddinin gerekmekte olduğunu, paralel şekilde, işbu haksız ihtiyati tedbir kararının da uygulanmasına itirazlarının kabul edilerek kararın kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmalık; Davalı taraf adına TPMK sicilinde … sayı
ile tescilli bulunan “…” ibareli markanın sınıfta yer alan; “Bu sınıfa dahil endüstriyel cilt bakım müstahzarları dahil farmasötik müstahzarlar, güneş yanığı için , merhemler, güneş yanığı için farmasötik amaçlı müstahzarları, tıbbi müstahzarlar” emtiaları üzerinde tescilli olduğu ancak SMK amir hükümleri çerçevesinde kullanılmadığından, bu markanın kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne (iptaline), sicilden terkinine ve dava sürecinde 3. Kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talepli olarak açılmıştır.
Davacı vekili 07/07/2023 havale tarihli dilekçesi ile müvekkili ile davalı asiller arasında yapılan anlaşma gereğince davadan feragat etmiş olduklarını, davacı vekilinin de vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacı vekilinin 0707/2023 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiş olmakla HMK 307.maddesi gözetilerek DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2- 269,85 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 189,15 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesinin 6.maddesi uyarınca; ( anlaşmazlık, davanın konusuz kalması nedeniyle ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.) Yargıtay 11.HD’nin 12.12.2016 tarih ve 2016/748 esas, 2016/9479 saylılı ilamları ile vekalet ücretine ilişkin HMK hükümleri dikkate alındığında( 6100 sayılı HMK’nın 331/1. maddesi gereğince hakim, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.) davanın konusuz kalması halinde mahkemenin dava açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğunu tespit edip o taraf aleyhine vekalat ücreti takdir etmesi gerektiği belirtilmektedir. Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE karar verildi.17/07/2023
Katip …
¸

Hakim …
¸